'Şımarıklığa son verin, Taksim kapalı, Kadıköy de son kez açık'

AngryPenguin

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
8 Haziran 2012
5.378
1.437
Erdoğan: Sendika başkanı çıkıp burası bizim kutsalımız diyor. Lafa bak ya, nasıl bir kutsalsa, lafa bak


Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarıyla ilgili tartışmalar sürerken, Başbakan Tayyip Erdoğan, “Taksim’den bir defa ümidinizi kesin. Gelin buyurun Yenikapı. Orası değil, Maltepe, buyurun orada yapın. Ama burada devletle bir gerilime lütfen girmeyin. Halkımızın huzurunu, esnafımızın huzurunu lütfen kaçırmayalım. Lütfen terörize etmeyelim” dedi.

Erdoğan, “Bu sene son olarak, Kadıköy miting alanı olarak müsaade edildi. Fakat bundan sonra Kadıköy’de de miting yapılmayacak. Niye, çünkü buralar, burada yaşayan insanlar çok bedel ödedi” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, daha önce “Miting mi yapacaksan git Yenikapı’ya Maltepe’ye.. Bundan sonra bazı ilçelerimizde de butik meydanlar düzenleme kararı aldık. Ama gelip esnafın camını çerçevesini indirecek şekilde Taksim’de, Kadıköy’de bunları yapmak mümkün değil. Kesinlikle bunlara fırsat vermeyeceğiz” demişti.

"Paralel yapı" dediği Gülen cemaatini de eleştiren Başbakan Erdoğan, "Bunların elinde hep söyledim şantaj kasetleri var. Bu devletin en tepesinden en aşağısına kadar. Cumhurbaşkanının da şantaj kasedi var benim de vardı Genelkurmay'ın da vardı. Ben dedim ki açıklamazsanız namertsiniz diyorum. Açıklayın diyorum" şeklinde konuştu.

Başbakan Tayyip Erdoğan, AKP grup toplantısında konuştu.

Başbakan Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

İlla burada yapacağım dersen, bu çatışmaya ben hazırım anlamına gelir. Asla müsaade etmeyiz, bunu bilmeleri gerekir. Herkes yapacağı her işi hukuk içerisinde sürdürmeye mecburdur. Kanun benim dersen, kusura bakma, kanun sen değilsin. Biz nasıl mitingimizi bize verilen yerde yaptıysak, ben de STK’yım aynı zamanda. Yenikapı’da 2,5 milyon insan toplandı, baktık yetmiyor, belki önümüzdeki yıl gideceğiz Maltepe’de yapacağız. Taksim ısrarına biz, hiç kimse kusura bakmasın artık iyi niyetle bakmayız. Bakamayız. Sokak eylemleriyle, şiddetle, vandalizmle bir yere varılamayacağını herkes görmüştür. Sendika başkanı çıkıp burası bizim kutsalımız diyor. Lafa bak ya, nasıl bir kutsalsa, lafa bak. Orada bir kabir ziyareti yapacaksan, orada bir anıt var, bu anıtı ziyaret edeceksen, yönetim kurulu olarak gider çelenginizi bırakırsınız. Metro da yaptık size, Taksim’den Yenikapı’ya gidersiniz.

Gezi ekonomiyi hedef aldı

Geçtiğimiz yıl Nisan ve Mayıs aylarında Türkiye ekonomisi, tarihimizin en başarılı dönemlerinden birine şahit olmuş, tarihi rekorlar elde edilmişti.

Gerek Gezi olaylarında, gerek 17 Aralık sürecinde ekonomi de hedef alınmıştır. Bu hadiseler cereyan ederken belli odaklar karalama kampanyası başlatarak, uluslararası yatırımcıları tedirgin etmek için epey gayret sarf ettiler.

Uluslararası medyada boy boy ilanlar yayınlandı. Ülke içinden birilerinin organizesiyle yapıldı. Türkiye bir kriz ülkesi gibi gösterilmek istendi. Kimi işveren örgütleri, Türkiye’ye uluslararası yatırım gelmez diyerek, bizi tehdit ettiler ve yatırımcılara gelmeyin çağrısı yaptılar.

Ekonomiyi durduralım çağrıları yapıldı. Bütün bu çabalara rağmen moral bozma, kaos ve kriz görüntüsü oluşturma gayretlerine rağmen, bütün ihanet girişimlere rağmen ekonomimiz dimdik ayakta kaldı ve istikrarla büyümeye devam etti.

Milli gelirimiz 2002’de 350 milyar lira olarak devralmıştık. 2013 sonunda milli gelirimiz 1,5 trilyon sınırına geldi ve 1 trilyon 562 milyar liraya ulaştı.

