- 3 Ekim 2010
- 3.653
- 23
-
- Konu Sahibi MonalisaSmile
- #1
Ballı lokmam, bi tanecik oğlum, tosun paşam 15 temmuz 2011'de doğdu. bugün tam olarak 2 ay 3 hafta 5 günlük olmuş. bu süre boyunca oğluşumu büyütürken, aklımda devamlı onunla ilgili bir günlük tutup gelişimini kaydetmek vardı. unutmamak ve ilerde de hatırlamak için gelişiminin kaydını tutmak istiyordum. el yazım çirkin olduğu için deftere yazamıyorum. şimdiye kadar ki süreci özetleyerek burdan bir başlangıç yapmak istiyorum.
Hamileyken, oğlumun böbreğinde tespit edilen sorun nedeniyle, doktorumun önerisi üzerine, doğumu Ankara'da üni. hastanesinde yaptık. 15 temmuz cuma günü sabah saat 10.35'te oğlum spinal sezeryan doğumla dünyaya geldi. doğduğunda tam 3.770 kiloydu. o an bişey anlayamamıştım ama şimdi düşünüyorum da, şu an yatağında uyuyan bu muhteşem varlığın benim karnımdan çıkma anı Allah'ın bi mucizesiydi. Bambaşka bişey, tarifi yok.
sonra ben odama çıkarılırken, onu da gerekli tetkikleri yapmak üzere yeni doğan ünitesine götürdüler. orda mamayla beslemiş hemşire teyzeleri. benim sütüm daha gelmemişti. bu arada ziyaret saati 13.30 olduğu için eşim, annem, babam, kayınvalidem, kayınpederim ve görümcem bebeği ancak o saatte, o da camın arkasından görebildiler. akşama doğru elektrikli pompayla sütümü sağmaya çalıştım, az bişey geldi. annem götürdü, bebeğe versinler diye, oğlum ilk bi kaç damla anne sütünü bu şekilde almış oldu. akşam sezeryandan sonra ilk defa ayağa kalktım bi kaç adım yürüyüşten sonra oğluşumun yanına gitmek istedim. yenidoğan ünitesine gitmek için uzun uzun koridorlardan geçip merdivenler çıkmak gerekiyordu ama hiç biri gözümde yoktu ki sadece biricik oğlumu görmek istiyordum. bana kalsa koşarak bile giderdim ama hemşireler yürüyerek gidersem başım dönebileceğini bu yüzden tekerlekli sandalyeyle gidebileceğimi söylediler. hasta bakıcı beni oraya kadar götürdü. bebeğimi gördüm, ödemlerden dolayı yüzü, gözleri, elleri yumuk yumuktu. yenidoğan bölümüne dışarıdan giysi almadıkları için ellerindeki kıyafetlerden giydirmişlerdi bu yüzden oğlumun başında noel baba şapkası vardı:)) onun için ilk fotoğrafları noel baba gibi. hemşirelere bebeğimi emzirmek istediğimi söyledim. onlar da karnını doyurduklarını, sabah gelmemi söylediler. ben de geri döndüm ve sabah tekrar gittim. hemşire bana bezle ve doyur annesi dedi. öyle bakakaldım, çünkü nasıl yapacağım hakkında gerçekten hiç bir fikrim yoktu. yandaki bebeğin annesi bebeğin altını değiştirirken, çaktırmadan ona baka baka, oğlumun altının ilk kez temizledim. çırpı gibi bacakları vardı. insan tutmaya korkar, çıt diye kırılıverecek gibi. sonra emzirmeye çalıştım ama olacak gibi değildi. ben de biberonla mama verdim.
sonra aynı gün öğleden sonra oğlumu odama yanıma getirdiler. ondan sonra hastaneden çıkana kadar delileler gibi emzirmeye çalıştık.bu emzirme çalışmalarına katılmayan kalmadı. annem, eşim, hemşireler, kayınvalidem... biri bebeği tutar biri göğsümü mıncıklar falan filan. sonuçta bizim beyzade bi türlü etkili bi biçimde ememedi. ben de pompayla sağıp vermeye devam ettim. bu arada cumarteside salıya kadar gece de gündüz de hiç uyumadım. gündüz vakit bi şekilde geçiyordu da geceleri bebeğime bişey olacak korkusuyla başında nöbet tutuyordum.
pzt. günü oğlumun işitme testi, hepatit aşısı vs. de yapıldıktan sonra salı günü hastaneden çıkış işlemlerimizi tamamladık. çıkmadan önce tam 4 tane biberon süt sağmıştım. yolda emziremem diye. hastaneden çıktıktan sonra bahçelide hostaya gidip yemek yedik. bizim minnoş ilk defa gün ışığıyla tanışmış oldu böylece. doğuma yaklaşırken en büyük endişelerimden biri Ankara'dan evimize nasıl döneceğimiz konusuydu. çünkü temmuzun sıcağında minicik bebekle 3-4 saat yol gitmemiz gerekecekti. neyseki yolculuğumuz sorunsuz geçti. oğlum bütün yol boyunca uyuyup sadece karnını doyurmak için uyandı.
