Orgazm olamayan kadınlara tavsiyeler

Mdilber

BEYAZ GÜL
Anneler Kulübü
Kayıtlı Üye
14 Temmuz 2007
30
0
286
Çorlu
ORGAZM OLAMAYAN KADINLARA TAVSİYELER

Bu konuda yapılan kısıtlı sayıda çalışma direkt klitoral uyarı olmadan orgazm olabilen kadınların oranının ancak %30 olduğunu göstermektedir.

Bu nedenle kadında orgazm olamama durumunu öncelikle “hiç orgazm olamama” ve “cinsel ilişkide orgazm olamama” şeklinde ayırmak gerekir. Orgazm olamayan bir kadın ilişki esnasında kendini orgazm takliti yapmak zorunda hissedebilir. Bunu yapmasının nedeni eşine onun “yetersiz” olduğu duygusunu yaşatmamak ve öte yandan da yine eşinde kendisinin “yetersiz olduğunu” kanısını uyandırmayı engellemektir. Bu tür bir uygulama problemin daha da karmaşık hale gelmesine neden olur, zira orgazm olamayan bir kadın için eşinin yapacağı etkili bazı değişiklikler sözkonusuyken, böyle bir durumda bunlar gündeme gelmez ve erkek “herşeyin normal gittiğini” düşünmeye devam ederek bir değişiklik yapma gereği duymaz.

Kadının orgazm olmasının sağlanması için ilişkide ne tür değişiklikler yapılabilir ?
Öncelikle şunun vurgulanması gerekir. İlişkide aynı anda orgazm olunması diye bir gereklilik yoktur. Esas olan fizyolojik ve anatomik gerçekler nedeniyle kadının ya eşiyle beraber ya da eşinden önce orgazm olmasıdır. Erkek orgazm olduğu andan itibaren refrakter periyod adı verdiğimiz döneme girer. Bu dönemde ereksiyon etkinliğini kaybetmeye başlar ve belli bir süre erkeğin yeni bir ilişkiye fizyolojik ve ruhsal olarak hazır olması belli bir süre gerektirir. Bu süre erkekten erkeğe değişmekle beraber birkaç dakikadan birkaç saate kadar uzayabilir. Arka arkaya bulunulan ilişki sayısı arttıkça refrakter periyodun süresi de uzar. Bu erkeklerin bir gerçeğidir. Kadınlarda ise bu refrakter periyod ya çok kısadır ya da yoktur. Kadınlar arka arkaya defalarca orgazm olabilirler ve hatta aynı ilişki içerisinde bile çok sayıda orgazm olabilirler.

Buradan çıkan sonuç, erkeğin kadının orgazm olabilmesi için gerekli koşulları sağlamak için çaba göstermesi gerektiğidir.

Kadının orgazmı yaşayabilmesi için çiftlere düşen görevler:-Erkeğin kendisinin orgazma ulaşmak için geçen süreyi mümkün olduğunca uzatması: erkekler çok kısa sürelerde orgazm olabilirlerken kadınlar için orgazm olabilme süresi çok daha uzundur. Bu süre bir yandan kadının ilişkiye ruhsal ve fiziksel olarak ne kadar hazır olduğuyla, öte yandan ilişkide kadının duyarlı bölgelerinin ne kadar uyarıldığıyla ilgilidir.

-Çoğu kadında orgazm için direkt klitoris uyarısı gerekir. Her kadının anatomik yapısı farklı olduğundan çiftlerin, kadının klitoral olarak en iyi uyarılabildiği ilişki pozisyonunu seçmeleri gerekir. Klitorisin en iyi uyarıldığı ve çiftin yüzyüze bakması nedeniyle emosyonel özellikleri en güçlü pozisyon erkeğin üstte olduğu, en az uyarıldığı ve yüzyüze bakılmaması nedeniyle duygusal temasın en az olduğu pozisyon ise kadının arkasını döndüğü ve erkeğin arkada olduğu pozisyondur. Ancak bu her kadın için geçerli olmayabilir. Bu yüzden kadın eşine en çok hangi pozisyonda uyarıldığını hissettirmeli ya da direkt söylemelidir.

