- 16 Ağustos 2010
- 292.953
- 602.705
- 43
Reflü Nedir
Halk arasında Mide Reflüsü olarak bilinen Gastro Özofageal Reflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Reflü, asitli mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun asitten kendini koruma özelliğinin yok olmasından kaynaklanır. Erişkinlerin yaklaşık %20'sinde Reflü görülmektedir.
Mide içeriği, midenin salgıladığı hidrojen iyonu nedeniyle belirgin derecede asittir. Eğer onikiparmak bağırsağından mideye doğru safra geri akımı varsa, mideden yukarı çıkan içerik hem asit hem de safra içerir. Alkali özellikli olan safra da, mide asidi gibi yemek borusunun tahrişine neden olur. Reflü hastalığı, asitli ve/veya safralı mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun kendini asitten ve/veya safralı mide içeriğinden koruyamaması nedeniyle oluşur.
Reflü Belirtileri Nelerdir?
A-) Tipik Belirtiler
1)Göğüste, göğüs kemiği arkasında yanma,
2)Ağıza acı-ekşi sıvı gelmesi ,
3)Geğirme, Şişkinlik ,
4)ağza,Gıda artıkları gelmesi,
5)Yutma güçlüğü, yutakta takılma duygusu.
B-) Atipik Belirtiler:
1)Ses kısıklığı,
2)Gıcık öksürüğü,
3)Ağız kokusu ,
4)Çarpıntı, Kalbe bası hissi,
5)Nefes darlığı, Nefes yetmezliği duygusu,
6)Astım ,
7)Diş çürüğü,
8)Süreğen yutak yangısı (kronik farenjit),
9)Hıçkırık ,
10)Süreğen Sinüzit.
Reflü Tanısı
Sistematik bir hasta hikayesi ve muayenenin ardından ilk yapılması gerekenGastroskopidir.Reflü hastalığının tanısında gastroskopi halen“altın standart“dır. Kronik Reflüsü olan yada Laparoskopik Cerrahi tasarlanan hemen her hastada hazırlık aşamasında Gastroskopi mutlaka yapılır.
Unutmamak gerekir ki ; Reflü hastalığının oluşması için mutlaka Midefıtığı olması gerekmemekte, ancak İlaçlara yanıtsız Reflü ve buna eşlik eden büyük bir mide fıtığı varsa, bunun cerrahi tedavisi kaçınılmaz olarak gerekmektedir. Gastroskopide parça alarak “Barrett” gibi bazı kanser öncesi durumları tespit edebilmemiz ve gecikmeden Anti-Reflü cerrahisi uygulayabilmemiz mümkündür.
Reflü tanısında kullanılan diğer yöntemler
-PHmetri
-Manometri
-Baryumlu Grafi
-Empedans pHmetri
-Empedans Manometri
-Antroduodenal Manometri
-Mide Boşalım Sintigrafisi
Reflü Hastalığı Üç Değişik Klinik Senaryo ile Karşımıza Çıkar
1)Sadece tipik şikayetlerle (Ağıza Acısu gelmesi ve yanma) % 45
2)Tipik şikayetler ön planda ancak atipik şikayetler de mevcut % 40
3)Atipik şikayetlerin (Kulak Burun Boğaz-Akciğer Şikayetleri-Ağız kokusu gibi) ön planda olduğu olgular % 15
Reflü Hastalığının Komplikasyonları(Zararları) Nelerdir
a)Uzun süreli Reflü, kronik yaralanma süreci neticesinde yutma borusunun hareket özelliğinde ciddi azalmaya yol açarak, özellikle katı gıdalara karşı yutkunma güçlüğüne yol açabilir.
b)Daha ileri olgularda ise ; yaralanma/iyileşme kısır döngüsünün ardından« skar »yani nedbe dokusu gelişerek yutma borusu kısalabilir ve hatta alt ucunda darlık gelişip , kişi katı gıdaları tamamen yutamaz hale gelebilir. Bu durumlar artık standart Laparoskopik Anti-Reflü ameliyatlarının uygulanamayacağı çok geç komplikasyonlardır.
