suçluluk duymak yeter mi!!!!

talin

Guru
Kayıtlı Üye
20 Haziran 2007
4.250
27
45
Son günlerde “2070’ten mektup” ya da “su hayattır” adıyla gelen sunuma mutlaka rastlamışsınızdır. “Kendimi suçlu hissetmekten başka bir şey yapamıyorum” diyor oğluna bir anne. “ Keşke zamanı geri çevirebilseydim.” diyor. “Geri dönebilseydim geçmişe…”

Ben o geçmiş gündeyim işte. Her şeyin belki de hatta belki değil istenirse değiştirilebileceği günde. Ne yapıyorum birkaç bireysel çabadan başka? Neyi değiştirmeyi tercih ediyorum?

Hafta sonu sokaklarda, alış veriş merkezlerinde adım atılmıyordu. İnsanlar, hatta insanlardan daha fazla poşetler yürüyordu. Mağazalarda kuyruklar, sanki her şey bedava Tamamen reklamların esiri olmuşuz, alıyoruz, alıyoruz. Televizyonda bir kart reklamı gördüm; kadın Tatlı Cadı Sementa sanki bir “şık” yapıyor ayakkabı, bir “şık” yapıyor çanta, bir “şık” yapıyor kıyafetler… Tabi izleyen özdeşim kuruyor: “Ben de Sementayım, nasıl olsa kartla alacağım.” Gerekli gereksiz her şeyi alma arzusu dayatılıyor bize Televizyon aracılığıyla.

Reklamların en gözde hedefi kadınlar ve çocuklar. Kafamıza her zaman şunu sokmaya çalışıyorlar: Her şeyin daha fazlası, daha iyidir. Hadi reklamın temel amacı bu, dizilere ne demeli. Dizideki aileler fakirlikten kırılıyor ama ailenin birbirinden bakımlı genç kızları her gün başka kıyafet, kıyafete uygun ayakkabı ve çanta, onlara uygun her renk ve çeşit montlar, montlara uygun bereler ve atkılar… Çok basit görünebilir ama bunların gençlere ilettiği mesajlar nedir?

Artık televizyon aracılığıyla bize dayatılan tüketim çılgınlığına bir son vererek başlamalıyız bence çevremizi, gezegenimizi kurtarmaya. Bir düşünün en son neyi boş yere aldınız ya da birkaç kereden fazla kullanmadınız, bir kenara attınız?

İşin başka bir boyutu da dünyanın tüm kaynaklarını, tüm güzelliklerini aynı savurganlıkla yağmalıyor olmamız. Bir de her şeyi insan için yaptığımızı söyleyip aslında insanlara sadece zarar veriyoruz. En kötüsü de her şeyin ucunun en sonunda, o, her şeyden çok değer verdiğimizi söylediğimiz çocuklarımıza dokunması.

Yaşadığım şehirde yollardan, viyadüklerden çocuklara yer kalmamış durumda. Geçen akşam öyle bir sahne gördüm ki, yüreğim sızladı. Davutpaşa Metro durağının altı, o çevreyi çok iyi bilemiyorum, bir kaç köprü, alt yollar, üt geçitler, hepsi bir yerde birleşmiş ve aydınlık, boş bir alan oluşturmuş. İşte o alanda, duvarı kendilerine pota yapıp, top oynamaya çalışan çocuklardı gördüğüm. Düşünebiliyor musunuz tehlikeyi ve soludukları zehiri… İşte onların dünyasına yaptıklarımızın sadece küçük bir örneği.

Güzelim dünyamızı betonlarla doldurduk. Çocuklara güvenle oynayabilecekleri, araba parkına çevrilmemiş iki sokak arası bile bırakmadık. Şimdi elinde biraz olanağı olan, çinde oyun parkı, havuzu vb. imkanları bulunan, yüksek katlı hapishanelere tıkılıyor. Olanağı olmayan ne yapacağını şaşırıyor.

Hayret ediyorum, önce insanları açlık sınırında yaşamaya mahkum ediyoruz, sonra aç insanlar bize saldırır diye, kendimizi dikenli tellerle çevrili, lüks yarı açık hapishanelere mahkum ediyoruz. Farkında olmadığımız hepimizin aynı geminin içinde olduğu.

Kendimize yaşam (!) alanı açmak için ormanları yağmalıyoruz (ağaçsız nasıl yaşanılabilecekse) sonra da neden hava kirli, neden yağmur yağmıyor diye şaşırıyoruz.

İşte bunlar ve bunlar gibi bir çok şeye engel olamadığım için; öğrencilerimin ve bebeğimin yüzüne bakarken ben de suçluluk duyuyorum.

Sadece suçluluk duymak yeter mi?

Çocuklar bir çok şeyi değiştirebilir ve biz bir çok şeyi değiştirebiliriz.

