• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Türk bayrağı

En sonunda bu da oldu . Nerden bu cesaret , nasıl bir cüret bu ...
Elleriniz kırılsın ...
 
Son 1 haftadır Çanakkale'deydim gezdim dağ bayır bu kaçıncı gezişim bilmiyorum. Hep anlatılıyor her anlatılanı dinliyorum, her gün farklı birşey öğreniyorum keşke o ...... oraya götürüp o yaşanmışları dinlete bilsem ....

Nasıl büyülü bir ortam değil mi? Ya Çanakkale'nin türbelerinde bile bayrak anılır, bayraklı baba türbesini gidip görsünler, hikayesini mutlaka okusunlar, o nasıl bir Yiğittir, nasıl bayrak sevdalısıdır öğrensinler.
 
1 hafta önce Çanakkale'ye tekrar gittim.Yine gururla doldum yine gözlerim doldu.Bizim hayranlıkla baktığımız bu yerler var ya vatan evlatlarının kanıyla sulandı.Neden? Bir hilal uğruna..
Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler battı da o hilali indirmelerine izin verdiler..
İzin verenler,şehit kemiği sızlatanlar utansın!
 

Eklentiler

  • $1402433567101.jpg
    $1402433567101.jpg
    44,2 KB · Görüntüleme: 74
  • $1402433594480.jpg
    $1402433594480.jpg
    34,5 KB · Görüntüleme: 73
  • $1402433649382.jpg
    $1402433649382.jpg
    46,6 KB · Görüntüleme: 98
Öğrencilerle okul gezisi sırasında gitmiştik Çanakkale'ye, rehberimiz sağolsun çok iyiydi işinde. O anlattı biz ağladık.. Hissetmek için kalbi ruhu açmak gerekiyor, yoksa her şey farazi kalır...
 
Ben Çanakkale'ye gitmeye cesaret edemiyorum..Çok istiyorum ama cesaretim yok..

Gidersem orada oturur ağlarım..Tutamam hiç kendimi...

Gözlerim doldu şunları yazarken..

Anlı şanlı bayragımızı indiren o.çocuğu/çocukları için denecek çok şey var.

Tüm ülke bayraklarına bakıyorum şöyle bir kendi bayrağım diye demiyorum ama çok asil duruyor..

Öyle güzel...:72: Can kurban
 
Son düzenleme:
Son olayları eleştirmeden biraz düşünmek gerek. Biz batıdakiler için bayrağım canım bayrağım nidaları atmak çok kolay. ama unuttuğumuz bir şey varsa o da medyanın rolüdür. Gezi olaylarında hepimiz yaşamadık mı bunu? İstanbulun göbeğinde bambaşka bir yerdeymiş gibi değil miydik? Devletin bütünlüğü önemlidir. ama bazı acıları hiçe sayarak devletim bayrağım diyip şehitlerimiz üstünden acıtasyon yapmayı doğru bulmuyorum. Ekşi sözlükten hoşlanmıyosunuz çoğunuz biliyorum. Ama şu yazıyı paylaşmadan edemicem...

"hala "hükümete karşı olmakla devlete karşı olmak arasındaki fark"tan, "çocuk katili, askere kurşun sıkan teröristler"den dem vuranlar var.

yıllardır devletin uyuşturduğu beyniniz anlamayacak yine belki ama, kafanıza vura vura çalıştırmayı deneyeceğiz o beyni.

bak gerzek kardeşim: sen gezi'ye katıldın di mi? katıldın. eğer mal gibi gidip geldiysen entry'nin gerisini okumana gerek yok, senden zaten bir halt olmaz. ama gidip de bir şeyleri gördüysen, o embesillştirilmiş beynini bir parça zorla düşünebilmek için.

ne gördün sen gezi'de? devletin, elindeki imkanları ve gücü kullanarak her türlü yalanı medya aracılığıyla kamuoyuna pompalayabildiğini; toplumun sizden nefret etmesini sağlamak için kutsi değerler üzerinden yalan ve iftira propagandaları (camide bira içtiler) yapabildiğini; ellerinde silah bile bulunmayan masum halka acımasızca saldırabildiğini ve gençleri öldürdüğünü. gördün, yaşadın di mi bunu? sivil polislerin eylemci kılığına girerek yaptığı müsamereyi de hatırlıyorsun di mi taksim'de? hani gezi'yi hiç görmeyen penguen medyası sabahın 6'sında orada konuşlanmıştı ya?

