- 19 Mart 2007
- 522
- 1
Halk arasında sıradan bir çocuk hastalığı olarak bilinse de, suçiçeğine bağlı olarak ortaya çıkabilen ciddi tehlikeler de mevcut. Üstelik bu tehlikeler yaş ile doğru orantılı olarak artıyor. Suçiçeğinden korunmak için aşı yapılmasında fayda var. Bu noktada; uzmanlar öneriyor; ‘Bebeklere 12. aylarında uygulanması önerilen su çiçeği aşısının, etkin koruma sağlanması için 4–6 yaş arasında ikinci kez tekrar edilmesi gerekiyor.’
Kış mevsimi sonunda ve ilkbahar aylarının başında 1-10 yaş arası çocuklarda görülmekle birlikte, 1-5 yaş arası kreş ve anaokula giden çocuklarda sıklıkla rastlanan suçiçeği, genellikle hafif seyreden bir hastalık. Ancak, halk arasında sıradan bir çocuk hastalığı olarak bilinse de, suçiçeğine bağlı olarak ortaya çıkabilen ciddi tehlikeler de mevcut. Üstelik bu tehlikeler yaş ile doğru orantılı olarak artıyor.
Son derece bulaşıcı olan suçiçeğinin yol açtığı komplikasyonlar sonucu; ağır zatürre, beyin enfeksiyonu (ensefalit ve menenjit), solunum yolu ve merkezi sinir sisteminde sorunlar, karaciğer iltihabı yanı sıra deride oluşan lezyonlardan dolayı ağır deri, kas ve iç organ hastalıkları ortaya çıkabiliyor. Hastalığın beyin tutulumunun özellikle 5 yaş altı çocuklarda ve 20 yaş üzerindeki kişilerde daha sık olduğu biliniyor.
Kapalı ortamlarda virüsü taşıyan birisi ile beraber olmak, virüsü taşıyan kişinin eşyalarını kullanmak veya dokunduğu yere dokunmak hastalığın damlacık yolu ile kolayca bulaşmasını sağlıyor. Halk arasında “koridor hastalığı” diye de nitelendirilen suçiçeği, ismine yakışır şekilde bulaşır: uzun bir koridorun ucunda oturan hasta, koridorun diğer ucunda oturan kişiye kolaylıkla bulaştırabilir. Suçiçeği virüsü taşıyan bir kişi ile aynı anda bir ortamda çok kısa süre dahi bulunsa hastalığı kapma riski %96 oranındadır.
Bu nedenle uzmanlar, hastalığı geçirmek yerine korunma yollarına önem verilmesi konusunda uyarırken, suçiçeğinden korunmanın en etkili ve tek yolunun aşılanma olduğunu vurguluyor. Son derece ağır komplikasyonlara neden olabilecek bu hastalığa karşı en etkin koruma için ise, çocuklara 12. ayında uygulanması önerilen suçiçeği aşısının, 4–6 yaşlarında mutlaka tekrar edilmesi gerektiği belirtiliyor.
Büyükler için de suçiçeği riski sözkonusu...
Hastalığın kolay bulaşımı nedeniyle çoğunlukla çocuk yaşlarda görülmesine rağmen büyükler de virüsü alma tehlikesi altında. Yetişkinlerde görülen suçiçeği hastalığı bir çocuğun geçirdiğinden daha ağır geçiriliyor. Hamilelerde düşük riski, sigara içenlerde ise zatürre gibi hastalıklara neden oluyor.
Suçiçeğinin diğer önemli bir özelliği ise hastalık geçtikten sonra virüsün vücuttan tamamen atılamaması, sinir uçlarında saklanması. Zamanla vücudun yaşadığı stresler, yorgunluklar, bağışıklık sistemi ile direkt bağlantılı ilaçların kullanımı gibi tetikleyici faktörlerin bağışıklık sistemini zayıflatması sonrası, virüs vücutta sinirler boyunca ilerleyerek deriye ulaşıp halk arasında “Zona” olarak da bilinen hastalığa neden olur. Suçiçeği aşılamasının zona görülme sıklığını azalttığını gösteren bazı bilimsel çalışmalar mevcuttur.
Aşı ile ilgili bilgiler...
Suçiçeği aşısı hastalığa karşı % 85 oranında koruma sağlıyor. Ağır hastalığa karşı ise bu oran %95 üzerinde seyrediyor. Virüs ile temastan itibaren 3 gün içerisinde aşı yapıldığı taktirde hastalığın ortaya çıkması %90 oranında engellenebiliyor. Kişi hastalığa yakalanmasa bile sonraki dönemlerde koruma etkisini devam ettiriyor. Aşının seyrek olarak ortaya çıkan yan etkileri ise; aşı uygulanan yerde kızarıklık, sertlik ve şişlik olarak belirtiliyor. Nadiren de olsa çocuklarda ateş, başağrısı, kırgınlık, bulantı ve kusma görülebiliyor.
Varisella – zoster virüsünün neden olduğu suçiçeği, virüsü aldıktan 14–21 gün sonra, yüksek ateş, deride kızarıklıklar ve döküntülerle ortaya çıkıyor. Kısa sürede içi su dolu kabarcıklar şeklini alan döküntüler, 7 ila 10 gün arasında kabuklanıyor. Bu dönemde başka bir mikrop ile birleşerek iltahaplanma olmazsa kabuklar iz bırakmadan kendiliğinden dökülüyor. Solunum yolu ile bulaşmanın süresi döküntü başlamadan önceki 2 gün ve döküntüler başladıktan sonraki 5 gün olarak belirtiliyor, temas yolu ile bulaşma ise bütün döküntüler kabuklanıncaya kadar devam ediyor.
