Türk gibi Türkçe konuşmak için

1BukeT

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
21 Eylül 2006
1.453
28
Yavuz aslında acımaz demek. Ama biz anlamını değiştirmişiz. Anlamını yanlış bildiğimiz bir diğer kelime ise çocuk. Çocuk aslında ’domuz yavrusu’ anlamına geliyor"


Türkçe'nin hazineleri yani dilimizi geçmişten geleceğe taşıyacak olan bilgi kaynakları olan sözlüklerin sayısı artıyor. Her dilde bütün tartışmaların önünü kesecek olan tek hakem hiç şüphesiz sözlüklerdir. Türkçe'nin en büyük sorunlarından biri de çıkan tartışmaları sona erdicek hakem yani kapsamlı derli toplu bir sözlük bulamamaktı.

Ötüken türkçe Sözlük bu konudaki açığı kapatmak için yayınlanan dev eserlerden biri.

"En eski zamanlardan günümüze kadar dilimize girmiş, edebî eserlerde, hukukî, siyasî ve diplomatik metinlerde, kitabelerde vb. kullanılarak 'yerleşik' hâle gelmiş bütün kelimeler öz malımızdır." diyen ünlü edebiyatçılarımızdan Beşir Ayvazoğlu, "Orhun Yazıtlarından Günümüze Türkiye Türkçesinin Söz Varlığı" üst başlığını taşıyan bu sözlük, benim öteden beri hayalini kurduğum, menşei ne olursa olsun, Türkçe belgelerde kullanılmış ve halen farklı ağızlarda kullanılmakta olan bütün kelimeleri ihtiva eden bir sözlük için atılmış büyük bir adım gibi görünüyor" diyor Ötüken Türkçe Sözlük için.

Türkçe'nin düzgün konuşulması için yıllardır amansız bir mücadele sürdüren Radikal Yazarı Hakkı Devrim de sözlüğü gördüğü zaman şaşkınlığını gizlemeyen yazarlardan. Devrim "Ya Ötüken Sözlüğü demeliyiz, ya da yazarının soyadıyla Çağbayır Sözlüğü. Biraz bekleyelim bakalım, bu yeni lügat daha çok hangi adıyla anılacak?" diye soruyor.

Milliyet'in deneyimli usta yazarı Hasan Pulur ise bu kitabı Türkçe'nin hazinelerinden bir parça olarak tanımlıyor ve "İşte 39 yıllık emeğin karşılığı 5 cilt sözlük. Adeta, Türklere, Türkçenin unutturulmaya çalışıldığı bugünlerde önce "Kubbealtı" Yayınları'ndan "Misalli Büyük Türkçe Sözlük", arkadan "Ötüken Türkçe Sözlük"..." diye tavsiye ediyor okurlarına.