Dolar bazında milli gelirimiz 2002’de 230 milyarsa dolar iken şu anda 820 milyar dolara yükseldi. Kişi başına milli gelir de 3 bin 500 dolardan 10 bin 800 dolara çıktı.

Borcun milli gelire oranında aynı şekilde tarihi gelişmeler yaşandı. Neydi, yüzde 73 idi göreve geldiğimizde. Şu anda yüzde 36.

Bütün bunlarla beraber turizme bakıyoruz. Turizmde hamdolsun 2002’de turizm gelirimiz 8 buçuk milyar dolardı. 2013 sonu itibarıyla 35 milyar dolara yükseldi. 13 milyon kişi ülkemize gelirken, 35 milyona turist sayısı itibariyle yükseldik. Oteller itibariyle yetiştiremiyoruz.

Bütün bunların yanında, özellikle bütün bu olumsuzluklara rağmen dünyanın ülkemize olan teveccühü gerçekten anlamlıdır. Dünya ülkemizi önemli bir destinasyon olarak görüyor ve buraya geliyor. Şu anda oranlar eski seviyelerine doğru hızla ilerliyor.

30 Mart seçimleri, demokrasi, dış politika e çözüm süreci için olduğu kadar ekonomi için de bir milat olma özelliğini taşıyor. Ekonomi önünde de hiçbir engel yoktur. Türkiye istikrarla büyümeye, milli gelirini artırmaya devam edecek.



Hala sokaklardan medet umuyorlar

Küresel yatırımlarımız zaten hızla devam ediyor. Bunların yanında, eğitim, sağlık, adalet ve emniyet başta olmak üzere 81 vilayetimizdeki yatırımlarımız da katlanarak devam edecek.

Gezi olaylarında, 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinde başarısız olan bazı çevrelerin, inatla huzuru bozma çabalarına tanık oluyoruz. İnsanları nasıl sokağa dökerim diye o belli aktörlerin çaba sarf ettiklerini görüyoruz.

Mayıs ve Haziran ayları yaklaşırken, cam çerçeve kırmak, esnafa zarar vermek gayesiyle birileri gerilim siyaseti üretiyor. Bunlar 30 Mart’ta milletten gereken cevabı aldılar.

Sandığa, demokrasiye, milli iradeye saygıları olmadığı için hala başka yerlerden medet umuyorlar. Bu aziz millet artık sokaklarda çatışma görüntüsü görmek istemiyor. Millet taşın, sopanın, molotofların egemen olduğuı sokak görüntüsü istemiyor.

Bu şımarık ruh hali artık son bulmalıdır. Bu ülkenin bazı STK’ları, bazı emekçi örgütleri, sendikaları artık demokratik mücadele kültürünü, demokratik gösteri kültürünü öğrenmelidir.

Başkalarının özgürlük alanına müdahale etmediği sürece herkes dilediğini yapar, dilediğini ifade eder. Ancak başkalarının özgürlük alanına müdahale ediyorsa, sokaktaki insana, okuldaki öğrenciye, aracındaki sürücüyü, dükkanındaki esnafa rahatsızlık veriyorsa orada emniyet güçleri devreye girer, gereken neyse onu yapar.

Biz Ergenekon terör örgütüyle mücadele ederken…

Türkiye’nin yakın tarihindeki tüm karanlık noktaları aydınlatmak, AK Parti olarak bizim en başından beri gayemiz oldu. Darbelerin üzerine giden, bunların araştırılmasını temin eden bir hükümet olduk.

Darbe yapanların cezalandırılması için anayasanın değiştirilmesini sağladık.

Devlet içindeki karanlık suç örgütlerinin üzerine biz cesaretle gittik. Kahramanmaraş, Sivas, Çorum, Gazi Mahallesi olaylarını aydınlatmak için samimi girişimlerde bulunduk. 1 Mayıs 1977 Taksim olaylarının aydınlatılması da her zaman bizim gayemiz olduk. Karşımızda hep statükoyu bulduk.

Ergenekon terör örgütüyle kıyasıya mücadele ederken CHP ve yandaşları Ergenekon’un avukatlığını yapıyordu. Biz Türkiye’nin yakın tarihindeki karanlık olaylar aydınlansın diye çırpınırken, birileri inatla ve ısrarla statükoyu savundular, vesayeti savundular.

1 Mayıs’ın 124 yıllık bir geçmişi var. Bu 124 yıl içinde bu topraklarda 1 Mayıs’a hak ettiği değeri biz verdik. CHP mi verdi? Aşırı sol mu verdi? Aşırı uçlar mı verdi? MHP mi verdi? 2008’de 1 Mayıs’ı emek ve dayanışma günü olarak tatil ilan ettik. Bunu yapan biziz.

