Süperrrrrrrrr

eylul07

bigün bende anne olacağım
Kayıtlı Üye
18 Haziran 2007
609
3
51
delikafaduldenlaelaelalülülülülülülaelaelaelaelaeelaelaelaelaelaelaelae:teytey::teytey::sm_cool::dance::dance:

Bir gün Ali, öğretmeni Ayşe Hanıma giderek dersten sonra kendisiyle görüşmek

istediğini söyledi. Öğretmen kabul etti ve sordu:

-Sorun nedir Ali?

- Ben bu sınıfın düzeyine göre fazla zekiyim. Bir üst sınıfa geçmek

istiyorum.

İstek konusunda bilgi verilen Müdür Ali'ye bunun için bir testten geçmeyi

isteyip istemediğini sordu.



Ali tereddütsüz kabul etti ve test başladı.

-Söyle bakalım Ali: 3X4

-Oniki

-Peki 6X6

-Otuzaltı Müdür Bey

-Japonya'nın başkenti

-Tokyo



Ve test bir saat sürdü, Ali hiç hata yapmadı. Test sonunda Ali'nin

öğretmeni de soru sormak istedi. Ali ve Müdür bu isteği kabul ettiler.



Öğretmen sorulara başladı:

-İneklerde dört tane, ben de iki tane olan nedir?

-Bacaklar öğretmenim!

-Doğru! Peki; senin pantolonunun içinde olup, benim pantolonumun içinde

olmayan nedir?

Müdür bu soruya çok şaşırır.

- Cepler öğretmenim.

-Kadınların tüylerinin en kıvırcık olduğu yer neresidir.

Velet tereddütsüz yanıt verdi:

-Afrika'dır öğretmenim.

-Yumuşak olup, kadınların ellerinde sertleşen nedir?

Müdür gözleri fal taşı gibi açılmış tam konuşacakken Ali yanıtladı:

-Tırnak cilası.

-Peki. Bekâr bir kadına göre evli kadında daha geniş olan nedir?

Müdür kulaklarına inanamıyordu.

-Yatak öğretmenim.

- Kadın vücudunda en nemli organ hangisidir?

-Dil öğretmenim.

Nefes nefese kalan Müdür test'i bitirmeye karar verdi ve:

- Değil bir üst sınıfa, ben bunu doğrudan Üniversiteye göndereceğim. Çünkü

ben bütün sorulara yanlış cevap verdim!
:roflol::roflol::roflol:
 
Genç bir kadın, aylardır şantiyede olan kocasına aşağıdaki satırları yazar:

'Sevgilim,
Biliyorsun, sen şantiyedeyken nur topu gibi bir bebeğimiz oldu. Sütüm yetmediği için, yavrumuzu besleyebilmek amacıyla bir sütanne tuttum.
Yalnız, bu sütannenin zenci olmasından dolayı çocuğumuz, emdiği sütün etkisiyle zaman içinde zenciye dönüştü. Haberin olsun dedim.
Bu konuda benim bir suçum olduğunu düşünmezsin umarım.

Öptüm,
Biricik eşin'

Kadının kocası da bunun üzerine annesine bir mektup yazar:


'Sevgili anneciğim,
Karım bana gönderdiği son mektupta, sütü yetersiz olduğu için bir sütanne tuıtmak zorunda kaldığını, o sütannenin zenci olduğunu ve bu yüzden bebeğimizin renginin de zamanla koyulaştığını yazıyor. Bundan eşimi sorumlu tutamayız, tabii ki .
Selam ve sevgilerimle'

Annesi ise oğluna şöyle bir cevap yazar:

'Sevgili oğlum,
Aslına bakarsan, sen doğduğunda benim sütüm de yetersiz kalmıştı.
Ama biz fakir olduğumuzdan dolayı, sütanne tutamayıp onun yerine seni inek sütüyle beslemek zorunda kalmıştık. Bu durumda takdir edersin ki, senin safkan bir öküz olmanın sorumlusu ben değilim.
Seni seven annen'
 
TÜRK KADINI BUDUR ıŞTE KARDEŞıMMMMM ROMANTıZMDE NEYMıŞŞŞŞŞŞ MıŞŞŞ> >

Hani şu meşhur
dörtlük vardır, ya... Bir ıngiliz,
bir Fransız, bir Amerikalı, bir Türk... ışte
bu defa onların eşleri bir araya gelmiş...

Önce,
ıngiliz hatun başlamış anlatmaya…
-Benim eşim öyle romantiktir ki her sabah eline bir gül alır. O gülü tüm vücudumda
gezdirerek beni uyandırır.

