- 19 Haziran 2012
- 30.176
- 38.361
- 34
-
- Konu Sahibi themis1990
- #1
İstanbul'un Bahçelievler İlçesi'nde mahalle sakinleri tarafından beslenen "Kartopu" adlı kediye tecavüz edildi.
Kedi, götürüldüğü veteriner hekim tarafından, "hayvanın ishal olduğunu belirterek" taburcu edildi. Ancak, kedinin daha sonra götürüldüğü Yedikule Hayvan Barınağı’nda, “Kedinin cinsel istismara uğradığı, anüs ve vajinasının parçalandığı, kuyruğunun felç olduğu, idrar ve dışkısını tutamadığı” tespit edildi
olay 2 Aralık günü ortaya çıktı. İstanbul’da avukatlık yapan Özen Baydoğan, Bahçelievler Çavuşpaşa’da sokakta yaşayan kediyi, arkadaşı G.G ile ortaklaşa beslemeye başladı. Adını Kartopu koydukları hayvanın karnesini çıkartan ve düzenli şekilde ilgilenen arkadaşlar, Çavuşpaşa’da bulunan bir büfenin önünü mesken tutan kediyi iş yeri sahibine emanet etti. İş yerinin sahibi çift, kedinin “büfenin üst katında bakılmakta olduğunu” belirtmişti
Yayla Mahallesi’ne bağlı bulunan Çavuşpaşa’da yaşayan G.G bir ay önce besleme yaptığı sırada kedinin poposununda bir ıslaklık fark etti. Büfe sahiplerine durumu sorduğunda “Neden böyle olduğunu bilmediklerini, veteriner hekimden ilaç temin edilirse kediyle ilgilenebilecekleri” cevabını aldı. G.G bunun üzerine Kartopu’nu mahallede bulunan veterinerlik kliniğine götürdü
İshal oldu' denilelerek taburcu edildi Klinikte bulunan hekim, Kartopu’nun ishal olduğunu belirterek serum taktı ve reçete yazarak hayvanı taburcu etti. G.G ilaçları alarak iş saatlerinde verilmek üzere büfe sahiplerine götürdüğünde “Kartopu’nu oradan uzaklaştırmasının daha iyi olacağı, ilaçları da kendilerinin veremeyecekleri” yanıtını aldı. G.G isimli vatandaş, olaydan şüphelenmeyerek büfe civarında kediyi beslemeye ve ilaç vermeye başladı. Hayvanın günden güne halsizleştiğini ve poposundaki kızarıklığın arttığı fark eden G.G, 2 Aralık’ta kediyi kanlar içinde buldu ve avukat Özen Baydoğan’ı aradı
Vajinası parçalandı, kuyruğu felç oldu Baydoğan, G.G ile buluştuğunda Kartopu’nu Yedikule Hayvan Barınağı’na götürmeye karar verdi. Barınakta hekim kontrolünden geçen kedinin, “Cinsel istismara uğradığı, anüs ve vajinasının parçalandığı, kuyruğunun felç olduğu, idrar ve dışkısını tutamadığı” tespit edildi. Aşılarını yaptırdıkları, sokakta besledikleri Kartopu’nun tecavüze uğradığı anlayan Özen Baydoğan ve G.G kedinin tedavi sürecini başlattı ve önceki gün Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundular. Şu an Kartopu’nun sahiplerinin tek isteği, savcılığın dava açması ve işlek caddede gerçekleştiğinden şüphelendikleri olayın fail ya da faillerinin bölgedeki MOBESE ve mağaza kameralarından tespit edilmesi.
Bu fiiller suç sayılamayarak cezasız bırakılıyor' İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Hülya Yalçın, Kartopu’nun başına gelenlerin “Ne ilk ne de son olacağını” söyledi. Baroda “Hayvan Hakları ve Hukuk” dersi de veren Yalçın“Ülkemizde hayvana tecavüz vakaları son zamanlarda daha da arttı. Bunun en önemli sebebi, bu fiillerin suç sayılamayarak cezasız bırakılıyor olması” dedi. Hayvana tecavüz vakalarının toplum açısından ‘komik’ olarak algılanmasının, toplumda da henüz bu anlamda korumaya yönelik bir bilinç düzeyinin gelişmemesinin çok tehlikeli olduğuna dikkat çeken Yalçın, sahipli bir kediye tecavüz fiilinin Türk Ceza Kanunu’nun 151. maddesine göre değerlendirilmesi gerektiği belirtti.