Vatan gazetesinden Oya Doğan, sözlükle ilgili olarak yayınladığı haberde. sözlüğün yazarıyla yaptığı söyleşiyi aktarırken bazı noktaların altını özellikle çiziyor: "Asıl tehlike tabelalar: 1998 yılında emekli olan Çağbayır emeklilik günlerini fişlerini bilgisayara yazarak geçiriyor. Çağbayır o günleri şöyle anlatıyor: “Fişleri bilgisayara 5 sene de ancak girdim. Fişleri bir an önce girip atmak istiyordum. Çünkü ben faranjit hastasıyım ve kokusundan duramıyordum. O fişler kutuların içinde nemlendi. Kurutayım dedim ama bu defa mürekkepleri siliniyordu. Fişler bittiğinde bu defa sözlüğe köken bilgisi girmeye karar verdim. O da 3 yılımı aldı. Günde en az 8 saat bilgisayarın başından kalkmadığım için hastalandım ve fizik tedavi gördüm. Omuzlarım çöktü. Bir ara öyle bunaldım ki, dışarıya çıktığım vakitlerde bilgisayarımın çalınmasını istedim ama çalışmalarımı da bir CD’ye kopyalamayı ihmal etmedim. Ve 38 yılın sonunda sözlük basıma hazırdı. Baskı için çalmadığım kapı kalmadı. Bir sürü red cevabından sonra Ötüken Neşriyat’a benimle çok ilgilendi. Tam bir yıllık çalışmanın sonunda 5 ciltlik, 5 bin 744 sayfalık ve 246 bin sözcük içeren Ötüken Türkçe Sözlük çıktı. Sözlükte Göktürk, Eski Uygur, Hakaniye, Oğuz, Eski Anadolu, Osmanlı, Çağdaş Türkiye Türkçesi ile Anadolu, Rumeli, Kıbrıs, Kerkük Ağızları’nın yanı sıra Osmanlıca dizin de yer alıyor. Bu sözlüğün 246 bin kelimesinin sadece 55 bini Osmanlıca. 10 bini de Fransızca, Rumca ve İngilizce’den alınmış. Geriye kalan 180 bini Türkçe. Bu sözlükte 800 sene önce kullanılan Türkçe kelimeler de var. Göktürkler’le başlayan ve günümüze kadar uzanan bir dil zenginliği. Düşünün bu sadece bir öğretmenin ulaşabildikleri. Şimdi bu sözlüğü 546 bin kelime olarak genişletmek istiyorum” diyor.
Sözlüğü Türkçe öğretmenleri için yazdığını anlatan Çağlar amacını şöyle açıklıyor: “Onlar öğrencilerine bir şeyi öğretirken istedikleri kelimeye ulaşabilsinler istedim. Ama sözlüğü dört gözle bekleyenler avukatlar oldu. Özellikle mesleğe yeni başlayan avukatlar için bulunmaz bir kaynak.”

Gençlerin Türkçe’yi kısaltarak ve yabancı sözcüklerle birleştirerek kullanmasından yakınan emekli öğretmen, ”Onlar da bir gün makale yazarlarsa ne kadar yanlış yaptıklarını anlarlar. Bu geçici bir durum. Benim asıl hoşlanmadığım, tehlikeli bulduğum şey tabelalar. Tabelalarda dili o kadar yanlış kullanıyorlar ki, bunlarla mücadele etmek lazım.”
Çağbayır, Türkçe ile ilgili bir noktaya daha dikkat çekerek, 1890’larda Trabzon valiliği yapan Hüseyin Kazım Kadri’nin hazırladığı Azerice, Kırgızca gibi Türk coğrafyasında kullanılan kelimelerin yer aldığı bir sözlüğü incelediğini ve bu sözlüğün Türk cumhuriyetleriyle ilişkilerin kesildikten sonra unutulduğunu söylüyor. Çağbayır enteresan bir noktaya işaret ediyor: “Rusya Babil Kulesi Araştırma Merkezi’de Türk dilini araştırıyor; ama Türkçe ile ilgili en büyük çalışmayı ABD yapıyor. Altay Dilleri Araştırma Enstitüsü’nde kırk senedir çalışıyorlar. Son sözlüklerini geçen yıl yayımladılar. Bir milletin varlığının dilinde gizli olduğunu biliyorlar, ata et mi verecekler ot mu, bunu anlamak için uğraşıyorlar.”

Tarihi seyir içerisinde kelimelerin anlamlarının değiştiğini söyleyen Çağlar , ”Mesela “Yavuz” kelimesinin kökeni “yabız”dır, kötü, fena, acımasız gibi anlamlara gelir. Ancak yavuz kelimesi bu topraklarda Yavuz Sultan Selim ile değişikliğe uğruyor. İranlı hükümdar Uzun Hasan Sultan Selim’e yenilir ve Akkoyunlu İranlılar padişahımıza “yavuz” lakabını takarlar. Aslında Selim’e acımasız demek istiyorlar ama biz bu kelimenin anlamını değiştirmişiz. Bizim için yavuz iyilik sembolü haline gelmiş. Tarihte Sultan Selim, Yavuz Sultan Selim olmuş. Anlamını yanlış bildiğimiz bir diğer kelime ise çocuk. Çocuk aslında ’domuz yavrusu’ anlamına geliyor"