ve akşam 6 civarlarında bebeğimiz evi ve odasıyla ilk defa tanışmış oldu. odadaki çekyata yatırıp altını değiştirmek istediğimizdeyse bi güzel her tarafa kakasını yapıp memnuniyetini göstermiş oldu. bu arada evde pompamız da olmadığı için oğlum ve ben emzirme işlemini mecburen başarmak zorunda kaldık. zaten emmek zorundaydı çünkü göğüslerim o kadar çok dolmuştu ki artık ağrımaya başlamıştı.
iki gece evimizde kaldıktan sonra kayınvalidemin evine geçtik. bebeğim doğduğu günden beri bence oldukça huzurlu ve mutlu bir bebekti yanlız akşam oldu mu nedensiz bir ağlama nöbetine tutuluyordu. ilk defa 9. günümüzde ablamlar oturmaya geldiğinde akşam çılgınca ağlamaya başladı. bi türlü susturamadım. oğlumla odadan hiç çıkamadım. sonra ertesi gün altını değiştirirken bir baktım ki oğluşumun göbek bağı pıt diye düşüverdi. belki de onun için çok ağladı miniğim diye düşündüm o an. ama ondan sonraki akşamlarda da bu ağlamalar hep devam etti. belki de gazdan dolayı karnı ağrıyordu bilemiyorum. geceleri ağlaması yoktu neyseki. 2 saatte bir emmek için uyanıyordu. daha doğrusu uyanmadan ağlıyor, sonra karnı doyunca uyumasına devam ediyordu. bende her uyanışımda ya uyanmazsa diye saatimi iki buçuk saat sonrasına kuruyordum. 10. günümüzde sağlık ocağına topuk kanı aldırmaya gittik. sanırım 20. günü falandı bir pazar günü, oğlum sabahtan akşama kadar hiç durmadan emdi. 10dk dinleniyor sonra yine emiyor göğsümde uyuyor. göğüs uçlarım yara oldu. inanılmaz acı çekmeye başladım emzirirken. o zaman dedim ki sanırım oğlum beni emzik niyetine kullanıyor. ve emzik vermeye karar verdim. eşim karşı çıktı, sen nasıl annesin, bebeğini kandırıyorsun yalancı memeyle dedi. bir gün denemek için ağzına emziği verdim, hemen emmeye başladı, gözlerini kocaman kocaman açmış bana bakıyordu bi de, içim acıdı resmen Allah'ım ben bebeğime ne yapıyorum dedim, çıkarıverdim ağzında emziği. ama sonradan anladım ki saçmalamışım. emmek bebekler için bi ihtiyaç ve bu şekilde kendilerini rahatlatıyorlar. ayrıca hiç bir bebek aç olduğu halde emziğe kanmaz, atıp ağlamaya başlar. daha sonra verdim emziği şimdi emiyor ikimiz de huzurluyuz mutluyuz...
oğlum 1. ayına yaklaşırken kendi evimize geldik. ve oğlum ilk defa kendi beşiğinde uyumaya başladı. oğlumla başbaşa olmak bambaşka bi keyifti benim için, başkalarının yanında kuramadığımız iletişimi kurmaya başlamıştık. bu arada kırkı çıkana kadar da annem her gün geldi banyosunu yaptırdık. sonrasında da iki günde bir bazen annemle bazen eşimle bayo yaptırmaya devam ettik. sonra daha iki aylıkken ilk defa kendim banyo yaptırdım bebeğimi. zaten banyo yapmayı çok seviyordu ilk günden beri. şimdi de filenin üstne yatırıyorum. o da öylece su dökmemi bekliyor mutlu mutlu.
iki ayı daha yeni dolmuştu emzirirken bi an başını kaldırdı ve bana gülümsedi oğlum, inanılmaz bir mutluluktu benim için. sonraları oğlumun akşamları olan sebepsiz ağlamaları baya baya azaldı. sadece uykusu geldiğinde ağlamaya başlıyor. ben de bazen ayağımda sallıyorum bazen göğsüme yatırıyorum o şekilde uyuyor. dün akşam hiç bi şekilde uyumadı. bi yatağına yatırayım uyuyacak mı bakalım dedim. yatırdım ve uyudu. bunu bekliyormuş sanki oğlum. bu arada bi süredir ellerini ağzına sokmaya çalışıyordu. iki hafta önce onu da başardı. emziği düşünce iki elini birden ağzına sokmaya çalışıyor. işaret parmaklarını ağzına sokuyor. her tarafını tükürük yapıyor.
geçen hafta pzt günü babamız grip oldu. gecesi oğlumun burnu tıkandı. sonraki iki gece pek uyumadı, doğru düzgün emmedi. okyanus suyuyla burnunu temizledik bi kaç kereç şimdi çok şükür hepimiz iyiyiz.