Amerikalı atlamış hemen,
-Aaaaa benim eşim
de çok romantiktir. Sabah ayak ucumuzdaki pencereyi açar. Hafif rüzgar
ayaklarımdan başlayıp tüm vücudumu gezerek beni uyandırır ve eşim
mutlaka başucuma bir çiçek bırakmış olur.


Fransız gülümsemiş
kendinden emin,
- Bunlar ne ki…Benim eşim her sabah ayaklarımdan başlayıp
tüm vücudumu ve en son da dudaklarımı öperek uyandırır beni her sabah.
Ben her sabah, mutluluğun doruklarında uyanırım.

Sıra Türk hatununa gelince, o şaşkın şaşkın diğerlerine
bakmış ve demiş ki,

-Ben öyle orospuluklardan anlamam. Çişim
gelir, uyanırım
 
hahahahha hepsi süperrrr :roflol: :roflol: :roflol: :roflol: :roflol:
 
TÜRK KADINI BUDUR İŞTE KARDEŞİMMMMM ROMANTİZMDE NEYMİŞŞŞŞŞŞ MİŞŞŞ> >

Hani şu meşhur
dörtlük vardır, ya... Bir İngiliz,
bir Fransız, bir Amerikalı, bir Türk... İşte
bu defa onların eşleri bir araya gelmiş...

Önce,
İngiliz hatun başlamış anlatmaya…
-Benim eşim öyle romantiktir ki her sabah eline bir gül alır. O gülü tüm vücudumda
gezdirerek beni uyandırır.

Amerikalı atlamış hemen,
-Aaaaa benim eşim
de çok romantiktir. Sabah ayak ucumuzdaki pencereyi açar. Hafif rüzgar
ayaklarımdan başlayıp tüm vücudumu gezerek beni uyandırır ve eşim
mutlaka başucuma bir çiçek bırakmış olur.


Fransız gülümsemiş
kendinden emin,
- Bunlar ne ki…Benim eşim her sabah ayaklarımdan başlayıp
tüm vücudumu ve en son da dudaklarımı öperek uyandırır beni her sabah.
Ben her sabah, mutluluğun doruklarında uyanırım.

Sıra Türk hatununa gelince, o şaşkın şaşkın diğerlerine
bakmış ve demiş ki,

-Ben öyle orospuluklardan anlamam. Çişim
gelir, uyanırım

aynen :roflol: :roflol:
 
ÖPÜCÜK HESABI

Yurt dışında yaşayan adam karısına bir mail gönderiyor:
'Sevgili karıcığım, bu ay maaşımdan sana para gönderemiyorum, onun yerine 100 öpücük gönderiyorum.
Sen benim bir tanemsin.
Kocan

Ay sonuna doğru karısı şöyle bir yanıt yollar:
'Sevgili aşkım,
Gönderdiğin 100 öpücük için teşekkür ederim. Masraflar şöyle;
1- Sütçü bir aylık süt için 2 öpücüğü kabul etti,
2- Elektrikçi 7 öpücükten sonra anlaşmaya razı oldu,
3- Ev sahibi kira için her gün 2-3 defa uğruyor,
4- Bakkal sadece öpücüğe razı olmadı, ona ilave başka şeyler de verdim,
5- Diğer masraflar toplam 40 öpücük...
Beni lütfen merak etme, daha 35 öpücük bakiyem var ve bu ayı çıkarabilirim.
Gelecek ay için de ayni yönde mi plan yapmalıyım?
Lütfen bilgi ver.
Sevgili karın…
 
alkisalkisalkis alkisalkisalkis alkisalkisalkis
:roflol: :roflol: :roflol: :roflol: :roflol: :roflol: :roflol: :roflol:
 
KIZILDERıLı ıSıMLERı

Kızılderili çocuk babasına soruyor:
- Baba diğer milletlerin ne güzel adları var, Ali, Ayşe, Hans,Tom....
Hepsi kısa kısa isimler. Bizimkiler, sanki birer öykü. Gece
uluyan çakal, gün doğarken uçan kartal, bunlar ne biçim adlar?

- Bak oğul , Kızılderili adları, gerçekten bir öyküdür ve güzeldir.
Örneğin, küçük kardeşin Dolun Ay, ay dolunay halinde iken,
annen yanıma geldi, birlikte olduk, o güzel çocuk doğdu..
Erkek kardeşin, Çakan Simsek;annenle bir gün gezerken, sağanak
halinde yağan yağmurdan kurtulmak için girdiğimiz
mağaranın ağzında, şimşekler çakarken annenle birlikte olduk ve o
kahraman kardeşin, Çakan simsek oldu.
Ablan, Bahar Çiçeği; ilkbaharda annenle otların arasında
koşarken,birlikte olduk ve o güzel çocuk, Bahar Çiçeği oldu.
Simdi anladın mi Yırtık Prezervatif ?
 
