- 16 Ağustos 2010
- 292.954
- 602.710
- 43
Açık havada yürüyüş yapma, koşu ve bisiklet binme gibi egzersizler bağışıklık sistemini güçlendiriyor, mevsimsel depresyonu engelliyor, sağlıklı ve formda kalmayı sağlıyor. Ancak soğuk havada egzersiz yapmanın da kuralları olduğu unutulmamalı.
Havaların soğumasıyla beraber açık havada geçirilen zaman da, açık hava egzersizlerinin süresi de azaldı. Soğuk havada doğru egzersiz yapmanın önemine işaret eden uzmanlar da açık havada yapılan egzersizin yarar yerine zarar getirmemesi için bazı noktalara dikkat etmek gerektiğini söylüyor.
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Yıldız Erdoğanoğlu da bu noktaya vurgu yaptı ve soğuk havada egzersiz yapmanın püf noktalarını şöyle sıraladı:
Kat kat giyinin: Soğuk havalarda, ilk dikkat etmeniz gereken konu, vücut ısınızın fazlaca düşmesine engel olmaktır. Denilebilir ki; kötü hava yoktur, kötü yapılmış kıyafet seçimi vardır. Adeta bir soğan gibi ince ve kat kat giyinmek, teri emen ve hava almaya izin veren kumaşlardan yapılmış giysiler seçmek uygundur.
Ayakkabılarınızı kurutun: Yağmurlu havalarda egzersiz sonrası, ayakkabılarınızın bir sonraki egzersize kadar mutlaka kurumasını sağlayın. Tabanı ıslak ve nemli kalmış ayakkabılar kuru ayakkabılara kıyasla daha fazla darbe emer.
Şapka kullanın: Dizlerinizi, ellerinizi, baş, boyun ve omuz alanınızı soğuktan koruyun. Araştırmalar, vücut ısısının %30’luk büyük bir bölümünün baş kısmından kaybedildiğini göstermiştir. Dolayısıyla şapka, bere takma alışkanlığı edinmek akıllıca bir davranış olacaktır.
Isınmak için acele etmeyin: Egzersize yavaş yavaş başlayın. Çünkü vücudumuzun egzersiz için doğru çalışma sıcaklığına gelmesi kış aylarında daha fazla zaman alır.
Burundan nefes alın: Soğuk havanın, solunum yollarınızda tahrişe yol açmaması için burundan nefes alın. Böylelikle hava, ciğerlerinize ulaşıncaya kadar ısınmış olur.
Su tüketimini ihmal etmeyin: Sıvı tüketme ihtiyacı soğuk havalarda daha az olsa da yine de vücudunuzun susuz kalma olasılığı vardır. Egzersize başlamadan önce bir bardak su, egzersiz sonrası ise bir bardak sıcak içecek tüketin. Gün içerisinde ise 8-10 bardak su için.
Güneş ışığından yararlanın: Soğuk havalarda özellikle öğle ve öğleden sonra saatlerini tercih edin. Bu, hem kemikleriniz hem de bağışıklık sisteminiz için oldukça önemli olan D vitamini üretmek için daha fazla güneş ışığı depolayabilmenizi sağlar.
Kilo almayın: Beslenmenize dikkat ederek deri altı yağ dokunuzu artırmayın. Deri altı yağ dokusu fazla olan kişilerin soğuğa dayanıklılığı bir avantaj gibi gözükse de söz konusu egzersiz olduğunda tam tersi geçerlidir. Amacınız egzersiz esnasında hep sıcak kalmak ise formda olmanın fazla kilodan daha avantajlı olduğunu bilin.
Çok soğuk havada açık alanları tercih etmeyin: Soğuk havada ve açık alanda egzersiz yaparken vücudunuzun sesini mutlaka dinleyin ve kritik sınır olan eksi 10 derecenin altındaki hava koşullarında egzersiz yapmak için açık alanları tercih etmeyin.
