• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Soma Kömür İşletmeleri Taşeron İşveren

:
Zamanında ihale olmuş parkon, ihaleyi ismini yanlış hatırlamıyorsam Park Enerji şirketi kazanıyor, 2 yıl işletiyor sonra Alp Gürkan'ın şirketine devir yapılıyor.
Araştırırsan bulursun bu bilgileri.
Yazdığım herşeyin kaynağı var, linkte verebilirim.

Linki alabilirmiyim müdürüm.
Ciddi çok merak ettim Hangi şartlarda almış alp Gürkan bu maden işletmesini.
 
Bu da bu gözaltına alınan herifin ''zamanı gelince konusacagım ''demesinin altında yaatan sebep mi ?
Dur bakalım ama karşılıklı kimbilir ne kozlar vardır finansal /hukuki.
Yine danışıklı dövüş olur ve elbirliğiyle bir kurban bulunur mu bulunur? Bulunur.Arka perde de hepsi avuclarını ovusturuyor olacaklar.
 
Zamanında ihale olmuş parkon, ihaleyi ismini yanlış hatırlamıyorsam Park Enerji şirketi kazanıyor, 2 yıl işletiyor sonra Alp Gürkan'ın şirketine devir yapılıyor.
Araştırırsan bulursun bu bilgileri.
Yazdığım herşeyin kaynağı var, linkte verebilirim.


Sağol müdürüm .
Doğru ise park enerji nin madeni devret mel zorunda kaldığını okudum

Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün: Şirketin önünü AKP açtı
DİSK’e bağlı Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün de, Soma Holding’in önünün AKP hükümeti tarafından açılmasına dikkat çekti. Görgün, maden için 2006 yılında sözleşme imzalanan Park Teknik’e üretim kotası konulduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “En başından itibaren özelleştirmeye karşı mücadele ettik. Ancak dinlemediler. Eski şirketin üretim için önüne kota konunca kâr edemedi ve o da devretmek zorunda kaldı. Bu şirkete ‘Ne üretirsen alacağız’ denildi. Şirket de üretimi artırdı. Kömürün maliyetini düşürdü. Zorunlu önlemlere, güvenliğe önem verilmedi.
Olay da bu nedenle yaşandı.”
 
Maden Ocakları’nın taşerona devredilmesi ‘hakkâniyetli’ ölümlerin nedeni
12 Nisan 2014
Kozlu’da geçen yıl 7 Ocak’ta metan gazı patlaması sonucu meydana gelen maden kazasında sekiz işçi hayatını kaybetmişti. İş kazasına dair hazırlanan iki ayrı raporu da ihmaller zincirini ortaya koyuyor.

Rapora göre TTK, yerin 630 metre altında kömür galerisi açma işini, ocağın birinci sınıf gazlı olduğu ve ani degaj (metan) tehlikesi bulunduğu bilindiği halde, bu alanda hiçbir uzmanlığı bulunmayan ‘Star’ adlı taşeron şirkete verdi. Raporda yer verilen saptamalar şunlardı:

“Şartnameye göre, 25 metrelik sondaj yapılması gerekiyordu. Sondaj uç noktası ile galeri arasındaki mesafe beş metreye düştüğünde sondajın yenilenmesi gerekirken, bu prosedüre uyulmadı. Ocakta sondajların sayısı ve uzunluğu yetersizdi. Sondaj denetimleri özensizce yapıldı. Tek bir sondaj makinesi ve sondör vardı. Bu sondör de eğitimsizdi. İş güvenliği uzmanı yoktu. Barutla ateşleme sırasında işçiler 200 metre uzakta olması gerekirken, 95 metre içerideydi. Metan gazlı madenlerde kullanılması yasak olduğu halde gecikmeli kapsül kullanıldı. Bu da vardiya sırasında yapıldı. Acil tahliye ikaz sistemi yoktu, gazölçer eskiydi.”

Star adlı taşeron şirket yöneticilerinin asli, TTK’nın ise tali kusurlu olduğu sonucuna varılan raporda; devletin madencilikten çekilmesi politikası nedeniyle kuruma işçi alınmadığı ve kömür havzasına yatırım yapılmadığı, bu yüzden taşeron şirketlerden hizmet alındığı kaydedildi. Taşerona devredilen işlerin asli iş statüsünde olduğu fakat taşeronların işin gerektirdiği uzmanlık ve donanıma sahip olmadığı ifade edildi. Bu nedenle taşeronla imzalanan sözleşmenin muvazaalı (danışıklı) olduğu, ‘şartların zorlaması sonucu’ yapıldığı kabul edilse dahi TTK’nın kusurlu olduğu vurgulandı.

Bakanlık: Hakkâniyet yok

Savcı Kemal Mecit bu rapor üzerine TTK Genel Müdürü Rıfat Dağdelen ve beş yöneticisi hakkında ‘taksirle birden çok kişinin ölümüne sebep olma ve görevini kötüye kullanmak’tan soruşturma izni verilmesi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na başvurdu. Bakanlığa bağlı Denetim Hizmetleri Başkanlığı, 25 Şubat 2014’te savcılığa gönderdiği ret yazısında, ihalenin taşeron şirkete verilmesi ile ölümler arasında bağ olmadığını, ‘kurum yöneticilerine sorumluluk yüklemenin hakkâniyetli olmayacağını’ iddia ederek, soruşturma izni vermedi.

Savcı Mecit kararın kaldırılması için Danıştay 1. Dairesi’ne başvurdu. Mecit, itirazında, TTK yöneticilerinin, ‘sekiz işçinin öldüğü olayda muvazaalı olarak işi ihaleye çıkarma ve sözleşme imzalama suretiyle ölüm olayında kusurlu olduklarını’ savundu.

Aşkale Çimento’nun müdürü suçlu bulundu

Aşkale Çimento’da iki yıl önce fırında tuğla söküm ve yerleştirme işlemi yapılırken tuğlaların çökmesi üzerine iki işçinin ölümüyle biten kazada örnek bir karar çıkmıştı. Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesi, emniyetli bir yol varken, söküm işleminin daha hızlı tamamlanması için Hilti (delici) kullandıran, çökme ihtimaline karşılık ağ ve iskele kurdurmayan, tuğlalar yeterince soğumadan sökümü başlatan fabrikanın genel müdürü Nihat Kılıç’a ‘taksirle adam öldürme’ suçundan iki yıl hapis cezası vermiş, ‘sanığın bir daha suç işlemeyeceğine dair yeterli kanaat oluşmadığı için’ cezayı ertelememişti. İtiraz üzerine dosya, Yargıtay Savcısı Fehmi Mercan’ın önüne gitti. Savcı onama istedi. Şimdi artık Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin kararı bekleniyor.
GEçen yıl Kozluda meydana gelen ölümlerde savcı ttk genel müdürünün tutuklanmasını talep etmiş, enerjiBakanlığı kabul etmemiş.
Sonuç yine aynı olacak sanırım.
 
Back