Hamileyken, oğlumun böbreğinde tespit edilen sorun nedeniyle, doktorumun önerisi üzerine, doğumu Ankara'da üni. hastanesinde yaptık. 15 temmuz cuma günü sabah saat 10.35'te oğlum spinal sezeryan doğumla dünyaya geldi. doğduğunda tam 3.770 kiloydu. o an bişey anlayamamıştım ama şimdi düşünüyorum da, şu an yatağında uyuyan bu muhteşem varlığın benim karnımdan çıkma anı Allah'ın bi mucizesiydi. Bambaşka bişey, tarifi yok.
sonra ben odama çıkarılırken, onu da gerekli tetkikleri yapmak üzere yeni doğan ünitesine götürdüler. orda mamayla beslemiş hemşire teyzeleri. benim sütüm daha gelmemişti. bu arada ziyaret saati 13.30 olduğu için eşim, annem, babam, kayınvalidem, kayınpederim ve görümcem bebeği ancak o saatte, o da camın arkasından görebildiler. akşama doğru elektrikli pompayla sütümü sağmaya çalıştım, az bişey geldi. annem götürdü, bebeğe versinler diye, oğlum ilk bi kaç damla anne sütünü bu şekilde almış oldu. akşam sezeryandan sonra ilk defa ayağa kalktım bi kaç adım yürüyüşten sonra oğluşumun yanına gitmek istedim. yenidoğan ünitesine gitmek için uzun uzun koridorlardan geçip merdivenler çıkmak gerekiyordu ama hiç biri gözümde yoktu ki sadece biricik oğlumu görmek istiyordum. bana kalsa koşarak bile giderdim ama hemşireler yürüyerek gidersem başım dönebileceğini bu yüzden tekerlekli sandalyeyle gidebileceğimi söylediler. hasta bakıcı beni oraya kadar götürdü. bebeğimi gördüm, ödemlerden dolayı yüzü, gözleri, elleri yumuk yumuktu. yenidoğan bölümüne dışarıdan giysi almadıkları için ellerindeki kıyafetlerden giydirmişlerdi bu yüzden oğlumun başında noel baba şapkası vardı:)) onun için ilk fotoğrafları noel baba gibi. hemşirelere bebeğimi emzirmek istediğimi söyledim. onlar da karnını doyurduklarını, sabah gelmemi söylediler. ben de geri döndüm ve sabah tekrar gittim. hemşire bana bezle ve doyur annesi dedi. öyle bakakaldım, çünkü nasıl yapacağım hakkında gerçekten hiç bir fikrim yoktu. yandaki bebeğin annesi bebeğin altını değiştirirken, çaktırmadan ona baka baka, oğlumun altının ilk kez temizledim. çırpı gibi bacakları vardı. insan tutmaya korkar, çıt diye kırılıverecek gibi. sonra emzirmeye çalıştım ama olacak gibi değildi. ben de biberonla mama verdim.
sonra aynı gün öğleden sonra oğlumu odama yanıma getirdiler. ondan sonra hastaneden çıkana kadar delileler gibi emzirmeye çalıştık.bu emzirme çalışmalarına katılmayan kalmadı. annem, eşim, hemşireler, kayınvalidem... biri bebeği tutar biri göğsümü mıncıklar falan filan. sonuçta bizim beyzade bi türlü etkili bi biçimde ememedi. ben de pompayla sağıp vermeye devam ettim. bu arada cumarteside salıya kadar gece de gündüz de hiç uyumadım. gündüz vakit bi şekilde geçiyordu da geceleri bebeğime bişey olacak korkusuyla başında nöbet tutuyordum.
pzt. günü oğlumun işitme testi, hepatit aşısı vs. de yapıldıktan sonra salı günü hastaneden çıkış işlemlerimizi tamamladık. çıkmadan önce tam 4 tane biberon süt sağmıştım. yolda emziremem diye. hastaneden çıktıktan sonra bahçelide hostaya gidip yemek yedik. bizim minnoş ilk defa gün ışığıyla tanışmış oldu böylece. doğuma yaklaşırken en büyük endişelerimden biri Ankara'dan evimize nasıl döneceğimiz konusuydu. çünkü temmuzun sıcağında minicik bebekle 3-4 saat yol gitmemiz gerekecekti. neyseki yolculuğumuz sorunsuz geçti. oğlum bütün yol boyunca uyuyup sadece karnını doyurmak için uyandı.
