A+A- Simon and Garfunkel, efsane olmuş şarkıları The Sound of Silencende (Sükûtun Sesi) der ki: Suskunluk kanser gibi büyüyor/ Sükûtun sesini bozmaya/ kimse cüretedemiyor.
***
Bazen kanserojen sessizlikte bir cüretkâr ses, akut suskunluğu yırtar, bir seher müjdesi gibi yırtar karanlığı...
İzmir başsavcısının tutanağı işte böyle bir çığlıktı.
Yüreğimize su serpti, Türkiyede hâlâsavcılar var dedirtti.
Ona kadar kim bilir kaç savcının gece yarısı telefonu çaldı.
Kaçı, baskıyla karşı karşıya kaldı. Kaçı soruşturmadan alındı, kaçının ayağı kaydırıldı.
Müdahale edilenlerin çoğu kaderlerine boyun eğdi, susup sessizce sürgüne gitti.
Ama bazısı da susmadı.
Ve işte nihayet biri de hukuku ayaklar altına alan bir densizliği belgeledi ve tarihe, bir dönemin perde arkasını daha iyi anlamamızı sağlayacak müthiş bir kanıt verdi.
***
İzmir Cumhuriyet Başsavcısı HüseyinBaş, ucu iktidara dokunacak bir yolsuzluğu, rüşveti, dolandırıcılığı ortaya çıkarmış, delillendirmiş, şüphelilerin yakalanmasını istemiş.
Akşam evde Adalet Bakanlığı müsteşarınca aranmış. Soruşturmayı derhal durdur talimatını almış.
Müsteşar, Yapmazsan sonucunakatlanırsın diye de tehdit sallamış.
Ama bu kez sert kayaya çarpmış.
Savcı, talimatı tınmadığı gibi, Müsteşarın yargıya müdahalesini kayıt altına almış.
***
Bir hukuk devletinde ne beklersiniz?
Müsteşarın, hatta Bakanın hemen istifasını değil mi?
Bizde anında savcı gitti yerinden...
Ama tarihe not düşerek, Memleket okadar da sahipsiz değil mesajını vererek...
Dün konuştum kendisiyle...
Devlet görevlisi olduğu için demeç vermiyor. Biz Cumhuriyetin savcılarıyız. Kimseylehesaplaşma derdinde değiliz. Kanuna aykırıbir suç gördüğümüzde soruşturuyoruz.Kanun ne emrediyorsa onu yapıyoruz.İçimiz, vicdanımız rahat diyor.
Bir savcı, hırsızı yakaladığında Arkasısağlam mı, Beni yakarlar mı diye düşünmeye başladı mı, adalet battı demektir. Kanun önünde -muktedirler dahilherkesineşit olması gerekir.
Savcılar hata yaptı mı HSYK cezasını verir.
Ama denetimi yürütme yaparsa, orada adaletten değil, ancak vesayetten söz edilebilir.
Hüseyin Başın bir tek ricası var: Bizim üzerimizden siyaset yapılmasın.Yargı mensupları ve yargı yıpratılmasın.Çünkü yargının alternatifi çetedir, mafyadır.Ve hukuk hepimize lazımdır.
***
Bütün cumhuriyet savcılarından bu kararlılığı, bu cesareti, (cüreti?) beklemek hakkımız.
Yargıtayın İçinizde imam var diyen siyasetçi karşısında susması, savcıların çete mensubu, tetikçi yakıştırmasını sineye çekmesi, yargının itibarını sıfırlıyor.
Savcılar, kendilerine bu ithamları yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunmayacak mı?
O müsteşar görevden alınmayacak mı?
Peki yarın AK Partinin yargılanma günü geldiğinde, onlar da kendi yaptıkları yasadan pişman olup BizAdalet Bakanının atadığı hâkimlerceyargılanıyoruz diye feryat ederek hukuk istemeyecek mi? Saygıyla... Siyaset ticarete, ticaret siyasete, dinde her ikisine araç edildi mi, artık busömürünün sonu gelmez. Din ticareti ile meşgul olanlara bakın:Hemen hepsi milyarder. Yalnızca TürkLirası ile milyarder değil bunlar, dolarmilyarderi, mark milyarderi olmuşlardırçoğu... Oh ne kolay! Çek bir besmele, gelsinparalar... Finans kuruluşları, şirketlerve bu finans kuruluşları ve şirketleraracılığıyla kazanılan milyarlar... Elhamdülillah Müslümanız! Elhamdülillah milyarderiz! Bir kolumuz siyasette, öbür kolumuzticarette, ayaklarımız tarikatta...Bir üçgen bu: Ticaret, siyaset, tarikat üçgeni... Uğur Mumcu
1 Mart 1987