Dışadönük karekterim olmasına rağmen içedönük yaşıyorum. İçte biriktirdikten sonra
dışarı çıktığında dışarıyı yabancılıyor sevmediğimi istemediğimi düşünüyor içte bırakmaya kalmaya devam ediyorum. Halbuki mücadeleden kaçıyorum. Çünki biliyorumki, ne kadar çok deneyimlersen o kadar kolay yaparsın.
İki üç sene evvel farklı ile taşındıktan sonra dengesiz durumların da artması ile konuşmak, paylaşmak istememek daha bir arttı. Yenebilirim istersem, buna inanıyorum. fakat artık istemez oldum.
Evlenmeden evvel arkadaşlarım vardı, ben de onların arkadaşıydım, il dışına gittim yada geldim, evlendikten sonra yani, sonrasında her geçen sene sosyallikten yavaş yavaş geri çekildim.
İletişimim becerim hiç kalmamış gibi hissediyorum. Ama aktif olduğum konuları düşününce de öyle olmadığımı rahatlıkla istediğimi yapabildiğimi görüyorum. Pasif olduğum durumlara neden aktif olduğum davranışlarımı yerleştiremiyorum bilmiyorum.
Özellikle sorumluluk hissettiğim insanlar ile hiç konuşmamak geliyor içimden. sen nerelerdesin, neden aramıyorsun, diyorlar bana. Lütfen önce kendinize bakın, demek ki siz de aramamışsınız ki görüşmüyoruz, hoşlanmadığınızı yaptığınızı farketmeyip, öfkenizi bana yüklemeyiniz lütfen de denmez. dense de diyemem.
Paylaşımsız değilmişim aslında sanki, yazarken öyle bi düşündümde sosyal olmadığım için düşünceme uyan ile rastlaşamıyorum. Rastlaşamayınca,, kendime mi konuşacağım.
Bir de belli yaştan sonra, birşeyler paylaşmadan başlayan konuşmalar,arkadaşlıklar güzel samimi ilerlemiyor sanki. Sanki evlenmeden evvel bulunan arkadaş ortamlarından doğan tanışıklıklar daha birikimli olduğundan sanırım, daha bir derin oluyor, doyurucu oluyor,
ergen yaşlardaki arkadaşlarım ile telefonda doymamacasına konuşabiliyor, seneler evvelki kaldığımız taddan devam edebiliyoruz.