Seçim bitti gitti şimdi sonuçlarını konuşuyoruz....

28 Mayıs 2. turda oyumu

  • Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a vermiştim yine ona vereceğim.

    OY: 425 31,6%
  • Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'na vermiştim Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a vereceğim

    OY: 17 1,3%
  • Sn. Sinan Oğan'a vermiştim Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a vereceğim

    OY: 37 2,8%
  • Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'na vermiştim yine ona vereceğim.

    OY: 802 59,7%
  • Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a vermiştim Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'na vereceğim

    OY: 10 0,7%
  • Sn. Sinan Oğan'a vermiştim Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'na vereceğim

    OY: 52 3,9%

  • Ankete Katılan
    1.343
Siz hiç bir şey yapmayın zaten zorunda da değilsiniz. Biz ona minnettarız ama sizin bunu anlayabileceğinizi hiç zannetmiyorum.

Okumaya bu kadar meraklısınız madem buyurun okuyun

1950 sonları, 1951 başları.

Demokrat Parti iktidara gelmiş.

“Ticaniler” denilen fanatik bir tarikatın mensupları, ülkenin her yerinde Atatürk heykellerine, anıtlarına saldırmakta, kirletmekte, kırmakta; Atatürk’e söz ve yazıyla hakaret etmektedir.

Bunun üzerine Demokrat Parti hükümeti “Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlar Hakkında Kanun” adı altında bir yasa tasarısı hazırlar.

Yine iktidar partisinden, Ticanilerin eylemlerine sempatiyle bakan birçok milletvekili ise bu tasarıya karşı çıkar. O sırada yürürlükte olan 1924 Anayasa’sının 69. maddesinin , tek tek kişiler lehine çıkarılacak her türlü özel kanunu açık bir dille yasakladığını öne sürerler.

Ama Demokrat Parti hükümeti Atatürk’ü koruyacak bu yasayı çıkarmakta kararlıdır. Bu arada şunu unutmamalı ki Celal Bayar, Atatürk’ün çevresinden gelen bir yakını; Adnan Menderes ise CHP’li geçmişinde bir Atatürk ve inkılap taraftarıdır.

Tasarı Meclis Genel Kurulu’na gelir ve epey sert geçen tartışmalardan sonra komisyona geri gönderilir.

Muhalif milletvekillerinin Anayasal kılıflarını çürütecek hukuki bir tez isteyen iktidar ise bilimsel görüşünü almak için o sırada Türkiye’de görev yapmakta olan ünlü Alman Hukuk Profesörü Ernst Hirsch’e başvurur.

Hirch şu görüşü dile getirir:

“Anayasa başka şeylerin yanı sıra, bir şahsa imtiyazların tanınmasına imkân sağlayacak yasaların çıkarılmasını yasaklamaktadır. Buradaki ‘şahıs’ deyimi, ‘gerçek kişi’ yani insan anlamına gelmektedir. Madde 27’ye göre insanın şahsiyeti, doğumunun tamamlanmasından itibaren hayatla başlar ve ölümle son bulur. Atatürk adında bir şahıs, artık hukuki anlamda mevcut değildir. Dolayısıyla ona yasa yoluyla bir imtiyaz sağlanması söz konusu olamaz. Söz konusu tasarıda ceza hukuku normlarıyla korunması öngörülen hukuki varlık, şahıs olarak Atatürk değildir. Burada korunmak istenen Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna karşı Türk milletinde genel olarak yaygın bulunan hayranlık ve saygı duygusudur.”

***

Profesörün bu görüşü üzerine hükümet tasarıya “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse…” tanımını ekler.

Bu kanun 25 Temmuz 1951 tarihinde kabul edilir.
Canım millet etrafında heykel görmek zorunda mı
 
Ülkenin hayrına bişey yapmadıki harf inkılabı mi camileri kapatması mi muezzinleri asmasi mi hocaları idam etmesi mi tekkeleri kapatması mi
Camileri kapatmadı abartmayın da hocalar idam edilmiş evet ayrıca Abdülhamid Han da bi sürgün yiyip ülkeye geri getirildikten sonra saraya mahkum edilmiş geçmişimizde Osmanlıyı temsilen halife olarak kalabilirdi örneğin bakın İngiltere'ye hâlâ pren prenses kral ve kraliçe yönetimi devam ediyor he bir de şey var Mehmet Akif Ersoy'un cenazesinde kalabalığın bulunmaması o dönemin üzücü olaylarıdır.
 
Ülkenin hayrına bişey yapmadıki harf inkılabı mi camileri kapatması mi muezzinleri asmasi mi hocaları idam etmesi mi tekkeleri kapatması mi
Harf devrimi öncesi resmi verilere göre okur yazar oranı yüzde 10'du. Gerçekte yüzde 10'un da altındaydı. Osmanlı'dan Cumhuriyete geçilirken 40 bin köyün 35 bininde okul yoktu. Harf devrimiyle artan okur yazar oranı 91 yıl sonnra bugün yüzde 90'ı buldu.
 
Ülkenin hayrına bişey yapmadıki harf inkılabı mi camileri kapatması mi muezzinleri asmasi mi hocaları idam etmesi mi tekkeleri kapatması mi
Hoca dediklerin Şeyh Said gibi vatan hayinleri, tekke dediklerin şer yuvaları, medeni ve modern dünyaya uyum sağlaman için latin alfabesine geçildi, okuma ve yazma oranının yükselmesi amaçlandı; az biraz mukayese yeteneğin varsa o günden günümüze okuma yazma oranını karşılaştır. Kadın olarak hakkını arayabilmen için medeni kanunla seni korudu, bir herifin armut gibi aldığı bilmem kaçıncı karısı olma diye bir herif ağzından çıkacak boş ol kelimesiyle seni çöp gibi atmasın diye sana bu hakları verdi.
 
X