12 yılda işçilerimiz, emekçilerimiz, sendikalarımız için tarihi nitelikte düzenlemeleri yapan biz olduk. Net asgari ücret 12 yıl içinde yüzde 359 oranında arttı. Bizden önce bu asgari ücretler artmıyordu, geri gidiyordu. Reel olarak asgari ücreti yüzde 69 oranında artıran biz olduk.

Biz işçinin, emekçinin kazanımlarını nasıl artırırız diye çaba gösterirken, birilerinin emekçi görüntüsü altında istikrara, huzura, kardeşliğe kast etmesini asla kabullenemeyiz. Emek ve dayanışma gününü kutluyorum diyerek, esnafa, müşteriye, sokaktaki insana zarar verilmesini sineye çekmeyiz.

Kadıköy son defa

Tüm sendikalara sesleniyorum. Tüm STK’lara sesleniyorum. Ülkemizde miting yapılacak alanlar bellidir. 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen, gider yasaların izin verdiği yerde kutlamasını yapar. Kutlamaya mani bir hal yok. Şu an itibariyle, bir Yenikapı özel hazırlanmış miting alanıdır. Yaklaşık 750 bin metrekarelik alandır, ister daraltırsın, ister büyütürsün. Burası bana ufak geliyor diyorsan, o zaman Maltepe’de 1 milyon 250 bin metrekarelik alan var, orada da mitingini yapabilirsin. Bu sene son olarak, Kadıköy miting alanı olarak müsaade edildi. Fakat bundan sonra Kadıköy’de de miting yapılmayacak. Niye, çünkü buralar, burada yaşayan insanlar çok bedel ödedi.

Bugüne barış diyorsak, o zaman bunu en güzel şekliyle adeta bir festival havasında, eğleneceksek buyurun Yenikapı, buyurun Maltepe diyoruz İstanbul için.

Rica ediyorum. Taksim’den bir defa ümidinizi kesin. Gelin buyurun Yenikapı. Orası değil, Maltepe, buyurun orada yapın. Ama burada devletle bir gerilime lütfen girmeyin. Halkımızın huzurunu, esnafımızın huzurunu lütfen kaçırmayalım. Lütfen terörize etmeyelim.

Bizim kutsalımız diyor, lafa bak ya

İlla burada yapacağım dersen, bu çatışmaya ben hazırım anlamına gelir. Asla müsaade etmeyiz, bunu bilmeleri gerekir. Herkes yapacağı her işi hukuk içerisinde sürdürmeye mecburdur. Kanun benim dersen, kusura bakma, kanun sen değilsin. Biz nasıl mitingimizi bize verilen yerde yaptıysak, ben de STK’yım aynı zamanda. Yenikapı’da 2,5 milyon insan toplandı, baktık yetmiyor, belki önümüzdeki yıl gideceğiz Maltepe’de yapacağız. Taksim ısrarına biz, hiç kimse kusura bakmasın artık iyi niyetle bakmayız. Bakamayız. Sokak eylemleriyle, şiddetle, vandalizmle bir yere varılamayacağını herkes görmüştür. Sendika başkanı çıkıp burası bizim kutsalımız diyor. Lafa bak y, nasıl bir kutsalsa, lafa bak. Orada bir kabir ziyareti yapacaksan, orada bir anıt var, bu anıtı ziyaret edeceksen, yönetim kurulu olarak gider çelenginizi bırakırsınız. Metro da yaptık size, Taksim’den Yenikapı’ya gidersiniz.

O gün resmi taşıma araçlarımızı ücretsiz de yaparız. Daha ne yapacağız ya? Her şeyi yapıyoruz, bütün imkanları hazırlıyoruz. O ne diyor, illa ben burada yapacağım. Kusura bakmasınlar. Birilerinin gönlünden Türkiye’yi Mısır’daki, Ukrayna’daki neticelere ulaştırmanın geçtiğini biliyoruz. Hiç kusura bakmasın, yapamadılar, yapamayacaklar. Millet 1 yıldır sabırla, tahammülle sokaktaki şımarıklığı izliyor. Millet sokağa çıkmamış ama sandığa giderek mesajını net olarak vermiştir. Millet, huzur ve istikrar istediğini gayet net biçimde ortaya koymuştur.

Ölün mü diyelim?

İlk meclis rastgele açılan bir meclis değildi. Binlerce Salatı-tefriciyeler okunarak, kurbanlar kesilerek meclis açılıyor. Bugün bunu göremeyen bir zihniyet var. Bu parlamentonun çatısında olup da bunu inkar edenler var. Görmek istemiyorlar çünkü. Bizim Suriye’ye uzanan elimizi görmek istemeyenler var.

