Dersim adının Anlamı
Dersim, Gileki (Dimilik) “der” (kapı), “sim” (gümüş), Zazaca’da, Dersimce ise “deyr-sim” sözcüklerinden oluşan bir isim tamlamasıdır.
Türkçe’ye “gümüş kapı” olarak çevirebiliriz. MÖ 4.yüzyıldan önce Yunan tarihçi ve coğrafyacılarının Dersim yöresine “DARANİS” adını verdikleri ve Anadolu’ya ilişkin en eski adların başında “Dariaini”ni geldiği belirtilmektedir.
Tarihçi Ptolemy’nin Dersimi “Daranalis” olarak kaydedilmesi mö 519 yılında Pers Kralı Dara’nın (Darius) Kral olmasından itibaren başlamaktadır. Munzur Dağları’nı içine alan geniş bir alanı kapsayan “Daranalis” adının yüzyıllarca kullanıldığı bilinmektedır.Günümüzde Erzincan’a bağlı Tercan ilçesini kapsayan alana “Deryene” (Derksen) adınını verildiği Strabon’un “Coğrafya” adlarının verildiğine başka kaynaklarda da rastlanmaktadır.
Dersim adının kökeni, Hazar denizi’nin güneyindeki Deylem bölgesinde yaşantılarını sürdüren Deylemlilere kadar uzanmaktadır.Deylemliler (Gilanikliler-Gilanlılar) Pers öncesi halklarından olup 4. yüzyılda Deylemista adıyla alınan yurtlarını, sürekli olarak Arap, Fars, Türk ordularına karşı korurlar.
Deylemliler’in yurtlarını koruma çabası 1256 yılında Moğol işgaline kadar sürer. Moğollar’dan kaçarak batıya göç eden bir kısım Deylemlier’in bugünkü Dersim’e yerleştikleri sanılmaktadır.
İşte yurtlarını terkedip, Anadolu’ya doğru göç eden Deylem aşiretlerinin bu bölgede yerleşmesiyle bölgeye kendi adlarını egemen kıldıkları sanılır. Yunan tarihçi ve coğrafyacılarının Dersim bölgesine “Daranis” adını verdikleri gibi Dara’nın “Bisütün Kitabelerin de bu havaliyi tanımlayan”Zuzu” tabirin de Dersim yöresinde konuşulan “Zaza” sözcüğünden geldiği muhtemeldir.
Cumhuriyet döneminden önce 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu’nun resmi yazışmalarında yoğun olarak “Dersim” adı sıkça kullanılmıştır.
1847 yılında Dersim Sancağı’nın Erzurum eyaletine verilmesinden sonra 1859 yılında yapılan bir değişiklik de Harput eyaletine bağlanır. İşte bu tarihten itibaren Dersim ve çevresi haritalarda gösterilmeye başlanmıştır.
Tunceli’nin (Dersim) Özet Tarihi
MÖ 5000 yıllarında Dersim yöresinde yaşadığı saptanan “müşki” adlı Aryalar’la başladığı Asur bölgelerinde Dersim halkının “MÜŞKİ” adı ARYALAR olduğu belirtilmektedir. Daha sonraki dönemlerde “KARDUK” adını alan bu kavim, Hitit krallığı’nın yıkılmasıyla batıdan gelen PALA ve diğer Hititliler’e karıştılar....Bu dönemde Şuhna, Ishüru, Alshi halkları Hititler’e komşu idiler. MÖ 4000’lerde Sümerler’in egemen olduğu Akad Kralı Sargan ve Naramsin’e ait kitabelerde anlaşılmaktadır, ancak MÖ 2370-2330 yıllarında Dersim, Akadlar Devleti’nin bir ili olarak gösterilmektedir.
MÖ 2200’de Dersim ve çevresi Mezopotamya-Anadolu arasındaki ticari ilişkilerde geçiş noktası; bu binyılın ikinci yarısından önce bağımsız Hurri Krallığı arkasında Hitit İmparatorlığu (XV. Yüzyılın ortaları XI. Yüzyılın sonu) yayılma siyasetinde öncelikli bir yer tutan bölge olmuştur.MÖ 2....’de “işu va” diye anılan bugünkü Tunceli-Elazığ bölgesinin halkı olan Hurriler’in uygarlık açısından Hititler’i etkilediği görülür. Daha sonra Saburrular, Hurri diye anılmaya başladılar.MÖ 2000 yılında Kuzey Doğu Anadolu, Hurriler’in egemenliğine girdi. MÖ 1500 yıllarında Hurriler Orta Doğu’nun en güçlü devleti idi.