c)En korkulan komplikasyon ise ; sürekli tahriş altında kalan yutma borusu alt ucunda Kanser gelişimidir. Şunu vurgulamak gerekir ki ; her Reflü Hastası tabi ki kanser olmamaktadır. Ancak uzun süreli Reflüsü bulunan bir hastada yutma borusu alt ucunda “Barrett” diye adlandırılan bir özel yara gelişmiş ise, işte bu durum kanser habercisi bir durumdur ve Reflü cerrahi olarak derhal tedavi edilmelidir ki, kanser gelişimi riski ortadan tamamen kaldırılamasa da azaltılabilsin. Reflünün uzun sürdüğü olguların % 5 - 15 ‘ e yakınında Barrett dediğimiz durum gelişebilmektedir.Barrett Özofagus tanısı konulan bir hastanın yemek borusu kanseri olma riski, Reflüsü olmayan bir kişiye göre 120-150 kat artmaktadır. Barrett Özofagus gelişmemiş bir Reflü hastasında bu oran yaklaşık 40 kattır.
Reflü Tedavisi
Reflü tedavisinde
3 yöntembulunmaktadır. Bu yöntemler Reflü'nün şiddetine ve ilerlemesine göre Doktor tarafından belirlenebilir.
Bunlar;Yaşam tarzı değişiklikleri, İlaç Tedavisive Cerrahi Tedavi tip ve evrelerine göre hastalığın iyileştirilmesini sağlayan yöntemlerdir.
a-) Yaşam şartı düzenlemeleri
-yüksek yastıkta yatın
-yatmadan önce besin almayın
-sigara ve alklol kullanmayın
-asitli içecekler içmeyin
-sağlıklı beslenin
-dar kıyafetler giymeyin
-fazla kilolarınızdan kurtulun
b-) İlaç Tedavisi
Asit baskılayıcı ilaç tedavisi, mide içindeki asit salgılama miktarını kontrol altına alır ve yukarı doğru çıkan mide asit miktarının düşmesini sağlar. Buna karşın ilaç tedavisi, safra Reflüsü (alkali Reflüsü) üzerinde etkili değildir. İlaç tedavisine rağmen safra yukarı çıkmaya devam eder ve yemek borusunu tahriş eder. Bu nedenle ilaç tedavisi sırasında bile yemek borusu tahrişi devam edebilir.
Reflü yakınması olan insanlarda başlangıçta mutlaka uygulanan ilaç tedavisi, Reflü şikayeti olan insanların %80'ini rahatlatmakla birlikte, Reflünün kökeni olan mekanik bozukluğu ortadan kaldırmamakta ve tamamen tedavi etmemektedir. Bu nedenle ilaç tedavisini bırakan Reflü hastalarının %90'ında aynı yakınmalar kısa süre içinde tekrar başlamaktadır.
c-) Cerrahi Tedavi
Reflü, özellikle de mide fıtığıyla birlikte olduğu zaman insanın yaşam kalitesini çok etkiler. Cerrahi tedavi, gastroözofagial Reflü hastalığının mekanik kökenini ortadan kaldıran tek tedavi yöntemidir. Gerçek anlamda tedavi sadece cerrahi yöntemle sağlanabilmektedir. 10 yıllık dönemde yapılan Prospektif Randomize kontrollü çalışmalar, cerrahi tedavilerin %93'ün üzerinde kesin başarılı olduğunu göstermektedir. Cerrahi tedaviyi tercih eden hastaların %93'ünde hiç bir şikayet belirtilmemiş ve ilaç kullanımına gerek olmamıştır.
-Tıbbi tedavinin başarılı olmadığı(8-12 haftalık ilaç tedavisi ile bir dizi diyet ve sosyal yaşam önerisi ile sonuç alınamayan vakalar), Agır Özafajitli, 4 santimden büyük mide fıtığı olanlarda
-Uzun dönem ya da yaşam boyu ilaç kullanmak istemeyen genç hastalarda
-İlaç tedavisinden sonra da hastanın yakınmaları devam ediyorsa
-Tedavilere rağmen, kronik öksürük, ses kısıklığı, astım ve kronik boğaz ağrısı şikayetleri geçmeyen hastalarda
-Yemek borusunda hücresel değişime varan tahrişler görülmekte ise (Barrett Ösofagus)
Bu durumlarda; yaşam tarzı değişikliklerinin yaratacağı endişeler, ilaç tedavisinin süresi ve maliyeti göz önüne alınarakcerrahi tedavi düşünülmelidir.
