• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Orhan Veli Kanik şiirleri

İçerde / Orhan Veli Kanık

Pencere, en iyisi pencere;
Geçen kuşları görürsün hiç olmazsa;
Dört duvarı göreceğine.
 
İntihar / Orhan Veli Kanık

Kimse duymadan ölmeliyim
Ağzımın kenarında
Bir parça kan bulunmalı.
Beni tanımayanlar
"Mutlak birini seviyordu" demeliler.
Tanıyanlarsa, "Zavallı, demeli,
Çok sefalet çekti.."
Fakat hakiki sebep
Bunlardan hiçbirisi olmamalı.
 
Kaside / Orhan Veli Kanık

Elinde Bursa çakısı,
Boynunda kırmızı yazma;
Değnek soyarsın akşamlara kadar,
Filya tarlasında.

Ben sana hayran,
Sen cama tırman.
 
Kurt / Orhan Veli Kanık

Ah! artık benim de benzim sarı,
Damar kanımı dolaştırmıyor.
Hiçbir kıyıya ulaştırmıyor,
Beni Şehrazad'ın masalları.

Anlamıyorum dilinden artık
Geceyi saran güzelliğinin;
İçim kör bir kuyu gibi derin,
Bir şey beklemiyor benden artık.

Susmak istiyorum, susmak bugün.
Susmak.. hiçbir üzüntü duymadan.
Büyük bir kuş iniyor semadan.
Sükut, bu indiğini gördüğün.

Artık tırtılları beslemiyor
Bahçemin orta yerindeki dut.
Başıma kondu ebedi sükut.
Gün yeniden doğmak istemiyor.

Kuşla oldumsa da senli benli,
Beynimi kurcalayan bir kurt var:
Anlamak istiyorum, ne yapar
Rüzgarı boşalınca yelkenli?
 
Mahallemdeki Akşamlar İçin / Orhan Veli Kanık

Kımıldanır mahallemin daralan ruhu
Basma perdelerimde gün batarken
Atıp saatler süren uykusunu
Odama uzanır akasyam pencereden
Kırmızı uzak damlarda bir serinleme
Uyanır gündüz uykusundan evler
Kapılarda işleri ellerinde
Kadınlar giyinip kocalarını bekler
iyi insanların ruhudur yakınlaşır
Takunya sesleri gelir evlerden
Yalnız bu dem rahat bir dünya taşır
Bin mihnet dolu kafasında yorgun beden
Her şeyin geliş saatidir akşam
Mahallede ömürler akşamüstü başlar
Hepsi burda buluşmaya gelir akşam
Başka dünyalardan ayaklar, başlar..
 
Pazar Akşamları / Orhan Veli Kanık

Şimdi kılıksızım, fakat
Borçlarımı ödedikten sonra
İhtimal bir kat da yeni esvabım olacak
Ve ihtimal sen
Yine beni sevmeyeceksin.
Bununla beraber pazar akşamları
Sizin mahalleden geçerken,
Süslenmiş olarak,
Zannediyor musun ki ben de sana
Şimdiki kadar kıymet vereceğim?
 
Rahat / Orhan Veli Kanık

Şu kavga bir bitse dersin,
Acıkmasam dersin,
Yorulmasam dersin;
Çişim gelmese dersin,
Uykum gelmese dersin;

Ölsem desene!
 
Rübai / Orhan Veli Kanık

Ömrün o büyük sırrını gör bir bak da
Bir tek kökü kalmış ağacın toprakta
Dünya ne kadar tatlı ki binlerce kişi
Kolsuz ve bacaksız yaşayıp durmakta
 
Sanolu Şiir / Orhan Veli Kanık

Kadehlerin biri gelir, biri gider;
Mezeler çeşit çeşit;
Bir sevdiğim şanoda şarkı söyler;
Biri yanıbaşımda;
İçer içer ötekini kıskanır.
Kıskanma güzelim, kıskanma;
Senin yerin başka,
Onun yeri başka.
 
Sokakta Giderken / Orhan Veli Kanık

Sokakta giderken, kendi kendime
Gülümsediğimin farkına vardığım zaman
Beni deli zannedeceklerini düşünüp
Gülümsüyorum.
 
Şarkı / Orhan Veli Kanık

Felah bulmadı bir türlü derd ü mihnetten
Ne türlü ateşe yanmış gönül muhabbetten
Müreccah olmalı divanelik bu haletten
Ne türlü ateşe yanmış gönül muhabbetten
 
Tereyağı / Orhan Veli Kanık

Hitler amca!
Bir gün bize de buyur.
Kakülünle bıyıklarını
Anneme göstereyim.
Karşılık olarak ben de sana
Mutfaktaki dolaptan aşırıp
Tereyağı veririm.
Askerlerine yedirirsin.
 