MÖ 16.-15. Ve 14. yüzyıllarda bölge Mitaniler’in egemenliğine girer. Mitaniler (Mitani halkı Hurrilerden oluşuyordu.) Dersim yöresinde Asurlar’dan da önceleri bir süre egemenlik kurmuşlardır. (MÖ 1252) Asur Kralı Tukulti (MÖ 1242-1206) Hurriler’e ait ALZİ, AMADUNU (Diyarbakır) Purulumzi bölgelerini almıştır.
Hitit Kralı Suppuliluila Mas ve oğlu Marsilis (MÖ 1347-1320) yazıtlarında komşu ALZİ , SUHWA, ISHUVA ve ALSHİ halklarıyla savaşlardan söz eder. Bu halklar Ermeniler’den önce bölgeye gelmiş bölgenin ilk halklarıdır. MÖ 1335 yılında Dersim yöresi ile bütünleşen AZZİ –HAYAŞA ülkesini Hatti Kralı II. MÜRŞİLİ bir seferle kendisine bağladı. Dersim olarak adlandırılan İşuwa yöresinde “MÜŞKİLER” yaşıyordu. Erken demir çağında yöreye nereden geldikleri kesin olmayan Müşkiler’in Dersim yöresini iskan ettiği bir alan olarak görülmektedir. MÖ.IX. yüzyılda Müşkiler, Murat suyu ile batı fırat arasında “UŞUVA”yı da içine alan bölgeye gelip yerleşirler. Bu sırada yöre halkı Hurriler’den oluşuyordu. Asur Krallığının bölgeye ilki bu kez Asur-Muşki mücadelesine sahne olur. IX. Yüzyılın sonlarına kadar bölgeye Asur yağmar seferlerine maruz kalır. Dersim çervresi IX. Yüzyıldan iyibaren bu kez Dersim; Asur ve Urartular arasında çekişme konusu olur. Ancak Asurlar bu tarihlerde kendi iç karışıklıkları ile uğraştıklarından bölgenin hakimiyeti el değiştirmiştir.(Hakimiyetini kaybetmişlerdir.) Urartu Kralı MİNUA (810-785/780 yıllarında Alzi ülkesini VIII. Yüzyılın başlarında da (799’dan sonra) ele geçirerek kendi eyalet sistemi içine katmıştır.
MÖ VIII. Yüzyılda Dersim yöresi Urartular’ın egemenliği altına girdi. Urartular(MÖ 900-612) Müşkiler’in saldırılarını püskürttüler.VIII.yüzyılda Dersim Urartu Devleti’nin sınırları içerisinde olup, Urartular-Dersim-Elazığı yöresine “Süpani” diyorlardı. Urartu halkı MÖ II.yüzyılarından kalma Hurrice’ye yakın bir dil konuşuyorlardı. Urartu Devleti, Hurri soylarının küçük prenslikleriyle bir birlik olusturmaları sonucu kurmuşlardır.
İlk Kralı Sarduri I. (MÖ 840-825) Dersim yöresi VI-II. Yüzyılda Urartu sınırları içerisinde göstermektedir. İzoli’de, Bağın Mazgirt’e ve Palu’daki yazıtlarda bu gerçeği kanıtlamaktadır.
Kral II. Rus’a (MÖ 678-645) Mazgirt’i bayındır bir haline getirerek, kaleye bir kitabe yazdırır. Dersim yöresindeki Müşkilerin saldırısını püskürtmüş ve bu dönemde etkisiz hale getirmiştir.Mazgirt kale köyündeki kale II. Rusa döneminde yapılmıştır.
MÖ 715 yılında Med aşiretlerinin önderlerinden Dayarikko Keyeksa tüm Med aşiretlerini (Med, Guti, gui, Kusi, Lolo, Mamai, Kardus, haldi ve Kardu) bir araya getirerek bugünkü iran şehri Hamedan’da Medler’i bir devlet çatısı altında birleştirdi. MÖ 600 yıllarında Medler, Urartu Devletini ortadan kaldırdılar. Böylece Urartular’ın yerine bölgeye Medler egemen olurlar. Medler MÖ 7. yüzyılda İşuva’yı, 560 yıllarında ise Doğu Dersim yöresini ele geçirdiler.Böylece Dersim bölgesi Med Devletinin egemenliğine girdi.