Hayvanları korumak için polisler görevlendirilmeli’ Yalçın, Akşam gazetesine şunları aktardı: 151. madde her ne kadar hayvanı "mal" olarak nitelese de somut olarak korunmasını sağlayabilecek az sayıda kanun hükmünden biridir. Burada her iki fıkra nedeniyle de yargılama yapılacaktır. Hem tahrip, bozma, kirletme hem değerinin azalmasına sebep olma fiilleri söz konusu. Biz genellikle 2. fıkradan yola çıkmakla beraber, 1.fıkrada da malın tahribi, bozulması, kirletilmesi olarak geçen bölümün de etkin olması gerekiyor. Madem kanun hayvanı "mal" olarak niteliyor her iki fıkrayı da işletmek gerekli. Bunun yanında genel olarak 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunundaki "yasaklar" ve "cezalar" bölümlerinin de mahkemece gözönüne alınarak ayrıca "idari para cezalarının" da uygulanmak üzere ilgili birime Mahkemece gönderilmesinin hükme bağlanması gerekli. Ama hepsinden daha önemlisi bu toplum artık "hayvanlara tecavüz edilmesinin" vahşi bir sapkınlık olduğunu, gülünecek, dalga geçilecek bir şey değil, aksine son derece ciddi bir sosyal yara olduğunu kabul etmek zorunda. Yasaları toplumsal eğilimler oluşturur zaman içinde.
Biz ne kadar yoğun mücadele edersek, yasalar da bu oranda değişime doğru gidecektir. Ayrıca, hayvanlar sadece vatandaşların mücadelesiyle korunamaz. Hayvanlara uygulanan şiddete dair sadece İstanbul Barosu’na her ay en az yüz şikâyet geliyor. Hayvan hakları konusunda duyarlı polis memurlarıyla birlikte çalışmak için Emniyet Müdürlüğü’ne başvurmayı düşünüyoruz. Özellikle turistler gördüklerinden çok şikayetçi. Bizleri, polisleri arayıp destek istiyorlar. Yasal yetersizlikler yüzünden resmiyete intikal ettirilen olayların sayısı çok az. Hayvanlara tecavüz eden kişilerden ve ailelerinden korkuyorlar. Oysa hayvana tecavüz edenlerin, şiddet uygulayanların, insanlara neler yapabileceğini düşünmeleri lazım. Kimse adının geçmesini istemiyor. Böyle olunca da derine inilemiyor
OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ ==> http://www.haberreyting.com/turkiye...eralara-boyle-yansidi-p9-aid,2554.html#galeri
Kedi, götürüldüğü veteriner hekim tarafından, "hayvanın ishal olduğunu belirterek" taburcu edildi. Ancak, kedinin daha sonra götürüldüğü Yedikule Hayvan Barınağı’nda, “Kedinin cinsel istismara uğradığı, anüs ve vajinasının parçalandığı, kuyruğunun felç olduğu, idrar ve dışkısını tutamadığı” tespit edildi
olay 2 Aralık günü ortaya çıktı. İstanbul’da avukatlık yapan Özen Baydoğan, Bahçelievler Çavuşpaşa’da sokakta yaşayan kediyi, arkadaşı G.G ile ortaklaşa beslemeye başladı. Adını Kartopu koydukları hayvanın karnesini çıkartan ve düzenli şekilde ilgilenen arkadaşlar, Çavuşpaşa’da bulunan bir büfenin önünü mesken tutan kediyi iş yeri sahibine emanet etti. İş yerinin sahibi çift, kedinin “büfenin üst katında bakılmakta olduğunu” belirtmişti
Yayla Mahallesi’ne bağlı bulunan Çavuşpaşa’da yaşayan G.G bir ay önce besleme yaptığı sırada kedinin poposununda bir ıslaklık fark etti. Büfe sahiplerine durumu sorduğunda “Neden böyle olduğunu bilmediklerini, veteriner hekimden ilaç temin edilirse kediyle ilgilenebilecekleri” cevabını aldı. G.G bunun üzerine Kartopu’nu mahallede bulunan veterinerlik kliniğine götürdü
İshal oldu' denilelerek taburcu edildi Klinikte bulunan hekim, Kartopu’nun ishal olduğunu belirterek serum taktı ve reçete yazarak hayvanı taburcu etti. G.G ilaçları alarak iş saatlerinde verilmek üzere büfe sahiplerine götürdüğünde “Kartopu’nu oradan uzaklaştırmasının daha iyi olacağı, ilaçları da kendilerinin veremeyecekleri” yanıtını aldı. G.G isimli vatandaş, olaydan şüphelenmeyerek büfe civarında kediyi beslemeye ve ilaç vermeye başladı. Hayvanın günden güne halsizleştiğini ve poposundaki kızarıklığın arttığı fark eden G.G, 2 Aralık’ta kediyi kanlar içinde buldu ve avukat Özen Baydoğan’ı aradı
Vajinası parçalandı, kuyruğu felç oldu Baydoğan, G.G ile buluştuğunda Kartopu’nu Yedikule Hayvan Barınağı’na götürmeye karar verdi. Barınakta hekim kontrolünden geçen kedinin, “Cinsel istismara uğradığı, anüs ve vajinasının parçalandığı, kuyruğunun felç olduğu, idrar ve dışkısını tutamadığı” tespit edildi. Aşılarını yaptırdıkları, sokakta besledikleri Kartopu’nun tecavüze uğradığı anlayan Özen Baydoğan ve G.G kedinin tedavi sürecini başlattı ve önceki gün Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundular. Şu an Kartopu’nun sahiplerinin tek isteği, savcılığın dava açması ve işlek caddede gerçekleştiğinden şüphelendikleri olayın fail ya da faillerinin bölgedeki MOBESE ve mağaza kameralarından tespit edilmesi.
