- Konu Sahibi ProfDrBulentTiras
Günümüzde doğal yolla gebelik elde edebilmek bundan 10 – 15 yıl öncesine göre daha zorlaşmışken, her geçen gün de doğal yolla gebelik elde edebilme şansı azalıyor. Beslenme şartlarından, yaşam koşullarına, hastalıkların artmasından, genetik bozukluklara ve anomalilere kadar pek çok sebep çiftlerin doğal yolla bebek sahibi olabilmelerine engel olmaktadır. Kadınlarda; yaşın ilerlemesi, tüplerin tıkalı ya da sorunlu olması, yumurtlama bozuklukları, üreme organlarında doğuştan var olan ya da sonradan oluşan anomaliler ve hastalıklar, hormonsal sorunlar başlıca kısırlık sebepleri arasındadır.
Tüp bebek tedavisindeki başarı oranınızı hesaplama aracımızdan hesaplayabilirsiniz.
Erkeklerde ise genetik bozukluklar, üreme organlarıyla ilgili anomali ve rahatsızlıklar, sperm sayısının, kalitesinin düşüklüğü ve yine hormonsal problemler kısırlığa sebep olabilmektedir. Kimi zaman da hem anne adayı hem de baba adayı çok detaylı muayeneler ve testlerden geçerler ve kısırlığa sebep olacak herhangi bir neden tespit edilememesine rağmen doğal yolla gebelik elde edilemez. İşte bu tür bir durumda “nedeni açıklanamayan kısırlık” ya da “sebebi bilinmeyen kısırlık” sorunundan bahsedilir.
Bu şekilde ister sebebi bilinsin, isterse bilinmesin günümüzde pek çok çift bebek sahibi olabilmek için üremeye yardımcı tedavilere ihtiyaç duymaktalar. Yumurtlama tedavileri, hormonsal tedaviler, aşılama, enjeksiyon ve tüp bebek tedavisi gibi çok sayıda üreme tedavisi arasından en başarılı sonuçlar veren ve en sık olarak tercih edilen tüp bebek tedavisidir.
Tüp bebek tedavisinde yumurtlama bozuklukları olanların yumurtalarının büyümesi, istenen özelliklere sahip olabilmesi için ilaç tedavisi uygulanır. Erkekten alınan meninin içindeki spermlerin üreme uygun hale getirilmeleri için laboratuvarda pek çok işlem yapılır. Bunların yanında sağlıklı bir gebelik oluşması ve devam edebilmesi için hormonsal tedaviler yapılır.
Tüm bunlardan dolayı da tüp bebek tedavisi ile gebelik elde edebilmek için kimi zaman bir tane bile sperm ya da yumurta hücresi yeterli olabilmektedir. Tüp bebek tedavisinde tüm süreç doktorların, uzmanların kontrolünde olduğu için doğal yolla gebeliğe göre şans çok daha yüksektir. Ayrıca tüp bebek tedavisinde uygulanmakta olan pek çok farklı yöntem ve tedavi şekli dolayısıyla imkansıza yakın vakalarda bile gebelik elde edilebiliyor.
PRP, tüp bebek tedavisinde kişinin işleme alınan kanından elde edilen trombosit bakımından zengin plazmanın tekrar kendisine verilmesiyle uygulanan tedavi yöntemidir. Tüp bebek tedavisinde başarıyı artırmaya yönelik yapılan bilimsel çalışmalar; tüp bebek tedavisinde, rahim zarında kalınlaşmanın sağlanmasında ve yumurta kalitesinin artırılmasında, kişinin kendi kanından elde edilen trombositten zengin plazma tedavisinin (PRP) başarıyı artırdığını göstermiştir. Yani PRP uygulaması ile normalde gebelik şansı düşük olan çiftlerin de gebelik elde edebilme şansı yükselmektedir.
