- 12 Temmuz 2006
- 35.053
- 30.485
- 61
Değerli okuyucu, geçen hafta sizlere avokado meyvesini tanıtmıştım. Bugün de sizlere onun yaprağından bahsetmek istiyorum. Yeri gelmişken tekrar vurgulamakta fayda görüyorum, doğa asla çöp üretmez.
Ailemde otacı kültürüyle ilgilenen kimse olmadı. İlkokul yıllarımdan hatırladığım narenciye bahçemizin bulunduğu Mersin - Kargıpınarı köyüne ve Mersin’deki evimize kurutulmuş avokado yaprağı istemeye gelenler olurdu. Gerek bahçedeki çiftlik evimizde gerekse de Mersin’deki evimizde birkaç çuval kurutulmuş avokado yaprağı her zaman bulunurdu. Evde kimse olmadığında bu işi ben yapardım. Kesekâğıdına bahçemizden toplayıp kuruttuğumuz avokado yapraklarından bir miktar doldurur verirdim. Hazırlama ve kullanma şeklinin yazılı olduğu kâğıdı da içine koyardım. İlkokula gittiğim yıllarda kurutulmuş avokado yaprağının böbrek taşına karşı verildiğini amcamdan öğrenmiştim. Ancak, ailemde ve akrabalarımda hiç kimse bitkiler üzerine çalışmamıştı. Bu bilginin kaynağının nereden geldiğini bilmiyorum. Lise yıllarımda dahi evimize kadar gelip avokado yaprağı isteyen insanlar olurdu.
Aradan uzun yıllar geçti. Sıra avokado ve yapraklarını araştırmaya gelmişti. Avokadonun yapraklarında hangi etken madde veya maddeler grubu vardı ki, böbrek taşının düşürülmesinde etkili olabiliyordu? Soruyu yanlış sormuştum. Yanlış soru sorduğumu çok zaman sonra anladım.
Doğru soru
Değerli okuyucu, çoğu zaman yeri geldikçe belirttiğim gibi araştırma “soruyu doğru sorabilme sanatıdır”. Araştırma yaptığınız konuda kafanızda o kadar çok soru vardır ki, bu sorulardan biri doğrudur. İşte, doğru soruyu sorduğunuz anda, alacağınız cevap da sizi doğru neticeye götürür. Aksi takdirde uğraşır durursunuz. Çoğu zaman da doğru soruyu sorduğunuz halde neticeye gidememiş olduğunuzu sonradan fark edersiniz. Peki, neden daha önce doğru soruyu sorduğum halde o zaman sonuca gidememiştim? Bunu cevabı da oldukça basittir. Çünkü doğru soruyu sorduğum o dönemlerde bilmediğim ve öğrenmem gerekenler vardı. Velhasıl araştırma süreci son nefesimize kadar öğrenmekle geçen bir zaman dilimidir. Bu anlamda ölene kadar bir öğrenci olduğuma inancım kesindir.
Hangi etken maddeler?
Belki merak ediyorsunuzdur acaba soru nasıl sorulmalıydı diye... Yanlış olan, “Avokado yaprağında böbrek taşının düşürülmesinde etkili olan hangi etken madde veya maddeler vardır?” sorusudur. Doğru soruysa şudur: “Avokado yaprağı böbrek taşını düşürmekte etkili olan nasıl bir kimyaya sahiptir?” Nihayet doğru soruyu sorabilmiştim. Cevabını bulmak ve vermek en az altı yılımı almıştı.
Yeri gelmişken hemen belirtmekte fayda görüyorum, altı yıl boyunca her gün avokado yaprağını araştırmadım. Ben, aynı zamanda çok sayıda farklı bitkiyi araştırırım. Aynı bitkiyi sürekli araştırmak hem yorucudur, hem dikkat dağıtıcıdır, hem de kolaylıkla kısır döngüye girmenize neden olur. Örneğin, bir hafta boyunca bir bitki üzerinde yoğunlaşırken, ikinci hafta başka bir bitki üzerinde tekrar çalışmaya başlarım. Bazen, bir bitki üzerinde sadece birkaç saat çalışır bırakır, tekrar üzerinde çalıştığım diğer bir bitkiye dönerim.
Böbrek taşını harekete geçiren kimyasal güç, avokado yaprağında bulunan methyl-chavicol’dur. İlk bakışta methyl-chavicol ana etkin madde gibi görünmektedir. Halbuki bu güç etkin madde olmaktan ziyade, böbrek taşını harekete geçiren etken bir rol üstlenmektedir. Böbrek taşını harekete geçiren kimyasal gücün tetikleyicisidir diyebiliriz.
