16 yıllık evliyim. Üstelik ikimizde öğretmeniz. Ama ikimizin memleketine de çok uzağız. Tayin açılmıyor. Hayallerim vardı. Çok severdim gezmeyi. Daha lisedeyken Çanakkale, Bursa, İstanbul, Ankara hep gezdim. Dolmabahçe sarayından Geliboluya. Ama babam tek maaştı. Artık ne kadar maddi imkanlar izin veriyorsa. Arabamız da yoktu. Evlendim. Çift maaş olduk. 14 senedir arabamız var. Ve benim öğrencilik yıllarımdan kalan hayallerim. Ege kıyıları, Antalya, Kapadokya, Mardin,Sümela manastırı...Nasıl severim tarihi yerler görmeyi, ilk defa bir şehri gezmeyi. Ama tatil anlayışı olmayan bir eşim var. Kapadokyaya gidelşm mi? Ben gittim anlatıldığı gibi değil.Çeşme, Alaçatı, Selçuk? Ne yapıcaz, bütün gün sokakta mı dolaşacağız?Ben hayatımda hiç tatil yapmadım. 40 yaşında bir öğretmenim ve yaşadığım ülkenin en güzel yerlerini görmedim. Eşimi 16 yıldır memleketlerimiz dışında bir yere gitmeye ikna edemedim. Yazıklar olsun bana. Rezervasyon da yaptırdım, parasını da yatırdım ama günü gelince gitmedi. Koskoca iki ay yaz tatilini yarıya bölüp memleketlerde geçiriyoruuz ya. Kendin git diyeceksiniz. Ben kendim gitsem ne olacak? Hayalşm bu değildi ki. Eşimle gitmek isterdim, yeni yerler görmek, keyif almak. Senenin yorgunluğunu atmak. İkna edemedim işte yıllardır. Daha da vahimi bulunduğumuz ilin turistik ilçelerine bile gidemedik. Aylarca Sinop diye yalvardım. 3 saat bize. Herşeyi ben hallederim dedim. Yok. Ama çok yoruldum. Pazartesi, onun memleketine gidiyoruz. Koskoca bir ay oradayız. Onun memleketinin de çok güzel yerleri var. Ama oralara da gidemiyoruz. Çünkü amacımız gezmek değilmiş, Anne babasını görmekmiş. Evden ekmek almaya diye çıkıp hiç dönmemek istiyorum.