Firarperest
(Yazdığımız her hikâyede, kurduğumuz her hayalde basmakalıp bir hayatın dışına çıkarız.
Tekdüzeliğin içinde yeraltı tünelleri açarız sabırla.
Oralardan kaçar ruhumuz.
Özgür kılar kendini.
Kalıplara sığmayanlara, firarperest olanlara ...
''İnsan ki eşrefi mahlukattır, içindeki semavi özü keşfetmekle yükümlüdür. Çıkacaksın yollara, kendine doğru git gidebildiğin kadar. Keşif boynumuzun borcudur. Kendimizi keşfetmek, aşkı keşfetmek, dünyayı keşfetmek, ötekini keşfetmek… Çakılı kalmamak sırf alışkanlıklardan ötürü demir attığın koylara. Çıkmak oralardan, geçmek dalgakıranların beri tarafına, bilmediğin memleketlere varmak, tatmadığın yemekler yemek, sözlerini anlamadığın şarkılarla içlenmek, risk almak, dağılmak ve parçalanmak ve hasret çekmek buram buram, gurbetin tadına bakmak ve kendini yabancının gözünden görmek, şaşırmak yeniden, şaşırmak bir çocuk gibi dünyanın hallerine, çeşitliliğine, güzelliğine, acımasızlıklarına…''
''Şaşırmak ölene kadar… Şaşırma kabiliyetini hiç yitirmemek… Budur son tahlilde Âdemoğullarına, Havvakızlarına kendilerini keşfettiren serüven.''ELIF SAFAK)