http://www.gazetevatan.com/satanist-kizin-pismanligi-908105-yasam/
Ortaköy'de Şehriban Coşkunfırat'ın vahşice katledildiği satanist cinayetinin failleri için genç kızın ailesi tazminat davası açtı. Vahşetin sanıklarından Zinnur Gülşah Dinçer davaya yanıt olarak "17 yıldır büyük azap duyuyorum. Babam bu olayın kahrından öldü. Sabıkam ve ismimden dolayı iş bulamıyorum. Tazminat reddedilsin" dediği ortaya çıktı.
Satanist cinayeti, Ortaköy'de 13 Eylül 1999 gecesi işlendi. Mahkeme belgelerine göre; satanist Engin Arslan, Ömer Çelik ve Zinnur Gülşah Dinçer, o gece piknik yapıyordu. Arslan, şeytandan kendisine birini kurban etmesi yolunda mesaj geldiğini söyledi. Arslan ve Çelik, Şehriban Coşkunfırat'ın boğazını sıktı, ağzını kapattı.
BACAKLARINI BIÇAKLADI
Dinçer de Coşkunfırat'ın direncini kırmak için bacaklarını bıçakladı. Çelik, öldükten sonra Coşkunfırat'ın ırzına geçti. Arslan da tecavüz etmek istedi ama başaramadı.
ŞEYTANA KURBAN VERMEK İSTEDİK
Üçlü, ifadelerinde "Ayın 13'ü uğursuz. O gün şeytana kurban vermek istedik. Daha önce de bir kediyi pişirip yedik" dedi. Üçlüye "cinayet, hırsızlık ve naaşa hakaret" suçlarından müebbet hapis ve 9 ay hapis cezası verildi. Cezayı Yargıtay onadı.
AİLEDEN 211 BİN LİRALIK DAVA
Üç hükümlü, 16 yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı. Bunun üzerine Coşkunfırat Ailesi, üç hükümlüye 211 bin liralık tazminat davası açtı. Dinçer davaya şöyle yanıt verdi: Büyük azap duyuyorum. 17 yıl boyunca sadece fiziken değil, psikolojik, sosyo ekonomik yıpranmalarıyla beraber hicabını ve vicdan azabını hâlâ yaşamakta olduğum bu davanın yeniden gündeme gelmiş olması, aynı acıyı, hüznü ve kederi yeniden yaşamama sebep oldu. 17 yılda benim, ailemin büyük kayıpları oldu ve bunlara sebep yine benim tarifi mümkün olmayan, açıklanamayacak boyutta olan, telafisi olmayan bir anlık yanlışa yönlendirilmenin, belki de olay sırasındaki çaresizliğimin nedenleriydi.
"TAZMİNAT REDDEDİLSİN" DEDİ
Nedametini açıklayacak söz ve cümle bulamıyorum şu an. Kaldı ki bu 17 yılda babamı kaybettim. Babam bu olay yüzünden kahrından öldü. Sabıkam nedeniyle ve ismimden dolayı iş bulup çalışamıyorum. Doğup büyüdüğümİstanbul'u bile terk etmek zorunda kaldım. Hiçbir sosyal güvencem yok. Aileden tekrar özür diliyor ve tazminat talebinin reddedilmesini istiyorum. (Sabah)
Ortaköy'de Şehriban Coşkunfırat'ın vahşice katledildiği satanist cinayetinin failleri için genç kızın ailesi tazminat davası açtı. Vahşetin sanıklarından Zinnur Gülşah Dinçer davaya yanıt olarak "17 yıldır büyük azap duyuyorum. Babam bu olayın kahrından öldü. Sabıkam ve ismimden dolayı iş bulamıyorum. Tazminat reddedilsin" dediği ortaya çıktı.
Satanist cinayeti, Ortaköy'de 13 Eylül 1999 gecesi işlendi. Mahkeme belgelerine göre; satanist Engin Arslan, Ömer Çelik ve Zinnur Gülşah Dinçer, o gece piknik yapıyordu. Arslan, şeytandan kendisine birini kurban etmesi yolunda mesaj geldiğini söyledi. Arslan ve Çelik, Şehriban Coşkunfırat'ın boğazını sıktı, ağzını kapattı.
BACAKLARINI BIÇAKLADI
Dinçer de Coşkunfırat'ın direncini kırmak için bacaklarını bıçakladı. Çelik, öldükten sonra Coşkunfırat'ın ırzına geçti. Arslan da tecavüz etmek istedi ama başaramadı.
ŞEYTANA KURBAN VERMEK İSTEDİK
Üçlü, ifadelerinde "Ayın 13'ü uğursuz. O gün şeytana kurban vermek istedik. Daha önce de bir kediyi pişirip yedik" dedi. Üçlüye "cinayet, hırsızlık ve naaşa hakaret" suçlarından müebbet hapis ve 9 ay hapis cezası verildi. Cezayı Yargıtay onadı.
AİLEDEN 211 BİN LİRALIK DAVA
Üç hükümlü, 16 yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı. Bunun üzerine Coşkunfırat Ailesi, üç hükümlüye 211 bin liralık tazminat davası açtı. Dinçer davaya şöyle yanıt verdi: Büyük azap duyuyorum. 17 yıl boyunca sadece fiziken değil, psikolojik, sosyo ekonomik yıpranmalarıyla beraber hicabını ve vicdan azabını hâlâ yaşamakta olduğum bu davanın yeniden gündeme gelmiş olması, aynı acıyı, hüznü ve kederi yeniden yaşamama sebep oldu. 17 yılda benim, ailemin büyük kayıpları oldu ve bunlara sebep yine benim tarifi mümkün olmayan, açıklanamayacak boyutta olan, telafisi olmayan bir anlık yanlışa yönlendirilmenin, belki de olay sırasındaki çaresizliğimin nedenleriydi.
"TAZMİNAT REDDEDİLSİN" DEDİ
Nedametini açıklayacak söz ve cümle bulamıyorum şu an. Kaldı ki bu 17 yılda babamı kaybettim. Babam bu olay yüzünden kahrından öldü. Sabıkam nedeniyle ve ismimden dolayı iş bulup çalışamıyorum. Doğup büyüdüğümİstanbul'u bile terk etmek zorunda kaldım. Hiçbir sosyal güvencem yok. Aileden tekrar özür diliyor ve tazminat talebinin reddedilmesini istiyorum. (Sabah)