peki bu kadar yalan nasıl çıktı ortaya? çünkü senin elinin altında internet vardı ve olan biten her şeyi anında dünyaya duyurabiliyordun.

peki sen nasıl bir gerizekalısın ki, bundan önce de yıllarca aynı yöntemin işlediğini düşünemiyorsun? lan "koyun" dediğin o eğitimsiz akp tabanının bir kısmı uyandı bazı şeylere, güya üniversite eğitimi almış sizler mallığınızdan bir gram kaybetmediniz maaşallah.

lan gerizekalı; entelköy efeköy'e karşı filmini izledin mi sen? gezi'den bir yıl kadar önce çekilmiş bir film. dikkat et, tipik devlet söylemi kullanılıyordu çevrecilere yönelik: "bunlar bir avuç çapulcu", "bunlar türkiye'nin ilerlemesini istemeyen bölücüler, hainler" vs... aynısını sana gezi'de söylemediler mi? söylediler. peki aynıları kürtler için de söylenmedi mi?

arkadaş; senin elinin altında internet olmasına rağmen devletin toplumda yaratmaya çalıştığı algıyı tam olarak kıramamışsın. toplumun yarıdan çoğu senin dış güçlerin maşası vandal olduğunu düşünüyor. ulan şurada düne kadar bırak interneti, özel televizyon yoktu, devletin kanalı (trt) vardı sadece. hani bugün anadolu ajansı'nı görüyorsun ya, aynen öyle bir trt işte.

devlet sana gezi'de ne yaptıysa, toplumda nasıl bir algı operasyonu gerçekleştirdiyse, aynısını yıllarca kürtlere yaptı. iktidarlara bağımlı penguen medyası, doğu ve güneydoğu'yu hiç görmedi. sadece devletin kendisine servis ettiği haberleri yayınladı.

"pkk orman yaktı" haberlerini okuyup inandınız. "ulan, gerilla saklanacağı yeri niye yaksın" diye düşünmeyi dahi beceremediniz.

"camide içki içtiler" algısı gibi bir "bebek katilleri" algısı yerleştirildi toplumun beynine. kim tarafından? penguen belgeselleri yayınlayan havuz medyası tarafından.

yerel seçim sürecinde haramzadelerin yayınladığı ses kayıtlarının doğruluğundan şüphe etmeden sosyal medyada paylaştınız. üstelik "bu akp'liler hala nasıl oy veriyor bu adama? koyun bunlar amk koyuuuun" nidalarıyla yaptınız bunu. bu paylaşılan ses kayıtları arasında mit müsteşarı hakan fidan'ın "suriye'yle savaş gerekçesi çıkarmak için 4 adamımı yollarım suriye'ye, süleyman şah türbesi'ne 8 tane füze attırırım" konuşması da vardı. gel şimdi beraber bakalım, kimmiş koyun. kendi halkına, kendi insanına, kendi ibadethanesine hiç acımadan bomba atabilen bir devlet yapısından bahsediyoruz. bunun yapılabildiğini kendiniz gördünüz di mi? gördünüz. aynısının kürt meselesinde de yapılmış olabileceğini neden hiç düşünmediniz, düşünemediniz? ne derece ileri boyutta ki mallığınız?

soner yalçın ve doğan yurdakul'un hazırladığı bay pipo adlı bir kitap var. mit'in gizli tarihini yine eski bir mit müsteşarı ağzından ve farklı belgelerden anlatıyor. taaa 1950'lerden beri mit'in nasıl cinayetler işlediğini ve suçu solculara attığını, ardından basına nasıl haberler servis edildiğini ve nasıl operasyonlar düzenlendiği anlatılıyor. 6-7 eylül olaylarını devletin tezgahladığı belgeleniyor. demek ki akp öncesinden, en az 60 yıldır süregelen bir devlet geleneği ve taktiği bu.

elinde türk bayrağı bulunan eylemciye istanbul'un ortasında acımadan saldırabilen bir polisin, doğu ve güneydoğu'da neler yapabileceğini hiç düşündün mü? düşünmemişsindir eminim. çünkü yıllarca penguen belgeselleriyle doldurulan beynin, düşünme yeteneğini kaybedeli çok oldu.