Yorgun ve hastayken egzersiz yapmayın: Yorgun ve hasta hissediyorsanız, yüksek ateş ve enfeksiyon durumunda egzersizi sonlandırın. Kronik bir hastalığınız var ise soğuk havaların hastalığınız üzerindeki etkilerini mutlaka doktorunuza danışın.
Kaynak:Ntv
Havaların soğumasıyla beraber açık havada geçirilen zaman da, açık hava egzersizlerinin süresi de azaldı. Soğuk havada doğru egzersiz yapmanın önemine işaret eden uzmanlar da açık havada yapılan egzersizin yarar yerine zarar getirmemesi için bazı noktalara dikkat etmek gerektiğini söylüyor.
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Yıldız Erdoğanoğlu da bu noktaya vurgu yaptı ve soğuk havada egzersiz yapmanın püf noktalarını şöyle sıraladı:
Kat kat giyinin: Soğuk havalarda, ilk dikkat etmeniz gereken konu, vücut ısınızın fazlaca düşmesine engel olmaktır. Denilebilir ki; kötü hava yoktur, kötü yapılmış kıyafet seçimi vardır. Adeta bir soğan gibi ince ve kat kat giyinmek, teri emen ve hava almaya izin veren kumaşlardan yapılmış giysiler seçmek uygundur.
Ayakkabılarınızı kurutun: Yağmurlu havalarda egzersiz sonrası, ayakkabılarınızın bir sonraki egzersize kadar mutlaka kurumasını sağlayın. Tabanı ıslak ve nemli kalmış ayakkabılar kuru ayakkabılara kıyasla daha fazla darbe emer.
Şapka kullanın: Dizlerinizi, ellerinizi, baş, boyun ve omuz alanınızı soğuktan koruyun. Araştırmalar, vücut ısısının %30’luk büyük bir bölümünün baş kısmından kaybedildiğini göstermiştir. Dolayısıyla şapka, bere takma alışkanlığı edinmek akıllıca bir davranış olacaktır.
Isınmak için acele etmeyin: Egzersize yavaş yavaş başlayın. Çünkü vücudumuzun egzersiz için doğru çalışma sıcaklığına gelmesi kış aylarında daha fazla zaman alır.
Burundan nefes alın: Soğuk havanın, solunum yollarınızda tahrişe yol açmaması için burundan nefes alın. Böylelikle hava, ciğerlerinize ulaşıncaya kadar ısınmış olur.
Su tüketimini ihmal etmeyin: Sıvı tüketme ihtiyacı soğuk havalarda daha az olsa da yine de vücudunuzun susuz kalma olasılığı vardır. Egzersize başlamadan önce bir bardak su, egzersiz sonrası ise bir bardak sıcak içecek tüketin. Gün içerisinde ise 8-10 bardak su için.
Güneş ışığından yararlanın: Soğuk havalarda özellikle öğle ve öğleden sonra saatlerini tercih edin. Bu, hem kemikleriniz hem de bağışıklık sisteminiz için oldukça önemli olan D vitamini üretmek için daha fazla güneş ışığı depolayabilmenizi sağlar.
Kilo almayın: Beslenmenize dikkat ederek deri altı yağ dokunuzu artırmayın. Deri altı yağ dokusu fazla olan kişilerin soğuğa dayanıklılığı bir avantaj gibi gözükse de söz konusu egzersiz olduğunda tam tersi geçerlidir. Amacınız egzersiz esnasında hep sıcak kalmak ise formda olmanın fazla kilodan daha avantajlı olduğunu bilin.
Çok soğuk havada açık alanları tercih etmeyin: Soğuk havada ve açık alanda egzersiz yaparken vücudunuzun sesini mutlaka dinleyin ve kritik sınır olan eksi 10 derecenin altındaki hava koşullarında egzersiz yapmak için açık alanları tercih etmeyin.
Yorgun ve hastayken egzersiz yapmayın: Yorgun ve hasta hissediyorsanız, yüksek ateş ve enfeksiyon durumunda egzersizi sonlandırın. Kronik bir hastalığınız var ise soğuk havaların hastalığınız üzerindeki etkilerini mutlaka doktorunuza danışın.
Kaynak:Ntv