Sözcükte anlam özellikleri

Elif

Onur Üyesi
Pro Üye
12 Temmuz 2006
35.026
30.400
60
1) GERÇEK (TEMEL) ANLAM:
Bir sözcüğün ilk ve asıl anlamına denir.Yani bir sözcüğün söylendiği anda zihnimizde uyandırdığı ilk çağrışım gerçek anlamdır.

2) YAN ANLAM:
Bir sözcüğün gerçek anlamı yanında kullanımına bağlı olarak yeni anlamdır.

3) MECAZ ANLAM:
Bir sözcüğün gerçek anlamı dışında yepyeni bir anlamda kullanılmasıdır.
* Adamın tarladaki bütün ekinleri yandı. ( gerçek)
* Partide çektiğimiz bütün resimler yanmış. ( yan)
* Bu sınavı kazanamazsan yandın (mecaz)
* Balkona astığım çamaşırlar kurumamış.(gerçek)
* Hazan mevsiminde kurumuş yapraklar gibi.(yan)
* Senin aşkın da beni kuruttu be güzelim. (mecaz)
* Caminin minaresi çok inceydi. (Gerçek)
* Duvarın sıvası için ince bir kum getirmişlerdi. (yan)
* Bana hediye alman çok ince bir davranıştı. (mecaz)
* Sarayın aydınlık bir odasından karanlık bir odasına
geçmiştik. (gerçek anlam)
* Yaşadığımız bunca karanlık günlerden sonra aydınlık
günler bizi bekliyor. (mecaz)
* Arkadaş, bu kız seninle oynuyor. (mecaz)
* Bu masanın ayağı oynuyor. (yan)
* Çocuk kumsalda oynuyor. (gerçek)

4) TERıMSEL ANLAM (TERıM):

Bilim sanat, spor, ya da çeşitli meslek dallarıyla ilgili özel kavramları karşılayan sözcüklerdir.
* Nota müziğin anahtarı gibidir.
* Rakip takım birazdan penaltı atışı yapacak.
* Marmara fay hattı tehlikeli sinyaller veriyor.
* Güreşçimiz, finalde rakibini tuşla yendi.
* Matematik öğretmenimiz tahtaya bir doğru çizmemizi
istedi.
* Şiirde aynı eklerin ya da sözcüklerin tekrarlanmasına
redif denir.

NOT 1: Bazen bir sözcük gerçekte terim değilken terim olarak kullanılabileceği gibi, gerçekte terim olan bir sözcük de terimlikten çıkabilir.

* Polis bir hücre daha ortaya çıkardı. ( terimlikten çıkma)
* Sinop burnu Türkiye’nin en kuzey noktasıdır.
(terimleşme)

NOT 2: Bir sözcük birçok dalda terim olabilir.

* Bitkiyi toprağa bağlayan kökleridir.
* Dört, kök dışına iki olarak çıkar.
* Hiçbir ek almamış sözcüğe kök denir.

5) YANSIMA SÖZCÜKLER:

Doğadaki seslerin insanlar tarafından taklit edilmesine denir.

* Bu köpek neden havlıyor?
* Bir patlama sesiyle irkilmiştik.
* Bu aylarda kediler çokça miyavlar.
* Bu sözlerim üzerine sınıfta homurtular başladı.
* Köyde sabahleyin koyunların meleyişleriyle uyandık.

6) EŞ ANLAMLI ( ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLER:

Yazılışları farklı ancak anlamları aynı olan sözcüklere denir.
* siyah ---- kara , * beyaz----- ak, * zengin----varlıklı,
* zengin--- varlıklı, * fakir----yoksul , * rüzgar---- yel,
* üzüntü-----keder, * öykü---hikaye, * eser--- yapıt,
* edebiyat--- yazın, * cümle---- tümce * kelime--- sözcük

7. ZIT (KARŞIT) ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Anlam bakımından birbirinin tersi olan sözcüklerdir.

* Sana çirkin dediler düşmanı oldum güzelin.
* Ağlarım harta geldikçe gülüştüklerimiz.
* Kışın soğuğunu yaşadıkça yazın sıcağını arar oldum.
* Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
* Yaşlı insanları görünce gençliğimin kıymetini
anlıyorum.
NOT: Zıt anlamlılık ile olumsuzluk birbiriyle karıştırılmamalıdır.
* Tanzimat romanında iyiler hep iyi kötülerse hep kötüdür. ( zıt)
* Bugünlerde hiç iyi değilim. ( olumsuz)

8) SESTEŞ ( EŞSESLı) SÖZCÜKLER:

Yazılışları ve okunuşları aynı ancak anlamları farklı olan sözcüklere denir.

* Yılanı gören at birden şaha kalktı.
* Mutfaktaki pislikleri çöpe at.
* Al bayrağıma sarılı cansız bedenimi al.
* Gül: “Gül.” dedi, bülbüle.
* Kalem böyle çalınmıştır yazıma
Yazım kışıma uymaz, kışım yazıma
* Kırda yaptığımız piknikte yanımıza kır saçlı bir ihtiyar
geldi.