Uzun dönemde açık ameliyata göre; sonuçların daha da iyi olması Laparoskopik Nissen tekniğini Kronik Reflü sağaltımında“ altın standart “haline getirmiştir.
Laparoskopik ameliyat karından yapılan ancak karın kesilmeden, 0.5 ve 1 cm lik küçük noktalardan girilerek yapılan bir tekniktir. 4 yada 5 adet port (giriş deliği) kullanılarak bu ameliyat için özel üretilmiş cerrahi aletler ile ugulanır. Eğer mide fıtığı (hiatus fıtığı ) var ise, öncelikle Fıtık Onarımı yapılır. Fıtığın büyüklüğüne ve hastanın özelliklerine göre değişmekle birlikte ekibimiz gerektiğinde nüks riskini azaltmak için yama ( mesh ) de kullanmaktadır.
Fundoplikasyon işlemi olarak adlandırılan bu aşamada çoğu kez 360 , nadiren 270 derecelik bir kapak düzeneği oluşturulur.Böylece yemek borusunun ileri doğru olan dalga hareketi ile gıdalar mide içine itilir ancak geri kaçış engellenir.
Laparoskopik Reflü ameliyatlarında ameliyatın ortalama süresi 60 dakikadır. Sonrasında hasta uyandırılır ve yaklaşık 30 dk. İçinde odasına alınır, 6 saat sonra odasında yürütülür ve geceyi hastanede geçirir. Ertesi gün sabah (Birinci günün sonunda) hafif bir kahvaltı sonrasında hasta evine gidebilir durumda olur.
Evine gittiğinde yürüyebilir ve kendi işini yapabilir halde olan hasta, 1 hafta boyunca sıvı ve yumuşak gıda tüketir. Ameliyattan sonraki 7. günde doktoru ile olağan görüşme yapılır ve yara pansumanları açılır. Sonrasında diyet biraz daha açılır ve 2. hafta sonunda iyi çiğnemek ve yavaş yemek dışında bir kısıtlama kalmaz.
Halk arasında Mide Reflüsü olarak bilinen Gastro Özofageal Reflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Reflü, asitli mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun asitten kendini koruma özelliğinin yok olmasından kaynaklanır. Erişkinlerin yaklaşık %20'sinde Reflü görülmektedir.
Mide içeriği, midenin salgıladığı hidrojen iyonu nedeniyle belirgin derecede asittir. Eğer onikiparmak bağırsağından mideye doğru safra geri akımı varsa, mideden yukarı çıkan içerik hem asit hem de safra içerir. Alkali özellikli olan safra da, mide asidi gibi yemek borusunun tahrişine neden olur. Reflü hastalığı, asitli ve/veya safralı mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun kendini asitten ve/veya safralı mide içeriğinden koruyamaması nedeniyle oluşur.
Reflü Belirtileri Nelerdir?
A-) Tipik Belirtiler
1)Göğüste, göğüs kemiği arkasında yanma,
2)Ağıza acı-ekşi sıvı gelmesi ,
3)Geğirme, Şişkinlik ,
4)ağza,Gıda artıkları gelmesi,
5)Yutma güçlüğü, yutakta takılma duygusu.
B-) Atipik Belirtiler:
1)Ses kısıklığı,
2)Gıcık öksürüğü,
3)Ağız kokusu ,
4)Çarpıntı, Kalbe bası hissi,
5)Nefes darlığı, Nefes yetmezliği duygusu,
6)Astım ,
7)Diş çürüğü,
8)Süreğen yutak yangısı (kronik farenjit),
9)Hıçkırık ,
10)Süreğen Sinüzit.
Reflü Tanısı
Sistematik bir hasta hikayesi ve muayenenin ardından ilk yapılması gerekenGastroskopidir.Reflü hastalığının tanısında gastroskopi halen“altın standart“dır. Kronik Reflüsü olan yada Laparoskopik Cerrahi tasarlanan hemen her hastada hazırlık aşamasında Gastroskopi mutlaka yapılır.
