- 14 Ocak 2013
- 18
- 23
- Konu Sahibi infertilite psikologu
- #1
Merhabalar, alanda çalışan biri olarak, bu paylaşımı yapıyorum.
Tedavilerde Sizi Umutsuz Yapan Düşünce Hataları
Bizler, stresli olduğumuz zamanlarda birtakım düşünce hataları yapmaya meyilli hale geliriz. İnfertilite tedavisi oldukça zorlu ve ucu belirsiz bir dönemi kapsadığı için stresi beraberinde getirmemesini bekleyemeyiz. Hal böyle iken bize düşen en büyük görev, yaşadığımız stresin şiddetini dengeli bir düzeyde tutmaya çalışarak, tedavimiz üzerindeki olumsuz etkilerini minimum düzeye indirmektir.
Aşağıda belirtilenler, infertilite sorununu yaşayan çiftlerin çoğu zaman içine düştükleri düşünce hatalarıdır. Bu düşünce hatalarına sahipseniz ve bunlar sizi yüksek düzeyde etkiliyorsa, mutlaka tedavi gördüğünüz merkezde bir psikolojik destek almanızda fayda vardır.
Zihinsel Filtreleme: Gittiğiniz bütün doktorların, durumunuzla ilgili olarak “Sen, tedavi ile çocuk sahibi olabilirsin” demeleri yerine içlerinden sadece birinin “Senin çocuğun olmaz” demesi ile diğerlerine olan güveninizin bir anda sıfırlanması ve sadece size olumsuz konuşan doktorun söylediklerini düşünerek tüm motivasyonunuzun kırılmasını buna örnek verebiliriz.
Geleceği Okuma(Felaketleştirme): Gelecekte olacak olayları öngörme, eğer kafamızda kesinmiş gibi bir şekil alırsa bu bir düşünme hatası haline gelir. Örneğin, daha önce geçirmiş olduğunuz tüp bebek tedavisi başarısız sonuçlanmışsa, ondan sonraki denemelerinizin de bu şekilde sonuçlanacağına dair güçlü inancınız bir düşünme hatasıdır. Çünkü geleceğin ne getireceğini öngörmemiz neredeyse imkansızdır.
Duygusal Çıkarsama: Bir şeyi hissetmekle gerçekte olanı karıştırma. Tedavi içerisinde iken durumla ilgili birtakım hisler barındırırız. Bu hisler çoğu zaman gerçekte olandan bağımsızdırlar. Düşündüğümüz, hissettiğimiz şeyin kesinlikle gerçekleşeceğine inanırız. Hislerinize bu denli inanmak sizi olumsuz etkileyebilir. Tedavi içerisinde “bu sefer bir şeylerin ters gideceğini hissediyorum” gibi olumsuz düşünceler sadece sizin bu süreçte çökkün ve moralsiz hissetmenize yol açar.
Olumluyu Yok Sayma: Unutmayın ki infertilite tedavisi kesinlikle tek aşamadan oluşan bir tedavi değildir. Tedaviyi sadece gebelik sonucuna göre değerlendirirseniz, bu durum, negatif sonuç alma halinde, ileride göreceğiniz tedavilerde motivastonunuzu düşürecek bir engel oluşturabilir. Daha ilk muayene gününüzden transfer gününe kadar her şeyin aşamalı olduğu bilgisini edinerek bu süreci geçirmeye çalışın. Tedaviyi başlatacak yumurtanızın, sperminizin var olması, kullanılan ilaçlara yanıt vermeniz, yumurta toplama işleminin, döllenme işleminin başarıyla gerçekleşmesi vs. gibi aşamaları görmeden sadece sonuca odaklanmaktan kaçının. Aksi taktirde tedavinizde olumlu giden birçok şeyi yok sayarak stresinizi arttırmış olabilirsiniz.
Zihin Okuma: Bu düşünce hatası çoğu zaman hepimizin içine düştüğü bir yanılsamadır. Muayeneye girersiniz doktorunuzun suratı asıktır, hemen aklınıza durumunuzla ilgili ters giden bir şey olduğu gelir. “Kesin kötü bir şeyler var, benden gizliyor, moralim bozulmasın diye böyle söylüyor” vb... gibi. O sırada doktorunuzun o gün için canının sıkkın olabileceği, sizden önce yaptığı bir telefon görüşmesi ya da başka bir hastasından aldığı kötü bir haber aklınıza gelmeyebilir. Bu şekilde düşünce hatasına düşmüş olursunuz ve uzun vadede buna benzer örnekler stresinizi arttırabilir.
Kişiselleştirme: Her şeyi kendimizle ilgili görmek. Tedavi sonucunda yumurta ile spermin güzel bir şekilde döllendiği, oluşan embriyonun transfer edileceği söylenir. Transfer biter, artık o gün gelmiştir. Sonucunuzun negatif olduğunu öğrenirsiniz. Sonra bütün bu durumu kendinize mal edersiniz. “Demek ki benle ilgili bir durum oldu ki tutunamadı embriyo”, “bende kusur var”, “ben, eşimi bu duygudan mahrum bırakıyorum” gibi kişiselleştirmeler yaparsınız. Bu da oldukça güçlü ve tehlikeli bir düşünce hatasıdır. Embriyonun tutunup tutunamaması direkt olarak sadece rahimle ilgili bir sorun olduğunu göstermez.