Ama bunu bu çatının altında olup anlamayan zavallılar var. Onların böyle bir derdi yok. Suriye’ye kapıları mı kapatalım ölün mü diyelim? Kardeşlerimize sırtımızı mı dönelim? İnsanlık anlayışımız bu bizim. İmanımız bize bunu gerektiriyor, ciğerimiz yanıyor bizim ciğerimiz.

Suriye’de yaşananlar

İman sıradan bir olay değildir. İmansız olan paslı yürek sinede yüktür. Biz inancımızın gereğini yapmaya mecburuz. Konuşmak durumundayız, STK’lar sesini çıkarmak zorundadır. Solla dana edenlerin sesleri çıkmıyor.

Zalimler için yaşasın cehennem

Hani idama karşıydınız neredesiniz sesiniz çıkmıyor Ne diyoruz: Zalimler için yaşasın cehennem. Hiçbir zümrenin hiçbir zümre üzerinde yetkisi yoktur.

Öyle bir hayalim var ki

12 yıldır hayalleri gerçekleştirmek için uğraşıyoruz. Benim öyle bir hayalim var ki bu hayalin gerçekleşmesini çok ama çok hayal ediyorum. Özgüvenli, başı dimdik duran ve bu ülkeyi ülkenin asil sahibi solarak hisseden fertler hayal ediyorum, yürekten istiyorum. Manşet atanın rota çizeceği bir ülke değildir. Parası olanın düdüğü çaldığı bir ülke değildir. Kibir abideleri kaybetmiş ve gerekli cevabı almıştır.

Cumhurbaşkanlığı seçimi

20 vekil ya da siyasi partilerin göstereceği her aday milletin huzuruna çıkacak ve yetki alırsa cumhurbaşkanı olabilecek. 10 Ağustos için istişarelerimizi yoğun olarak devam ediyoruz. Bugüne kadar bunu böyle yaptık. Toplantı yaptık, kanaatleri aldık. Kadın, gençlik kollarıyla bir araya geleceğiz kanaatlerini alacağız. Cumhurbaşkanımızla da görüşüp değerlendireceğiz.

Bahçeli acemi çırak

MHP Genel Başkanı çıkmış. Bu işe diyor iki kişi karar veremez. Sen mi karar vereceksin ya. Siyasetin bu kadar acemisi, çırak bu. Bu işlerden anlamıyor. Çantada keklik olayı değil bu. Nihai kararı millet vertecek. CHP’nin genel müdürü zaten o tutuşmuş. Kendilerine düştüler. Tek ceketle yola çıktı şu anda binlerce dava açıyor. Dava üzerine dava. Ceketsiz kaldın her halde. Bu paralarla inşaatın geri kalanını tamamlayacaksın herhalde.

Din anlayışınız bu mu sizin?

Utanmadan sıkılmadan bir de belge diyeceksin. Ne belgesi? Yani kalkıp da diyemiyorlar başbakan nasıl dinlenir. Dinlenemez diyorlar. Bunları savunacak kadar alçaklar. İnsanların mahremine girdiniz. Din anlayışınız bu mu sizin?

'Ceket' göndermesi

Tek ceketle yola çıktı şu anda milyarlarca liralık dava açıyor. Bunların parasını nerden buluyorsun. Tek ceketi vardı onu da kaybedecek. Tazminat davalarıyla herhalde ciddi bir rakam toplayacak inşaatın kalan kısmını tamamlayacak. Şu dönemde yargının tüm kurumları içinde olanlar ortadadır.

Adana olayı ortadadır. Hala utanmadan sıkılmadan yazdıkları ortadadır. Neyi yazıyorsun neyi çiziyorsun sen bu ülkenin başbakanını bakanları dinleyeceksin bunu da kalkacaksınız dinleteceksiniz utanmadan sıkılmadan belge diyeceksin. İşte belge... Ne belgesi...


Bu takım son çırpınışları yapıyor

Kalkıp da bunu söyleyemiyor. Bu ülkenin Başbakan'ı nasıl dinlenir diyemiyorlar. Bakanların konuşmaları nasıl dinlenir diyemiyorlar. Devleti kendi dinleme seanslarını yapacak yer haline getirdiler. Bunu savunacak kadar alçaklar. Bunun savunulur bir yanı var mı? Sizin adalet anlayışınız bu mu? Nasıl girersiniz insanların mahremine? Bu denli bu işin maalesef şu anda istikameti kaybolmuş ve istikametini kaybetmiş bu takım son çırpınışlarını yapıyor. Biz gereğini yapacağız. Bunun için de tüm vekil arkadaşlarıma görev düşüyor. Siz milletin vekilisiniz. Bu millet yüzde 45 buçukla meydanlarda ne dedi, biz bunların yolsuzluk yaftalarına inanmıyoruz dedi. Bu iftirayı atanlara sizler gereken cezayı vermelisiniz.
http://t24.com.tr/haber/1-mayista-taksimden-umidinizi-kesin-kadikoy-de-son-kez-acik/256588
 