Yeniçağ ve www.sanatalemi.net sitesindeki yazıları ile Türkçe üzerine emek sarfeden yazarlarımızdan bir tanesi de Mehmet Nuri Yardım. Yardım Türkçe konusundaki tartışmaların önemini şu şekilde özetliyor: "Türkçe, ülkemizde yaklaşık bir buçuk asırdır tartışılıyor. Dilimizin nasıl olması ve hangi kelimeleri ihtiva etmesi gerektiği hususunda dilciler, yazarlar, akademisyenler ve aydınlar arasında 19. yüzyılın ortalarından başlayarak günümüze kadar gelen, ucu bucağı sınırsız bir tartışma sözkonusu. Cumhuriyet dönemi boyunca da dil münakaşaları süregeldi. Şükürler olsun ki, son yıllarda Türkçe’ye sahip çıkanların sayısında ciddi bir artış görülüyor. Toplum, millet olmanın en mühim unsurlarından biri olan dil’e sahip çıkmaya başladı. Olumsuz örnekler olsa da bir dil şuuru uyanıyor." Yardım daha sonra "Son yıllarda yayımlanan irili ufaklı sözlükler, bu bakımdan sevindiricidir" diyerek incelediği Ötüken Türkçe Sözlük'le ilgili düşüncelerini şöyle dile getiriyor: "Türkçeye ilgi büyük. Dilimizi sahiplenenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Bu da dünyanın en zengin dillerinden biri olan Türkçeyi dünya dili haline getirme yolunda önemli bir adımdır. Elverir ki, toplumda sözlük edinme ve sözlüklerden sık sık faydalanma alışkanlığımız da gelişsin"

Aksiyon Dergisi adına yazarla söyleşen Ülkü Özel Akagündüz de konu hakkında kaleme aldığı haberde "Yaşar Çağbayır, olur da Anadolu’nun herhangi bir köyüne, kasabasına yolunuz düşer ve o güne değin hiç duymadığınız bir kelime kulağınıza ilişir diye, yerel kullanımlara da yer vermiş sözlükte. “Dün fişgene toplamaya gittik.” diyen küçük çocuğa uzaydan düşmüş gibi bakmayız belki bundan böyle. Fişgeneden kastın salyangoz olduğunu öğrendikten sonra... ...Sözlük, keyifli bir oyuna da sürükleyebilir okurunu; Suriye Türkmenlerinin ve Anadolu köylülerinin ‘herhalde’ anlamında kullandığı ‘ellaham’ kelimesinin ‘Allahu alem’in halk arasında bozulmuş şekli olduğunu keşfetmek.. gibi" ifadelerini kullanıyor.

"Bu sözlükle herkes iftihar etmeli" diyen Servet Kabaklı sözlüğü göründüğü zamanki sevincini şu cümlelerle ifade ediyor. "Masama konulur konulmaz mutluluktan neredeyse haykıracaktım. Karşımda sanki bir ömür boyu beklediğim ve pek de ummadığım bir mucize arzı endam ediyordu. Üzerinde “Ötüken Türkçe Sözlük” yazan tam beş ciltlik bir mucizeydi bu"

Kabaklı bu sözlüğün herkesin alması gereken bir eser olduğunu da şu sözlerle ifade ediyor: " Üstad Yahya Kemal’in o harikûlâde tarifiyle; “Ağzımızda anamızın ak sütü gibi helâl olan Türkçemiz’e” değer verdiğimizi ispat için yapmalıyız. Bu sözlük, yüz binlerce değil, milyonlarca satmalı ve girmediği hiçbir mekân kalmamalıdır. Çünkü bu sözlük bir hazinedir, gerçek bir kelime, tam bir lisan hazinesidir, bundan mahrum olmak ise bu büyük milletin mensupları için gerçekten millî mahrumiyettir"

Türk edebiyatının bayrak isimlerinden Hürriyet yazarı Doğan Hızlan ise sözlük hakkında çok net bir tavsiyede bulunuyor: "Sözlük rafınızda yer alması gereken, bakmadan edemeyeceğiniz bir çalışma"

Yazarların öve öve biteremediği 5 ciltten ve 5.744 sayfadan oluşan Ötüken Türkçe Sözlük; günlük hayatta kullandığımız kelimelerden Eski Türkçe'ye kadar Türk diline ait 246.000 sözcük içeriyor. Sözcük sayısıyla olduğu kadar içerisinde yer alan Osmanlıca Dizinle de Türkiye'de bir ilk olam özelliğine sahip ve 39 yıllık bir çalışmanın ürünü.

