- 4 Mayıs 2007
- 712
- 3
SARKISLA FOLKLORUNDA HALK HEKIMLIGI
Modern tibbin gelismedigi ve yayginlasmadigi yillarda, yüzyillar ötesinden süre gelen hastaliklari iyilestirme ve onlardan korunmada basvurulan yöntemlere "saglatma", bir baska anlatimla halk hekimligi denilmektedir ki, bunlar, folklorumuzun temel unsurlarindandir. Sarkislada "Kocakari Ilaçlari" denilen bu uygulamanin günümüzde aynen sürdürülmesi ne tavsiye edilir, ne de gerek vardir. Ancak, modern tibbin çözüm bulamadigi, kimyasal yöntemlerle üretilen pek çok ilacin ya faydasindan çok yan etkisinin bulundugu, ya da derman olamadigi pek çok hastaliga karsi, günümüzde dogal çözümler aranmakta, bitkilerle saglatma çareleri arastirilmakta ve bütün dünyada giderek hiz kazanmaktadir. Bunun için ilk basvurulan kaynak folklorumuzdaki halk hekimligi usülleri olmaktadir.
Binlerce yil ötesinden beri yerlesim merkezi olan Sarkisla ve Çevresi, zengin bir halk hekimligi kültürüne sahiptir.
Sarkisla'da koca kari ilaçlarinin çogu bitkilerle yapilmaktadir. Iyi sonuç verince, kocakari'nin hikmeti ve himmeti sayilmis, kötü sonuç verince "Tanri'nin takdiri" denilmis.
Bunlardan bazilarini hatirlatmak istiyoruz:
AGRI: Dogum öncesi sancilara denilmektedir. Dogum yaklasinca ebe çagirilir. Ebe el yordamiyla dogumun hemen olup olmayacagini anlar. Çocuk dogunca göbegini keser, höllügü isitir ve diger hizmetleri yerine getirir. Yikarken bebegi bas asagi tutar ki, boyu uzun olsun ve çabuk büyüsün.
ÇOCUK TERS GELIRSE
Bir tas süt kaynatip içine zeytinyagi konularak hamileye içirilir.
Sicak su buharina tutulur.
Kocasinin eli yikatilir, suyu içirilir.
Karnina haslanmis yumurta sarilir.
Ebegümeci haslanip karindan asagisina sarilir. Iki kadin hastayi koltuk altlarindan tutup silkeler. Bu islemler sonucu kadin ya dogurur kurtulur, ya ölür kurtulur.
ALBASTI
Gebe kadin dogum sonrasi mikrobik atesli bir hastaliga yakalanir ki, agzi kurur, sayiklar, göz kapaklari siser, sancilanir.
Önlemek için, lohusa yalniz birakilmaz. Yanina veya yastiginin altina biçak, balta, tabanca gibi aletler konulur. Yorganina igne ilistirilir. Atin yemliginden artan arpa hastaya yedirilir.
ATASI PERSI
Çocugun agzi kurur. Vücudu kizarir, sivilceler çikarir. Kilermeni denilen tasa benzer kirmizi bir madde ezilerek yaralara sürülür. Çare olmazsa, ocaga götürülüp, bir kadina parpilattirilir. Ocakli kadin, demiri hastanin vücudunda gezdirir.
LAL
Dogustan veya sonradan korku sonucu dilin alinmasi.
Hastanin bu duruma geldigini gören ilk kisi onu tokatlar. Kapi göcegi veya zerze suya batirilir bu su hastaya içirilir. Eritilmis yag ve bal yedirilir. Balmumu bogazina sarilir.
ALGIN
Hastanin takattan düsmesi. Tilki, kurt, köstebek veya köpek eti yedirilir. Koyun, keçi veya sigir derisi henüz kurumadan hastanin bedenine sarilir.
BOTÇA
Yeni dogum yapan kadinlarin memelerinde kara yensak veya süt durugug seklinde iki türlü olur. Buna umma da denilir. Komsuda pisen yemegin kokusunu alip bunu yemezse memeleri siser. Avucu yalatilip, memesi ogdurulur. Umdugu yemek yapilarak yedirilir. Geçmezse incir yapragi "Yalani" veya "sigir kuyrugu" denilen otla kaynatilip suyu içirilir, lapasi meme üzerine konulur. Memeyi sülük vurulur. Beserek dagindaki botça topragi getirtilerek birazi yedirilir, birazi meme üzerine konulur.
Umma oyalayi erkek cinsel organi için de geçerlidir.
BAS AGRISI
Turp veya patates yuvarlak kesilip basa sarilir. Biberli su içirilir, ayni sudan buruna çektirilir. Katran, çamsakizi tavada eritilip buharina tutulur. Kaynamis samanin buhari koklatilir. Kursun döktürülür. Muska yazdirilir. Basin tepesine camiz yagi sürülür. Tepe kazitilarak çizilir o kisma et sarilir. Parpu ocaklarinda parpulattirilir. Fare ezilir, arpa unuyla dögülüp karistirilir içine çam sakizi katilip basa sarilir. Karamuk çalisinin dikeniyle basin çesitli yerleri kanatilir. Üzerlik tohumu yakilir, tuzsuz yaga katilip basa sarilir.
BICILGAN
Ayak parmak aralarinin kizarmasi, pismesi, sulanmasi, kasinmasi. Hasta yalinayak gezdirilir. Ilik sula sokulur. Tuzlu suda yikanir. Yonca, isirgan ve ebegümeci karistirilip kaynatilir, yaranin üzerine konulur. Çayir yemligi, katir tirnagi ile dögülür, tuzla karistirilarak yaranin üzerine sarilir. Isirgan sarilir. Parmaklar çirtilir.
BUNAMA
Aç karina elma yedirilir. Bugday nisastasi sütle karistirilip içine yumurta kirilarak karistirilip pisirilerek yedirilir. Kurumus balik un haline getirilir tereyagiyla karistirilip bulamaç yapilir ve hastaya yedirilir.
BÖBREK
Idrara çikamamak, tas veya kum dökmek. Arpa kaynatilip suyu içirilir. Kaynamis arpa bele sarilir. Kaynamis arpanin buharinda bekletilir. Arpa samani böbreklerin üzerine sarilir. Ayrik otu kaynatilip suyu içirilir. Aç karina yogurdun üzerine biriken su içirilir. Kuzu kulagi, oglak kulagi çig çig ve kaynatilarak yedirilir. Çam agaci kökünün öz suyu içirilir. Bunlara ragmen geçmezse, hastanin kendi sidigi sogutulup kendine içirilir.
BIZLAK
Çocugun altini islatmasidir. Hayvan dalagi yedirilir. Beline sakiz yakisi yapilir. Kirpi eti yedirilir. Tandira oturtturulup katran tüssüsü verilir. Isitilmis höllüge belenir.
ÇALIK
Felç. Sarimsakli yogurt yumurta ile çarpilip titreyen organa sarilir. Zelzeye batirilmis su içirilir. Tekke ve türbe ziyaretine götürülür.
ÇIBAN
Arpa un lapasi yumurta ile yara üzerine sarilir. Sogan ateste közlenip sicak sicak bölgeye konulur. Kendir lifleri dövülür, sabunla çirpilir yara üzerine konulur. Yar yapragi ile bag yapragi macun haline getirilerek sürülür. Çiban yarilmissa, üzeri yagli bag yapragi ile sarilir.
ÇIKIK
Eklemleri sapmasi. Balik unu sabunla çirpilir çikik yere sürülür. Adele yumusayinca çekilip yerine oturtturulur üzeri yumurta ile karistirilmis hamurla sarilir.
BAGLI
Zifaf odasinda basarili olamama durumu. Soguk suda yikatilir, yikanirken çali süpürgesi ile dövülür. Un çuvali üzerin yatirilir. Kadinin dili erkegin agzina verilir. Ölü tirnagi yedirilir. Hocalara okutulup bag çözülür.
DABAZ
Vücut kabarir, kirmizi benekler sarar. Kasinti yapar. Buna kurt disi veya kuyrugu da denilir. Evelik tohumu yakilip külü çamur haline getirilerek vücuda sürülür. Al elbise giydirilir. "Ben dabaz oldum / oynamaz oldum/ Hak'ka yaramaz oldum" diyerek üç tarafi dolastirilir. Soguk suda yikanir. Dabaz ocagi ziyaret ettirilir veya topragi getirtilerek hastaya yedirilir.
DERMA
Yaranin etrafi hocalara kalemle yazdirilir. Denizden su içenlere tükürtülür. Kusburnu veya sakiz agaci yakilip yakisi veya yagi yaranin üzerine sürülür.
GÖZ HASTALIKLARI
Gözün sismesi, kizarmasi, kasinarak agrimasi, Sarkisla'da üsütme veya nazara gelme olarak tanimlanir.
Çay banyosu yaptirilir. Bal sürülür. Yagli hamur sarilir. Ocakli kadina okutulur parpilattirilir.
GÖZ PERDESI
Inci dövülüp tülbentten elenerek gözkapaginin içine konulur. Koyun kuyrugu baglanir. Kesilen asma yapragindan damlayan su göze konulur.
TAVUK KARASI
Kara tavuk kesilerek çig olarak basa sarilir.
KARASU
Göz tansiyonunun yükselmesi. Sakaklara sülük vurdurulur. Göze dilinmis patates baglanir.
ARPACIK
Üç gün arpacigin "itdirsegi" üzerine sarimsak sürülür.
BURUN KANAMASI
Örümcek agi ovalanarak tozu buruna çekilir.
ADET SÖKTÜRMEK
Ebegümeci kökü dövülüp, bir beze sarilarak atese gömülür. Pisen bu toz sicakken, kirli yünün içinde rahmin agzina konulur.
.
VEREM:
Verem asisi yayginlasincaya kadar, yirminci yüzyilda, bütün Türkiye'de oldugu gibi en yaygin hastalik, sari hastalik olarak adlandirilan Verem'di. Sarkisla'da verem, gögüse bagli ve fakirlik, bakimsizlik sonucu azan bir hastalik olarak görmüsler ve halk hekimliginde tedavisini beslenme üzerine kurmuslardi.
Veremi iyilestirmek için çesitli macunlar yapilmis ve bunlarin, aç karnina biktirmamak kaydiyla mümkün oldugunca bol ölçüde yedirilmesi ögütlenmisti. Bu macunun içeriginde, tuzsuz tereyagi, süzme bal, ceviziçine; bademiçi ve suda haslanmis arpa da eklenmis, iyice ezilmisti.
"Sinirli yaprak" denilen bir otdan da yararlanilmis, salatasi yapilmis, kaynatilarak suyu içilmisti. Bunun disinda, çavdar unu, sirke ve zeytinyag karisimi gögüs üstüne sarilmistir. Sarkisla'da veremin önemli hastaliklardan biri olarak anilmasi, agitlara yansimis olmasindan da belliydi.
Rahmetli ögretmen Özkan Yalçin'in derledigi vereme iliskin agitlardan biri ve bunun özet öyküsü söyle: (Türk Folkloru Dergisi Sayi 26 s.23)
1940'li yillar. Gültekin Mahallesinden Haydar, Dolayi mahallesinden Fatma'ya sevdalanmistir. Fatma, çevrede Ceco diye anilmaktadir. Babasi Ceco'yu bir baskasina verir. Kara sevdali olan Haydar, sevdigini yakin olabilmek için o çevredeki damlarda yatar. Hastalanir, verem olur ve ölür. Bu agit yakilir ve çesitli türleriyle türkü olarak günümüze gelir.
Talihin ne garip cilvesidir ki, Haydarin ardindan dökülen gözyaslarinin ürünü olan bu türküyü günümüzde yabancilar sahiplenir ve hatta oyun havasi haline getirir.
Agıt şöyle:
Damlarda yata yata
Sizi girdi belime
Bu nasil sevdaymis
Kurban olam ölüme.
Aman güzelim, / Seker ezelim/
Bu sene de bekar gezelim
Onbir ay da bekar gezelim.
Su derenin oylumu
Egri koydun boynumu
Ben bu dertten ölürsem,
Fatma'm koysun suyumu (nakarat)
Su derenin ayagi
Fatma'm çekmis bayragi
Ben Fatma'yi tanirim
Pismis sütün kaymagi (nakarat)
Damlarda yata yata
Sizi girdi belime
Bu nasil sevdaymis
Kurban olam ölüme.
Aman güzelim, / Seker ezelim/
Bu sene de bekar gezelim
Onbir ay da bekar gezelim.
Su derenin oylumu
Egri koydun boynumu
Ben bu dertten ölürsem,
Fatma'm koysun suyumu (nakarat)
Su derenin ayagi
Fatma'm çekmis bayragi
Ben Fatma'yi tanirim
Pismis sütün kaymagi (nakarat)
ALINTI
http://www.kadinlarkulubu.com/sivaslimizin-oz-turkce-kelimeleri-t119372/index.html