Herkese merhaba güzel kız kardeşlerim. Size ümit olabilecek kendi gebelik öykümü anlatmak istiyorum. Özellikle PCOS teşhisi konulanlar yahut sebepsiz gebe kalamayanlar dikkatlice okuyunuz.
33 yaşında 7 senedir evli bir bayanım. 29-30 arası çocuk yapmaya karar verdiğimizde gayet bilinçli bir şekilde kadın doğumdan randevu alıp yumurtalıklarıma baktırmıştım. (Acaba her şey yolunda mı diye) Hiçbir problem çıkmadı. Ama doktorlar 3 senedir evli olduğum için tüplerime vs de bakmak istediler. Bakırköy’de özel bir klinikte ağrısız tüpleri kontrol ettirdim ikisi de açık çıktı. Ama aradan geçen 2 sene boyunca asla hamile kalamadım. Eşim de sperm testi verdi bu arada onda da problem çıkmadı. Bana en son aşılama yaptır dedi doktorlar. Sonra bir arkadaşın tavsiyesiyle herkesi hamile bıraktığı söylenen bir kadın doğumcuyla ilerlemeye başladım. Ultrason yaptı ve direkt PCOS teşhisi koydu. Çeyrek mg progesteron düşürücü bir ilaç yazdı ve düzenli takip etti 1,5-2 ay kadar. Ultrasonda kendiliğinden çatlayan yumurtamı gördüm yıldız gibiydi şekli hatta. Ne yazık ki yine hamile kalamadım. Sonra bana yumurta çoğaltıcı bir iğne vereceğini söyledi bir dahaki ay. Hap da varmış ama ben pcos olduğum için yumurtaların hepsi büyürmüş ve ikiz gebelik riski yükselirmiş. Neyse bir dahaki ay gittiğimde sana hap vereceğim dedi. Ben de ama geçen ay böyle böyle demiştiniz deyince “piyasada iğne yok” dedi. Beynimden vurulmuşa döndüm. Hatırlamasam söylediklerini beni ne olursa olsun gebe bırakmak için hap verecekti. Çocuk istediğimi ama ikiz gebelik istemediğimi söyleyip ayrıldım bir daha da o kadına gitmedim. Varis problemim olduğundan ve ikiz gebelik çok zor olduğundan açıkçası çok korktuğum bir şeydi. Neyse kendime zaman tanıyayım dedim ve uzun bir süre doktor görmek istemediğim için akışına bıraktım.
Kafamdan konuyu silmeye ve rahat takılmaya çalışıyordum. Ama bir türlü beceremiyordum. Her ay regl olduğumu gördüğümde sanki hakarete uğramış gibi bozuluyordum. Sonra nasip oldu umreye gittik ve eğer hayırlısıysa evlat sahibi olmak istediğimi niyaz ettim Rabbime. Aradan 1 sene daha geçti ve bu sefer durumu kabullendim. Demek ki hayırlısı değilmiş Rabbim nasip etmiyor yoksa o kutsal mekanda ettiğim dua kabul olurdu dedim ve konuyu komple saldım.
Akabinde dr Banu çiftçinin pcos videoları çıktı karşıma ve eğer düzenli adet oluyorsanız yumurtluyorsunuzdur pcos olamazsınız diyordu yayında. Fakat polip/miyom varsa bu da engel olurmuş gebeliğe. Benim de regl kanamam hep çok uzun sürer (10 gün) açıkçası aklıma bir şüphe düştü acaba dedim böyle bir durumum mu var benim. Sadece çocuk için de değil sağlık açısından da riskli sonuç olarak. Dedim bi randevu alayım kafamda soru işareti kalmasın.
Bu arada da biraz fazla kilom olması sebebiyle birkaç aydır evde spora başlamıştım. Yediğime içtiğime de dikkat ediyor ve sağlıklı ve dengeli besleniyordum. Balık, et, tavuk, makro-mikro besinler vs oldukça güzel besleniyordum. Ekstra olarak kıvırcık nane çayı pcosa iyi geliyor diye onu içiyordum günde bir fincan. (O zaman daha dr Banu’yu dinlememiştim) yaklaşık 15-20 gün kadar da bu çayı içmişimdir. Sporu da 2 ay kadar başlangıç seviyesinde yarım saat haftada 3-4 gün yaptım. En son işte bu polip/miyomdan şüphelendiğim için doktora gittiğimde çok akıntım var diye kan tahlili istedi ve öğlen ilaç yazdırmaya gittiğimde hamile olduğumu öğrendim. Nasıl bir sevinç ve şok yaşadığımı tahmin edebiliyorsunuzdur. Doktor ve hemşireler bile öykümü bildiğinden ağlayacaktı neredeyse.