Tüp bebek tedavisi, doğal yolla ve birtakım üremeye yardımcı tedavilerle gebelik elde edemeyen çiftlere bebek sahibi olma şansı tanımaktadır. Bu tedavinin başarılı olması için öncelikle sağlıklı bir embriyo elde edilmeli, bu sağlıklı embriyo sağlıklı rahim zarına sahip olan rahim içine yerleştirilmelidir.
Embriyonun rahme tam olarak tutunması için de uygun bir rahim ve rahim zarı reseptivitesi (alabilirlik) denilen embriyonun yerleşmesini sağlayacak mikro çevre olmalıdır. Bu bağlamda gebeliğin gerçekleşebilmesi için pek çok hücresel ve moleküler olaylar zinciri işe koşulmaktadır. Rahim zarının embriyoyu alabilirliği de tüp bebek tedavisinin başarısı için önemli bir aşamayı oluşturur. Zira rahim iç zarında gerekli olgunlaşma sağlanamazsa embriyonun tutunma işlemi gerçekleşemez.
Kadının rahim zarının daha önceden geçirdiği operasyonlar, kürtaj, biyopsi ve enfeksiyon gibi nedenlerle yaşanan hasarlar ve yapışıklıklar varlığı durumunda rahim zarının kanlanması bozulur ve rahim zarı embriyoyu tutma fonksiyonunu yitirebilir. Bu tür bozukluklar tespit edildiğinde tedavi edilse bile rahim zarı çok hassas bir yapıda olduğu için eski fonksiyonunu yeniden kazanıp yeterince iyileşemeyebilir. Bununla birlikte aslında bilinen bir sorun olmadığı halde kadının rahim zarı yeterince kalınlaşamayabilir.
Bu konuda yapılan birçok araştırma; tüp bebek tedavisi uygulamaları sırasında rahim zarı kalınlığı gereğinden ince olan hastalara, mevcut tedaviye ek olarak hastanın kendi kanından elde edilen PRP serumunun rahim zarına uygulanmasının gebelik başarısını artırdığını gösteriyor. Uzmanlar, tüp bebek tedavisi sırasında PRP tedavisi uygulanarak, rahim zarı kalınlaşması sağlanması durumunda gebelik oranının 61 arttığını belirtmekteler.
Bu konuda yapılan araştırmalarda, kötü yumurtalık rezervine sahip olan, serum AMH ve FSH düzeyi bozulmuş olan ve bir yıldan fazla zamandır adet görmeyen kadınlara PRP desteği yapılmıştır. Bu kadınların yumurtalıklarına ultrasonla izlenerek PRP enjekte edilmiştir. Yapılan işlem sonunda, yumurtalık fonksiyonlarının bozulduğu bilinen kadınlarda serum AMH ve FSH düzeylerinde düzelme sağlanmış, ortalama 2,5 ay sonra yapılan tüp bebek denemelerinde de başarılı bir yumurta toplama süreci elde edilmiştir. Bunlardan kaynaklı olarak da uzmanlar, PRP işleminin yumurta kalitesinin artırılmasında da etkili olabileceğini belirtmekteler.
PRP uygulamasının yapılma geçmişi çok da eski değildir. Bu sebeple de hem klinik uygulama alanını kısıtlıdır hem de genel bir başarı oranından bahsetmek çok da mümkün değildir. Ancak uzmanlar PRP uygulamasının tedavide ortalama % 60’lık bir başarı getirdiğine dikkat çekmekteler.
Tüp bebek tedavisinde başarı şansını artıran PRP, kadının kendi kanının içinden izole edilen plaketlerin (kan dokusunun içerisinde bir hücre türü) laboratuvar ortamında zenginleştirilmesi ve yumurtalık içerisine enjekte edilmesi ile yapılmaktadır. PRP tedavisinin temel amacı, zenginleştirilmiş plaketlerin içinde bulunan büyüme unsurlarının, yumurtalıklarda mevcut olan stabil kök hücreleri tetiklemesi ve büyütmesidir. Bu sayede yumurtalıklardaki kök hücreler gebeliği gerçekleştirecek yumurta hücresi haline getirilebilir. Bu işlem hem yumurtalık rezervi azalmış olan kadınlarda hem de menopoza giren hastalarda başarı elde edilebilmesini olanaklı kılmaktadır.
