• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

seyran / Sevdiği Şiirler

ve gözlerin gelir aklıma

ve sözlerin

gidişin gitmiyor gözümün önünden

ve izleri derin

ilk değilsin bu seninde bildiğin

ve yine biliyorsun

sen son sevdiğim

şimdi uzaklardasın

ben çamlar arasında bir hastane odasında

ciğerimde bir ince hastalık

içimde kapanmak bilmeyen bir yara

ve sanki elimde inadına bir sigara

biliyorum dönmeyeceksin

hatta arkana bile bakmazsın

gün gelir belki bir yuva kurarsın

oğlun olsa benim adımı koyar mısın

gittin

dağ gibi sevdamı devirip ardında

gittin

allahaısmarladık bile demedin

sazlar çalınır çamlıcanın bahçelerinde

o şarkıyı bir daha hiç söylemedim

şimdi elimde bir bardak çay

ve dudağımda buruk bir tebessüm

kendi kendimi üzmemeye söz verdim

ve ben seni hayatımın bir musalla taşına en yakın yerinde sevdim

ısrar etmedin kendine beni sev diye

beyaz bulutlar gibi sırtını rüzgarlara verip gittin

bense durdum ve bekledim

ve ben seni hayatımın bir musalla taşına en yakın yerinde sevdim

ugur arslan
 
Seyran canim cok cok guzeldi emekelrine saglik, Sehitlerimiz icin Allah rahmet eylesin, Mehmetciklerimize korusun
 
Ağlıyorum...
Gözyaşlarım çisil çisil akıyor yanaklarımdan.
Ağlıyorum...
Ağladığımı gizliyorumBirden radyo da bir müzik başlıyor
Bana inat gülümse diyor
Farkında olmadan kulak kesiyorum.
"Gülümse" diyor "gülümse bulutlar gitsin"
Penceremden dışarı bakıyorum
bulutlu bir havada ağlıyorum.
Gelmiyor gülümsemek içimden
Ağlıyorum...
Benim de bir kedim yok.
Bende anneme küstüm...
Şehre bir sürü film geliyor
Ama iklim asla Akdeniz olmuyor burda.
Yıllar önce söylenmiş şarkı benim için tekrarlanıyor...
Gülümsesem gidecek mi bulutlar?
Gülümsesem değişecek mi her şey?
Artık avutmuyor beni masallar.
Oyalamıyor çakıl taşlar.
Yalan sevdalar canımı yakıyor.
Anlamıyor kimse...
Kimse beni anlamıyor.
Hayata inat gülümsemem isteniyor.
Ve derin bir nefes alıp
Bu şarkıyı söyleyen bayana kalbimden teşekkür ediyorum.
O beni duymuyor...
Sırf o istedi diye sıcak bir tebessüm gönderiyorum
Şarkı bitiyor... Bitiyor...
Ve o benim gülümsediğimi görmüyor...


Gönül Sevinç
 
oy oy oyyy ne güzel yazmış yazan
harika bir yürekten çıkmış bu şiir
paylaşımına çok tşk.
sevgiler
 
Acı kesif,
Acı yanık et tadında,
Ne kadar ağırdır ki bir çocuğun cesedi,
Babasının kollarında,
Kasılmış ağzından fırlayan çığlık,
Acısından donuvermiş fotoğraf karesi,
Acıdan siyaha kesmiş rengi,
Duymamak için çığlığı,
İnsanın insana yaptığını

Başka bir kare,
Ekranda bir ibne,
Pahalı çöplerle fırlamış anasının karnından,
Gösterip çaputları,
Bunları alamazsınız,
Randevu bile alamazsınız,
Kapıdan içeri almazlar sizi diyor.
Ve ekliyor,
Hem siz kimsiniz ki?