gezi olayları nasıl patladı? parktaki bir avuç insanın üzerine polisin saldırdığını öğrenince isyan edip parka destek vermeye gittiniz di mi? kürt meselesinde de aynı şey yaşanmış olabilir mi? medyada bu olaylar hiç duyurulmadı di mi? kürtlerde de aynısı olmuş olmasın? sonra başbakan sizi terörist, çapulcu ilan etti. sen de daha düne kadar kürtler için çapulcu derken, bir anda övünçle facebook'ta adının önüne getirdin bu sıfatı. toplumun senden nefret etmesi için iftiralar atıldı sana, yapmadığın şeyler yapmışsın gibi gösterilmek istendi. kürtlere de bu yapılmış olabilir mi?

salaksınız olm, vallahi salaksınız. anadolu'daki insan gezi'yi niçin anlamıyor diye isyan edersiniz ama siz onca eğitiminize ve teknik imkanınıza rağmen kürtleri anlamayı beceremezsiniz. ama sorsalar, akp tabanı koyun siz eğitimli aydınlarsınız.

hocam, açık bir şey söyleyeyim mi sana: asıl koyun bizzat sensin ve seninki onlarınkinden daha tehlikeli. çünkü eğitimli insanın cehaletinden daha tehlikeli bir şey yoktur."

https://eksisozluk.com/entry/433715...e+solcu+lice+de+fasist+takilan+tip&utm_term=0
 
Son düzenleme:
Türk bayrağı kutsaldır.Türk Bayrağı onurdur. Türk Bayrağı şereftir. Türk Bayrağı nimettir. Evet benim için ekmek gibidir Türk bayrağı. Ne yere düşmesine, ne orda burda her yerde solmuş solmuş dalgalanmasına gönlüm razı olmaz. Kıskanırım ben. Bir olsun, tek olsun, bulunduğu yeri gölgesine alacak kadar büyük bulunduğu ortamda herşeyden münezzeh ama var olduğu yerdeki her nesnenin gurur kaynağı olsun bir inci gibi parlasın isterim. Balon yapar yerlere atarlar, kıyamam. tek tek patlatıp alıp gömesim gelir. Minik minik hazırlayıp törenlerde çocukların ellerine verirler, o çocuklar ne bilsin bayrağın kutsallığını, parçalyıp atarlar , kıyamam! Tek tek toplar, çantama koyar, zalim doğanın ortasına , rüzgarın, toprağın eline düşmesin diye elimle yakarım parçalarını. Dedim ya kıskanırım.
Evde bir bayrağım var solmuş. ne o şekilde asmaya gönlüm razı geliyor, ne gömmeye . evimin bereketi deyip saklıyorum. Benim için böyle kutsal bişey bayrak. benim için böyle özel. Ama benim için. ne bilsin elin adamı, çoluğu, çocuğu benim için bu kadar değerli olduğunu. Bayrak , kimin olursa olsun kutsaldır ilkesini de benimsemeiş demekki. Ne bilsin. bilmez. bilmesini de beklemiyorum zaten. Bu yüzden, bilmden zarar verir ihtimaline karşı sahip çıkarım bayrağıma. Bu yüzden sahip çıkılmalı insan bayrağına. yanına yöresine yaklaştırmamalı bilmeden zarar verir belki diye . Çünkü o bayrakta, bastığın toprağı kanıyla sulayan, baş koyduğu yoldan canı pahasına dönmeyen, nice yiğidin ak kanı var. Bir kendini bilmezin kanı hiç onlarla bir olur mu? O kan o bayrağa bulaşsa, ve o kan için onlarca masum kan aksa, o bayrak kendinden utanmaz mı?
Biz utanmayız! Biz arsız insanlarız....Ama bayrak öyle değil, o nazlı bir Hilal... İşte bu yüzden arsız bedenlerimizi bir zar gibi, kalbin üstüne dolanmış et gibi bayrağı korumaya adamalıyız. O bizim kalbimiz, öyle değil mi?
 
bayrağımız namusumuzdur . düğünümüzde bile bayrak asarız şerefimizdir namusumuz onurumuzdur.
onu indirenin cezası ölümdür.
o kadar insan boşuna mı şehit oldu savaşlarda.
bu ne gurursuzluk şerefsizliktir.nasıl izin verildi anlamış değilim. çocukta olsa yaşlıda olsa bunun cezası ölümdür.bizim çocuklarımız niye indirmiyor.
iki gün sonra büyüyüp pkklı olmayacak mı o çocuklar . bi vursalardı bakalım bir daha cesaret edebilirler miydi .. gerçi çocuk mocuk de değildi o ayrı..
adımla da gurur duyuyorum HİLAL :72:
 
sosyal medyada dolasan su yaziyi ekleyi vereyim. kimsenin aklina boyle bir soru gelmemesi cok ilginc. ben fotolari gorur gormez provokasyon dedim. meger kadinlar kulubu de hemen gaza gelip, vatan millet sakarya demeye baslamis.