Ancak sayısız kök hücresinin bulunduğu bir alanda az da olsa farklılaşma becerisini kaybetmemiş olan kök hücreler bulunabilmekte ve onların aktif hale getirilebilmektedir. Bu bağlamda elbette ki tüm kök hücrelerin başarılı bir şekilde aktif hale getirilmesi mümkün olmamakta, sadece küçük bir bölümü fonksiyonel hale getirilebildiğinde, bu da başarılı bir gebelik için yeterli olabilir.
Bu şekilde yumurtaların kalitesinin de yükseltilebilmesi amaçlanırken, yumurta kalitesinin tespit edilmesinin tek yolu laboratuvar ortamında izlemektir. Ayrıca tüp bebek tedavisi ile gebelik durumunda, pre-implantasyon genetik tanı metodu ile kromozomsal analiz yapılması yoluna gidilir. Bu sayede elde edilen embriyoların kromozom yapısı incelenir ve sağlıklı olanları seçilebilir.
Tüp bebek tedavisindeki başarı oranınızı hesaplama aracımızdan hesaplayabilirsiniz.
Erkeklerde ise genetik bozukluklar, üreme organlarıyla ilgili anomali ve rahatsızlıklar, sperm sayısının, kalitesinin düşüklüğü ve yine hormonsal problemler kısırlığa sebep olabilmektedir. Kimi zaman da hem anne adayı hem de baba adayı çok detaylı muayeneler ve testlerden geçerler ve kısırlığa sebep olacak herhangi bir neden tespit edilememesine rağmen doğal yolla gebelik elde edilemez. İşte bu tür bir durumda “nedeni açıklanamayan kısırlık” ya da “sebebi bilinmeyen kısırlık” sorunundan bahsedilir.
Bu şekilde ister sebebi bilinsin, isterse bilinmesin günümüzde pek çok çift bebek sahibi olabilmek için üremeye yardımcı tedavilere ihtiyaç duymaktalar. Yumurtlama tedavileri, hormonsal tedaviler, aşılama, enjeksiyon ve tüp bebek tedavisi gibi çok sayıda üreme tedavisi arasından en başarılı sonuçlar veren ve en sık olarak tercih edilen tüp bebek tedavisidir.
Tüp bebek tedavisi nedir, nasıl yapılır?
Tüp bebek tedavisi, tüm dünyada 40 yılı aşkın süredir uygulanmakta olan ve çok başarılı sonuçlar alınabilen bir üreme tedavisidir. Az sayıda da olsa sperm ve yumurta hücresi bulunan pek çok kısır çifte bebek sahibi olma şansı sunan tüp bebek tedavisi pek çok kısırlık vakasında başarılı olabilmektedir. Bunun için kadının ve erkeğin üreme hücreleri alınır, laboratuvar ortamında ayıklanır ve üreme için uygun özelliklere sahip olmaları sağlanır. Ardından laboratuvarda döllenme gerçekleştirilir ve elde edilen embriyolardan gebeliğe en uygun olanları kadının rahmine yerleştirilir. Bu aşamadan sonrasında ise 12 gün bekleyip gebelik testinde pozitif sonuç çıkması beklenir.Tüp bebek tedavisinde yumurtlama bozuklukları olanların yumurtalarının büyümesi, istenen özelliklere sahip olabilmesi için ilaç tedavisi uygulanır. Erkekten alınan meninin içindeki spermlerin üreme uygun hale getirilmeleri için laboratuvarda pek çok işlem yapılır. Bunların yanında sağlıklı bir gebelik oluşması ve devam edebilmesi için hormonsal tedaviler yapılır.