TÜRK KADINI BUDUR İŞTE KARDEŞİMMMMM ROMANTİZMDE NEYMİŞŞŞŞŞŞ MİŞŞŞ> >

Hani şu meşhur
dörtlük vardır, ya... Bir İngiliz,
bir Fransız, bir Amerikalı, bir Türk... İşte
bu defa onların eşleri bir araya gelmiş...

Önce,
İngiliz hatun başlamış anlatmaya…
-Benim eşim öyle romantiktir ki her sabah eline bir gül alır. O gülü tüm vücudumda
gezdirerek beni uyandırır.

Amerikalı atlamış hemen,
-Aaaaa benim eşim
de çok romantiktir. Sabah ayak ucumuzdaki pencereyi açar. Hafif rüzgar
ayaklarımdan başlayıp tüm vücudumu gezerek beni uyandırır ve eşim
mutlaka başucuma bir çiçek bırakmış olur.


Fransız gülümsemiş
kendinden emin,
- Bunlar ne ki…Benim eşim her sabah ayaklarımdan başlayıp
tüm vücudumu ve en son da dudaklarımı öperek uyandırır beni her sabah.
Ben her sabah, mutluluğun doruklarında uyanırım.

Sıra Türk hatununa gelince, o şaşkın şaşkın diğerlerine
bakmış ve demiş ki,

-Ben öyle orospuluklardan anlamam. Çişim
gelir, uyanırım

hele bu hele bu
:roflol: :roflol: :roflol:
 
Cuma günü ölenler

Adam ölmüş, oğlu hocanın yanına giderek,

- 'Babam Cuma günü öldü Cennete gider değil mi hoca efendi?' demiş.
Hoca biraz düşünüp,

- 'Senin baban hatırladığım kadarıyla içki içiyordu değil mi?' diye sormuş.
- Evet ama Cuma günü öldü cennete gider değil mi ?
- Zina da yapıyordu sanırım ?
- Evet ama Cuma günü öldü hocam !
- Kul hakkı yiyip insanlara kötü davranıyordu değili mi ?
- Evet ama hocam Cuma günü öldü...
Hoca artık sinirlenip cevabı yapıştırır.

- Cuma günü dokunmazlar ama Cumartesi günü anasını s....ler
 
Temel, yıllar sonra kavuştuğu elden düşme Murat 124 arabasıyla
> yolculuk yaparken bir anda araba arıza yapar.
>
> Yolun kenarına çeker. Motor kapağını açar, ne
> olduğunu anlamaya çalışırken bir Ferrari yanına yanaşır.
>
> 'Hemşerim, arabanın nesi var? ıstersen senin
> arabayı benimkine bağlayalım, çekeyim seni ilk tamirciye kadar.' der.
>
> Çok sevinir Temel bu teklife. Hemen Murat'ı
> kalınca bir halatla Ferrari' nin arkasına bağlarlar. Ferrari' nin
> sahibi genç uyarır, 'Ben hız yapmayı çok severim. Eğer farkında
> olmadan aşırı hız yaparsam, sen selektör yapar beni uyarırsın!'
>
> Temel 'Tamam!' der ve yola koyulurlar.
>
> Bir süre sonra Ferrari gaza basmaya başlar,
> 60,80,100... derken Murat124 arkadan selektör yapar.
>
> Ferrari durumu hatırlar ve yavaşlar, bir sure
> sonra Ferrari tekrar gaza basar,
>
> 70, 80,100... M urat tekrar hatırlatır.
>
> Ferrari yavaşlar. Yollarına böyle devam
> ederlerken bir Lamborghini Ferrari' ye yaklaşır ve ''Kapışalım mı?' der.
>
> Ferrari yanıtlar,
>
> -'Nesine?'
>
> -Lamborghini '340 km. ötedeki benzinliğe
> ikinci varan, ilk varanın deposunu doldurur.'
>
> Ferrari kabul eder ve yarışa
> başlarlar.
>
> 120, 140, 180, 220... Gaza basmaktadırlar.
>
> O arada trafiği kontrol eden polis helikopterinde
>
> görevli polis Genel merkeze bilgi vermektedir:
>
> 'Komiserim, şehrin kuzeyindeki yolda trafik
> güvenliği tehdit altında!!! 3 araç yarış yapıyor.
> Bir Ferrari ile bir Lamborghini saatte 300 km hızla yan yana
> gidiyorlar, arkadan da
> bir Murat 124 onları geçmek için 10 dakikadır selektör yapıyor...
:)))
 
X