• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Pozitif Psikoloji

Halikarnas

DÖNDÜM
Kayıtlı Üye
24 Kasım 2008
14.247
37
208
İstanbul
pozitive.jpg

POZİTİF PSİKOLOJİ

Son yıllarda psikologların dikkati insanların sorunlarına değil, onları mutlu eden şeylere, olumlu düşünme biçimlerine, hoşgörü ve neşeye yönelmiştir. Bir araştırmaya göre, geçtiğimiz 30 yılın psikoloji literatüründe “depresyon” kelimesi içeren yaklaşık 55 bin, “anksiyete” kavramını içeren yaklaşık 42 bin konu bulunmuş buna karşılık “neşe” kelimesi özetlerde sadece 415 kere geçmiş.

Depresyonun bir belirtisi olarak düşünülen olumsuz düşünme biçimi hastalığın kendisi olarak yorumlanmaktadır artık. Bu da demektir ki, düşünce biçimindeki benliği zedeleyici, hayatı karamsarlaştırıcı yapı depresyonun kendisidir.

Pozitif psikolojinin önderlerinden Macar Mihaly Csikszentimihaly savaş durumlarında yıkılmış ve yok olmuş ortamlarda bile güçlü kalabilenlerin, trajediyi göğüsleyenlerin, bunu nasıl yapabildiklerine dikkatini yöneltmiş ve pozitif psikolojiyi hayatımıza sokmamız için bazı yollar önermiştir: Çalışırken ıslık çalın, pembe gözlükler takın, gülüp geçin, veren el olun, kendinizi kontrol etmeye odaklanın gibi sloganlarla zorluklar ve umutsuzluklar karşısında yılmamanın gerekliliğini vurgulamaktadır. Bir çoğumuza bu sloganlar yapay ve uygulanamaz gelebilir ancak bir şeyi denemeden o şeyle ilgili olumsuz eleştiri yapmak ta karamsarlığın önemli göstergelerindendir.

Zihnimizi olumsuz şeylerden uzaklaştırmak ta yeterli değil aynı zamanda dikkati olumlu bir şeye yöneltmek gerekiyor. İyimserler başarısızlıkları felakete dönüştürmediklerinden diğerlerine göre duygusal ve fiziksel stresten daha çabuk kurtulup eski hallerine dönebiliyorlar.

Hacı yatmaz misali her sorun bizi biraz yere serer ancak yerde fazla kalmadan ayağa kalkabilmektir iyimserlik.

Olumlu düşünmenin yanı sıra gülmenin de sağlıklı bir mekanizma olduğu bulgulanmış. Bunun yanı sıra ilişkilerde “veren el” olmanın insanın kendisini iyi hissetmesine yol açtığını ayrıca başkalarının iyi işler yaptığına tanık olanların da bundan olumlu bir şekilde etkilendiği öne sürülmekte. Diğer önemli bir öneri de hayatınızın kontrolünü olabildiğince ele geçirmek yapamadıklarınızla hayıflanmaktansa yapabildiklerinizle övünmek şeklinde. Hayatınızın kontrolünü ele geçirmek demek diğerlerinin tepkilerini kontrol etmeye çalışmaktansa olaylara yüklediğiniz anlamları ve düşünce biçimlerinizi kontrol etmek demek. Hem daha az enerji hem daha tanıdığınız biri!

Günümüz insanı yapılacak işler listesindeki maddelerle boğuşur durur, hedefine varınca mutlu olacağını düşünür ancak hedefi için çizdiği yolun kalitesini önemsemez, hep bir şeylerin peşinde koşarken kimi zaman ne için koştuğunu unutur, yatağa girdiğinde tükenmiştir, sabah ta önündeki günden korkarak uyanır. Bu döngü içinde bilinen ve yapılması gereken güzel şeyler ertelenir, yapılmaz, unutulur. Sonra da “beni bu hale kim getirdi” der. Bu kişilerin pozitif psikoloji ile ilgilenmelerini öneririm.


Uzman psikolog Saynur Kaya

sanalpsikolog.com dan alıntı
 
Back