-“Önsevişme döneminin” uzun tutulması: kadınlar için “önsevişme dönemi” çok önemlidir. Kadınların ilişkiye hazır olmaları erkeklerdeki kadar kolay değildir. Yeterince hazır olunmadan ilişkiye başlandığında genital bölgenin gevşemesi ve kayganlaşması yetersiz olduğundan ilişki kadın için tatsız bir deneyime dönüşebilmekte ve doğal olarak böyle bir ilişkide orgazm söz konusu bile olmamaktadır. Kadın hazır olduğu mesajını eşine verebilmeli, erkek te bu mesajı alabilmelidir.

Burada unutulmaması gereken diğer bir önemli nokta ise önsevişme döneminin gereğinden fazla uzun tutulmasının da hem erkeğin hem de kadının orgazm olma süresini ve orgazm şiddetini olumsuz etkilediğidir.

Orgazm bozuklukları

Cinsel uyarılma sonrası orgazmın devamlı bir şekilde ya da tekrarlayıcı olarak çok geç olması veya hiç olmaması halidir. Her kadın için cinsel uyaranın turu ve yoğunluğu farklıdır. Bunun için cinsel uyarının iyi tetkik edilmesi gereklidir. Bu durum kişide belirgin bir gerilime ve sosyal ilişkilerde güçlüklere yol açar. Bu sorun asal olarak başka bir psikiyatrik bozukluk, ilaç,madde ya da başka bir hastalık nedeniyle oluşmamalıdır.

Hekimin kişide yas, cinsel deneyimlerin öyküsü ve gelen cinsel uyarının yeterli düzeyde olup olmamasını değerlendirerek bu tanıyı koyması gerekmektedir.

Kadınlarda orgazma ulaşma durumu yasin ilerlemesi ile artmaktadır. Daha çok genç yasta rastlanmaktadır. Eğer kişide bu durumun nasıl yaşanabileceği öğrenilirse , cinsel travmatik yaşantılar, evlilik sorunları, depresif durumlar ya da başka vücutsal hastalıklarla karşılaşılmadığı surece bu halin uzun sureli olarak kaybolması nadirdir. Beraberinde cinsel istek ve uyarılma bozukluğu da bulunabilir. Kadınlar kendi bedenlerin, haz noktalarını ve özelliklerini daha iyi tanıyıp, eslerine tanıttıkça bu durumu daha yoğun yaşayabilirler. Yurt dışında yapılan bir çalışmaya göre (Kinsey) 35 yas üzerinde evli kadınlar arasında hiç orgazm yaşamayanlar % 5 oranında bulunmuştur. Başka bir çalışmada ise kadınların % 46 si orgazma ulaşmakta güçlük çekerken, % 15 oranında orgazm olamamaya rastlanmıştır.

Bu duruma yol açabilecek diğer faktörler arasında hamile kalma korkusu, esi tarafından reddedilme korkuları, vaginaya zarar gelebileceği endişesi, erkeklere karşı düşmanca tavırlar, cinsel dürtülere karşı kendini suçlu hissetme sayılabilir. Bu durumdaki bazı kadınlarda karin alt bölgelerinde ağrı, cinsel bölgelerde kaşınma ve akıntı, gerginlik, bitkinlik yakınmaları bulunabilir.
Orgazma ulaşamamanın nedenleri

Bu gibi durumların hepsinde başlıca sorun kötü bir teknik ve yetersiz uyarılma olabilir.

Fiziksel Nedenler
Biraz alkol gevşeme sağlayabilir, ama çok fazla alkol cinsel perfor*mans üzerinde öldürücü bir etki ya*par. Erkekler sertleşmeyi devam et*tirmekte zorlanabilir, kadınlar ise or*gazma ulaşabilecek kadar uyarıl*makta güçlük çeker.