Yeter ki isteyelim. Yeter ki bu tüketimden, her şeye sahip olma bilinçsizliğinden vazgeçelim.

Ve en önemlisi çocuklarımızı televizyondan koruyalım....

sevgiyle kalına.s.
 
Sana her kelimende aynen katılıyorum ;
Şimdi insanlar daha tatminsiz , daha tahamülsüz oldu , çoğu çocuğu mutlu etmek memnun etmek o kadar zor ki . Tatminsiz çocuklarında suçlusu aileleri bence her istediği koşulsuz şartsız alınıyor, tabiki çocuklarımıza almak için çalışıyoruz ama bir yerde dur demek gerekiyor .Onlarında bişeyleri haketmek için çaba göstermesi gerekmiyor mu ?
TV'ye gelince biz büyükler etkisinde kalıyorsak çocuklar ne yapsın ,alışverişi herkes sever yeni bir şeyler almayı , şık olmayı ya da teknolojik aletler kullanmayı ama bunları almaya gücümüz yoksa ve o bedava sandığımız kartlarla alıyorsak sonumuz belli değilmi .
Artık misafir ağırlamaktan uzak dışarda bişeyler yapalım ,ha alışveriş merkezine gidelim o zaman diyen bir toplum olduk; en azından büyük şehirlerde bu böyle ...
Birey olarak bir şeyler yapılabilir belki ama toplumsal olarak bu mümkün değil sanırım herkes almış başını gidiyor...
 
Evet malesef günümüzde alışveriş çılgınlığı almış başına gidiyor bir tane yetmıyor artık farklı renklerde ayakkabı çanta aksesuar normal karşılanır oldu çevremızde ınsanlar artık başbaşa ailemizle güzel bir gün geçirelim temız hava alalım gülelim eğlenelim derdinde değil arabasına atlayan doğru alışveriş merkezine artık nasıl olsa kredi kartlarıda var nasıl olsa bol bol taksıt de varr ödenir gider boşver alalım mantığında ama aysonu gelince çoğu ınsan kartların asgarısını bile ödeyemeyecek durumda tv de haberlerde insanlara soruyorlar mılımum maaşları 1000 ytl olmuş kredi kartı 10.000 ytl elde avuçta yok bumudur modern yaşam borç içinde geleceğini görememek Peki biz ebeveynler böyle yaparak çocuklarımıza nasıl bir model oluşturuyoruz aman çocuğumun psikolojisi bozulmasın arkadasında var onunda olsun fazla mal göz çıkarmaz hesabı aldıkça alıyoruz çocuk 1 tane istedikçe biz 10 tane alıyoruz çocukda bunun farkında nasıl olsa annem babam alır bilincinde çünkü alışmamış varlığın birde yokluğu var elındekilerle yetinmeye mutsuz bir birey yetiştiriyoruz farkında olmadan bazen bende kendı kendıme düşünüyorum bizlerde çocuk olduk acaba bizim psikolojimiz yokmuydu bizle anne babamızda tv lerde çıkan şeyleri isteyemezdik ama mutluyduk başarılıydık para bizim için sadece bir metaldi o zamanki çocuk aklımızla reklamlar tv bizi bu kadar esir almamıştı sokaklarda arkadaşlarımızla oynamak en büyük mutluluğumuzdu şimdi çocuklarımızı kapıdan dışarıya çıkartmıyoruz korkumuza aman bir şey olcak diye artık dev ir değişti oyun klubleri var kapalı bir camekan içinde aman zarar görmesin çevreden bayramlar bile farkındamısınız artık ne kadar yavan geliyor zilimizi çalan şeker para mendil almaya gelen çocuk yok neden ?? benim çocukluğumda sabahtan başlardı ziller çalmaya zaman çok değişti bir o kadarda tüketmeye başladık bir çok güzellikleri çocuklarımıza bırakabileceğimiz hiç bir şey kalmadı beton yığınlarından başka
 
güzel yorumlarınız için teşekkür ediyorum kızlar
ama bazen düşünüyorum da sanırım biraz da şartlar bizi bu hale getiriyor
özellikle bunu çevre konusunda söylüyorum ben.çünkü.mesela bir örnek
hafta sonu gelıyor ,hava çok güzel.güneşli sıcak bir hava
ailece oğlumu da alıp dışarı çıkıcaz
istiyorum ki oğlum hava alsın top oynasın,hoplasın zıplasın
ama nerdeeee
yer mi var
farzedin ki arabanız da yok:sm_confused:
o kadar şehirleşmiş bir hayat yaşıyoruz ki aslında
benim yaşadığım sokaklarda ne bir çiçek var ne bir ağaç maalesef:1no2:
insan gidecek bir havadar yer bıle bulamayınca saldırıyor aluışveriş merkezlerine işte..maalesef.acı ama gerçek
peki bu durumda kim suçlu sizce:sm_confused:

sevgiler
 
X