Karşı gördüğün politikasını beğenmedigin insani eleştirirsin bu doğal bisey ama bakarsın ki davam dediğin kurum senin davandan uzaklaşmıştır o zamn ya bile bile sırf dışardan dönek demesinler diye devam edersin yada hataları da olsa davana en yakin gördüğün kuruma geçersin bu kadar basit .. Mhp artik ne ülkücü nede sağ bir parti .. Bende gezi olaylarına kadar Erdoğan dan nefret eden biriydim her ortamda yargılayıp hata olarak gördüğüm hamlelerinden bahsederdim ama şuan davamin lideri olarak görüyorum buna döneklik denmez gezi olaylarından sonra Mhp den soğuyup Akp ve Erdoğan ile ilgili araştırmalar yaptım ciddi ciddi hemde ve karar verdim ki benim ser gördüklerim meğer ülkemin yararınaymış ..
Siyasetin en klişe sözlerinden biri ‘Dün dündür, bugün bugündür’ olarak bilinir. Bu söz merhum Süleyman Demirel’e atfedilir ama siyasetin evrimi içinde onlarca yerli yabancı siyasetçinin ağzından benzer sözler çıktığı bilinir. Bu sözü en anlamlı kılan şey de siyasetçilerin, siyasi yaşamları boyunca attıkları her farklı adımda kendileriyle 180 derece ters düşen açıklamalar olur.
2002’den beri AK Parti’nin rakibiyken bu partiye ve liderlerine ağır eleştiriler yönelten bazı siyasetçiler, bu duruma AK Parti saflarına katılınca düştüler. DYP lideri Süleyman Soylu, Has Parti lideri Numan Kurtulmuş ve şimdi de eski ATP lideri, MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş...
Fotoğraflar, deşifre metinler, videolar, her şey artık bir tık uzakta..
İşte Google ya da Yandex arama motorlarına Türkeş ile Erdoğan ya da Davutoğlu sözcükleri yan yana yazıldığında çıkan bazı örnekler:
Lideri olduğu ATP’den 2010 yılında MHP’ye geçen Türkeş, MHP’nin 2012 yılındaki kongresinde en fazla delegenin oyunu alarak parti yönetimine seçilmişti. Haliyle de parti yönetiminde Genel Başkan Yardımcısı olarak etkili bir göreve gelmişti. Bu nedenle de sık sık AK Parti hükümetlerinin icraatlarını eleştiren açıklamalara imza atmıştı. Bu açıklamaların odağında da çoğu zaman Erdoğan yer almıştı.
BENİM TEK TALEBİM ONUN YARGILANMASI
CNN Türk TV’de Enver Aysever’in sorularını yanıtlarken şöyle demişti örneğin:
“Karşımda bir siyasi parti var. Bunun başı, genel başkanı, başbakan olan şahıs, benim partime suikast yapıldığında, yani bizim partiyle ilgili kaset olayları yapıldığında hönkürüyordu. (Sesini değiştirip Erdoğan’ı taklit ederek) Neyi özel, genellll, genelll... diye bağırıyordu. Şimdi aynı adam çıkıp diyor ki benim kriptolu telefonumu dinlediler. E baba, sen devletin sana güvenlik işleri için verdiği telefonu oğlunla para transferi için kullanma sen de... (Emin misiniz bundan) Tabii tabii... Montajı Devlet Bey ile ilgili komik bir şey yaptılar. Öyle yapınca iki cümle oldu. Herkes anladı montaj olduğunu. Ama Tayyip Erdoğan’ın kısık sesle konuşmasını bulacaksın ondan yapacaksın bir... İkincisi herkes Tayyip Bey’i dinine bağlı ve onu yoğun yaşayan biri olarak tanıyor. Üç aydır ben yapmadım onlar yaptı demek yerine niye çıkıp ‘Vallahi de billahi benim evimde böyle paralar yoktur, ben böyle bir haram işe bulaşmadım’ demiyor. Benim tek talebim O’nun yargılanmasıdır.”
SENİN O BACAĞINI KIRARLAR
Nisan 2013’te babası merhum Alparslan Türkeş’in ölüm yıldönümü töreninde yaptığı konuşmada, sözü MHP’yi eleştirmek için zaman zaman babasından alıntılar yapan Erdoğan’a getirip, “Sıkıştığında rahmetli Başbuğ’un lafına sözüne sığınan Sayın Başbakan, günü geldiğinde ‘Milliyetçiliği ayağımın altına alırım’ diyor. Senin o bacağını kırarlar” demişti. Türkeş, sosyal medya sitelerinin kapatılmasına da kayıtsız kalmamıştı ve Mart 2014’te Twitter kapatıldığında şu yorumu yapmıştı:
“Sayın Başbakan (Tayyip Erdoğan) ilk dönemini acemilik, ikincisi kalfalık, üçüncüsü ustalık diye ifade etmişti. Ustalık döneminde kandırıldığını, aldatıldığını kendisi söylüyor. Şimdi de ancak totaliter rejimlerde, tek adam yönetimlerinde yani demokrasiye yakışmayan ülkelerde, demokrasi içerisinde olmayan ülkelerde, 21. yüzyılda yapılan uygulamaların bir benzerini kendisi yaptı Twitter’ı kapattı. Sosyal medyayı engellemeye çalışıyor. Biz bundan sonraki dönemin Sayın Başbakan’ın emeklilik dönemi olduğunu düşünüyoruz.”
2014 Ağustos’unda Başbakan Tayyip Erdoğan, ‘Bana Gürcü, affedersin çok daha çirkin şeylerle Ermeni diyenler oldu’ ifadesini kullanınca en sürpriz tepki yine Türkeş’ten gelmişti. Türkeş, “Erdoğan’a 21. yüzyıldan haberlerimiz var; Ermeni olmak bir suç, bir kusur, çirkinlik, ayıp veya günah değildir. Ait olduğumuz etnik ve kültürel gruplar Yüce Rabbimizin takdirinin bir neticesidir ve bunların hâşâ ayıplanması veya küçümsenmesi günahların en büyüğüdür” demişti.
Daha cok var yazayim mi?