2010'da astıkları afiş; Tutarsızlık en tutarlı yanları:KK14:
$Bl1L573IMAAk9kO.jpg
 
Verilen karardan vazgecilmesine sebep olan, "Saldiracagiz ve düsürecegiz" diye saldiri emrini ve startini veren ve Taksimi, ülkenin mesru hükümetini gayri mesru yollarla " saldirip, düsürmek" icin kullanmak isteyenler utansin!
 
Son düzenleme:
2010 da Taksim de kutlandı ve hiçte kayda değer bir olay olmadı. Ayrıca yasak anayasa'ya ve AİHS aykırıdır. Kendi hukuk kurallarını uygulamayan bir hükümetimiz var kimin şımarıklık yaptığı belli:KK14:
 
Son düzenleme:
2010 da Taksim de kutlandı ve hiçte kayda değer bir olay olmadı. Ayrıca yasak anayasa'ya ve AİHS aykırıdır. Kendi hukuk kurallarını uygulamayan bir hükümetimiz var kimin şımarıklık yaptığı belli:KK14:

AYS 'mi AİHS'mi ??
Almıyım canım sagol saygı duymuyorum da :)
 
Doğru işimize gelmediğinde saygı duymayıp uygulamıyoruz:KK53:


Elbette :) Geçen gün müdürüme söyledim bunu.Sonucta emsal önümde:KK52: Hepimize istemediğimiz halde teog sınav gorevı verılmesi yönünde karar alınmış.Meb'e saygı duymuyorum görev almayacağım dedim. Kalakaldı adamcağız :KK53:
 
Elbette :) Geçen gün müdürüme söyledim bunu.Sonucta emsal önümde:KK52: Hepimize istemediğimiz halde teog sınav gorevı verılmesi yönünde karar alınmış.Meb'e saygı duymuyorum görev almayacağım dedim. Kalakaldı adamcağız :KK53:

Adamın ifadesini düşünemiyorum Chelzy :KK60::KK60:
 
Adamın ifadesini düşünemiyorum Chelzy :KK60::KK60:


Muhalif yapımı biliyor kendisi önce bir şok yaşadı ardından gülümsedi:KK1: Haklı itiraz durumları oldu mu akla ilk geliyorum bu işi gündeme chelzy hoca getirir diye :KK53: Sınıfta olmasa da örtmen arkadaşlar arasında anarşik bi yapım var hepimizde olduğu gibi..

Neyse ne diyodukk şımarmayalım lütfen:KK45:
 
1 mayıs doğumlu arkadaşlar lütfen doğum gününüzü kutlamak için valilikten izin alınız. :KK53::KK53:
 
Son düzenleme:
Belli o AIHM nin verdigi o kararinin maddelerini okumamisiniz :))

Son maddeyi okuyun ondan sonra hükümet mecbuuuurrr deyin:)))

Yani Hükümet yassak diyorsa ve sebebini söylüyorsa yassakk:)
 
Belli o AIHM nin verdigi o kararinin maddelerini okumamisiniz :))

Son maddeyi okuyun ondan sonra hükümet mecbuuuurrr deyin:)))

Yani Hükümet yassak diyorsa ve sebebini söylüyorsa yassakk:)

AİHM verdiği 1 Mayıs kararını bizzat üniversite de ödev konusu olarak inceledim tüm imzaladığımız sözleşmelerle birlikte :KK14:
 
Son düzenleme:
Gozlerımı kaparım vazifemi yaparım :))

Ülke tam Züğürt Ağa filmi gibi :KK52:


Angry

Yanlış incelemişsin ondan iyi kimse bilemez angrycım.Lutfen ama aa:)
 
Son düzenleme:
Eminmisiniz okudugunuza? :)

Nette bulabildigim kadar buldum, Tam metni bulursam buraya kopyalarim.

Karari okumussunuz ama su kismi atlamisiniz
" AİHM sözleşmeye taraf devletlerin kamu güvenliği gerekçesiyle belirli bir yerde gösteri yapılmasına sınırlamalar getirebileceğini kabul etmektedir." AIHM bunu kabul ettikten sonra " ama hosgörü ile yaklasabilirsiniz" diyor.