sait almisin yazisidir.

sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın" Ziya Paşa,,,

bir "çocuk" geliyor.. elini kolunu sallaya sallaya en büyük askeri üsse giriyor... bayrak gönderine çıkyor... gönderdeki ustalığına bakılırsa "komando" eğitimi almış olmalı...ipleri çözüyor... bayrakla birlikte yavaş yavaş iniyor... sonra yine elini kolunu sallayarak üsten çıkıp gidiyor... birkaç gün önce denetimden geçen üssün askerleri, olayı seyrediyor...seyretmekle de kalmıyor, kare kare fotoğraflıyor...

inandınız mı?

peki bu çocuk bayrağı indirmek için neden gönderin tepesine kadar çıkıyor... aşağıdaki ipi çözüp, bayrağı aşağıya çekmek aklına gelmiyor mu?


bence akpnin gundemi degistirmek icin yaptigi klasik oyunlarindan biri.
 
Son düzenleme:
Ben Çanakkale'ye gitmeye cesaret edemiyorum..Çok istiyorum ama cesaretim yok..

Gidersem orada oturur ağlarım..Tutamam hiç kendimi...

Gözlerim doldu şunları yazarken..

Anlı şanlı bayragımızı indiren o.çocuğu/çocukları için denecek çok şey var.

Tüm ülke bayraklarına bakıyorum şöyle bir kendi bayrağım diye demiyorum ama çok asil duruyor..

Öyle güzel...:72: Can kurban

Kontesim Dumlupınar Şehitliğine gittiğimiz günü hatırladım yazdıklarını okuyunca... Şehitliğe adım attığım an tüylerim diken diken olmuştu... O yerdeki mezar taşlarında şehirler, isimler ve yaşlar yazıyordu... Sırayla ellerimi açıp dua okuyarak gözüm yerde, özellikle şehir isimlerine(ki kuzeyden güneye doğudan batıya her şehir vardı) ve yaşlara bakarak yürüyordum... Beni bir ağlama tuttu öyle böyle değil. Özellikle o 11 yaşındaki 9 yaşındaki çocuk şehitlerin isimlerini okuyunca....Orada kaldığım süre boyunca durmadan ağladım... Aradan zaman geçti face.de Dumlupınar şehitliğinde resim çektiren birkaç tanıdığım kişiyi gördüm, gayet neşeli poz vermişler.. Çok şaşırmıştım. Demek ki herkes aynı duyguyu uyandırmıyor... Bazılarına gezme olsun yeter nereye gittiğinin hiç önemi yok
 
Kontesim Dumlupınar Şehitliğine gittiğimiz günü hatırladım yazdıklarını okuyunca... Şehitliğe adım attığım an tüylerim diken diken olmuştu... O yerdeki mezar taşlarında şehirler, isimler ve yaşlar yazıyordu... Sırayla ellerimi açıp dua okuyarak gözüm yerde, özellikle şehir isimlerine(ki kuzeyden güneye doğudan batıya her şehir vardı) ve yaşlara bakarak yürüyordum... Beni bir ağlama tuttu öyle böyle değil. Özellikle o 11 yaşındaki 9 yaşındaki çocuk şehitlerin isimlerini okuyunca....Orada kaldığım süre boyunca durmadan ağladım... Aradan zaman geçti face.de Dumlupınar şehitliğinde resim çektiren birkaç tanıdığım kişiyi gördüm, gayet neşeli poz vermişler.. Çok şaşırmıştım. Demek ki herkes aynı duyguyu uyandırmıyor... Bazılarına gezme olsun yeter nereye gittiğinin hiç önemi yok

Hiç sormayın bunu.İnsanlar oraya eğleneceğiz diye gidiyor bu konuşmalara şahit oldum ben.
Yahu orası eğlenecek yer değil ki insanımız da bir garip bizim.
 
şimdi okudum meğer c.b abdullah gül sisi'ye kutlama mesajı yollamış. hahahahahahahaaaaaaa

o günlerde dört parmak dolaşıyordu ya bu akpliler. :51:
 
Back