yeşilim,
bugün fuara gidiyordum siteye son bir baktım, kısa zamanlarda baktığım zaman genelde bir şey anlayamıyorum hani açken ekmeğin ucundan biraz alırsın ya aynen öyle..
otobüse bindim bir yandanda düşünüyorum
hattım açık olmasada kalbim kalıyor burda dostlarımla.
doğruyu söylemek, dobracılık kafamı yoruyordum bunlar üzerine
kendimden çıktım yola ben 25 yaşıma kadar övünürdüm dobra olmakla herkese karşı düşündüğümü yüzüne söylemekle..
sonra ne oldu dersen toplanmıştık ailece görüştüğümüz arkadaşım ve kardeşleriyle..
işte mahallemden ben 2- 3 yaş küçük kardeşim gibi gördüğüm, küçükken 2-3 yaş baya farkdı tabi
büyüdüler arkadaşlarım oldular. ordan burdan derken eski günlere gelindi, başladılar bunlar bana sen şöyle uzaktın böyle sinirliydin, sürekli bize bağırırdın demeye.
Allah Allah dedim cidden mi ben mi ?
evet dediler abla
hani mürvet teyzeyle tartışmıştın, fatma hanıma görgüsüz diye bağırmıştın, bizede hep kızardın sildiğim yerlere basmayın diye..
hafızamı yokladım, hatırladım birer birer tamam mürvet teyzeye kızmıştım ama sorun neden ? kendince cahil gördüğü sessiz sakin bir komşumuzun kızını sözleriyle eziyordu ayı yavrusu demişti yaa.. kendisi saraylıydı ya, onun için tartıştım bence doğruydu ve haddini bildirdim,
fatma hanıma gelince yerli yersiz tepemizden halı silkeler kurallara uymaz evini sildiği suyu apartmanın ortasına tepeden boca ederdi onada ondan kızdım, haddini bildirdim.
size gelince kurusun öyle oynayın derdim dinlemezdiniz inadına yapardınız dediğimin tam tersini,
haksızmıydım bunlar da yani ?
bir diğeri atıldı peki dedi bana telefonda niye kızdın ben naptım
hatırlat bakim ne dedim,
telefon yeni bağlanmıştı işte bizde yeni taşınmıştık annem anneni arattırdı sen çıktın bende anneni versene dedim sen kızdın
ne dedim peki
telefonla konuşmayı öğren ilkönce kendini tanıt sonra hal hatır sor sonuçta sen beni tanıyorsun dimi sonra isteyeceğin kişiyi iste dedin
iyi işte sana öğretmek istemişim
ama ben öyle anlamadım ama o günden sonra aynen senin dediğin gibi yaptım hep korkudan
biz bunları konuşuyoruz ama hepimiz büyümüşüz 10 sene öncesi meseleler işte..
düşündüm sonra ben hangi fikirle yapmışım onlar nasıl algılamış,
ben nasıl poz vermişim resim nasıl görülmüş.
iyi ama ben doğru bildiğimi dobraca söylemişim, nerde hata..
ogün bende ders aldım onlardan
demekki doğruları söylemeninde bir adabı var, ben bu adaba gireyim, toyluk mu artık bunlar yoksa doğru çizgide olduğumuzu düşündüğümüzün verdiği sıfır cesaretmi diyeyim ararsak buluruz bir sürü sebeb..
ama artık doğru söylemeyekten çok doğru algılanmaya dikkat ediyorum,
çünkü ne kadar doğru söylersen söyle
algılandığın kadarsın, gibisin.
üzmemek üzülmemek için değiştim çokta güzel oldu
olgunluk denilen bu galiba
hamım hala ama yola girdim.
bunlar geldi aklıma otübüste öylece düşündüm,
şimdi senin duygularınıda okuyunca çıkıverdiler yeniden,
doğru olalım ama saygılıda olalım,
dobra olalım ama nezaketimizide yitirmeyelim,
burda kimse kimsenin manasız sözleriyle ne üzülmek ister
ne muhatap olmak ister,
kendimize yapılmak istemediğimizi başkasına yapmayalım,
ez cümle kk daki kalpdaşlarımı seviyorum
onlarla olmaktan mutluluk duyuyorum
güzellikleri paylaşmak dualarımla,
sevgiler selamlar..
kalemine sağlık..