Hükümet sinirlamasini getirir ve daha önce olan olaylar dolayisi ile hosgörü göstermeyecegini vurgulayabilir:))

Yani yassak diyorsa yassak:) Aynen con waynen:))

Hükümete kizacaginiza, taksimi hükümeti gayri mesru yollarla düsürmek icin kullanan kisilere kizin gari:)
 
Son düzenleme:
DİSK ve KESK’in 2008’de başlattığı hukuk mücadelesi sonucunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Aralık 2012’de verdiği kararla AKP’yi mahkum etmiş, Taksim’in 1 Mayıs alanı olduğunu tescillemiş ve hükümeti Taksim’i 1 Mayıs mitingine hazırlamak zorunda bıraktı.

AİHM yaptığı incelemede;

  • Toplantı ve Gösteri Yapma Hakkının, gösterinin yapılacağı yeri belirlemeyi de kapsadığına, DİSK’in üyelerini anmak için Taksim Meydanı’nı kullanmak istemesinin hakkı ve üyelerine karşı görevi olduğuna,
  • Bu gösterilerden günlük yaşam etkilense bile Hükümetin, barışçıl hakkın gerçekleştirilmesi konusunda hoşgörülü olması gerektiğine,
  • Hükümetin hakkın kullanımını engellemek için ileri sürdüğü, “DİSK binasından taş atıldığı, göstericiler arasında yasadışı örgüt üyelerinin bulunduğu” gerekçelerinin kanıtlanamadığına,
  • Şişli Etfal Hastanesine atılan gaz bombasının hiçbir haklı gerekçesinin olmayacağına,
  • Tüm bunların İfade ve Toplantı Özgürlüğünü ihlal ettiğine karar vermişti.
  • Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs alanı olduğunun AİHM’ce tescillenmesiyle ilk defa bir meydan, ulusalüstü hukuk alanında bir hakkın temel unsuru olarak kabul edildi. Bu kararla Taksim Meydanı, 1 Mayıs kutlamalarının İstanbul’daki adresi olarak tescillendi ve ilk kez bir meydan, Taksim Meydanı, Avrupa İnsan Hakları Sisteminde bir özne olarak yer aldı.
  • AİHM kararıyla doğan uygulanma zorunluluğu ile birlikte, Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs’ın kutlanmasını sağlamak Hükümetin görevi haline geldi.





Dava sürecini takip eden avukatlardan Av. Arzu Becerik’in AİHM kararı üzerine yazdığı ve Taksim’i 1 Mayıs gösterileri “Taksim’in 1 Mayıs alanı olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce tescillendi” başlıklı yazısı:

Yıllarca Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs miting, kutlama ve anmalarına getirilen engellemeler ve yasaklamalar nedeni ile Hükümet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı ile mahkum oldu.

2008 yılının 1 Mayıs’ında, mitinge katılmak üzere İstanbul ve ülkenin çeşitli yerlerinden gelen katılımcılar DİSK’in önünde toplandıkları sırada yollarının çok büyük bir polis barikatı ile kesilmesi, üzerlerine tazyikli su sıkılması, gaz bombası atılması, binanın içine de gaz bombası atılmasıyla kitlelerin Şişli bölgesinden çıkışı engellenmiş, Taksim Meydanı çok yönden abluka altına alınmış, Taksim’e ulaşımı sağlayan toplu ulaşım araçları, metro,otobüs,vapur seferleri durdurulmuş, emekçilerin Taksim’e girişine izin verilmemişti.

Hükümet yetkilileri; 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanmasının İstanbul için büyük bir risk oluşturduğu, burada yapılacak miting sırasında yasadışı örgütler tarafından olay çıkarılacağı şeklinde istihbarat aldıkları, Taksim’de kutlama ve anma yapmak isteyen ve kitleleri Taksim Meydanı’nda buluşmaya çağıran DİSK ve KESK Yöneticilerinin suç işlediği konusunda açıklamalarda bulunmuş hatta “ayakların baş olduğu” ifadeleri bile kullanılmıştı. Tüm bu yaşananlar üzerine DİSK ve KESK, 1 Mayıs kutlama haklarının şehrin özellik gösteren ve toplumun hafızasında yeri olan bölgelerinde miting yapma haklarının engellenmesi, miting için çağrıda bulundukları kitlelere saldırıda bulunulması, sendikal haklarının ve görevlerinin engellenmesi, Toplu İfade ve Gösteri Haklarının ihlal edildiği gerekçesi ile AİHM’e başvuruda bulunmuşlardı.

AİHM bugün verdiği karar ile Hükümetin Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs kutlaması engellemesinin Toplantı ve İfade Özgürlüğünün ihlal edildiği, Hükümetin kısıtlama için kullandığı gerekçelerin gerekli ve kanıtlanabilir olmadığı, Toplantı Yapma Özgürlüğünün toplantının istenilen yerde yapılmasını da kapsadığı, soyut ve kanıtlanamayan bahanelerle emekçilere kapatılmak istenen ve kapatılan Taksim alanının kutlama alanı olduğunu tescil etmiş oldu.

