Son yıllarda çiğ beslenme anlamına gelen Raw Food adında yeni bir beslenme düzeni popüler oldu. Peki bir beslenme düzeninden ziyade yaşam felsefesi olan Raw Food yani çiğ beslenme nedir?
Raw Food akımıyla insanlar ateşi bulmadan önceki zamanlar gibi çiğ beslenmeye, ilk insanların izinden gitmeye başladı. Çiğ beslenme en basit şekille pişmemiş besinlerle beslenmek. Bu düzende besinler pişirilmeden ya da herhangi bir işlemden geçmeden tüketilmesi temeline dayanıyor. İşlemden geçmemiş besinlerin sindirim sağlığı için yüksek oranda enzim içerdiği ve bununda sağlıklı olduğu düşünülüyor.
İLK İNSANLARIN BESLENME DÜZENİNE BENZİYOR
İlk insanlar ateşi bulmadan önce yemekleri pişiremedikleri için Raw Food beslenme şekli ilk insanların beslenmesine benzetiliyor ve bu yüzden öze dönmek olarak nitelendiriliyor. Bu beslenme düzeninin en dikkat çeken özelliği ise et ve protein tüketiminin olmaması. Raw Food insanın kendini tanıması, vücudunu arındırması olarak düşünülüyor. En çok tüketilen besinler sebze, meyve, kuruyemişler ve yağlı tohumlar.
KANSER RİSKİNİ DÜŞÜRÜYOR
Beslenme düzeninde et ve protein tüketilmesinin olmamasının sebebi böbreklere fazla yüklenilmek istenmemesi. Yemekler 40-45 dereceye kadar ısıtılabiliyor. Ancak daha sıcak olursa yiyeceklerin içinde bulunan enzimler değişikliğe uğruyor. Çiğ besinler işlem görmediği için vitamin ve enzim değerleri çok yüksek ve işlenmemiş gıdalarla olmadığı için kanser riskini azaltır. Raw Food beslenme düzeninde su tüketimi doktorların herkese önerdiği kadar, alkol ve kafein kullanımı yasak. HERKES UYGULAYAMIYOR
Kısa dönemde yapılan Raw Food düzeni vücutta vitamin kaybına sebep olmasa da uzun vadede yapılan düzen hayvansal gıdalar içermediği için protein ve vitamin kaybına sebep olabilir. Herhangi bir sağlık problemi olmayan kişiler bu beslenme düzenini vücudundaki fazla protein ve toksinlerin atılması için kısa bir süreliğine uygulayabilir.