İlaçlar da böyle bir etki yapabilir ve libidoyu (cinsel dürtüyü) azaltan ilaçların hepsi orgazmı da önleyebi*lir. Kokain, barbitüratlar, tioridazin, bazı yüksek tansiyon ilaçları, östrojen, depresyon ilaçları, zaman za*man da gebeliği önleyici kontrasep-tif haplar bu türdendir.

Ameliyat da cinsel doyumu etki*leyebilir, ama vakaların çoğunda ne*den fiziksel olmaktan çok psikolojik*tir yani cinsel organları ilgilendiren ya da göğüslerin alınması (mastektomi) veya kolostomi (kalın barsağın dışarı açılması) gibi ameliyatlara gösterilen tepkiye bağlıdır. Rahmin alınmasının (histerektomi) bazı ka*dınlarda daha az tatmin edici bir or*gazma yol açabildiğim gösteren ka*nıtlar vardır. Oysa prostat ameliyatı erkeklerin yalnızca küçük bir bölü*münde cinsel işlevde azalmaya yol açıyor.

Uzun süren ağır hastalıkların hepsi cinsel dürtüde azalmaya ve orgazma ulaşmakta güçlük çekilme*sine neden olabilir. Nedeni ne olur*sa olsun, cinsel birleşme sırasında ağrı (bk. s. 25-34) kadının orgazma ulaşamayacak kadar gerilmesine ve endişelenmesine neden olabilir. Çok seyrek olarak orgazma ulaşamama*nın nedeni nörolojik bir sorundur.

Psikolojik sorunlar
Orgazm kişinin cinsel olarak “geri dönülmez bir noktaya” erişene ka*dar uyarıldığı zaman ortaya çıkan bir reflekstir. Özellikle kadınlarda başlı*ca sorun kişinin yeterince uzun bir süre yeterli ölçüde uyarılmaması olabilir, ama başka bazı etmenler bu “noktaya” erişmeyi güçleştirici bir rol oynayabilir.

Kadınlar uyarılmaya yanıt vere*cek biçimde kendilerini bırakmak için, güvenli bir ortamda bulunmaya ve gevşemeye daha fazla gereksi*nim duyar. Gebelik, ilişkinin kendisi ve benzeri konulardaki çözümlen*memiş kaygılar heyecanı önleyebi*lir.

Orgazma birkaç kez ulaşılamadıysa, başarı endişesi ve başarısızlık korkusu sorunu daha da ağırlaştıra*bilir ve “seyirci tutumu” adı verilen bir davranış kalıbı yerleşebilir. Vücu*du erotik duyguların hazzma bırak*mak yerine, orgazma ulaşma hede*finin ön plana geçmesi kişinin kendi*sine sürekli “Böyle hissetmem mi gerekiyor? Orgazma yaklaşmıyor muyum? Neden? Sorun ne?” gibi sorular sorması anlamına gelir: Bu türden endişelerin uyarılmayı önle*mesi ve orgazmı engellemesi kaçı*nılmazdır.

Orgazma ulaşamayan kadınlarla ilgili araştırmalarda başka birçok fak*törün de rolü gözlemleniyor; kont*rolü yitirme korkusu, yarışmacı ya da saldırgan duygular, orgazma ulaşılırsa idrar kaçırılacağı gibi gerçek*dışı korkular, vb. Sorunun ruhsal bo*yutlarıyla birlikte ele alındığı cinsel ruh sağlığı terapisinde (psikoseksüel terapi) bunlar da irdelenmelidir.

ORGAZM SORUNLARINDA TEDAVİ
En iyisi bu konuyu terapistle görüş*mek ve temel sorunun ne olduğu*nun belirlenmesini sağlamaktır. So*run cinsel teknikteyse, terapist çiftin birbirini uyarmada yeni yöntemleri denemesine yardımcı olabilir ve ka*dına cinsel birleşme sırasında klitori-sin uyarılmasını artırmak için belli egzersizler öğretebilir. Diğer bazı durumlarda daha çok psikolojik boyuta vurgu yapılabilir.