Tüm bunlardan dolayı da tüp bebek tedavisi ile gebelik elde edebilmek için kimi zaman bir tane bile sperm ya da yumurta hücresi yeterli olabilmektedir. Tüp bebek tedavisinde tüm süreç doktorların, uzmanların kontrolünde olduğu için doğal yolla gebeliğe göre şans çok daha yüksektir. Ayrıca tüp bebek tedavisinde uygulanmakta olan pek çok farklı yöntem ve tedavi şekli dolayısıyla imkansıza yakın vakalarda bile gebelik elde edilebiliyor.
Tüp bebek tedavisinde PRP
Tüp bebek tedavisi 40 yılı aşkın süredir uygulanmakta ve her geçen gün yeni uygulamalarla başarı oranı artırılmaktadır. Tedaviyi desteklemek için uygulanan ekstra işlemlerle gebelik elde edebilme imkanı artıyor. Bu bağlamda tüp bebek tedavisi uygulanan kişiler üzerinde yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlar ışığında bir sonraki denemelerde çok daha iyi sonuçlar alınabiliyor. Bu ekstra uygulamalardan birisi olarak PRP işlemi de başarı oranını artırabilmektedir.PRP, tüp bebek tedavisinde kişinin işleme alınan kanından elde edilen trombosit bakımından zengin plazmanın tekrar kendisine verilmesiyle uygulanan tedavi yöntemidir. Tüp bebek tedavisinde başarıyı artırmaya yönelik yapılan bilimsel çalışmalar; tüp bebek tedavisinde, rahim zarında kalınlaşmanın sağlanmasında ve yumurta kalitesinin artırılmasında, kişinin kendi kanından elde edilen trombositten zengin plazma tedavisinin (PRP) başarıyı artırdığını göstermiştir. Yani PRP uygulaması ile normalde gebelik şansı düşük olan çiftlerin de gebelik elde edebilme şansı yükselmektedir.
Tüp bebek tedavisinin başarılı olmasında rahim zarının yeterince olgunlaşması önemlidir!
Tüp bebek tedavisi, doğal yolla ve birtakım üremeye yardımcı tedavilerle gebelik elde edemeyen çiftlere bebek sahibi olma şansı tanımaktadır. Bu tedavinin başarılı olması için öncelikle sağlıklı bir embriyo elde edilmeli, bu sağlıklı embriyo sağlıklı rahim zarına sahip olan rahim içine yerleştirilmelidir.
Embriyonun rahme tam olarak tutunması için de uygun bir rahim ve rahim zarı reseptivitesi (alabilirlik) denilen embriyonun yerleşmesini sağlayacak mikro çevre olmalıdır. Bu bağlamda gebeliğin gerçekleşebilmesi için pek çok hücresel ve moleküler olaylar zinciri işe koşulmaktadır. Rahim zarının embriyoyu alabilirliği de tüp bebek tedavisinin başarısı için önemli bir aşamayı oluşturur. Zira rahim iç zarında gerekli olgunlaşma sağlanamazsa embriyonun tutunma işlemi gerçekleşemez.
Kadının rahim zarının daha önceden geçirdiği operasyonlar, kürtaj, biyopsi ve enfeksiyon gibi nedenlerle yaşanan hasarlar ve yapışıklıklar varlığı durumunda rahim zarının kanlanması bozulur ve rahim zarı embriyoyu tutma fonksiyonunu yitirebilir. Bu tür bozukluklar tespit edildiğinde tedavi edilse bile rahim zarı çok hassas bir yapıda olduğu için eski fonksiyonunu yeniden kazanıp yeterince iyileşemeyebilir. Bununla birlikte aslında bilinen bir sorun olmadığı halde kadının rahim zarı yeterince kalınlaşamayabilir.
PRP uygulaması nasıl yapılıyor?
