‘Terörün kaynağı İslam değil’ tamam, ne peki?

okypete

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Mart 2008
84.873
40.691
698
http://www.diken.com.tr/terorun-kaynagi-islam-degil-tamam-ne-peki/



LEVENT GÜLTEKİN
ikcenk

IŞİD, El Kaide, Taliban, Boko Haram gibi örgütler bir terör eylemi gerçekleştirdiğinde hemen şöyle diyorlar: ‘Terörün kaynağı İslam değil. Bu insanların yaptıkları İslam’a mal edilemez.’

Böyle diyenlerin İslam’a, İslam dünyasına, Müslümanlara büyük kötülük yaptığını düşünüyorum.

Çünkü böyle diyerek sorunun üzerini örtüyorlar. Tartışılmasını engelliyorlar. Konuşarak bir çözüme ulaşılmasının yolunu tıkıyorlar.

Kuran-ı anlayamıyorlar mı okumuyorlar mı?
İslam dünyasının durumu ortada. Müslümanların yaşamı, birbirleriyle ilişkileri ortada.

İslam adına, dini iktidar kurma adına kendi ülkelerini yaşanmaz hale getiren İslamcı örgütlerin, partilerin, cemaatlerin hali ortada.

Bütün eylemlerine, davranışlarına, politikalarına kaynak olarak İslam’ı gösterenlerin yaptıklarından kimi, neyi sorumlu tutacağız?

Evet, sorunun kaynağı İslam değil. Peki ne?

Niçin kafa kesme denildiğinde artık insanların aklına İslam geliyor? Niçin ‘Allahu Ekber’ nidası duyulduğunda insanlarda bir tedirginlik oluşuyor?

Niçin İslam dünyası terörün, çatışmanın, kavganın ortasında kaldı? Niçin İslam dünyası denildiğinde akla gelen ilk şey birbirini boğazlayan insanlar oldu?

Kuran-ı mı anlayamıyorlar? İslam’ı yanlış mı yorumluyorlar? Veyahut Kuran’ı okumuyorlar mı?

Kimi İslam alimi diye ortalıkta dolaşan isimlerin söz ve davranışlarına bakılırsa, Kur’an’ı okumadıklarını söyleyemeyiz.

Öyleyse bu kadar insanın hepsi yanlış mı anlıyor? Niçin doğru anlayan bir topluluk bir türlü çıkmıyor?

Niçin ‘barış ve özgürlük dini’ dediğimiz İslam’ın bu özelliği Müslümanlarda vücut bulmuyor?

Nasıl oluyor da bütün yaşamlarını İslami terbiyeyle şekillendirmiş insanlar bunca kötülüğün kaynağı haline geliyor?

Bütün İslam dünyası açmazla karşı karşıya
Mesele sadece terör eylemleri değil.

Din adına yolsuzluğa onay verenler de, din adına adam öldürenler de… Din adına kafa kesenler de, din adına soru çalanlar da… Din adına ‘biz ve onlar’ diyerek toplumları bölenler de din adına adam kayıranlar da… bu davranışlarına meşruiyeti aynı yerden alıyor. Hepsi de tüm bu davranışlarını İslam’a dayandırıyorlar.

Nasıl olabilir böyle bir şey?

Bir kişi değil. Bir ülke değil. Bir topluluk değil. Bir cemaat değil. Bir parti değil… Neredeyse bütün İslam dünyası benzer bir açmazla karşı karşıya.

Müslümanların, bütün kötülüklerine gerekçe olarak, İslam’dan delil göstermesi çok ilginç değil mi? Bunun üzerine kafa yormamız, sorunun kaynağına inmemiz, çözümler üzerinde konuşmamız gerekmiyor mu?

‘Bu işlerin kaynağı İslam değil’ diyerek, daha ne kadar böyle berbat bir yaşam süreceğiz?

Daha ne kadar birbirimizi öldüreceğiz? Daha ne kadar ‘biz ve onlar’ diye ayrım yapacağız?

İslam dünyasının bu sefaletine daha ne kadar seyirci kalacağız? Nereye kadar?

AK Parti kongresindeki ayet
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımla sohbet ederken şöyle dedim:‘Türkiye’deki İslamcıların, AK Parti’li siyasilerin söylemlerindeki çatışmacı, ayrıştırıcı ve düşmanlığı körükleyen o dile neyin kaynaklık ettiğini tahmin edebiliyorum.’

‘Nedir?’ diye sordu.