Şu an bir mucize yaşıyorum hakikaten. Asla beklediğim bir şey değildi. Tabi Allah nasip ettiği için oldu ama benim de son aylarda hayatımda bazı değişiklikler olmadı değil. Spor sağlıklı beslenme ve kalben Allah’a teslim olmak.
Gebe kalmaya çalışan, bebek hasretiyle tutuşan güzel kardeşlerim, neler yaşadığınızı çok iyi anlıyorum. Yaklaşık 3-4 sene o yollardan ben de geçtim. Stresten el tırnaklarımda Sedef çıktı bir ara hatta. Herkesin bu kadar kolay sahip olabildiği bir şeye benim bu kadar zorlukla ve emekle sahip olabilecek olmam (mesela gerekirse tüp bebek) bana çok ağır geldi. uzun süre iç dünyamda bu durumla mücadele ettim. Ama en sonunda tevekkül ederek işleri hakikaten Rabbime emanet ettim. Dilimizde bunu hep söylüyoruz ama kalben maalesef yapmak çok zor oluyor. İşte tam da Allah bu noktada mucizesini bana gönderdi. Bu süreç bana Allah’tan hiçbir şeyi çok istememek gerektiğini, Allah’ın verdiğine sabır etmek ve razı gelmek gerektiğini, spor ve sağlıklı beslenme ile dolu bir yaşamın insanı çok mutlu ettiğini, harekette bereket olduğunu öğretti.
O yüzden sevgili kardeşlerim eğer bir doktor size bir teşhis koyarsa ya da koyamazsa, lütfen ama lütfen bunu kendiniz de araştırıp hastalığınız hakkında bilgi sahibi olmaya çalışın. Tabi ki biz doktor değiliz haddimizi bileceğiz ama en azından fikir sahibi olabilmek lazım diye düşünüyorum. Sağlıklı yaşamı önceliğiniz hale getirin. Eğer zaten böyle yaşıyorsanız da bu sefer “istemeyi istemeyin” Bırakın işleri Allah’a, razı olmaya gayret edin. Sizin için en doğrusunu Allah’ın bildiğine güvenin ve tevekkül edin. Tefekkür etmeye çalışın. Ben çünkü artık şöyle düşünmeye başlamıştım “herkes anne baba olmak zorunda değil demek ki, demek ki başka zorluklar yaşayacaktım belki mutsuz olacaktım” çünkü çok fazla anne ile konuşmuştum evladını çok seven ama şimdiki aklım olsa yapmazdım diyen. O yüzden insan kendini bile tanıyamıyor. Zamanın neler getireceği bilinmez. Ümidinizi kesmeyin her türlü tıbbi araştırmayı yaptırın ihmal etmeyin ama hiçbir şey çıkmazsa da Allah’a tevekkül edip rıza gösterin. Eğer hakkınızda hayırlısı ise Allah onu size verecektir emin olun. Eğer vermemesi hayırlı ise vermeyecektir. Bizler o çocukların bu dünyada emanetçileriyiz sonuç olarak onlar bize ait değil, Allah’a ait. Biz de aynı şekilde. Ve Allah hiçbirimizi sırf anne baba olalım diye bu dünyaya göndermedi. Evlat sahibi olmak çok güzel şüphesiz ama çok da büyük bir imtihan. Evvela kendimizi tanımamız ve ruhen yükselmemiz lazım. İç huzurumuzu tamamlamamız ve Allah ile aramızı iyi etmemiz lazım. Allah bizden bunu istiyor çünkü. Eğer biz Allah’ın isteğini yerine getirirsek Allah da hayırlısı ise bizim isteğimizi kabul eder. Ona hiçbir zorluk yoktur. İmkansız da O’nun için yoktur. Bunları hep tefekkür edin güzel kardeşlerim. Ve mahzun olmayın. Gönlünüzü kırmayın. Allah her durum ve koşulda bizi çok seviyor, bunu hiç unutmayın. Ben de hepinizi çok seviyor ve sımsıkı kucaklıyorum. Herkesin hakkında hayırlı olan ne ise o olsun. Ve Allah da buna rıza gösterme gücünü bize versin. Amin.