Tedavilerde Sizi Umutsuz Yapan Düşünce Hataları
Bizler, stresli olduğumuz zamanlarda birtakım düşünce hataları yapmaya meyilli hale geliriz. İnfertilite tedavisi oldukça zorlu ve ucu belirsiz bir dönemi kapsadığı için stresi beraberinde getirmemesini bekleyemeyiz. Hal böyle iken bize düşen en büyük görev, yaşadığımız stresin şiddetini dengeli bir düzeyde tutmaya çalışarak, tedavimiz üzerindeki olumsuz etkilerini minimum düzeye indirmektir.
Aşağıda belirtilenler, infertilite sorununu yaşayan çiftlerin çoğu zaman içine düştükleri düşünce hatalarıdır. Bu düşünce hatalarına sahipseniz ve bunlar sizi yüksek düzeyde etkiliyorsa, mutlaka tedavi gördüğünüz merkezde bir psikolojik destek almanızda fayda vardır.
Zihinsel Filtreleme: Gittiğiniz bütün doktorların, durumunuzla ilgili olarak “Sen, tedavi ile çocuk sahibi olabilirsin” demeleri yerine içlerinden sadece birinin “Senin çocuğun olmaz” demesi ile diğerlerine olan güveninizin bir anda sıfırlanması ve sadece size olumsuz konuşan doktorun söylediklerini düşünerek tüm motivasyonunuzun kırılmasını buna örnek verebiliriz.
Geleceği Okuma(Felaketleştirme): Gelecekte olacak olayları öngörme, eğer kafamızda kesinmiş gibi bir şekil alırsa bu bir düşünme hatası haline gelir. Örneğin, daha önce geçirmiş olduğunuz tüp bebek tedavisi başarısız sonuçlanmışsa, ondan sonraki denemelerinizin de bu şekilde sonuçlanacağına dair güçlü inancınız bir düşünme hatasıdır. Çünkü geleceğin ne getireceğini öngörmemiz neredeyse imkansızdır.
Duygusal Çıkarsama: Bir şeyi hissetmekle gerçekte olanı karıştırma. Tedavi içerisinde iken durumla ilgili birtakım hisler barındırırız. Bu hisler çoğu zaman gerçekte olandan bağımsızdırlar. Düşündüğümüz, hissettiğimiz şeyin kesinlikle gerçekleşeceğine inanırız. Hislerinize bu denli inanmak sizi olumsuz etkileyebilir. Tedavi içerisinde “bu sefer bir şeylerin ters gideceğini hissediyorum” gibi olumsuz düşünceler sadece sizin bu süreçte çökkün ve moralsiz hissetmenize yol açar.
Olumluyu Yok Sayma: Unutmayın ki infertilite tedavisi kesinlikle tek aşamadan oluşan bir tedavi değildir. Tedaviyi sadece gebelik sonucuna göre değerlendirirseniz, bu durum, negatif sonuç alma halinde, ileride göreceğiniz tedavilerde motivastonunuzu düşürecek bir engel oluşturabilir. Daha ilk muayene gününüzden transfer gününe kadar her şeyin aşamalı olduğu bilgisini edinerek bu süreci geçirmeye çalışın. Tedaviyi başlatacak yumurtanızın, sperminizin var olması, kullanılan ilaçlara yanıt vermeniz, yumurta toplama işleminin, döllenme işleminin başarıyla gerçekleşmesi vs. gibi aşamaları görmeden sadece sonuca odaklanmaktan kaçının. Aksi taktirde tedavinizde olumlu giden birçok şeyi yok sayarak stresinizi arttırmış olabilirsiniz.
Zihin Okuma: Bu düşünce hatası çoğu zaman hepimizin içine düştüğü bir yanılsamadır. Muayeneye girersiniz doktorunuzun suratı asıktır, hemen aklınıza durumunuzla ilgili ters giden bir şey olduğu gelir. “Kesin kötü bir şeyler var, benden gizliyor, moralim bozulmasın diye böyle söylüyor” vb... gibi. O sırada doktorunuzun o gün için canının sıkkın olabileceği, sizden önce yaptığı bir telefon görüşmesi ya da başka bir hastasından aldığı kötü bir haber aklınıza gelmeyebilir. Bu şekilde düşünce hatasına düşmüş olursunuz ve uzun vadede buna benzer örnekler stresinizi arttırabilir.
Kişiselleştirme: Her şeyi kendimizle ilgili görmek. Tedavi sonucunda yumurta ile spermin güzel bir şekilde döllendiği, oluşan embriyonun transfer edileceği söylenir. Transfer biter, artık o gün gelmiştir. Sonucunuzun negatif olduğunu öğrenirsiniz. Sonra bütün bu durumu kendinize mal edersiniz. “Demek ki benle ilgili bir durum oldu ki tutunamadı embriyo”, “bende kusur var”, “ben, eşimi bu duygudan mahrum bırakıyorum” gibi kişiselleştirmeler yaparsınız. Bu da oldukça güçlü ve tehlikeli bir düşünce hatasıdır. Embriyonun tutunup tutunamaması direkt olarak sadece rahimle ilgili bir sorun olduğunu göstermez.