Ötüken Türkçe Sözlük, emekli öğretmen ve araştırmacı yazar Yaşar Çağbayır tarafından, Türkiye ve dünyada Türk dili üzerine yazılmış "Atabetü'l-Hakayık"tan çağdaş edebmetinlere kadar yaklaşık 1700 eserin incelenmesiyle hazırlandı. Ötüken Neşriyat A. tarafından basımı gerçekleştirilen sözlüğün, Türkçe'yi doğru ve etkin kullanmak isteyen ve metin çalışmaları yapan herkes için kaynak eser niteliğinde olduğu belirtiliyor.

Göktürk, Eski Uygur, Hakaniye, Oğuz, Eski Anadolu, Osmanlı, Çağdaş Türkiye Türkçesi ile Anadolu, Rumeli, Kıbrıs, Kerkük Ağızları'nın yanı sıra sözlükte 235 sayfadan oluşan Osmanlıca Dizin de yer alıyor. Osmanlıca alfabeye göre hazırlanan Dizin sayesinde Ötüken Türkçe Sözlük'ün içerisinde bulunan Osmanlı imlasıyla yazılı yaklaşık 55 bin kelimenin farklı okunuş ve anlamlarına kolayca ulaşılabiliyor. Sözlük kullanıcılarının bilgiye daha kolay ve çabuk ulaşabileceği şekilde hazırlanan Ötüken Türkçe Sözlük'te; sözcüklerin doğru okunabilmesi için gerekli işaretlemelerle, sözcüğün hangi kaynaktan alındığını belirten parantez içi açıklamalar da yer alıyor.

Öğrencilik ve öğretmenlik hayatında Türk diliyle ilgili kapsamlı bir kaynağın yokluğu nedeniyle sıkıntılar yaşadığını belirten yazar Yaşar Çağbayır, Ötüken Türkçe Sözlük'ü yeni nesillerin aynı sıkıntıyı çekmemesi için hazırladığını açıkladı.

Yazar Yaşar Çağbayır ise kendisine göre sözlüğün önemini şu şekilde anlatıyor:

"Bence sözlüğün en büyük özelliği ve benim kendi kişisel görüşüm Türk dili en eski zamandan bugüne kadar bir bütündür. Bunu eski, Osmanlıca vb. gibi ayrımlara tabi tutmak doğru değildir. Bir kimse, Türk dili ile ne yazmışsa bu bizim dil hazinemiz içindedir. Hatta kendisinden başka hiçbir kimsenin kullanmadığı bir kelime bile olsa bu sözlükte yer almalıdır, çünkü onun yazdığını sonradan okuyan birisi anlayabilmek için o kelimeyi sözlükte bulabilsin.

Şimdi bu sözlük Türkçenin en büyük sözlüğü sayılıyor. Ama benim ulaşamadığım, karşılaşmadığım o kadar çok kelimemiz var ki, onları da bulup dahil edebilirsek bu sayı 246 bin değil belki 546 bin olur"

Yani kısaca demek istiyoruz ki ustalar bu kitap konusunda bize edecek tek bir söz bile bırakmamışlar...

Sözlük hakkındaki teknik bilgiler ve internet üzerinden sipariş şartları için bu linki kullanabilirsiniz..


İletişim ve ayrıntılı bilgi için

Ötüken Yayınevi

İstiklal Caddesi, Ankara Han, No:65 Kat:3,
34433 Beyoğlu-İstanbul

Telefon +90 (212) 251 0350 - 293 8871
Belgegeçer +90 (212) 251 0012

E. Posta otuken@otuken.com.tr

Ankara irtibat bürosu: Yüksel Caddesi 33/5 Yenişehir- Ankara
Telefon +90 (312) 431 96 49

www.otuken.com.tr
 
X