Böyle değil ama benzer şeyleri yaşadım annemle. Ara sıra yaşıyorum da.
Annem çok korkunç bir çocukluk ve genç kızlık yaşamış. Bedenen, ruhen şiddet görmüş bir insan dedem tarafımdan. Anneannem tarafından ise evlat ayrımına maruz bırakılmış bir kadın. Babamla yaptığı evlilikte ise aldatılmış, nefret ettiği aile evine dönmek zorunda kalmış, tekrar ayrılmış gibi gibi gerçekten çok zor şeyler yaşadı. Bir çoğuna şahitte oldum çocukluğumda ve onunla beraber bende çok fazla yara aldım. Hem onun yaşadıklarına şahit olmak, hem de kendi yaşadıklarından dolayı bana yapamadığı manevi annelikten dolayı...
Yaşadıkları dolayısıyla ise çok çok uzun yıllar depresyon ile mücadele etti. Hayatımın büyük kısmında antidepresan ile yaşamaya çalıştı. Psikolojisi gerçekten çok bozuktu ve bana karşı bir bağımlılık geliştirdi iyice yıllar içinde. Çünkü ben "anne" rolüne bürünmüştüm. Benim çocukluğum / ergenliğim ise hep annemi kontrol etmek ile geçti. "İyi mi, kendinde mi, kendine bir şey yapacak mı?" gibi düşüncelerle büyüdüm. Çok uzun bir süre kendimi annemin psikoloğu / yaşam koçu olarak hissettim. Kendime ait bir hayatım olmasını kabullenemiyordu. Okumak için başka bir şehre gidersem ya da evlenirsem sanki onu terk etmiş olacağımı düşünüyordu. Arkadaşlarımla dışarı 2 çıkıyorsam annemle 5 çıkıyordum hemen bunalıma giriyordu çünkü. Gerçekten o iyi olsun diye o kadar çok onunla ilgilendim ki, kendimde isteyerek..
Çünkü onu kaybetmekten çok korkuyordum. Hayata tutunmasını sağlayan yegane varlık bendim. Ve maalesef bilerek ya da bilmeyerek sözlü olarak bunu dile getiriyordu, "Sen olmasan yaşayamam" gibi gibi. İntihar etmişliği ve çok çok zor hayata geri döndüğü için gerçekten annemi kaybetmek büyük travmam oldu. Hala bile telefonu 2. arayışımda açmasa kanım donar, kalbim hızlı hızlı atmaya başlar...
Her neyse, anlatasım varmış sanırım :)) Bu aralar evleneceğim ve annem ile ayrı şehirlerde yaşayacağımız için biraz endişeliyim ve tetiklendim sanırım konudan.
Asıl sizin konunuza gelirsek, annemin tüm bu yaşadıkları, hayatta ki olumsuz deneyimleri onu çok tahammülsüz, olayları hep negatif gören ve insanlardan hep en kötüsünü bekleyen ve insanları eleştiren bir hale getirdi ne yazık ki. Mesela şu an bile nişanlımın ailesinden biri bir cümle kursun. Hemen " Şunu mu demek istedi, yok şunu mu ima etti" gibi kendince yorumlar. Ya da dışarıdayken birisi yanlışlıkla çarpsın hemen kötü kötü bakar, laf söyler gibi gibi..
Asla kötü biri değil ama yaşadığı hayat onu gerçekten çok agresif bir insan haline getirdi...
Bende sürekli düzeltiyorum. Ya da insanlardan şikayet etmeye başladığında, açık açık fikrimi söylüyorum. Kalp kırarak değil ama, "Bak sen şu konu da haklı olabilirsin, böyle düşünmüş olabilirsin ama bence bu açıdan da abartıyorsun ya da gereksiz olmuş tepkin" vs gibi. Bozulduğu çok oluyor doğal olarak. "Tamam evladım, ben yanlış düşünüyorum" gibi triplere giriyor ya da geçmişte yaşanan bir konuya takıyor bozuk plak gibi. Anlatıp duruyor, "şu şunu yapmıştı, bu şöyle demişti" vs gibi.
"Evet çok zor şeyler yaşamışsın ama geçmişte kaldı, bunların üzerine konuşup durmak hem seni hem beni üzüyor" diyorum. Bozulduğu oluyor yine "Pardon keyfini kaçırmışım" fln diyor. Üzerinde durmuyorum. Aradan birkaç saat geçiyor arıyorum. Bakıyorum hala tavırlı davranıyor, "Anne ben senin arkadaşın değil, kızınım. Bana kapris yapmayı bırakır mısın, eline ne geçiyor?" diye çıkışıyorum.
"Ben hayatımda bana huzur verecek insanlar istiyorum. Benimle tartışmaya çalışan, bana gereksiz yere alınıp duran, ya da sırf aynı düşünmüyoruz diye tavır yapacak insanlara hayatımda yer yok" diyorum. Bunu aramızda bir sorun yokken özellikle, başka birisi ya da başka bir konu üzerinden örnek vererek ve üzerine basa basa söylüyorum ki hani kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla hesabı. Ve gerçekten ona gıcık ya da sinirli davranmıyorum. Empatik yaklaşarak, anlamaya çalışarak yaklaşıp konuştuğumda yumuşuyor. Anlamaya, kendini sorgulamaya başlıyor. Ama bana huzursuzluk verdiğinde ise net bir şekilde tavrımı alıyorum. Hani bu küsmek, tavır yapmak anlamında değil..
Yıllar içinde hep bunu empoze ettim ona bir şekilde. Mesela bakıyorum can sıkıcı bir konu mu açacak, hemen konuyu değiştiriyorum. Keyifli şeylerden bahsediyorum. Beraber kaliteli zaman geçirmeye yönlendirmeye çalışıyorum. Ben bu mücadeleleri gerçekten anneme karşı ayrı bir şevkat barındırdığım için veriyorum. O benim evladım gibi olmuş ne yazık ki ve bu sağlıklı değil biliyorum.. Ama gerçekten hayatında benden başka kimsesi yok. Ve her ne kadar ona karşı içimde öfke olsa bile çocukluğumdan gelen, onu çok seviyorum.
Bu anlattıklarımla zamanla yavaş yavaş bir şekilde daha normal bir hale gelmeyi başardık. En azından bana karşı daha az yapıyor ya da yansıtıyor bu memnuniyetsizleri, negatif düşünceleri, bağımlılığı vs. Şu bir gerçek ki bu kişi annem değil başkası olsaydı asla ama asla görüşmezdim...