Benim de sosyal fobim var, hem de şiddetli olduğunu söyleyebilirim. Eskiden çok daha kötüydü, lise yıllarındayken örneğin. Tahtaya kalkmak, kalabalık önünde konuşmak (bildiğim soruları bile parmak kaldırıp cevaplamazdım), tanımadığım birine bir soru sormak, biriyle tanışmak/tanıştırılmak, bir yere telefon etmek veya telefonu açmak, misafir karşılamak ve uğurlamak, karşı cinsle yakışlanmak, karşı fikre sahip olduğumda bunu savunmak, tartışmaya girmek, çok dikkat çekmek, sivrilmek.. Daha nicesi nicesi nicesi. Hepsi de ayrı birer işkenceydi benim için. En yakın arkadaşlarımın yanında bile asla tam olarak kendim gibi olamazdım, rahat edemezdim. Saçmalamaktan, yenik düşmekten, hata yapmaktan, utanmaktan korktuğum kadar hiçbirşeyden korkmazdım. Dikkatler bana çevrildiği anda yüzüm pembeleşmeye başlardı, titremeye başlardım, kekelerdim. Oysa şimdi bakıyorum da ortalamanın çok üzerinde bir dış görünüşe sahibim, hayatım boyunca hep başarılı oldum, öyle ya da böyle düzgün bir ilişki kurup bunu yıllarca sürdürdüm ve o kişiyle evlendim. Bütün bu korkuların, kaygıların, utanmaların hiçbir akıllıca sebebi yoktu. Bu bir hastalıktı. Ne kadar şanslıymışımki iyileşmem, değişmem gerektiğini çok geç olmadan farkettim ve bütün o işkencelerin üzerine yürüdüm. Üniversiteyi kazandıktan sonra tek başıma istanbula geldim kendime bir hayat kurdum. Her yıl en az 4-5 kere üniversitenin o koskoca anfilerinde yüzlerce kişiye sunumlar, konuşmalar yaptım. Hocalarımın takdirini kazandım. Hala sımsıkı sarıldığım muhteşem bi arkadaş grubu edindim. Bu süreçte bir ilişki yaşayabilmek için kendimi karşı tarafa nasıl açmam gerektiğini öğrendim. Hiç kolay olmadı tabi, çok acı çektim ilk başlarda sinirden stresten gecelerce ağladım. Stresten saçlarım döküldü, kilo aldım verdim sürekli sorun yaşadım etrafımdakilerle. Başkaları için işten bile sayılmayan birçok şey benim için stres ve kaygı sebebiydi. Nasıl olcak, ne diyeceğim, şöyle derse ne söylerim, ya beceremezsem, heyecanımı farkederlerse, utanırsam utandığım için daha da utanacağım...!!! Ama değişmek gerekiyordu yoksa silinip gidecektim. Eve kapanacaktım (ki bunu da bir dönem yaşadım ve şiddetli bir depresyona girdim). Bunun bir tedavisi ilacı falan yok bildiğim kadarıyla. Yenebildiğiniz kadar yeniyorsunuz. Ama en küçük bir adım bile sizin hayatınız inanılmaz kolaylaştırıyor. Zamanla güçleniyorsunuz ve kendinize güveniniz artıyor. Şimdi tek başına çıkıp geziyorum tozuyorum, yeni insanlarla tanışmaktan zevk alıyorum, iş görüşmelerine gidiyorum, arkadaşlarımla vakit geçiriyorum.. Herşey değişti. Tamamen değil tabi. Hala ikili görüşmelerimin, kalabalık önündeki konuşmaların ilk birkaç dakikası fazlasıyla heyecanlı geçiyor benim için. Kalp atışlarım deli gibi hızlanıyor, zihnim biraz bulanır gibi oluyor bazen. Ama herkes gibi ben de bir insanım ve kimsenin kimseden bir damla fazlası eksiği yoktur düşüncesi beni çabucak rahatlatıyor. İlk birkaç dakikadan sonra açılıyorum ve gerisi çok kolay geliyor. Her geçen gün daha iyi oluyor. O yüzden elinizden geleni yapmak zorunda olduğunuzu bilmeniz çok önemli. Asla pes etmeyin ve ben buyum demeyin. Evet belki asla tamamen geçmeyecek ama en azından hayatınız kolaylaşacak. İnanın gerisi de geliyor zaten. Bol şanslar.