Üzerine bastığında kolaylıkla kırabileceğin bir sonbahar yaprağıyım şimdi... Bir dokunsalar bin çıtırtı işitecekler yüreğimden... Kurudum rüzgarında aşkın... Yıprandım... Ezildim... Unutuldum bir köşede... Tutunamadım bir ağacın gövdesine... Yüreğime tutunup aşkı yaşayanlar her seferinde acı bıraktılar payıma... Sevgiye, mutluluğa dair ne varsa götürdüler... Damarlarımdaki yaşama sevincimi... Rüzgara boyun eğmeyecek yanlarımı götürdüler bir bir...
Çırılçıplak hissediyorum kendimi... Korunmasız... Yapayalnız... Tek başına... Bi'çare... Zavallı kuru bir sonbahar yaprağıyım şimdi... Bıraksan rüzgar savuracak göklere sonra yine yerlerdeyim... Acımasız bir yürek ezecek belkide... Belkide umutsuzluğa hükümlü bir sevgili yüreğin ellerinde hayat bulacağım yeniden bir kitap arasında... Saklı kalmış bir anıyı gün yüzüne çıkaracağım... Kimbilir...
Sensizliğe alıştırdın bak... Rüzgar bir o yana bir bu yana sürüklüyor zavallı bedenimi... Dayanılır gibi değil inan ki... Ya ellerin arasına al kurtar beni senin olayım... Ya rüzgara teslim et bedenimi son bulayım...
Bittim gelmeyeceğini bile bile bir umutla beklemek körükörüne sevmekmi yoksa budalalık mı bilmiyorum ama hep gelmesini istiyorum geri dönmesini istiyorum çünkü ne yapsada hala seviyorum ve seveceğim ne olursa olsun umutla inatla sabırla bekleyeceğim...