Maden Ocaklarının taşerona devredilmesi hakkâniyetli ölümlerin nedeni
12 Nisan 2014
Kozluda geçen yıl 7 Ocakta metan gazı patlaması sonucu meydana gelen maden kazasında sekiz işçi hayatını kaybetmişti. İş kazasına dair hazırlanan iki ayrı raporu da ihmaller zincirini ortaya koyuyor.
Rapora göre TTK, yerin 630 metre altında kömür galerisi açma işini, ocağın birinci sınıf gazlı olduğu ve ani degaj (metan) tehlikesi bulunduğu bilindiği halde, bu alanda hiçbir uzmanlığı bulunmayan Star adlı taşeron şirkete verdi. Raporda yer verilen saptamalar şunlardı:
Şartnameye göre, 25 metrelik sondaj yapılması gerekiyordu. Sondaj uç noktası ile galeri arasındaki mesafe beş metreye düştüğünde sondajın yenilenmesi gerekirken, bu prosedüre uyulmadı. Ocakta sondajların sayısı ve uzunluğu yetersizdi. Sondaj denetimleri özensizce yapıldı. Tek bir sondaj makinesi ve sondör vardı. Bu sondör de eğitimsizdi. İş güvenliği uzmanı yoktu. Barutla ateşleme sırasında işçiler 200 metre uzakta olması gerekirken, 95 metre içerideydi. Metan gazlı madenlerde kullanılması yasak olduğu halde gecikmeli kapsül kullanıldı. Bu da vardiya sırasında yapıldı. Acil tahliye ikaz sistemi yoktu, gazölçer eskiydi.
Star adlı taşeron şirket yöneticilerinin asli, TTKnın ise tali kusurlu olduğu sonucuna varılan raporda; devletin madencilikten çekilmesi politikası nedeniyle kuruma işçi alınmadığı ve kömür havzasına yatırım yapılmadığı, bu yüzden taşeron şirketlerden hizmet alındığı kaydedildi. Taşerona devredilen işlerin asli iş statüsünde olduğu fakat taşeronların işin gerektirdiği uzmanlık ve donanıma sahip olmadığı ifade edildi. Bu nedenle taşeronla imzalanan sözleşmenin muvazaalı (danışıklı) olduğu, şartların zorlaması sonucu yapıldığı kabul edilse dahi TTKnın kusurlu olduğu vurgulandı.
Bakanlık: Hakkâniyet yok
Savcı Kemal Mecit bu rapor üzerine TTK Genel Müdürü Rıfat Dağdelen ve beş yöneticisi hakkında taksirle birden çok kişinin ölümüne sebep olma ve görevini kötüye kullanmaktan soruşturma izni verilmesi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına başvurdu. Bakanlığa bağlı Denetim Hizmetleri Başkanlığı, 25 Şubat 2014te savcılığa gönderdiği ret yazısında, ihalenin taşeron şirkete verilmesi ile ölümler arasında bağ olmadığını, kurum yöneticilerine sorumluluk yüklemenin hakkâniyetli olmayacağını iddia ederek, soruşturma izni vermedi.
Savcı Mecit kararın kaldırılması için Danıştay 1. Dairesine başvurdu. Mecit, itirazında, TTK yöneticilerinin, sekiz işçinin öldüğü olayda muvazaalı olarak işi ihaleye çıkarma ve sözleşme imzalama suretiyle ölüm olayında kusurlu olduklarını savundu.
Aşkale Çimentonun müdürü suçlu bulundu
Aşkale Çimentoda iki yıl önce fırında tuğla söküm ve yerleştirme işlemi yapılırken tuğlaların çökmesi üzerine iki işçinin ölümüyle biten kazada örnek bir karar çıkmıştı. Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesi, emniyetli bir yol varken, söküm işleminin daha hızlı tamamlanması için Hilti (delici) kullandıran, çökme ihtimaline karşılık ağ ve iskele kurdurmayan, tuğlalar yeterince soğumadan sökümü başlatan fabrikanın genel müdürü Nihat Kılıça taksirle adam öldürme suçundan iki yıl hapis cezası vermiş, sanığın bir daha suç işlemeyeceğine dair yeterli kanaat oluşmadığı için cezayı ertelememişti. İtiraz üzerine dosya, Yargıtay Savcısı Fehmi Mercanın önüne gitti. Savcı onama istedi. Şimdi artık Yargıtay 12. Ceza Dairesinin kararı bekleniyor.