ve akşam 6 civarlarında bebeğimiz evi ve odasıyla ilk defa tanışmış oldu. odadaki çekyata yatırıp altını değiştirmek istediğimizdeyse bi güzel her tarafa kakasını yapıp memnuniyetini göstermiş oldu. bu arada evde pompamız da olmadığı için oğlum ve ben emzirme işlemini mecburen başarmak zorunda kaldık. zaten emmek zorundaydı çünkü göğüslerim o kadar çok dolmuştu ki artık ağrımaya başlamıştı.
iki gece evimizde kaldıktan sonra kayınvalidemin evine geçtik. bebeğim doğduğu günden beri bence oldukça huzurlu ve mutlu bir bebekti yanlız akşam oldu mu nedensiz bir ağlama nöbetine tutuluyordu. ilk defa 9. günümüzde ablamlar oturmaya geldiğinde akşam çılgınca ağlamaya başladı. bi türlü susturamadım. oğlumla odadan hiç çıkamadım. sonra ertesi gün altını değiştirirken bir baktım ki oğluşumun göbek bağı pıt diye düşüverdi. belki de onun için çok ağladı miniğim diye düşündüm o an. ama ondan sonraki akşamlarda da bu ağlamalar hep devam etti. belki de gazdan dolayı karnı ağrıyordu bilemiyorum. geceleri ağlaması yoktu neyseki. 2 saatte bir emmek için uyanıyordu. daha doğrusu uyanmadan ağlıyor, sonra karnı doyunca uyumasına devam ediyordu. bende her uyanışımda ya uyanmazsa diye saatimi iki buçuk saat sonrasına kuruyordum. 10. günümüzde sağlık ocağına topuk kanı aldırmaya gittik. sanırım 20. günü falandı bir pazar günü, oğlum sabahtan akşama kadar hiç durmadan emdi. 10dk dinleniyor sonra yine emiyor göğsümde uyuyor. göğüs uçlarım yara oldu. inanılmaz acı çekmeye başladım emzirirken. o zaman dedim ki sanırım oğlum beni emzik niyetine kullanıyor. ve emzik vermeye karar verdim. eşim karşı çıktı, sen nasıl annesin, bebeğini kandırıyorsun yalancı memeyle dedi. bir gün denemek için ağzına emziği verdim, hemen emmeye başladı, gözlerini kocaman kocaman açmış bana bakıyordu bi de, içim acıdı resmen Allah'ım ben bebeğime ne yapıyorum dedim, çıkarıverdim ağzında emziği. ama sonradan anladım ki saçmalamışım. emmek bebekler için bi ihtiyaç ve bu şekilde kendilerini rahatlatıyorlar. ayrıca hiç bir bebek aç olduğu halde emziğe kanmaz, atıp ağlamaya başlar. daha sonra verdim emziği şimdi emiyor ikimiz de huzurluyuz mutluyuz...
oğlum 1. ayına yaklaşırken kendi evimize geldik. ve oğlum ilk defa kendi beşiğinde uyumaya başladı. oğlumla başbaşa olmak bambaşka bi keyifti benim için, başkalarının yanında kuramadığımız iletişimi kurmaya başlamıştık. bu arada kırkı çıkana kadar da annem her gün geldi banyosunu yaptırdık. sonrasında da iki günde bir bazen annemle bazen eşimle bayo yaptırmaya devam ettik. sonra daha iki aylıkken ilk defa kendim banyo yaptırdım bebeğimi. zaten banyo yapmayı çok seviyordu ilk günden beri. şimdi de filenin üstne yatırıyorum. o da öylece su dökmemi bekliyor mutlu mutlu.
iki ayı daha yeni dolmuştu emzirirken bi an başını kaldırdı ve bana gülümsedi oğlum, inanılmaz bir mutluluktu benim için. sonraları oğlumun akşamları olan sebepsiz ağlamaları baya baya azaldı. sadece uykusu geldiğinde ağlamaya başlıyor. ben de bazen ayağımda sallıyorum bazen göğsüme yatırıyorum o şekilde uyuyor. dün akşam hiç bi şekilde uyumadı. bi yatağına yatırayım uyuyacak mı bakalım dedim. yatırdım ve uyudu. bunu bekliyormuş sanki oğlum. bu arada bi süredir ellerini ağzına sokmaya çalışıyordu. iki hafta önce onu da başardı. emziği düşünce iki elini birden ağzına sokmaya çalışıyor. işaret parmaklarını ağzına sokuyor. her tarafını tükürük yapıyor.
geçen hafta pzt günü babamız grip oldu. gecesi oğlumun burnu tıkandı. sonraki iki gece pek uyumadı, doğru düzgün emmedi. okyanus suyuyla burnunu temizledik bi kaç kereç şimdi çok şükür hepimiz iyiyiz.