UYARI: Bir sözcüğün mecaz ya da yan anlamıyla sesteş anlamlılık karıştırılmamalıdır.
* Bu sözler bazılarına çok dokunacak. ( mecaz anlam )
* Omzuma bir el dokundu. ( gerçek anlam )
* Bu yaz, bir mektup yaz. ( sesteş )

NOT: Sesteş sözcükler genellikle halk edebiyatında cinaslı manilerde kullanılır.
9. SOMUT VE SOYUT ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Varlığını beş duyu beş duyu organıyla algılayabildiğimiz kavramlar somut; beş duyu organımızdan hiçbiriyle algılayamadığımız, varlığını sadece akıl ve mantık yürütme yoluyla kabul ettiğimiz kavramlar soyuttur.

* çiçek, ağaç, ses, koku, hava, göl, ev, rüzgar, ışık(somut)
* ruh, akıl, vicdan, akıl, acıma, üzüntü, aşk, inanç( soyut )

ÖZELLıK 1: Somut anlamlı bir sözcük, ek alarak soyut anlam kazanabilir.

* anne - lik , insan - lık
somut soyu yaptı somut soyut yaptı

ÖZELLıK 2 :Somut anlamlı bir sözcük kullanıldığı cümleye göre soyut anlam kazanabilir. Buna soyutlaştırma denir. Soyutlaştırma kelimeye mecaz anlam kazandırma suretiyle olur.

* Ne kadar sıcak bakıyor değil mi? ( soyutlaştırma)
* Kara haber tez duyulur. ( soyutlaştırma)
* Titreyen yapraklar, cilvedir, nazdır. ( soyutlaştırma)
* Bu adam kafasızın biridir. ( soyutlaştırma)
* Kızın gittiği bu yolu hiç iyi görmüyorum. (soyutlaştırma)
* Sanatta özgün olmak biraz da yürek ister. (soyutlaştırma)
* Nedense bugün hiç havamda değilim. ( soyutlaştırma)

ÖZELLıK 3 : Soyut anlamlı bir sözcük çoğunlukla benzetme yoluyla somut hale getirilebilir.Buna somutlaştırma denir.

* Hüzün, sonbaharda dökülen yapraktır.
* Yalnızlık , bir çiçektir.
* Sevgi, gökyüzünde kanat çırpan bir güvercindir.
* Arkadaşlık, kişiler arasında kurulan bir köprüdür.
* Bu düşünceler, zamanla çürüyecektir.
* Vişne dallarında arzularımız, alnımıza konan bir
öpücüktür.
ÖZELLıK 4 : Gözlemleyebildiğimiz eylemler somut, gözlemleyemediğimiz eylemler ise soyuttur.
* Annesi, bebeğini kucağına almış seviyordu. ( somut )
* Ferhat, Şirin’i dağları delecek kadar seviyordu.( soyut )
* Çocuk, masadaki vazoyu kırmıştı. ( somut )
* Bu sözlerinle arkadaşını çok kırdın. ( soyut )

10) NıTELıK VE NıCELıK ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Bir şeyin nasıl olduğunu , ne gibi özellikler taşıdığını anlatan sözcüklere nitelik anlamlı sözcükler denir. Bir şeyin sayılabilen, ölçülebilen ya da azalıp çoğalabilen durumunu bildiren sözcüklere nicelik anlamlı sözcükler denir.

* Az ileride birkaç kişi seni bekliyor. ( nicel )
* Bugün oldukça kötü bir zaman geçirdim. ( nitel )
* Çok konuştuğu için arkadaşları pek sevmedi. ( nicel )
* ıki damla yaş olur düşersin yüreğime gizlice ( nitel, nicel)
* Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi. (nitelik )

UYARI: Bazı sözcükler cümlede kazandığı anlama göre nicel de olabilir nitel de.

* Yaptığı işte iyi para kazanıyordu. ( nicel )
* O iyi bir insandı. ( nitel )
* Bu soğuk havada bir de senin soğuk esprilerini çekemem. ( nicel, nitel )
* Bu şehrin havası sıcak olduğu gibi insanları da sıcaktır. ( nicel, nitel)

Görüldüğü gibi nitelik anlamlı sözcükler, genellikle niteleme sıfatı ve durum zarfı görevindedir. Nicelik anlamlı sözcükler ise ölçü - miktar zarfı , belgisiz sıfat veya sayı sıfatı görevindedir.

10. GENEL VE ÖZEL ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Karşıladıkları varlığın tamamını belirten sözcüklere genel anlamlı sözcükler denir. Tek bir varlığı karşılayan sözcüklere ise özel anlamlı sözcükler denir. Varlıkların genelden özele doğru sıralanışı : Varlık- canlı- hayvan- keçi- Ankara keçisi.

* Çocuk, geleceğin teminatı olduğundan ben çocuğumun iyi yetişmesini istiyorum. ( 2. si 1. sine göre daha özel)
* Kitap, insanın en iyi dostudur. ( genel)
* Bu kitabı arkadaşıma ödünç verdim. (özel )
* Eğitim- öğretim sadece okulda yapılmaz ( genel)
* Okulumuz, şehrin en eski binasıdır. (özel )

edebiyatogretmeni.net
 
Son düzenleme:
X