Eşinizin öleceği gün sizi aldattığını öğreniyorsunuz. (Eskilerin deyimiyle dokuz ayın çarşambası bir araya geliyor bir nevi.)
Onu kurtarmak için çaba harcar mıydınız?
Geçtiğimiz günlerde galası yapılan "Sıradışı" isimli filmde kadın karakterin başına gelen şey bu. Buymuş daha doğrusu. Filmi görmedim henüz.
Sandra Bullock'un canlandırdığı Linda, aldatmayı öğrenmesine rağmen kocasının ölümden kurtulması için elinden geleni yapıyormuş.
Siz de okumuşsunuzdur, gazeteler bunun üzerine yakaladıkları ünlüye sordular, "Siz olsaydınız ne yapardınız?"
"Ahlaksızı bırakırdım gebersin!" diyen yok pek.
Çoğunluk elinden geleni yapıyor, sonra da gururlu bir kadın olarak erkeği sessizce hayatından çıkarıyor.
Bu iyi bir işaret.
Yani etrafın yüce gönüllü hem de gururlu kadın kaynıyor olması.
Fakat...
Bu cevaplar bana bazı evlerde hálá var olan "misafir odaları"nı hatırlattı. Ya da "yabanlık elbiseler"i.
Ele güne karşı derli toplu, temiz, şık görünme çabasını...
Ama bir de "oturma odası" var. Her daim dağınık.
Ve bir "ev hali" var herkesin. Biraz pejmürde.
Ki aslolan bunlardır bence. Ötekiler göstermeliktir. Tıpkı söz konusu cevaplar gibi.
Pakize Suda