Medler’in Dersim yöresindeki egemenlikleri süresince dinsel alanda yüzyıllar boyunca silinmeyen izler bıraktıkları anlaşılmaktadır. Dersim’de şiiliğin bir kolu olan Ehl-i Hak Mezhebi büyük ölçüde Zerdüştlük’ten etkilenmiştir. MÖ VII. Yy.’da Dersim Med egemenliği altına girdi. Ancak yerleşik bir düzen oluşturamayan Med Devletine MÖ 550’de Persler Anadolu’ya sefer yapar.Dersim yöresini fetheder.Pers döneminde “Medya Sınır Saptanlığı” içinde yer alan Dersim’in yerel halkı, Haldiler, Khalibler, Massinekler ve Akilisenler’den oluşmaktaydı. 13. Satraplık olan Akilisenler, Dersim için bulunduğu Armenia satraplığının sınırları Ağrı Dağından, Fırat ırmağının kıyısına doğru uzana bölgeyi kapsıyordu.
Heredot’un 13. satraplık olarak belirlediği Dersim’in içinde bulunduğu satraplığın o zaman ki valisi ORTATAŞ, Akilisene yöresini de kapsayan alanda valilik yapıyordu.
MÖ 334 yılında Büyük İskender; Biga Çay’ı İSOS savaşı daha önce de Gawgamala (Kerbela yakınlarında) yaptığı savaşta Persler’i ağır yenilgilere uğratan Makedonyaluı İskender, tüm Anadolu’yu Makedonya topraklarına kattı. Pers soylularından Ariorates, MÖ 332’de Dersim’i kapsayan topraklarda Makedonya Krallığını kurdu.
Makedonyalılar’ın Anadolu’ya egemenlik yılları isyanla geçer.İsyanların başını Akilisene (Dersim) ve Kapadokya halkı çeker. II. Ü. Ariorates, Makedonyalılar’a karşı başarılı bir direniş örgütleyerek, MÖ 301’de Kapadokya Krallığı’nı yeniden kurdu.Ancak Makedonyalı asker önderler isyan bölgesine gelerek , katliam yaparak isyan bastırdılar.(MÖ 322) İskender’in ölümünden sonra Perdikkas ayaklanma bölgesi olan Akilisene gelir, Dersim’deki ayaklanmayı bastırır. Dersim böylece Makedonya egemenliğine girer. Dersim bölgesi MÖ 230 yılında Kapadokya’ya dahil edildi.
MÖ 180’lerde Kapadokya Krallığı, Anadolu’yu işgal politikası gütmekte olan Roma İmparatorluğu’nun uydusu durumuna geldi.Anadolu’da Roma ordusuna karşı da etkin olan Pontos Krallığı, Kapadokya topraklarını işgale yeltenince, Roma-Pontos savaşı başladı.
Sulla komutasındaki Roma ordusunun Potos-Ararks işbirliğini çökertmesinden sonra, etkinliği azalan Pontos Devleti, son kralları Mitridates, Evpatur’un Roma komutanlarına yenilmesiyle ortadan kalkınca Dersim Roma egemenliğine girdi.
Part Krallığı döneminde ise , Part Krallarından Mitridates MÖ 140 yılında Dersim bölgesini egemenliği altına alır.Araks (Part) Krallığı, Selekidler’e meydan okurlar. Pers Krallığı ülke topraklarını daha sonra Persler’le paylaşırlar.. Bu prensliklerden birini de ARTARSASD’in oğlu Tigran (Dirkan) yönetir.Tigran, Sophane (Dersim-Elazığ) Krallığını da alarak, böylece dersim bu dönemde TİGRAN’ın egemenliği altına girdi. MÖ 70’lerde ise Arasklar yönetimiyle, Arsaklar arasında el değiştirdi.
MÖ 69-66 yıllarında Romalılar Lukullus komutasında ki bir orduyu Tigran’ın üzerine gönderirler.Lukullus Malatya (Melitene) Sophane (Dersim-Elazığ) yörelerini yağmalar.Tigran Van’a kaçar. MÖ 55’lerden başlayarak Doğu Anadoluya giren Partlar Dersim’de etkinlik sağladılarsa da , bu etkinliği kıran roma Askeri gücü, bölgeyi kapadokya eyaletine bağladı.
Romalılar MÖ I. yüzyıldan itibaren partlar’ın üzerine sürekli seferler düzenlemişlerdir. Partlar’ın (Arsaklar) direnişi uzun yıllar sürer. Part Kralı MİDRDATES, Ermeni (ARASK) Kralı ve damadı Tigran Romalılar’a karşı savaşmışlardı. Bu dönem de Dersim bazen Arsaklar’ın bazen de Arasklar’ın egemenliği sınırları içinde kalmıştır.
Sasaniler (212-642) Babek’in oğlu Erdeşir 226 yılında Sasani İmparatorluğu’nu kurmuştur.Grek ve Roma tarihçilerine göre, Sasaniler, Romalılarla ve Bizanslılarla savaşmışlardır.Daha sonra Sasanilerle Bizanslılar arasında kalıcı bir barış yapılır.Dersim-Elazığ yöresi Sasani İmparatorluğu içinde kalır.
