Bazı erkeklerin 19 yaşında evliliğe mental olarak hazır olup,40 senelik evlilik yürütebilecek olgunlukta olduğunu gördüm. Bazılarının 35 yaşında olup hayatını yaşamayı ve bekarlığı savunduğunu da. Ve ikinci çeşit erkek hep şundan yakınır “kız evliliğe çok meraklıydı bunaldım” gerçek şu ki lütfen beni bağışlayın tabirlerim için ama işin aslı bu: erkek evlenecekse, sokakta, televizyonda, hatta uygunsuz sitelerde gördüğü o tutkulu kadını arıyor. Bağımsız kadını. Esir edemeyeceği, ideallerinden kocası için vazgemeyecek kadını. Kendini tümüyle vererek ilişki yaşayacak, sınırları olmayacak olan kadını. Bu kadını bulduğunda ulaşılmaz olduğuna inanıyor ve aşık oluyor. Fakat zaman geçtikçe o kadın erkeğe bağımlı birine dönüşünce tüm cazibesi gidiyor. Bunları 3+2 toplam 5 sene iki farklı kişide aynı durumu yaşayıp ayrılarak tecrübe etmiş biri olarak söylüyorum. Ne zaman ki ben o bağımsız kadın oldum geri döndüler, evlenmek istediler. Ne zaman ki ben kör kütük oldum geri çekildiler ve bahanelere başladılar. Şu an başka biriyle nişanlıyım ve nişanlım bana her şeyden önce hayran olduğunu söylüyor. Şimdi bu hayranlığın sona ermesine sebep olursam, bireyliğimin önüne onu koyarsam ki bunu arzuluyor ama aslında sonucun bu olmasını istemiyor, onu da kaybederim belki de. Ne kadar çok sevseniz de onsuz da gayet iyi yaşayabileceğinizi, her zaman beğenilecek bir kadın olduğunuzu hissettirmezseniz sizinle yuva kurmak istemeyecek. Bu hayatın çıplak bir gerçeği. Erkeklerin ulaşılmaz kadınlara meyillenmesinin nedeni bu. Eşiniz için bile ulaşılmaz olun. Her zaman fiziksel olarak bakımlı ve çekici olun ama bunu kendiniz için yapın. O zaman hiçbir erkek karısından, sevgilisinden kafasını kaldırıp başkasına bakmak istemeyecek. Üzgünüm ama o televizyonda ya da sokakta izlediği bağımsız kadın olabilmeniz gerekiyor ki sizi elden kaçırma korkusu taşısın. Bağımsızlıktan kastımı umarım anlamışsınızdır. “Sen beni esir edemezsin, bana saygı duyduğun kadar hayatımdasın” mesajını vermeyi kastediyorum. Bu işin başka yolu yok. Keşke olsaydı.