Unutmamak gerekir ki ; Reflü hastalığının oluşması için mutlaka Midefıtığı olması gerekmemekte, ancak İlaçlara yanıtsız Reflü ve buna eşlik eden büyük bir mide fıtığı varsa, bunun cerrahi tedavisi kaçınılmaz olarak gerekmektedir. Gastroskopide parça alarak “Barrett” gibi bazı kanser öncesi durumları tespit edebilmemiz ve gecikmeden Anti-Reflü cerrahisi uygulayabilmemiz mümkündür.
Reflü tanısında kullanılan diğer yöntemler
-PHmetri
-Manometri
-Baryumlu Grafi
-Empedans pHmetri
-Empedans Manometri
-Antroduodenal Manometri
-Mide Boşalım Sintigrafisi
Reflü Hastalığı Üç Değişik Klinik Senaryo ile Karşımıza Çıkar
1)Sadece tipik şikayetlerle (Ağıza Acısu gelmesi ve yanma) % 45
2)Tipik şikayetler ön planda ancak atipik şikayetler de mevcut % 40
3)Atipik şikayetlerin (Kulak Burun Boğaz-Akciğer Şikayetleri-Ağız kokusu gibi) ön planda olduğu olgular % 15
Reflü Hastalığının Komplikasyonları(Zararları) Nelerdir
a)Uzun süreli Reflü, kronik yaralanma süreci neticesinde yutma borusunun hareket özelliğinde ciddi azalmaya yol açarak, özellikle katı gıdalara karşı yutkunma güçlüğüne yol açabilir.
b)Daha ileri olgularda ise ; yaralanma/iyileşme kısır döngüsünün ardından« skar »yani nedbe dokusu gelişerek yutma borusu kısalabilir ve hatta alt ucunda darlık gelişip , kişi katı gıdaları tamamen yutamaz hale gelebilir. Bu durumlar artık standart Laparoskopik Anti-Reflü ameliyatlarının uygulanamayacağı çok geç komplikasyonlardır.
c)En korkulan komplikasyon ise ; sürekli tahriş altında kalan yutma borusu alt ucunda Kanser gelişimidir. Şunu vurgulamak gerekir ki ; her Reflü Hastası tabi ki kanser olmamaktadır. Ancak uzun süreli Reflüsü bulunan bir hastada yutma borusu alt ucunda “Barrett” diye adlandırılan bir özel yara gelişmiş ise, işte bu durum kanser habercisi bir durumdur ve Reflü cerrahi olarak derhal tedavi edilmelidir ki, kanser gelişimi riski ortadan tamamen kaldırılamasa da azaltılabilsin. Reflünün uzun sürdüğü olguların % 5 - 15 ‘ e yakınında Barrett dediğimiz durum gelişebilmektedir.Barrett Özofagus tanısı konulan bir hastanın yemek borusu kanseri olma riski, Reflüsü olmayan bir kişiye göre 120-150 kat artmaktadır. Barrett Özofagus gelişmemiş bir Reflü hastasında bu oran yaklaşık 40 kattır.
Reflü Tedavisi
Reflü tedavisinde
3 yöntembulunmaktadır. Bu yöntemler Reflü'nün şiddetine ve ilerlemesine göre Doktor tarafından belirlenebilir.
Bunlar;Yaşam tarzı değişiklikleri, İlaç Tedavisive Cerrahi Tedavi tip ve evrelerine göre hastalığın iyileştirilmesini sağlayan yöntemlerdir.
a-) Yaşam şartı düzenlemeleri
-yüksek yastıkta yatın
-yatmadan önce besin almayın
-sigara ve alklol kullanmayın
-asitli içecekler içmeyin
-sağlıklı beslenin
-dar kıyafetler giymeyin
-fazla kilolarınızdan kurtulun
b-) İlaç Tedavisi
Asit baskılayıcı ilaç tedavisi, mide içindeki asit salgılama miktarını kontrol altına alır ve yukarı doğru çıkan mide asit miktarının düşmesini sağlar. Buna karşın ilaç tedavisi, safra Reflüsü (alkali Reflüsü) üzerinde etkili değildir. İlaç tedavisine rağmen safra yukarı çıkmaya devam eder ve yemek borusunu tahriş eder. Bu nedenle ilaç tedavisi sırasında bile yemek borusu tahrişi devam edebilir.