33 yaşında 7 senedir evli bir bayanım. 29-30 arası çocuk yapmaya karar verdiğimizde gayet bilinçli bir şekilde kadın doğumdan randevu alıp yumurtalıklarıma baktırmıştım. (Acaba her şey yolunda mı diye) Hiçbir problem çıkmadı. Ama doktorlar 3 senedir evli olduğum için tüplerime vs de bakmak istediler. Bakırköy’de özel bir klinikte ağrısız tüpleri kontrol ettirdim ikisi de açık çıktı. Ama aradan geçen 2 sene boyunca asla hamile kalamadım. Eşim de sperm testi verdi bu arada onda da problem çıkmadı. Bana en son aşılama yaptır dedi doktorlar. Sonra bir arkadaşın tavsiyesiyle herkesi hamile bıraktığı söylenen bir kadın doğumcuyla ilerlemeye başladım. Ultrason yaptı ve direkt PCOS teşhisi koydu. Çeyrek mg progesteron düşürücü bir ilaç yazdı ve düzenli takip etti 1,5-2 ay kadar. Ultrasonda kendiliğinden çatlayan yumurtamı gördüm yıldız gibiydi şekli hatta. Ne yazık ki yine hamile kalamadım. Sonra bana yumurta çoğaltıcı bir iğne vereceğini söyledi bir dahaki ay. Hap da varmış ama ben pcos olduğum için yumurtaların hepsi büyürmüş ve ikiz gebelik riski yükselirmiş. Neyse bir dahaki ay gittiğimde sana hap vereceğim dedi. Ben de ama geçen ay böyle böyle demiştiniz deyince “piyasada iğne yok” dedi. Beynimden vurulmuşa döndüm. Hatırlamasam söylediklerini beni ne olursa olsun gebe bırakmak için hap verecekti. Çocuk istediğimi ama ikiz gebelik istemediğimi söyleyip ayrıldım bir daha da o kadına gitmedim. Varis problemim olduğundan ve ikiz gebelik çok zor olduğundan açıkçası çok korktuğum bir şeydi. Neyse kendime zaman tanıyayım dedim ve uzun bir süre doktor görmek istemediğim için akışına bıraktım.
Kafamdan konuyu silmeye ve rahat takılmaya çalışıyordum. Ama bir türlü beceremiyordum. Her ay regl olduğumu gördüğümde sanki hakarete uğramış gibi bozuluyordum. Sonra nasip oldu umreye gittik ve eğer hayırlısıysa evlat sahibi olmak istediğimi niyaz ettim Rabbime. Aradan 1 sene daha geçti ve bu sefer durumu kabullendim. Demek ki hayırlısı değilmiş Rabbim nasip etmiyor yoksa o kutsal mekanda ettiğim dua kabul olurdu dedim ve konuyu komple saldım.
Akabinde dr Banu çiftçinin pcos videoları çıktı karşıma ve eğer düzenli adet oluyorsanız yumurtluyorsunuzdur pcos olamazsınız diyordu yayında. Fakat polip/miyom varsa bu da engel olurmuş gebeliğe. Benim de regl kanamam hep çok uzun sürer (10 gün) açıkçası aklıma bir şüphe düştü acaba dedim böyle bir durumum mu var benim. Sadece çocuk için de değil sağlık açısından da riskli sonuç olarak. Dedim bi randevu alayım kafamda soru işareti kalmasın.
Bu arada da biraz fazla kilom olması sebebiyle birkaç aydır evde spora başlamıştım. Yediğime içtiğime de dikkat ediyor ve sağlıklı ve dengeli besleniyordum. Balık, et, tavuk, makro-mikro besinler vs oldukça güzel besleniyordum. Ekstra olarak kıvırcık nane çayı pcosa iyi geliyor diye onu içiyordum günde bir fincan. (O zaman daha dr Banu’yu dinlememiştim) yaklaşık 15-20 gün kadar da bu çayı içmişimdir. Sporu da 2 ay kadar başlangıç seviyesinde yarım saat haftada 3-4 gün yaptım. En son işte bu polip/miyomdan şüphelendiğim için doktora gittiğimde çok akıntım var diye kan tahlili istedi ve öğlen ilaç yazdırmaya gittiğimde hamile olduğumu öğrendim. Nasıl bir sevinç ve şok yaşadığımı tahmin edebiliyorsunuzdur. Doktor ve hemşireler bile öykümü bildiğinden ağlayacaktı neredeyse.