Günümüzde çok etkili olmamakla birlikte suçiçeği tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar bulunsa da, bu ilaçlar ağır seyreden vakalarda kullanılamıyor. Önemli uyarıların başında; hastalığı taşıyan kişinin hiçbir şekilde asetilsalisilik asit kullanmaması ve derideki döküntülere, krem vb. gibi malzemelerin uygulanmaması geliyor.
Kış mevsimi sonunda ve ilkbahar aylarının başında 1-10 yaş arası çocuklarda görülmekle birlikte, 1-5 yaş arası kreş ve anaokula giden çocuklarda sıklıkla rastlanan suçiçeği, genellikle hafif seyreden bir hastalık. Ancak, halk arasında sıradan bir çocuk hastalığı olarak bilinse de, suçiçeğine bağlı olarak ortaya çıkabilen ciddi tehlikeler de mevcut. Üstelik bu tehlikeler yaş ile doğru orantılı olarak artıyor.
Son derece bulaşıcı olan suçiçeğinin yol açtığı komplikasyonlar sonucu; ağır zatürre, beyin enfeksiyonu (ensefalit ve menenjit), solunum yolu ve merkezi sinir sisteminde sorunlar, karaciğer iltihabı yanı sıra deride oluşan lezyonlardan dolayı ağır deri, kas ve iç organ hastalıkları ortaya çıkabiliyor. Hastalığın beyin tutulumunun özellikle 5 yaş altı çocuklarda ve 20 yaş üzerindeki kişilerde daha sık olduğu biliniyor.
Kapalı ortamlarda virüsü taşıyan birisi ile beraber olmak, virüsü taşıyan kişinin eşyalarını kullanmak veya dokunduğu yere dokunmak hastalığın damlacık yolu ile kolayca bulaşmasını sağlıyor. Halk arasında “koridor hastalığı” diye de nitelendirilen suçiçeği, ismine yakışır şekilde bulaşır: uzun bir koridorun ucunda oturan hasta, koridorun diğer ucunda oturan kişiye kolaylıkla bulaştırabilir. Suçiçeği virüsü taşıyan bir kişi ile aynı anda bir ortamda çok kısa süre dahi bulunsa hastalığı kapma riski %96 oranındadır.
Bu nedenle uzmanlar, hastalığı geçirmek yerine korunma yollarına önem verilmesi konusunda uyarırken, suçiçeğinden korunmanın en etkili ve tek yolunun aşılanma olduğunu vurguluyor. Son derece ağır komplikasyonlara neden olabilecek bu hastalığa karşı en etkin koruma için ise, çocuklara 12. ayında uygulanması önerilen suçiçeği aşısının, 4–6 yaşlarında mutlaka tekrar edilmesi gerektiği belirtiliyor.
Büyükler için de suçiçeği riski sözkonusu...
Hastalığın kolay bulaşımı nedeniyle çoğunlukla çocuk yaşlarda görülmesine rağmen büyükler de virüsü alma tehlikesi altında. Yetişkinlerde görülen suçiçeği hastalığı bir çocuğun geçirdiğinden daha ağır geçiriliyor. Hamilelerde düşük riski, sigara içenlerde ise zatürre gibi hastalıklara neden oluyor.
Suçiçeğinin diğer önemli bir özelliği ise hastalık geçtikten sonra virüsün vücuttan tamamen atılamaması, sinir uçlarında saklanması. Zamanla vücudun yaşadığı stresler, yorgunluklar, bağışıklık sistemi ile direkt bağlantılı ilaçların kullanımı gibi tetikleyici faktörlerin bağışıklık sistemini zayıflatması sonrası, virüs vücutta sinirler boyunca ilerleyerek deriye ulaşıp halk arasında “Zona” olarak da bilinen hastalığa neden olur. Suçiçeği aşılamasının zona görülme sıklığını azalttığını gösteren bazı bilimsel çalışmalar mevcuttur.
Aşı ile ilgili bilgiler...
Suçiçeği aşısı hastalığa karşı % 85 oranında koruma sağlıyor. Ağır hastalığa karşı ise bu oran %95 üzerinde seyrediyor. Virüs ile temastan itibaren 3 gün içerisinde aşı yapıldığı taktirde hastalığın ortaya çıkması %90 oranında engellenebiliyor. Kişi hastalığa yakalanmasa bile sonraki dönemlerde koruma etkisini devam ettiriyor. Aşının seyrek olarak ortaya çıkan yan etkileri ise; aşı uygulanan yerde kızarıklık, sertlik ve şişlik olarak belirtiliyor. Nadiren de olsa çocuklarda ateş, başağrısı, kırgınlık, bulantı ve kusma görülebiliyor.
Varisella – zoster virüsünün neden olduğu suçiçeği, virüsü aldıktan 14–21 gün sonra, yüksek ateş, deride kızarıklıklar ve döküntülerle ortaya çıkıyor. Kısa sürede içi su dolu kabarcıklar şeklini alan döküntüler, 7 ila 10 gün arasında kabuklanıyor. Bu dönemde başka bir mikrop ile birleşerek iltahaplanma olmazsa kabuklar iz bırakmadan kendiliğinden dökülüyor. Solunum yolu ile bulaşmanın süresi döküntü başlamadan önceki 2 gün ve döküntüler başladıktan sonraki 5 gün olarak belirtiliyor, temas yolu ile bulaşma ise bütün döküntüler kabuklanıncaya kadar devam ediyor.
Günümüzde çok etkili olmamakla birlikte suçiçeği tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar bulunsa da, bu ilaçlar ağır seyreden vakalarda kullanılamıyor. Önemli uyarıların başında; hastalığı taşıyan kişinin hiçbir şekilde asetilsalisilik asit kullanmaması ve derideki döküntülere, krem vb. gibi malzemelerin uygulanmaması geliyor.