AİHM yaptığı incelemede, Toplantı ve Gösteri Yapma Hakkının, gösterinin yapılacağı yeri belirlemeyi de kapsadığını, DİSK’in üyelerini anmak için Taksim Meydanı’nı kullanmak istemesinin hakkı ve üyelerine karşı görevi olduğunu; bu gösterilerden günlük yaşam etkilense bile Hükümetin, barışçıl hakkın gerçekleştirilmesi konusunda hoşgörülü olması gerektiğini, hükümetin hakkın kullanımını engellemek için ileri sürdüğü, “DİSK binasından taş atıldığı, göstericiler arasında yasadışı örgüt üyelerinin bulunduğu gerekçelerin kanıtlanamadığına, Şişli Etfal Hastanesine atılan gaz bombasının hiçbir haklı gerekçesinin olmayacağına, tüm bunların İfade ve Toplantı Özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi.

Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs Alanı Olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce tescillendi. İlk defa bir meydan, ulusalüstü hukuk alanında bir hakkın temel unsuru olarak kabul edildi. Bu kararla Taksim Meydanı, 1 Mayıs kutlamalarının İstanbul’daki adresi olarak tescillenmiş, ilk kez bir meydan, Taksim Meydanı. Avrupa İnsan Hakları Sisteminde bir özne olarak yer almıştır. Üzerinde bu kadar tartışmalar yapılan, uğruna bedeller ödenen, sendikaların tarihinde, yaşayanların anılarında ve türkülerde bile emekçilerle anılan Taksim Meydanı böylece, ününe yakışır bir şekilde “Emekçilerin 1 Mayıs Meydanı” olarak uluslararası hukuk tarihine geçmiştir. (1)

İHAM bu kararda “Örgütlenme Özgürlüğü” açısından da oldukça kapsamlı ve net tespitler yapmıştır. Sendikaların, sendika olmalarından kaynaklanan toplanma özgürlüğü ve 1 Mayıs kutlama hak / yetki ve özgürlüklerine sahip oldukları tespit edilmiştir. İHAM, bu tür gösterilerde kurumlar ve kişilerin bir bütün olduğunu, Sendikaların, hem Taksim katliamını anmak için düzenlenen gösterinin organizatörleri olarak doğrudan mağdur, hem de göstericiler adına da mağdur edildiklerini belirtmiştir. İHAM; Sendikaların, üyelerini, sendikanın işlevi ile ilgili konularda temsil etme hakkına sahip olduğu, bunun için özel olarak üyelerinden vekalet almalarının gerekmediği tespit edilmişti.(2) Bu doğrultuda da “ 1 Mayıs 77′de ölenleri anmak ve işçi gerekmediğini tespit etmiştir. Bayramını kutlamanın da açıkça ilgili iki sendikanın yetkisinde olduğunu; bu hakkın kullandırılmamasının İHAS 11.m.nin ihlalini oluşturduğu”nu belirtmiştir.

Kararın Etkileri :

a) Uygulanma Zorunluluğu: Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs’ın kutlanmasını sağlamak Hükümetin görevi olmuştur.

Kamu Düzeni ölçütü: İnsan Hakları değerler sisteminde kamu düzeni uluslararası bir kurum olarak ele alınır, bu kurum gereği Hukuk Devletin gerçeklesme şekli olarak, Hukuk Kurallarının uygulanma zorunlulugu, Hukuk Kurallarını oluşturan Mahkeme Kararlarının da uygulanması zorunluluğunu tüm taraf ülkelere yüklemiştir. Hükümet, İHAM tarafından 27.11.2012 tarihinde verilen bu karara itiraz hakkını kullanmamış, kararda yapılan tespitleri kabul etmiştir. İHAS 46 m./1 İHAM kararlarına uyma yükümlülüğünü düzenlemiş, İHAS 44 m.de kararlara uymamanın Bakanlar Komitesinin Denetimini gerektireceği yaptırımını düzenlemiştir.

1 Mayıs’ın kutlanmasını sağlamak Hükümetin görevi

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 19 Ocak 2000 tarihli kararı ile de İHAM kararlarına uyma yükümlülüğünü idari bir organ olarak da teyit etmiştir.

Anayasa 90.m/ son fıkrasında uluslararası sözleşmelerin doğrudan uygulanacağı düzenlenmiştir. “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.”