Doğal yolla gebelik denemeleri ve üremeye yardımcı birtakım tedavi yollarının denenmesine rağmen istenen başarı oranının yakalanamaması durumunda bazı destek uygulamalarına ihtiyaç duyuluyor. Özellikle de başarılı bir gebelik için şart olan rahim zarı kalınlığının yeterli olmaması, rahim zarının istenenden daha ince kalması ve önceden rahim zarında oluşan yapışıklıklar açıldıktan sonra uygulanan tedaviyle kalınlaşmayan kadınların kendi kanlarından elde edilen trombositten zengin plazma tedavisi uygulanmaktadır.Bu konuda yapılan birçok araştırma; tüp bebek tedavisi uygulamaları sırasında rahim zarı kalınlığı gereğinden ince olan hastalara, mevcut tedaviye ek olarak hastanın kendi kanından elde edilen PRP serumunun rahim zarına uygulanmasının gebelik başarısını artırdığını gösteriyor. Uzmanlar, tüp bebek tedavisi sırasında PRP tedavisi uygulanarak, rahim zarı kalınlaşması sağlanması durumunda gebelik oranının 61 arttığını belirtmekteler.
PRP, yumurta kalitesini artırmada da etkili olabilir!
PRP; kadının kendi kanından elde edilen trombosit bakımından zengin kanın kadının rahmine tekrar verilmesi işlemidir. Bu uygulama tüp bebek tedavisinde sadece rahim zarını uygun kalınlığa getirmek için değil, kötü yumurtalık rezervini iyileştirmek için de kullanılabilmektedir.Bu konuda yapılan araştırmalarda, kötü yumurtalık rezervine sahip olan, serum AMH ve FSH düzeyi bozulmuş olan ve bir yıldan fazla zamandır adet görmeyen kadınlara PRP desteği yapılmıştır. Bu kadınların yumurtalıklarına ultrasonla izlenerek PRP enjekte edilmiştir. Yapılan işlem sonunda, yumurtalık fonksiyonlarının bozulduğu bilinen kadınlarda serum AMH ve FSH düzeylerinde düzelme sağlanmış, ortalama 2,5 ay sonra yapılan tüp bebek denemelerinde de başarılı bir yumurta toplama süreci elde edilmiştir. Bunlardan kaynaklı olarak da uzmanlar, PRP işleminin yumurta kalitesinin artırılmasında da etkili olabileceğini belirtmekteler.
PRP kimler için uygundur?
PRP uygulaması;- Daha önceden tüp bebek tedavisi denemiş ve başarısız olmuş,
- Rahim zarının yeterince kalınlaşmadığı tespit edilmiş,
- Yumurtalıklarında çok ciddi bir sorun olmayan,
- Genellikle ileri yaşta olan ve yumurtalık rezervleri oldukça azalmış,
- Menopoza giriş döneminde olan, ancak yumurtalık fonksiyonunu yeniden başlatmak amaçlanan kadınlar için uygundur.
PRP için hangi testler ve muayeneler gerekir?
Bir kadına tedavisi uygulanmadan önce genel olarak kadının yumurtalık rezervi ve rahim içi bulguları için ultrason muayenesi ve yumurtalık rezervi testleri yapılır. Bunlardan elde edilen sonuçlara dayanılarak da hem hangi tedavi yöntemine ihtiyaç olduğu anlaşılır hem de PRP yapılıp yapılmayacağına karar verilir.PRP uygulamasının başarı oranı nedir?
PRP uygulamasının yapılma geçmişi çok da eski değildir. Bu sebeple de hem klinik uygulama alanını kısıtlıdır hem de genel bir başarı oranından bahsetmek çok da mümkün değildir. Ancak uzmanlar PRP uygulamasının tedavide ortalama % 60’lık bir başarı getirdiğine dikkat çekmekteler.
PRP tedavisinin etkisi ne kadar sürer?