Bu fiiller suç sayılamayarak cezasız bırakılıyor' İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Hülya Yalçın, Kartopu’nun başına gelenlerin “Ne ilk ne de son olacağını” söyledi. Baroda “Hayvan Hakları ve Hukuk” dersi de veren Yalçın“Ülkemizde hayvana tecavüz vakaları son zamanlarda daha da arttı. Bunun en önemli sebebi, bu fiillerin suç sayılamayarak cezasız bırakılıyor olması” dedi. Hayvana tecavüz vakalarının toplum açısından ‘komik’ olarak algılanmasının, toplumda da henüz bu anlamda korumaya yönelik bir bilinç düzeyinin gelişmemesinin çok tehlikeli olduğuna dikkat çeken Yalçın, sahipli bir kediye tecavüz fiilinin Türk Ceza Kanunu’nun 151. maddesine göre değerlendirilmesi gerektiği belirtti.
Hayvanları korumak için polisler görevlendirilmeli’ Yalçın, Akşam gazetesine şunları aktardı: 151. madde her ne kadar hayvanı "mal" olarak nitelese de somut olarak korunmasını sağlayabilecek az sayıda kanun hükmünden biridir. Burada her iki fıkra nedeniyle de yargılama yapılacaktır. Hem tahrip, bozma, kirletme hem değerinin azalmasına sebep olma fiilleri söz konusu. Biz genellikle 2. fıkradan yola çıkmakla beraber, 1.fıkrada da malın tahribi, bozulması, kirletilmesi olarak geçen bölümün de etkin olması gerekiyor. Madem kanun hayvanı "mal" olarak niteliyor her iki fıkrayı da işletmek gerekli. Bunun yanında genel olarak 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunundaki "yasaklar" ve "cezalar" bölümlerinin de mahkemece gözönüne alınarak ayrıca "idari para cezalarının" da uygulanmak üzere ilgili birime Mahkemece gönderilmesinin hükme bağlanması gerekli. Ama hepsinden daha önemlisi bu toplum artık "hayvanlara tecavüz edilmesinin" vahşi bir sapkınlık olduğunu, gülünecek, dalga geçilecek bir şey değil, aksine son derece ciddi bir sosyal yara olduğunu kabul etmek zorunda. Yasaları toplumsal eğilimler oluşturur zaman içinde.
Biz ne kadar yoğun mücadele edersek, yasalar da bu oranda değişime doğru gidecektir. Ayrıca, hayvanlar sadece vatandaşların mücadelesiyle korunamaz. Hayvanlara uygulanan şiddete dair sadece İstanbul Barosu’na her ay en az yüz şikâyet geliyor. Hayvan hakları konusunda duyarlı polis memurlarıyla birlikte çalışmak için Emniyet Müdürlüğü’ne başvurmayı düşünüyoruz. Özellikle turistler gördüklerinden çok şikayetçi. Bizleri, polisleri arayıp destek istiyorlar. Yasal yetersizlikler yüzünden resmiyete intikal ettirilen olayların sayısı çok az. Hayvanlara tecavüz eden kişilerden ve ailelerinden korkuyorlar. Oysa hayvana tecavüz edenlerin, şiddet uygulayanların, insanlara neler yapabileceğini düşünmeleri lazım. Kimse adının geçmesini istemiyor. Böyle olunca da derine inilemiyor
OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ ==> http://www.haberreyting.com/turkiye...eralara-boyle-yansidi-p9-aid,2554.html#galeri
Son düzenleme: