- 24 Haziran 2008
- 231
- 0
KRİZ PLANI
13 Kasım 2008
Ortalık yine gelişmekte olan ülkelerden gelen haberlerle tarumar durumda. Rusya'da üç bankaya el konulması ve İzlanda'ya yapılacak yardımda sorunlar çıkması ortalığı karıştırdı. Aslında geçen hafta sonu Çin'in açıkladığı 560 milyar dolarlık paket herkes tarafından olumlu karşılandı ama, bu paket durumun vehametini ve dünyadaki dış talebin daralmasının ölçülerini gösteriyordu.
Öncelikle Çin'İn açıkladığı 560 milyar dolarlık harcama paketinin ne anlama geldiğini söyleyeyim. Bu paket Çin'İn GSMH'nın neredeyse yüzde 20'sine yaklaşıyor. Yani devlet kamu harcamalarını bu miktarda artıracak. Düşünsenize biz eğer bu tür bir paket açıklamış olsaydık ne yapardık? Bizim GSMH'mız yaklaşık 550 milyar dolar civarındaydı. Bunun yüzde 20'si 100 milyar dolardan fazla ediyor. Şu anki kurla zaten bizim bütçemiz 120 milyar dolardır. Bunun üzerine 100 milyar dolar daha harcama planını açıklasaydık ne olurdu?
Peki Çin bunu niye yaptı?
Çünkü çinde son birkaç yılda kurulan fabrikaların tümü yaklaşık yüzde 90 kaldıraçla kuruldu. Yani siz 10 lira koyup 90 lira da banakadan borç alıp fabrikaları kurdunuz. Krizle birlikte dış talep kesilince, bu sefer Çin iç talebi canlandırmaya çalışıyor ve makinelerin çalışmasını sağlayıp, Fabrikaların bankalara olan yükümlülüklerini yerine getirmesini istiyor. Fakat başarılı olamayacaklar. Çünkü Çin'de insanların tasarruf eğilimi çok yüksektir. Yani Japonya gibidir. Devlet harcamalarını ne kadar artırırlarsa artırsınlar, bu para harcamaya dönüşmeyip tasarruf edilecek ve çarpan etkisi yaratmayacaktır. Dolayısıyla Çin ekonomisi de şiddetli bir resesyona girmek zorundadır. Fakat bu hemen olacak birşey değil. İleride göreceğiz.
Şimdi "hocam biz kendi derdimize mi yanalım? Çin'in derdine mi yanalım" dediğinizi duyuyorum. Merak etmeyin bizim derdimiz falan yok. Ekonomi yönetimimiz hala krizin boyutlarının farkında değil. 100 yılda bir ortaya çıkan türde bir kriz var ama "beni ısırmaz" mantığı hakim.
Bundan sonra olacakları anlatayım. Dolar 1.75'e gelecek. Yeniden buradan aşağı dönecek gibi olacak. Fakat ardından bu seviye yukarı kırılınca 1.80 civarında Merkez Bankamız müdahale ederek, 2-3 gün içinde en az 8-10 milyar doların daha dışarı kaçmasına ve rezervlerin erimesine sebep olacak. Bu arada vatandaşlarda aynı seviyelerde hızla dolar satmaya başlayacaklar. Bunları da dışarı kaptıracağız. Hele ki Rusya'dan ruble'nin devalüe edildiği haberi geldiği anda kurları tutmak mümkün olmayacak.
Şu an Bankalar her ne kadar kredileri geri çağırmasa da kredi faizleri yüzde 30'u geçmiş bulunuyor ve dışarıdan borçlanan firmalarımız şimdi içeriye döndüler ama nakit bulamıyorlar. Bursa, Eskişehir, Denizli sapır sapır dökülüyor. Krizin ayak sesleri ortalığı inletmeye başladı. Bankalar şu an eleman çıkarıyorlar. Hatta eleman çıkarmakta olan bir banka basım mensuplarını çağırıp, eleman alacağız, büyüyeceğiz falan diyor. Kamu bankaları da eleman çıkarmaya başladılar. Kısa bir süre notumuz da düşecek ve ortalık yangın yerine dönecek. Aslında hala vaktimiz var ama, sesimizi duyuramıyoruz. Duyanlar ise "yaşar sen de çok abartıyorsun" diyorlar.
Ben bu filmi tam kırk kere izledim. Aynı şeyler oluyor. Son 7 yılda 40 tane krizi dakika dakika inceledim. Filmin bütün sahneleri aynı. Ekonomi yönetimleri aynı şeyleri söylüyor. Arjantin krizi öncesinde Arjantin devlet başkanının veya Meksika krizi öncesinde Meksika Başkanının söyledikleri adeta copy edilip şu an paste ediliyor.
Borsa daha da düşecek. Önümüzdeki bir yıl içinde 1 doların da altını göreceğiz.
Dolar dünyada değer kazanmaya devam edecek. Şu an gelişmekte olan ülkelerde dolar borcu olan herkes dolar bulup bunu kapatmaya çalışıyor ve dolar yetmiyor. Düşünsenize tüm dünyada neredeyse 5 trilyon dolarlık likidite sağlanmış ve hala dolar değer kazanıyor. Herkesin borç kapatmak için dolara nasıl saldırdığına bir bakın. Bu arada Japonya'dan carry trade yapanlar da dolar bulup Yen pozisyonlarını kapattığı için, Japon Yeni de dolara karşı değer kazanıyor. Artık kâr ve zarar mehfumu ortadan kalkmış durumda ve yeni bir felaket HEDGE Fonlardan gelecek. Bu hafta sonu hedge fona yatırım yapanlar paralarını çekip çekmemeye karar verecek. Ocak ayında ise bunun sonuçlarını göreceğiz. Soros'un söylediği gibi 2 trilyon dolarlık hedge fon piyasası belki de 600 milyar dolara düşecek. TÜREV olan herşeyin şu an integrali alınmaya çalışılıyor ve dünyadaki felaket gittikçe büyüyor.
Herkes dolar borcunu kapattıktan sonra, takriben 2009'un Mart-Nisan aylarından sonra belki de daha erken bir zamanda bu dolarlar piyasaya çıkmaya başlayınca seyreyleyin cümbüşü. Bir yandan faizler hızla artmaya başlarken bir yandan da şiddetli bir enflasyon gelecek ve tek adres altın olacak. Çünkü dolar tahttan inince bu boşluğu altın dolduracak. Ben yarın ne olacağını anlatmıyorum. Ben sizlere önümüzdeki 1-2 yılda neler olacağını anlatıyorum. Bu yüzden kalkıp da yarın bana "Altın düştü" hocam demeyin. Kısa vadede belki de altın 640 dolarlara kadar inecek ama ondan sonraki yükselişi de çok sert olacak. Neyse bu konuyu ileriki zamanlarda daha uzun uzun yazacağız ama o zaman geldiğinde sizlere "dönüp 2008 Kasım ayında yazdığım yazıları bir daha okuyun" diyeceğim. Fakat şimdilik dolar revaçta kalmaya devam edecektir. Euro/dolar paritesi önümüzdeki 3 ay içinde 1.16 seviyelerine kadar gerileyebilir. Euro/Dolar'da 1.2950 yukarı kırılmadığı sürece 1.16'ya gerileme olasılığı yüksektir.
Dün gece dow jones yüzde 4'ten fazla düştü. Bugün bizim borsa da 24 bin civarında açılıp yeniden 23.500 seviyelerini görebilir. Fakat bunun bir önemi yok. Borsadan ne olursa olsun uzak durun. Çünkü hiç ummadığınız şirketler iflas edebilir. Dün mahkemedeydim. Bilirkişi olarak elime birçok dosya geliyor. Şu an mahkemelerde haciz dosyaları ikiye katlanmış ve iflas erteleme talebiyle başvuranların sayısında ciddi bir artış var. Tüm bunlar olurken, hala "kriz bizi etkiler mi" tartışması abuk subuk bir tartışmadır.
Son bir veriden bahsedip yazımı bititiriyorum. Navlun endeksi 19.850 tepe seviyesinden 875'e kadar düştü. Yani 6 ay önce geminizi bir günlüğüne 19.850 dolara kiraya verirken, şimdi geminin günlük kirası 875 dolardır. Bu para ile gemide çalışanların günlük yemek ihtiyacını bile karşılayamazsınız. Navlun endeksleri dünya ekonomisinin en iyi öncü göstergeleridir. Gelecek yıl dünya ticaret hacminin ne kadar daralacağını gösteriyor. IMF tahminlerine göre dünya ticaret hacmi yüzde 2 daralacakmış. Sevsinler sizi... Bu rakamın en az beş katı daralma olacak. Dow Jones endeksinin önümüzdeki 1 yılda 4-5 bine düştüğünü görürseniz de hiç şaşırmayın. Biz hala çok güzel günlerimizi yaşıyoruz.
Ama şunu da söyleyeyim ki; bu yazıyı okuyup iki gün sonra unutacaksınız... Çünkü beyin Cenab-ı Allah tarafından öyle programlanmıştır. Kötüyü kabul etmek istemez. Krizler "cash is king" siz de cash'de kalmaya devam edin. Bu durum ekonomi için hiç iyi birşey değil ama, herkes hep birlikte harcamaya karar vermedikçe, sizin tek başınıza gidip harcama yapmanız ekonomi batarken sizi de batırıyor.
13 Kasım 2008
Ortalık yine gelişmekte olan ülkelerden gelen haberlerle tarumar durumda. Rusya'da üç bankaya el konulması ve İzlanda'ya yapılacak yardımda sorunlar çıkması ortalığı karıştırdı. Aslında geçen hafta sonu Çin'in açıkladığı 560 milyar dolarlık paket herkes tarafından olumlu karşılandı ama, bu paket durumun vehametini ve dünyadaki dış talebin daralmasının ölçülerini gösteriyordu.
Öncelikle Çin'İn açıkladığı 560 milyar dolarlık harcama paketinin ne anlama geldiğini söyleyeyim. Bu paket Çin'İn GSMH'nın neredeyse yüzde 20'sine yaklaşıyor. Yani devlet kamu harcamalarını bu miktarda artıracak. Düşünsenize biz eğer bu tür bir paket açıklamış olsaydık ne yapardık? Bizim GSMH'mız yaklaşık 550 milyar dolar civarındaydı. Bunun yüzde 20'si 100 milyar dolardan fazla ediyor. Şu anki kurla zaten bizim bütçemiz 120 milyar dolardır. Bunun üzerine 100 milyar dolar daha harcama planını açıklasaydık ne olurdu?
Peki Çin bunu niye yaptı?
Çünkü çinde son birkaç yılda kurulan fabrikaların tümü yaklaşık yüzde 90 kaldıraçla kuruldu. Yani siz 10 lira koyup 90 lira da banakadan borç alıp fabrikaları kurdunuz. Krizle birlikte dış talep kesilince, bu sefer Çin iç talebi canlandırmaya çalışıyor ve makinelerin çalışmasını sağlayıp, Fabrikaların bankalara olan yükümlülüklerini yerine getirmesini istiyor. Fakat başarılı olamayacaklar. Çünkü Çin'de insanların tasarruf eğilimi çok yüksektir. Yani Japonya gibidir. Devlet harcamalarını ne kadar artırırlarsa artırsınlar, bu para harcamaya dönüşmeyip tasarruf edilecek ve çarpan etkisi yaratmayacaktır. Dolayısıyla Çin ekonomisi de şiddetli bir resesyona girmek zorundadır. Fakat bu hemen olacak birşey değil. İleride göreceğiz.
Şimdi "hocam biz kendi derdimize mi yanalım? Çin'in derdine mi yanalım" dediğinizi duyuyorum. Merak etmeyin bizim derdimiz falan yok. Ekonomi yönetimimiz hala krizin boyutlarının farkında değil. 100 yılda bir ortaya çıkan türde bir kriz var ama "beni ısırmaz" mantığı hakim.
Bundan sonra olacakları anlatayım. Dolar 1.75'e gelecek. Yeniden buradan aşağı dönecek gibi olacak. Fakat ardından bu seviye yukarı kırılınca 1.80 civarında Merkez Bankamız müdahale ederek, 2-3 gün içinde en az 8-10 milyar doların daha dışarı kaçmasına ve rezervlerin erimesine sebep olacak. Bu arada vatandaşlarda aynı seviyelerde hızla dolar satmaya başlayacaklar. Bunları da dışarı kaptıracağız. Hele ki Rusya'dan ruble'nin devalüe edildiği haberi geldiği anda kurları tutmak mümkün olmayacak.
Şu an Bankalar her ne kadar kredileri geri çağırmasa da kredi faizleri yüzde 30'u geçmiş bulunuyor ve dışarıdan borçlanan firmalarımız şimdi içeriye döndüler ama nakit bulamıyorlar. Bursa, Eskişehir, Denizli sapır sapır dökülüyor. Krizin ayak sesleri ortalığı inletmeye başladı. Bankalar şu an eleman çıkarıyorlar. Hatta eleman çıkarmakta olan bir banka basım mensuplarını çağırıp, eleman alacağız, büyüyeceğiz falan diyor. Kamu bankaları da eleman çıkarmaya başladılar. Kısa bir süre notumuz da düşecek ve ortalık yangın yerine dönecek. Aslında hala vaktimiz var ama, sesimizi duyuramıyoruz. Duyanlar ise "yaşar sen de çok abartıyorsun" diyorlar.
Ben bu filmi tam kırk kere izledim. Aynı şeyler oluyor. Son 7 yılda 40 tane krizi dakika dakika inceledim. Filmin bütün sahneleri aynı. Ekonomi yönetimleri aynı şeyleri söylüyor. Arjantin krizi öncesinde Arjantin devlet başkanının veya Meksika krizi öncesinde Meksika Başkanının söyledikleri adeta copy edilip şu an paste ediliyor.
Borsa daha da düşecek. Önümüzdeki bir yıl içinde 1 doların da altını göreceğiz.
Dolar dünyada değer kazanmaya devam edecek. Şu an gelişmekte olan ülkelerde dolar borcu olan herkes dolar bulup bunu kapatmaya çalışıyor ve dolar yetmiyor. Düşünsenize tüm dünyada neredeyse 5 trilyon dolarlık likidite sağlanmış ve hala dolar değer kazanıyor. Herkesin borç kapatmak için dolara nasıl saldırdığına bir bakın. Bu arada Japonya'dan carry trade yapanlar da dolar bulup Yen pozisyonlarını kapattığı için, Japon Yeni de dolara karşı değer kazanıyor. Artık kâr ve zarar mehfumu ortadan kalkmış durumda ve yeni bir felaket HEDGE Fonlardan gelecek. Bu hafta sonu hedge fona yatırım yapanlar paralarını çekip çekmemeye karar verecek. Ocak ayında ise bunun sonuçlarını göreceğiz. Soros'un söylediği gibi 2 trilyon dolarlık hedge fon piyasası belki de 600 milyar dolara düşecek. TÜREV olan herşeyin şu an integrali alınmaya çalışılıyor ve dünyadaki felaket gittikçe büyüyor.
Herkes dolar borcunu kapattıktan sonra, takriben 2009'un Mart-Nisan aylarından sonra belki de daha erken bir zamanda bu dolarlar piyasaya çıkmaya başlayınca seyreyleyin cümbüşü. Bir yandan faizler hızla artmaya başlarken bir yandan da şiddetli bir enflasyon gelecek ve tek adres altın olacak. Çünkü dolar tahttan inince bu boşluğu altın dolduracak. Ben yarın ne olacağını anlatmıyorum. Ben sizlere önümüzdeki 1-2 yılda neler olacağını anlatıyorum. Bu yüzden kalkıp da yarın bana "Altın düştü" hocam demeyin. Kısa vadede belki de altın 640 dolarlara kadar inecek ama ondan sonraki yükselişi de çok sert olacak. Neyse bu konuyu ileriki zamanlarda daha uzun uzun yazacağız ama o zaman geldiğinde sizlere "dönüp 2008 Kasım ayında yazdığım yazıları bir daha okuyun" diyeceğim. Fakat şimdilik dolar revaçta kalmaya devam edecektir. Euro/dolar paritesi önümüzdeki 3 ay içinde 1.16 seviyelerine kadar gerileyebilir. Euro/Dolar'da 1.2950 yukarı kırılmadığı sürece 1.16'ya gerileme olasılığı yüksektir.
Dün gece dow jones yüzde 4'ten fazla düştü. Bugün bizim borsa da 24 bin civarında açılıp yeniden 23.500 seviyelerini görebilir. Fakat bunun bir önemi yok. Borsadan ne olursa olsun uzak durun. Çünkü hiç ummadığınız şirketler iflas edebilir. Dün mahkemedeydim. Bilirkişi olarak elime birçok dosya geliyor. Şu an mahkemelerde haciz dosyaları ikiye katlanmış ve iflas erteleme talebiyle başvuranların sayısında ciddi bir artış var. Tüm bunlar olurken, hala "kriz bizi etkiler mi" tartışması abuk subuk bir tartışmadır.
Son bir veriden bahsedip yazımı bititiriyorum. Navlun endeksi 19.850 tepe seviyesinden 875'e kadar düştü. Yani 6 ay önce geminizi bir günlüğüne 19.850 dolara kiraya verirken, şimdi geminin günlük kirası 875 dolardır. Bu para ile gemide çalışanların günlük yemek ihtiyacını bile karşılayamazsınız. Navlun endeksleri dünya ekonomisinin en iyi öncü göstergeleridir. Gelecek yıl dünya ticaret hacminin ne kadar daralacağını gösteriyor. IMF tahminlerine göre dünya ticaret hacmi yüzde 2 daralacakmış. Sevsinler sizi... Bu rakamın en az beş katı daralma olacak. Dow Jones endeksinin önümüzdeki 1 yılda 4-5 bine düştüğünü görürseniz de hiç şaşırmayın. Biz hala çok güzel günlerimizi yaşıyoruz.
Ama şunu da söyleyeyim ki; bu yazıyı okuyup iki gün sonra unutacaksınız... Çünkü beyin Cenab-ı Allah tarafından öyle programlanmıştır. Kötüyü kabul etmek istemez. Krizler "cash is king" siz de cash'de kalmaya devam edin. Bu durum ekonomi için hiç iyi birşey değil ama, herkes hep birlikte harcamaya karar vermedikçe, sizin tek başınıza gidip harcama yapmanız ekonomi batarken sizi de batırıyor.