Şimdiye kadar uygulanan PRP tedavilerinin ardından geçen 3 -4 ay içinde etki bu olumlu gözlenebilmiştir. Ancak PRP uygulaması henüz yeni sayılabilecek bir işlem olduğu için tedavinin uzun vadedeki etkisini tam olarak tahmin edebilmek kolay olmayabiliyor. Bu bağlamda PRP tedavisinin etkisi sadece 7 -8 aylık birkaç kez yumurta üretimi sağlayan bir etki mi yoksa sonrasında da devam eder mi bununla ilgili kesin yargılarda bulunmak için henüz erkendir. Zira PRP yöntemi henüz çok yeni bir tıbbi uygulamadır ve bu sebeple de sonuçların kalıcılığı konusunda emin olmak mümkün değildir, ancak PRP tedavisinin de birkaç kez uygulanmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.PRP nasıl bir tedavidir?
Tüp bebek tedavisinde başarı şansını artıran PRP, kadının kendi kanının içinden izole edilen plaketlerin (kan dokusunun içerisinde bir hücre türü) laboratuvar ortamında zenginleştirilmesi ve yumurtalık içerisine enjekte edilmesi ile yapılmaktadır. PRP tedavisinin temel amacı, zenginleştirilmiş plaketlerin içinde bulunan büyüme unsurlarının, yumurtalıklarda mevcut olan stabil kök hücreleri tetiklemesi ve büyütmesidir. Bu sayede yumurtalıklardaki kök hücreler gebeliği gerçekleştirecek yumurta hücresi haline getirilebilir. Bu işlem hem yumurtalık rezervi azalmış olan kadınlarda hem de menopoza giren hastalarda başarı elde edilebilmesini olanaklı kılmaktadır.
Yumurtalıklarda bulunan kök hücreler yaşlı değil mi?
Kadının yaşı, menopoza giriş dönemi kadar geldiğinde elbette ki, yumurtalıklar ve yumurtalıklarda bulunan kök hücreler yaşlanmaktadır. Ancak günümüzün araştırmaları bağlamında buna net bir yanıt vermek doğru olmayabilir. Zira bu konuda kesin kabul gören bir kanı bulunmamaktadır. Bilinen bir gerçek var ki; kişinin vücudunda bulunan kök hücreler de kişi ile birlikte yaşlanmaktadır. Bununla birlikte yaşlanan kök hücrelerin daha genç kök hücrelere oranla fonksiyonlarında ciddi bir düşüş de gözlemlenmektedir.Ancak sayısız kök hücresinin bulunduğu bir alanda az da olsa farklılaşma becerisini kaybetmemiş olan kök hücreler bulunabilmekte ve onların aktif hale getirilebilmektedir. Bu bağlamda elbette ki tüm kök hücrelerin başarılı bir şekilde aktif hale getirilmesi mümkün olmamakta, sadece küçük bir bölümü fonksiyonel hale getirilebildiğinde, bu da başarılı bir gebelik için yeterli olabilir.
PRP ile sağlıklı ve kaliteli yumurta elde edilebilir mi?
Uygulanan PRP tedavisi sonrasında kök hücre aktivasyonu ile yeni hücre oluşumu sağlanabilirse, elde edilenlerin genetik açıdan da doğru bölünebilmesi (mayoz bölünme safhasında) çok önemlidir. Bu sebeple de PRP tedavisinden hemen sonra 2 aylık bir hormon tedavisi uygulanır. Bu tedavi ile yumurta oluşumu ve gelişimi (oogenez) safhalarında gerekli büyüme faktörlerinin takviyesinin yapılması hedeflenmektedir.Bu şekilde yumurtaların kalitesinin de yükseltilebilmesi amaçlanırken, yumurta kalitesinin tespit edilmesinin tek yolu laboratuvar ortamında izlemektir. Ayrıca tüp bebek tedavisi ile gebelik durumunda, pre-implantasyon genetik tanı metodu ile kromozomsal analiz yapılması yoluna gidilir. Bu sayede elde edilen embriyoların kromozom yapısı incelenir ve sağlıklı olanları seçilebilir.