Kuran’da iyi Müslüman’ı tarif eden ayetlerden biri şöyle: ‘O mümin ki kafirlere karşı şiddetli, Müslümanlara karşı şefkatli olandır.’

“İslamcıların meselelere yaklaşımında, söz ve davranışlarında, politikalarında bu ayetin çok belirleyici olduğunu biliyorum” dedim.

Bunun üzerine arkadaşım, “Sen AK Parti kongre salonunu gördün mü?” dedi.

“Hayır, görmedim” dedim. “Kongre salonunda ‘Müminlere karşı şefkatli, kafirlere karşı şiddetli’ diye pankartlar vardı” dedi.

Ayetin konjektütel durumunu görmezden gelip günümüze uyarlama çabası işleri büsbütün içinden çıkılmaz hale getiriyor.

Bu nedenle mesele sadece IŞİD ya da El Kaide’nin işlediği cinayetler değil, bütün İslamcı yapılara egemen anlayışta sorun var.

Bu anlayış nasıl oluşuyor? Düşünce biçimlerinin oluşmasına ne kaynaklık ediyor? Nasıl oluyor hepsi de benzer ayetlerden etkileniyor? Bu ayeti siyasi slogan haline getiren bir partinin yetkililerinin ‘Terörün, çatışmanın, kavganın kaynağı İslam değil’ demeye hakkı var mı?

Eminim ki IŞİD mensupları da bu uyguladıkları şiddete, benzer ayetleri kaynak gösteriyorlar. O ayeti kongre salonuna asarak çatışmacı politikaların kaynağının İslam olduğunu da ilan ediyorlar esasında..

Üstelik kimin Müslüman, kimin kafir olduğuna kendileri karar verdikleri için iş daha da korkunç bir hal alıyor. Kendinden olmayanı, İslam’ı kendi gibi anlamayan Müslümanları da kafir olarak gördükleri için birbirlerini böyle kolayca öldürüyorlar.

Nerede hata yapıyorlar?
Tüm bu olup biteni nasıl görmezden geleceğiz?

Eğer dünyadaki Müslümanların önemli bir kısmı yapıp ettikleri yanlışlara İslam’ı kaynak gösteriyorsa burada durup düşünmemiz gerek.

Tek bir topluluk veyahut bir örgüt olsa ‘Yanlış anlamışlardır’deyip işin içinden çıkabiliriz. Dünyadaki bütün İslamcı örgütler şiddetin, ayrımcılığın, çatışmanın farklı tonlarını benimsediğine göre ortada bir sorun var demektir. Değil mi?

Peki o sorunu nasıl bulacağız? Nerede hata yapıyorlar?

Kuran’ı yanlış anlamaya ne kaynaklık ediyor? Niye yanlış anlıyorlar? Bunun üzerine kafa yormamız gerekiyor.

Bugünün sorunu değil
‘Suriye’deki kız çocukları cihatçılara helaldir’ veyahut‘Savaşta siviller de öldürülür. Eğer masumlarsa zaten cennete giderler’ diyen Dünya İslam Alimleri Birliği Başkan Yardımcısı Yusuf El Karadavi de Kuran’ı yanlış anlıyorsa kim doğru anlıyor o zaman?

Türkiye’de ‘Yolsuzluk hırsızlık değildir’ diyen, İslam alimi kabul edilen Hayrettin Karaman da İslam’ı yanlış anlıyorsa sıradan insanlar, toplum nasıl doğru anlayacak? Bu yanlış anlaşılmayı nasıl gidereceğiz?

Üstelik bu, bugünün sorunu değil. Nasıl oluyorsa Müslümanlar yüzyıllardır İslam’ı yanlış anlıyorlar.

Eğer bir yanlış anlaşılma varsa buna neyin kaynaklık ettiğini bulmadan bu bataklıktan çıkamayız.

Arayıp bulacağız, başka yolu yok
Yaptığımız bütün kötülüklere meşruiyet kaynağı olarak İslam’ı gösterip sonra da ‘İslam dünyasındaki terörün, kavganın, sefaletin kaynağı İslam değildir’ demek meseleyi çözmüyor.

Bir yerde bir terslik var. Arayıp bulacağız. Gözümüzü kaçırmayacağız. Başka yolu yok.

Siyasetçiler çatışmacı, kavgacı, kötülükleri meşrulaştırıcı İslami anlayıştan kendilerine iktidar alanı açıyorlar. Bundan dolayı düşünmek, sorunun kaynağını bulmak işlerine gelmiyor.

Peki toplum olarak biz de mi düşünmeyeceğiz?

Hiç mi?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…