Kimiz ki biz?
Lübnan’da,
Beyrut’ta,
Kosova’da,
Saray Bosna’da,
Çeçenistan’da,
Kıbrıs’ta,
Gümülcine’de,
Kimiz ki biz?
Kanımızı içerken ibnelerin efendileri

Dağ dağ yığılmış
Çocuk cesetleri,
Kaç çocuğun cesedine ihtiyaç vardır,
Büyük bir dağ yapmak için
Ya da dağlar,
Dağlar,
Dağlar,
Dağlar,
Sonsuza uzanan dağlar,
Yanık cesetler için

İbne devam ediyor,
Gözümüze gözümüze sokarken çaputlarını,
Onlardan olmak gerek,
Öyle, kapıdan almazlar sizi,
İlk önceden randevu alacaksınız,
Ancak beğenirlerse,
Sivinizi..

Buyurmuş efendilerinden biri,
Pek üzülmüşler,
Çocukları öldürmesine attıkları bombaların,
Üzüntüden katık edip timsah gözyaşlarını
Sallamışlar bir düzine daha bombayı,
Daha çok öldürsün diye çocukları,
Ceset dağları,
Yanık ceset dağları,
Acıdan kasılmış yanık ceset dağları
Büyüsün,
Büyüsün,
Büyüsün diye,
Giydirirken ibneler beyaz efendilerini,

Hasılı hiçbir değişiklik olmadı buralarda,
Yazıldığından beri İnsan Manzaraları

Seval Deniz Karahaliloğlu
 
Ana, ağlama gayrı
Tenime dokunuyor gözyaşların...
Ürperiyorum...
Son uğurlayışın değil ki bu.
Savaş yeni başlıyor daha.
Değişen sadece, sadece ardımdan okuduğun Ayete' el kürsi yerine, şimdi fatiha...
N'olur Ana yetişir. Kapanma tabutumun üzerine bu kadar, kapanma Ana...
Yıldızları göremiyorum...

--------------------------------------------------------------------------------


alinti
 
Saçlarına can veren yıldızlar nerde gülüm

Hangi ferman dokundu bakışlarına senin

Belki sahrada değil, şimdi göklerde gülüm

Taşıyor bulutları gözlerinde, nazenin



Senin her kirpiğinde bir dervişin ahı var

Muhteris aynaların eskidiği yerdesin

Yüzünde en çaresiz devlerin günahı var

Zamanı sonsuzluğa bağlayan mahşerdesin



Divan-ı harbe giden yiğitlerin ardında

Kanayan kitaplara gül götüren yağmurum

Hüznü bir tabut gibi buluyorum derdinde

Senin toprağın için çırpınıp ağlıyorum



Memnu bir zerrin kadar edalı ve soylusun

Gamzelerinde nazlı kıvılcımlar gizlenir

Bağbozumunda bile yediveren boylusun

Gün olur ki, kalbinde gözlerin filizlenir



Bu sevda dayanılmaz bir ağıttır zülfünde

Rüzgarın her busesi içimde kurşun olur

Yıldız kayar, ay susar geceye güldüğünde

Dağda çiğdem solarken çölde ceylan vurulur



Ben bu yol ayrımında sensiz olsam ne çıkar

Kahra göçen kuşların kanatlarında kaldın

Ölümün gözyaşları bir gün hicranı yıkar

Tarihe bir sır gibi düşer senin de adın
 
Gitmelisin…
Hayatıma getirdiğin öksüz sevinçleri toplayarak,
Yüreğime de simsiyah hüzünler bırakarak gitmelisin!


Ben mağrur yalnızlığımı, bakir duygularımın mezarı yaparım
Sen git!
Ben, tertemiz düşlerime kanlı kanatlar takarım
Sen git!


Gitmelisin…
İçimde açtığın boşlukları kanatarak,
Hayalini de belleğimin karanlık duvarlarına asarak gitmelisin!


Ben duvağımı bir Anadolu türküsünün yanık ezgilerine asarım
Sen git!
Kanı çekilmiş bu kadının acınası suretini de hasretle yakarım
Sen git!

Durma…Git…


Sinem Hüküm
 
Back