Reflü yakınması olan insanlarda başlangıçta mutlaka uygulanan ilaç tedavisi, Reflü şikayeti olan insanların %80'ini rahatlatmakla birlikte, Reflünün kökeni olan mekanik bozukluğu ortadan kaldırmamakta ve tamamen tedavi etmemektedir. Bu nedenle ilaç tedavisini bırakan Reflü hastalarının %90'ında aynı yakınmalar kısa süre içinde tekrar başlamaktadır.
c-) Cerrahi Tedavi
Reflü, özellikle de mide fıtığıyla birlikte olduğu zaman insanın yaşam kalitesini çok etkiler. Cerrahi tedavi, gastroözofagial Reflü hastalığının mekanik kökenini ortadan kaldıran tek tedavi yöntemidir. Gerçek anlamda tedavi sadece cerrahi yöntemle sağlanabilmektedir. 10 yıllık dönemde yapılan Prospektif Randomize kontrollü çalışmalar, cerrahi tedavilerin %93'ün üzerinde kesin başarılı olduğunu göstermektedir. Cerrahi tedaviyi tercih eden hastaların %93'ünde hiç bir şikayet belirtilmemiş ve ilaç kullanımına gerek olmamıştır.
-Tıbbi tedavinin başarılı olmadığı(8-12 haftalık ilaç tedavisi ile bir dizi diyet ve sosyal yaşam önerisi ile sonuç alınamayan vakalar), Agır Özafajitli, 4 santimden büyük mide fıtığı olanlarda
-Uzun dönem ya da yaşam boyu ilaç kullanmak istemeyen genç hastalarda
-İlaç tedavisinden sonra da hastanın yakınmaları devam ediyorsa
-Tedavilere rağmen, kronik öksürük, ses kısıklığı, astım ve kronik boğaz ağrısı şikayetleri geçmeyen hastalarda
-Yemek borusunda hücresel değişime varan tahrişler görülmekte ise (Barrett Ösofagus)
Bu durumlarda; yaşam tarzı değişikliklerinin yaratacağı endişeler, ilaç tedavisinin süresi ve maliyeti göz önüne alınarakcerrahi tedavi düşünülmelidir.
Uzun dönemde açık ameliyata göre; sonuçların daha da iyi olması Laparoskopik Nissen tekniğini Kronik Reflü sağaltımında“ altın standart “haline getirmiştir.
Laparoskopik ameliyat karından yapılan ancak karın kesilmeden, 0.5 ve 1 cm lik küçük noktalardan girilerek yapılan bir tekniktir. 4 yada 5 adet port (giriş deliği) kullanılarak bu ameliyat için özel üretilmiş cerrahi aletler ile ugulanır. Eğer mide fıtığı (hiatus fıtığı ) var ise, öncelikle Fıtık Onarımı yapılır. Fıtığın büyüklüğüne ve hastanın özelliklerine göre değişmekle birlikte ekibimiz gerektiğinde nüks riskini azaltmak için yama ( mesh ) de kullanmaktadır.
Fundoplikasyon işlemi olarak adlandırılan bu aşamada çoğu kez 360 , nadiren 270 derecelik bir kapak düzeneği oluşturulur.Böylece yemek borusunun ileri doğru olan dalga hareketi ile gıdalar mide içine itilir ancak geri kaçış engellenir.
Laparoskopik Reflü ameliyatlarında ameliyatın ortalama süresi 60 dakikadır. Sonrasında hasta uyandırılır ve yaklaşık 30 dk. İçinde odasına alınır, 6 saat sonra odasında yürütülür ve geceyi hastanede geçirir. Ertesi gün sabah (Birinci günün sonunda) hafif bir kahvaltı sonrasında hasta evine gidebilir durumda olur.
Evine gittiğinde yürüyebilir ve kendi işini yapabilir halde olan hasta, 1 hafta boyunca sıvı ve yumuşak gıda tüketir. Ameliyattan sonraki 7. günde doktoru ile olağan görüşme yapılır ve yara pansumanları açılır. Sonrasında diyet biraz daha açılır ve 2. hafta sonunda iyi çiğnemek ve yavaş yemek dışında bir kısıtlama kalmaz.