395’ten sonra Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’nun egemenliği altına giren Dersim “Roma Mezopotamyası” denilen “Therma” içerisinde iken İran-Sasanlı ve Bizans orduları etkinlik savaşlarına sahne olur. Sasaniler’in Dersim’deki egemenlikleri 506 tarihinden sonra başlar.Sasani hükümdarlarından I. Kubart (Kavaz) Dersim yöresini İmparatorluğunun sınırları içine alındığı söylenirse de, bölgenin dağlık oluşu, nedeniyle egemenliği her zaman olduğu gibi şaibeli kalmıştır.
642 yılında Halife Ömer zamanında Nihavend Savaşı (642) sonucunda Arap İslam Orduları Sasani Şahı olan III. Yezdigirt’i yenilgiye uğratmasıyla, Araplar, Sasani Devletinin siyasi valığına son verirler.
661 yılında Araplar Habib b. Meslene tarafından Doğu Anadolu bölgesinde fetihlere girişilir. Bizans İmparatoru Konstantin durumu kendi lehine çevirmek için Dersim; Erzincan ve Erzurum yöresine sefer düzenler, olumlu sonuçla döner. 653 yılında Habib, Mesleme, Ermeni valiler’in desteğiyle Dersim’de denetimi sağlarsa da, Dersim bu dönemde Bizans; Arap güçleri arasında sürekli el değiştirmişti.(686)
700 yılında Arap İslam Ordusu Abdullah b. Abdülmelik komutasında bir sefer yapar ve Erzurum, Erzincan,Dersim bölgesi Arap egemenliğine girer.
772 yılında Abbasi yönetimine karşı Dersim yöresinde genel bir ayaklanma olur.(Ayaklanma içinde Ardzruni, Bağratlı ve Mmikon Ermeni kökenli boyları vardır.) Dersim merkezinde başlayan bu ayaklanma, genişleyerek isyan dalgası Erzurum’u kuşatma altına alır. Amir; b. İsmail El Harisi komutasındaki Arap ordusu, Ermeniler’i Erzurum; Erciş yakınlarında yenilgiye uğratır. Abbasi Halifelerinden Muhammed Mehd ve Halife Mutez döneminde de bölgede isyanlar çıkmıştır.Bu dönemde Bizanslılarla İslam Arap kuvvetleri bölge de etkinlik kurmaya çalışsalar da, Bizans İmparatoru Theoophilo 837 yılında Dersim yöresini yağma eder.Hozat yakınında ki CMU(CMNU) Palin ve Maskert (Mazgirt ile Akkilisene) yöresini işgal eder. Hozat’ı tahrip eder.Bizansın baskıcı yönetimine karşı halk ayaklanır. 837 yılında Dersim yöresi Bizanslı Jones Karkuas ile Müslüman Hamdaniler’den Seyfüdlarının kuvvetleri Harput yakınlarında savaşa tutuşurlar.Karkuas yenilgiye uğrar. Bu savaşta askerler’in çoğu Dersim ve Elazığ’ın yerel halkından oluşuyordu. Bizans Doğu Ordu Komutanlığına İonne Tsimiskes, Batı Ordu Komutanlığına ise kardeşi Leon Phokas getirilir.Böylece Bizans İmparatorluğu Bölgedeki yönetimi Dersimliler’in eline geçer.Çünkü Jonnes Tsimiskes Çemişkezek’liydi. Ancak 882 yılında Dersim bölgesi İslam Arap etkisi altına girer.
IX. yüzyılda Bizans İmparatorluğu, Mezopotamya içinde yer alan Dersim, bu dönemde Şeyh Hasan Beyliği’nin egemenliği altındaydı. Bu dönemde; Türkler’in yerli ittifakları olan Şadiller ve Mervan Kürtler’i, Bizansa karşı sert darbeler indiriyorlardı. Bu sırada Dersim’in Mazgirt yakınlarındaki Bağın’da Bizans’a karşı ayaklanmahaberi İmparator Manuel’e ulaşır.(1051-1052) Bunun üzerine Bağın yöresine Beros komutasında bir ordu gönderilir.Beros Bağında eşine az rastlanan yağmalar ve zulümler yapar.1055’TE Beros’un yeri,ne bu defa Melissene geçer. Bizans İmparatoru THEDORAS Bağın yöresinin yönetimini ve Ermeni Perslerinin savunma görevini Melissene’ye verir.Büyük Selçuklu döneminde ise Selçuklu hükümdar’ı Melikşah, Dersim aşiretlerin’den bazılarını(Baba, Mansur ve Kureyşan aşiretleri gibi)Kavurd’a karşı gösterdikleri başarıdan ötürü, Selçuklu Sultanı Melikşah bu aşiretleri Dersim yöresine iskan ettirmiştir.