Yaşıyor Musun? / Orhan Veli Kanık

Takmaya çalışırken kuyruğunu
Birlikte yaptığımız şeytan uçurtmasının
Görürdüm çırpınırdı ufacık kalbin.
Hatırımdan bile geçmezdi
Sana duyduklarımı söylemek.
Acaba hala yaşıyor musun?
 
Hayat Böyle Zaten / Orhan Veli Kanık

Bu evin bir köpeği vardı;
Kıvır kıvırdı, adı Cincon'du, öldü.
Bir de kedisi vardı: Maviş,
Kayboldu.
Evin kızı gelin oldu,
Küçük Bey sınıfı geçti.
Daha böyle acı, tatlı
Neler oldu bir yıl içinde!
Oldu ya, onların hepsi böyle...
Hayat böyle zaten!..
 
Bizim Gibi / Orhan Veli Kanık

Arzulu mudur acaba
Bir tank, rüyasında
Ve ne düşünür tayyare
Yalnız kaldığı zaman

Hep bir ağızdan şarkı söylemesini
Sevmez mi acaba gaz maskeleri
Ay ışığında?

Ve tüfeklerin merhameti yok mudur
Biz insanlar kadar olsun?
 
Ali Riza İle Ahmed'in Hikâyesi / Orhan Veli Kanık

Ne tuhaftır Ali Rıza ile
Ahmed'in hikayesi
Birisi köyde oturur
Birisi şehirde
Ve her sabah
Şehirdeki köye gider
Köydeki şehire
 
Bayrak / Orhan Veli Kanık

Ey bir muharebe meydanında
Avuçları kanımla dolu
Kafası gövdemin altında
Bacağı kolumun üstünde
Cansız uyuyan insan kardeşim
Ne adını biliyorum
Ne günahını.
İhtimal aynı ordunun neferleriyiz,
ihtimal düşman.
Belki de tanırsın beni
Ben İstanbul'da şarkı söyleyen
Tayyareyle Hamburg'a düşen,
Majino'da yaralanan,
Atina'da açlıktan ölen,
Singapur'da esir edilenim.
Alınyazımı kendim yazmadım.
Bununla beraber biliyorum,
O yazıyı yazanlar kadar olsun,
Çilekli dondurmanın tadını
Cazbant sesindeki sevinci,
Meşhur olmanın azametini.
Sen ne nimetler tanırsın biliyorum;
Çaydan, simitten ,
Kalınca bir paltodan gayrı
Zeytinyağlı enginar, kremalı keklik
Bir kadeh
Black And White viski,
Kıl pranga kızıl çengi bir esvap.

Yirmi yıllık çalışmanın
Bir kurşunluk hükmü varmış
Hayata
Harkof bölgesinde atılmakmış nasip
Aldırma
Biz bir bayrak getirdik buraya kadar
Onu daha da ileriye götürürler;
Şu dünyada topu topu
iki milyar kişiyiz
Birbirimizi biliriz.
 
Başağrısı / Orhan Veli Kanık

I

Yollar ne kadar güzel olsa
Gece ne kadar serin olsa
Beden yorulur
Başağrısı yorulmaz

II

Şimdi evime girsem bile
Biraz sonra çıkabilirim
Madem ki bu esvaplarla ayakkaplar benim
Ve mademki sokaklar kimsenin değil
 
Bebek Suite'i / Orhan Veli Kanık

"sekiz parçadan oluşmaktadır"

Yol

Düzdür.
Üzerinden tramvay geçer.
Adamlar geçer
Kadınlar geçer.

Kadınlar

Kadınlar...
Akşam, sabah
Tramvayı beklerler
Rejinin önünde...

Yeşil

Sevdikleri renk
Yeşildir
Ellerinde
Yemek çıkınları.

Vatman

Hep karşıya bakar
Cigara içmez
Vatman
Ömür adamdır

Peyzaj

Evler, dükkanlar, duvarlar,
Kömür depoları,
Deniz,
çantalar, mavnalar, kayıklar.

Deniz

Denizi kim sevmez
Üstünde ve kenarlarında
Balık
Tutulduktan sonra

Balıkçılar
Bizim Balıkçılar
Kitaplardaki balıkçılar gibi
şarkıyı
Bir ağızdan söylemezler

Senin Evin

Bütün bu yollardan
Tramvayla geçilir
Halbuki senin evin
Daha ötededir.
 
Ben Orhan Veli / Orhan Veli Kanık

Ben Orhan Veli
"Yazık oldu Süleyman Efendiye"
Mısra-i meşhurunun mübdii..
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela adamım, yani
Sirk hayvanı falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Bir evde otururum,
Bir işte çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır usağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Oktay Rıfat'la Melih Cevdet'tir
En yakın arkadaşlarım.
Bir de sevgilim vardır pek muteber;
İsmini söyleyemem
Edebiyat tarihçisi bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Meşgul olmadığım ehemmiyetsiz
Sadece üdeba arasındadır.
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya?
Onlar da bunlara benzer.
 
Back