Ailemde otacı kültürüyle ilgilenen kimse olmadı. İlkokul yıllarımdan hatırladığım narenciye bahçemizin bulunduğu Mersin - Kargıpınarı köyüne ve Mersin’deki evimize kurutulmuş avokado yaprağı istemeye gelenler olurdu. Gerek bahçedeki çiftlik evimizde gerekse de Mersin’deki evimizde birkaç çuval kurutulmuş avokado yaprağı her zaman bulunurdu. Evde kimse olmadığında bu işi ben yapardım. Kesekâğıdına bahçemizden toplayıp kuruttuğumuz avokado yapraklarından bir miktar doldurur verirdim. Hazırlama ve kullanma şeklinin yazılı olduğu kâğıdı da içine koyardım. İlkokula gittiğim yıllarda kurutulmuş avokado yaprağının böbrek taşına karşı verildiğini amcamdan öğrenmiştim. Ancak, ailemde ve akrabalarımda hiç kimse bitkiler üzerine çalışmamıştı. Bu bilginin kaynağının nereden geldiğini bilmiyorum. Lise yıllarımda dahi evimize kadar gelip avokado yaprağı isteyen insanlar olurdu.
Aradan uzun yıllar geçti. Sıra avokado ve yapraklarını araştırmaya gelmişti. Avokadonun yapraklarında hangi etken madde veya maddeler grubu vardı ki, böbrek taşının düşürülmesinde etkili olabiliyordu? Soruyu yanlış sormuştum. Yanlış soru sorduğumu çok zaman sonra anladım.
Doğru soru
Değerli okuyucu, çoğu zaman yeri geldikçe belirttiğim gibi araştırma “soruyu doğru sorabilme sanatıdır”. Araştırma yaptığınız konuda kafanızda o kadar çok soru vardır ki, bu sorulardan biri doğrudur. İşte, doğru soruyu sorduğunuz anda, alacağınız cevap da sizi doğru neticeye götürür. Aksi takdirde uğraşır durursunuz. Çoğu zaman da doğru soruyu sorduğunuz halde neticeye gidememiş olduğunuzu sonradan fark edersiniz. Peki, neden daha önce doğru soruyu sorduğum halde o zaman sonuca gidememiştim? Bunu cevabı da oldukça basittir. Çünkü doğru soruyu sorduğum o dönemlerde bilmediğim ve öğrenmem gerekenler vardı. Velhasıl araştırma süreci son nefesimize kadar öğrenmekle geçen bir zaman dilimidir. Bu anlamda ölene kadar bir öğrenci olduğuma inancım kesindir.
Belki merak ediyorsunuzdur acaba soru nasıl sorulmalıydı diye... Yanlış olan, “Avokado yaprağında böbrek taşının düşürülmesinde etkili olan hangi etken madde veya maddeler vardır?” sorusudur. Doğru soruysa şudur: “Avokado yaprağı böbrek taşını düşürmekte etkili olan nasıl bir kimyaya sahiptir?” Nihayet doğru soruyu sorabilmiştim. Cevabını bulmak ve vermek en az altı yılımı almıştı.
Yeri gelmişken hemen belirtmekte fayda görüyorum, altı yıl boyunca her gün avokado yaprağını araştırmadım. Ben, aynı zamanda çok sayıda farklı bitkiyi araştırırım. Aynı bitkiyi sürekli araştırmak hem yorucudur, hem dikkat dağıtıcıdır, hem de kolaylıkla kısır döngüye girmenize neden olur. Örneğin, bir hafta boyunca bir bitki üzerinde yoğunlaşırken, ikinci hafta başka bir bitki üzerinde tekrar çalışmaya başlarım. Bazen, bir bitki üzerinde sadece birkaç saat çalışır bırakır, tekrar üzerinde çalıştığım diğer bir bitkiye dönerim.
Böbrek taşını harekete geçiren kimyasal güç, avokado yaprağında bulunan methyl-chavicol’dur. İlk bakışta methyl-chavicol ana etkin madde gibi görünmektedir. Halbuki bu güç etkin madde olmaktan ziyade, böbrek taşını harekete geçiren etken bir rol üstlenmektedir. Böbrek taşını harekete geçiren kimyasal gücün tetikleyicisidir diyebiliriz.