Tüm bu ulusal ve uluslararası düzenlemeler gereği bu karar uygulanması gerekli bir karar olmuştur. Kararın gereği gibi uygulanabilmesi için Hükümet gerekli önlemleri alıp, Taksim Meydanı’nı 1 Mayıs’a hazırlamalıdır.

Aksi halde, İHAS 44.m. gereği Bakanlar Komitesi denetimi ile karşı karşıya kalacaktır.

a. Taksim Meydanı, 1 Mayıs’ta kutlamalara hazır olmalıdır.

Taksim Meydanı üzerindeki kısıtlama ve yasaklama bu kadar ayrıntılı incelenmiş, Hükümetin her tezi cevaplandırılmış ve Taksim’in kent hafızasındaki yeri bu kadar açık olarak tespit edilmişken, hiçbir bahane 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına gerekçe olamaz. Yapılan kazı, inşaat vs. her türlü faaliyet ya sonlandırılmalı, durdurularak, gerekli önlemler alınarak Meydan 1 Mayıs’a hazırlanmalıdır.

Taksim Meydanı’nda inşaat yapılıyor olması, İHAM kararının uygulanmaması gerekçesi olamaz. İHAM kararları etkili olarak uygulanmak zorundadır.

O halde Hükümet ne yapıp edip, Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs’ın kutlanması için önlemler almalı, ya inşaatı bitirmeli, aksi halde ara vererek, Meydanı toparlamalı, kutlamanın yapılmasını sağlamalıdır. Kuşkusuz bu çabalar ve sonuçları, büyük ozan Ruhi Su’nun türküsünde dilediği şekilde yaraları sarmaktan henüz uzak olsa da; toplumsal muhalefetin hiçbir zaman kendilerine verilenle yetinmediği, haklarını kullanmakta her zaman kararlı ve güçlü oldukları, hiçbir mücadele alanını terketmediklerinin, sabahın bir sahibinin (3) varlığının açık göstergesidir.(4)

b. İçtihat olarak “Devam Eden Davalar’ a Etkisi:

Çok kapsamlı olan bu karar, ülkemizde yaşanan ifade özgürlüğü ve toplu gösteriler konusundaki sorunlara ve yürüyen davalara da etkili olacaktır.

Barışçıl Toplu Gösterilerinin dolaylı, soyut gerekçelerle engellenmemesi, Hükümetin bu gösterilere tolerans göstermesi gerektiği açıkça ortaya çıkmıştır.

Buna göre; HES’lere karşı yapılan Hopa’daki gösteriler; Hopa’daki Metin Lokumcu’nun öldürülmesini protesto eden gösteriler; öğrencilerin, emekçilerin, öğretmenlerin, toplumun her kesiminin barışçıl olarak yaptıkları gösteriler, ODTܒndeki Başbakanı protesto, üniversitelerdeki protestolar, Cumhuriyet Bayramının kutlanması, Toplu İfade Özgürlüğü kapsamında kalacaktır. Bu gösterilerin engellenmesi hakkın ihlali olacaktır.

c. AKP binalarının dokunulmazlığı olmadığı tespit edilmiştir.

Yukarıda ayrıntılı olarak belirttiğimiz şekilde, İHAM kararı ile göstericilerin, gösteri yerini belirleme özgürlüğünün de ifade özgürlüğü kapsamında olduğunun tespiti, iktidara seslerini duyurmak isteyen göstericilerin AKP binaları önünde de toplanabileceklerini, şimdiye kadar AKP binaları yakınında yapılan her gösterinin, hemen ve şiddetle engellenmesinin de karar doğrultusunda, İHAS 11.m.nin ihlalini oluşturacağı açıkça anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin incelediğimiz bu kararındaki usule ilişkin bu tercihlerimizi onaylaması ve esasa ilişkin tespitleri, Mahkeme’nin Türkiye’de 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanmak istenmesinin nedenlerini iyi incelediğini göstermektedir. Bu inceleme sonucunda, Sendikal Hak ve Yetkiler konusuna katkı yapıldığı gibi, İfade Özgürlüğü’nün mekan bakımından kullanılması konusuna yapılan katkı da kararın emsal olma niteliğini kazandırmıştır.
 
Son düzenleme:
DISK in KESK in kendilerine göre karari yorumladigi yaziyi degil, bizzat AIHM nin kararini okuyun!

Yukarda kopyaladim iste.

AIHM acikca vuguluyor, nediyor ? " AİHM sözleşmeye taraf devletlerin kamu güvenliği gerekçesiyle belirli bir yerde gösteri yapılmasına sınırlamalar getirebileceğini kabul etmektedir."

Yani Devlet isterse bir yerde kamu güvenligi sözkonusu ise o yerde gösteri yapilmasina izin vermez!

Bu kadar basit iste.
 
X