Şu an bir mucize yaşıyorum hakikaten. Asla beklediğim bir şey değildi. Tabi Allah nasip ettiği için oldu ama benim de son aylarda hayatımda bazı değişiklikler olmadı değil. Spor sağlıklı beslenme ve kalben Allah’a teslim olmak.
Gebe kalmaya çalışan, bebek hasretiyle tutuşan güzel kardeşlerim, neler yaşadığınızı çok iyi anlıyorum. Yaklaşık 3-4 sene o yollardan ben de geçtim. Stresten el tırnaklarımda Sedef çıktı bir ara hatta. Herkesin bu kadar kolay sahip olabildiği bir şeye benim bu kadar zorlukla ve emekle sahip olabilecek olmam (mesela gerekirse tüp bebek) bana çok ağır geldi. uzun süre iç dünyamda bu durumla mücadele ettim. Ama en sonunda tevekkül ederek işleri hakikaten Rabbime emanet ettim. Dilimizde bunu hep söylüyoruz ama kalben maalesef yapmak çok zor oluyor. İşte tam da Allah bu noktada mucizesini bana gönderdi. Bu süreç bana Allah’tan hiçbir şeyi çok istememek gerektiğini, Allah’ın verdiğine sabır etmek ve razı gelmek gerektiğini, spor ve sağlıklı beslenme ile dolu bir yaşamın insanı çok mutlu ettiğini, harekette bereket olduğunu öğretti.
O yüzden sevgili kardeşlerim eğer bir doktor size bir teşhis koyarsa ya da koyamazsa, lütfen ama lütfen bunu kendiniz de araştırıp hastalığınız hakkında bilgi sahibi olmaya çalışın. Tabi ki biz doktor değiliz haddimizi bileceğiz ama en azından fikir sahibi olabilmek lazım diye düşünüyorum. Sağlıklı yaşamı önceliğiniz hale getirin. Eğer zaten böyle yaşıyorsanız da bu sefer “istemeyi istemeyin” Bırakın işleri Allah’a, razı olmaya gayret edin. Sizin için en doğrusunu Allah’ın bildiğine güvenin ve tevekkül edin. Tefekkür etmeye çalışın. Ben çünkü artık şöyle düşünmeye başlamıştım “herkes anne baba olmak zorunda değil demek ki, demek ki başka zorluklar yaşayacaktım belki mutsuz olacaktım” çünkü çok fazla anne ile konuşmuştum evladını çok seven ama şimdiki aklım olsa yapmazdım diyen. O yüzden insan kendini bile tanıyamıyor. Zamanın neler getireceği bilinmez. Ümidinizi kesmeyin her türlü tıbbi araştırmayı yaptırın ihmal etmeyin ama hiçbir şey çıkmazsa da Allah’a tevekkül edip rıza gösterin. Eğer hakkınızda hayırlısı ise Allah onu size verecektir emin olun. Eğer vermemesi hayırlı ise vermeyecektir. Bizler o çocukların bu dünyada emanetçileriyiz sonuç olarak onlar bize ait değil, Allah’a ait. Biz de aynı şekilde. Ve Allah hiçbirimizi sırf anne baba olalım diye bu dünyaya göndermedi. Evlat sahibi olmak çok güzel şüphesiz ama çok da büyük bir imtihan. Evvela kendimizi tanımamız ve ruhen yükselmemiz lazım. İç huzurumuzu tamamlamamız ve Allah ile aramızı iyi etmemiz lazım. Allah bizden bunu istiyor çünkü. Eğer biz Allah’ın isteğini yerine getirirsek Allah da hayırlısı ise bizim isteğimizi kabul eder. Ona hiçbir zorluk yoktur. İmkansız da O’nun için yoktur. Bunları hep tefekkür edin güzel kardeşlerim. Ve mahzun olmayın. Gönlünüzü kırmayın. Allah her durum ve koşulda bizi çok seviyor, bunu hiç unutmayın. Ben de hepinizi çok seviyor ve sımsıkı kucaklıyorum. Herkesin hakkında hayırlı olan ne ise o olsun. Ve Allah da buna rıza gösterme gücünü bize versin. Amin.