“Seyirci tutumu” sorunu varsa, terapist fantezilerle dikkatin dağıtıl*masını, ayrıca gerekiyorsa erotik li*teratür ya da film ve vibratör gibi yardımcı araçlardan yararlanılmasını önerebilir. Kadının ve erkeğin or*gazma ulaşmasına yardım eden öz*gül egzersizler arasında 53. sayfa*daki kutuda belirtilenler de buluna*bilir.

Fantezilerden yararlanma doğal hale gelirse, başarısızlık endişesi ve korkusu ve buna bağlı seyirci tutu*munun oluşturduğu kısır-döngü kırı*labilir.

Sonuçlar

Orgazma ulaşamama tedavilerinde genellikle büyük başarı elde ediliyor ve seks terapistleri 20 seansta %90 başarı sağlandığını belirtiyor.






Kaynak: (http://h2.haberturk.com/01Detay.aspx?ID=3933&Kat=5&dt=2008/01/11)[/url
 
Son düzenleme:
ORGAZM İLE İLGİLİ YANLIŞLAR

Kadın ve erkeklerin orgazm konusunda birbirlerini yanılttığı birtakım düşünce ve tutumlar içine girebildiklerine sık sık tanık olunur. Sonuçta ortaya çıkan yanılgıların, yaygınlık kazanmış olan bazılarının üzerinde durmak gerekir. "Eğer erkek yeterince dayanabilirse, her kadın orgazma gelebilir !" Bu iddia ancak kısmen doğrudur.

Uzun süren bir koitusun sonunda erişilen doruk, teknik olarak orgazm sayılsa bile, hedefe varmak için girişilen acele ve endişe içinde, işin bütün zevki kaybolup gidecektir. Yazdığı kitaplar satış rekorları kıran ünlü fahişe Xaviera Hollander, en yoğun orgazmların, ilk 5 dakika içinde gerçekleştiğini söylemektedir. Aslında birçok bilimsel araştırma da bu iddiayı doğrulamaktadır. Dolayısıyla zevkli bir cinsel birleşmenin anahtarı, özenli ve uzun ön oynaşma süreci olmaktadır. ;

;"Kadın gelmeye başlayınca, erkek mümkün olduğunca sert hareket etmelidir !" Oysa bunun tam tersi geçerlidir; erkek olabildiğince hareketsiz kalmalıdır. Ancak böyle olursa, hem kadın hem de erkek, kadının kasılan dölyolu kaslarının farkına ve hazzına varabilir.

Hollander, kendi kendilerini uyararak ulaştıkları orgazmların, niye cinsel birleşmede ulaştıklarından daha yoğun olduğunu soran çok sayıda kadının mektubuna verdiği cevapta, meseleyi, dölyolu kaslarının kasılmasını algılayabilmeye bağlamaktadır. Her ne kadar bu konuda kadından kadına farklılıklar söz konusuysa da, genel olarak orgazm sırasında erkeğin sert hareket etmesini gerekçeleyen herhangi bir ipucu yoktur.

;"En iyi orgazmlar, eşanlı olanlardır !" Bu da yanlıştır. Uzun süre birlikte olmuş insanların eşanlı olarak orgazma gelmesi hem mümkün, hem de zevkli olabilir. Ancak bu, doğal olursa haz verebilir. Aksi durumda, duyguları geri plana iten bir koşuşma söz konusudur.

Eşlerden birinin önce gelmesi, hiçbir şekilde diğerinin orgazma ulaşmasını engelleyemeyeceği gibi, tersine, eşlerin üzerinden yetişme ya da erteleme endişesini kaldıracağı için, birleşme sürecinin zevk boyutu öne çıkabilecektir.

Cinsel Sorunlar
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…