Dersim 118-1142 yıllarında Mengücekler; Mazgirt çevresine, beylikler döneminde ise Dersim yöresine egemen olmuşlardı.
Ağustos 1226 yılında Anadolu Selçukluları Çemişgezek’i ele geçirdiler, 1228 yılında ise, Mengücekoğulları topraklarının tamamını fetheder.
Böylece Dersim yöresi Anadolu Selçuklular’ın egemenliğine girer. (1231-1237) Anadolu Selçuklular’ın, Büyük Selçuklular’ın yenilmesinden sonra, uzun süre değişik beylikler arasındaki etkinlik savaşlarında durmadan el değiştiren Dersim, 1243’te kısmen Moğol egemenliği altına girdi.
13.yüzyıl sonlarından 14. yüzyıl ortalarına kadar Dersim, Elazığ-Malatya, Maraş, Erzincan gibi yerlerde Moğol egemenliği kurulmuştur.
Merkezi Erzincan’da bulunan Eretna Beyliği (1335) bu dönemde Moğolların varsalı durumundaydı.Osmanlı topraklarına giren Timur Dersim yöresini kısmen de Sivas şehri’ni kuşatır. Kuzey Dersim’in hakimi durumunda olan Muttahharten ‘de Timr’a itaat eder.Bu dönemde Güney Dersim yöresi ise Şeyh Hasan Beyliğinin egemenliği altındaydı.Muttahharten, 1387’de Timur’un egemenliğini tanıyıp, Sivas’ın ele geçirilmesinde ona yardımcı oldu.Bu hareketi cezalandırmak için Dersim üzerine yürüyen Yıldırım Beyazıd Erzincan’ı aldıysa da kesin başarı sağlayamadı.
Timur’un Doğu Anadolu egemenliği yıllarında Karakoyunlular, Erzurum, Sivas, Erzincan ve Dersim dolaylarına yerleşirler. Akkoyunlular XV.yüzyılın ilk yarısında Dersim yöresini kendi kendi yönetimine alırlar.
Ankara savaşın’dan sonra uzun süren Dersim’deki etkinlik savaşlarında taraf olmayan Dersimliler, Osmanlılar 12 Ağustos 1453 Otlukbeli savaşıyla yöreyi ele geçirmeye çalışsalar da, Dersim yöresinde üslenen Şah ismail’in güçleri ve Dersim’in hakimi Hacı Rüstem güçleri Osmanlı egemenliğini sarstılarsa da , 1514 Çaldıran savaşıyla yöredeki Osmanlı etkinliğini kısmen sağlamıştı.
Bütün bunlara rağmen Dersim’in tamamı Osmanlı egemenliğine girmedi. Dersim ile Osmanlı Merkez yönetimi arasında bağlar sağlanmıştır.XVII. ve XVIII. Yüzyıllarda Dersim muhtariyet olarak kalmıştır.
Tanzimat döneminde ise Dersim komutanlığı Şah Hüseyin adlı bir Dersimli’nin egemenliğindeydi.
Osmanlı merkez yönetimi ile Dersimliler arasında kaynaşmalar devam ederse de XIX. yüyılda Dersim özerk olarak yönetilir.(Abdülhamit döneminde Dersim’in özerk olduğunu belirtir)
1847 yılında Dersim sancağının Erzurum eyaletine verilmesinden sonra , 1859 yılında da yapılan değişiklikle Harput eyaletine bağlandı.
1890 yılı Devlet sahnamesinin kayıtlarında şöyle anlatılır.Mamuret Ül Aziz vilayetine bağlı bir sancak olan Dersim’in merkezi Hozat olup, Ovacık, çemişgezek, Çarşancak, Mazgirt, Kuzucan (pülümür), Kızılkilise(Nazmiye) ve Pah kazalarından oluşmaktaydı.
1892 yılında Dersim, Erzurum vilayetinin Erzincan sancağına bağlıydı. 1916 ve 1918 yılında da herhangi bir yönetsel değişikliğe uğramadı.
Cumhuriyet döneminde de değişmeler sürmüştür. Cumhuriyetten sonra il yapılan Dersim, 1923’te ilçe olarak Elazığ’a bağlandı. 1936 yılında tekrar il yapıldı. Ve 2884 sayılı özel kanunla Dersim adı Tunceli olarak değiştirildi.