- 24 Haziran 2016
- 7.217
- 26.143
- Konu Sahibi Yokuspokus
- #21
Gurur yapmanın alemi yok onunuze bı fırsat cıkmıs demekkı bu nasip ve bu zamanda olması gerekiyordu. Onunuzun acılması diyelim. Basarılar Sımdıden.
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Yok yav cidden imrendim. Ben de yazmak konusunda aynı arafta geziniyorum. Lakin kendimi eve okula adayıp böyle bir tutkum yokmuş gibi davranıyorum. Başlangıç en imrendiğim şey.Bunu bir laf sokma olarak mı alayım, yoksa samimi bir destek olarak mı?
Hedef var, daha çok teknik bilgi, sergi, güzel sanatlar fakültesi vs. Var olmaz olur mu, istikrar da ilham ile orantılı bir miktar eh o da var. Helva yapamıyom Ya resmen bi değişik taraftan kendime mal diyesim var.
Fırsat di mi? Ya ne bileyim annem ayarlamış gibi geldiğinden, torpil hissi geçti bana. Nasıl denir, ya annemin tanıdıklar sonuçta, ben sıfırdan gidip kendim olarak tanışmayacağım, "Haaa sen Xin kızısın diyecekler" gibi.. Öyle ise, resimlerimin gerçekten onlarca sergiye değer olduğunu nasıl anlayacağım Noop? Manyak mıyım neyim :/
şu mfö leri koymasan ben bari iyiydim benden ne istedin acaba?
mfö, yeni türkü, bulutsuzluk özlemi dinlerken ağlayan tek salak benimdir galiba
cin ali çizebilecek seviyedeyim uzaktan yakından ilgim ve bilgim yok mevzu ile ancak kim sergiye değmeyecek resimleri sergileyip vakit, emek (para da var mı ) harcar ki?
bu sergilerden satış beklentisi yok mu?
x in kızısın diye adamlar fiyaskoyu göze alır mı?
görüp bakacaklar profesyonel gözle üstelik. değerse sergileyecekler.
sıfırdan gidip tanışsaydın madem şimdiye kadar. itici gücün suçu ne?
Yazdığın yazıları okuyunca bende yarattığın intiba idealist oluşun, hayal ediyosam yapmalıyım felsefen.
Yalnız küçük bi özgüven eksikliğin var. O duvar boyama işi ile de ilgili boyasam mı napsam diye konu açmıştın. Psikolojik olarak mantığını anlıyorum olayın; resimleri göstermezsem ya da duvarı boyamazsam kimse kötü diyemez, eleştiri almam. Stresle kaçarak mücadele ediyosun.
Artık biraz cesaretle açılman lazım dünyaya her ihtimali senin koşarak değerlendirmen lazım. Önüne açılan her kapıda ya başarısız olursam diye kaçmamalısın.
Annenin yaptığı yine bir müdahale olarak gözükse de hayatına, olumlu tarafından bak bu kez bence gangsta .
Annen seni artık birazcık anlayabiliyor ve bunun için çaba sarfediyor evet senin ki biraz zaman alacaktı tanınmak vs annen kestirmeden yapıyor gerisi senin yeteneğine kalmış olacak.
Hayallerinin peşinden gitmek harika... umarım ben de hayalimin peşinden koşar ve müzikle ilgili adımlar atarım.
Konu sahibi tarzına bayılıyorum ya bak şimdiden bi hayranın var yolun ap açık olsun kimsenin sana torpilli gözüyle bakmiycana eminim pasif bir kişiliğin yok gelirsin sen bu fırsatın üstünden azcik sakiin
Bos verin resim yapmayı, köşe yazısı yazın. Köşelere sıkıştırı verirsiniz resimleri..
Yok yav cidden imrendim. Ben de yazmak konusunda aynı arafta geziniyorum. Lakin kendimi eve okula adayıp böyle bir tutkum yokmuş gibi davranıyorum. Başlangıç en imrendiğim şey.
Annene trip atma, teşekkür et.
Yardımcı olmaya çalışmış, bir yerden başlamak iyidir. Kimse mesleğinin zirvesinde başlamadı bu işlere. Görücüye çıkmış olursun hem :)
Geri kalanlar için, şuraya harcadığın güzelim yazılarla vakti tablolarınla paylaşırsan kitaba çevirecek bir yayınevi elbet bulunur. Zira İnstagram da senden daha kötü yazan bir sürü kişi yazar oldu, bir dahaki TÜYAP ta görürüz hepsini :))
Konularını hep okurum ama sanırım ilk kez anlamadım dert nerde.
Annenin yaptığında kötü bir şey göremedim ben
O devasa boşluğun başka türlü geçmeyeceğini biliyorum aslında.Başlangıç, değil mi? Bu sene resmen gün gün o başlangıcın ağırlığını taşıdım... Eski konularıma bakabilirsin istersen, her şeyin karıştığı yerler; başladım deyip işin artması, oradan buradan çekiştirilmek, yarım yamalak gibi olmak, geç kalıyormuş gibi hissetmek, kendi tipime-vücuduma takmak, depresyona girsem mi girmeyeyim ya almiyim halleri filan... Belki başlangıcı hatırlatır sana. Umarım zamanın gelir senin de.
Bunları söylemek istedim.
- Eğer tablolarınız siz göçtükten 100 yıl sonra falan kıymetlenip,takdir edilsin istemiyorsanız harekete geçin hemen.
- Başarıya giden yolda bazı şeyler mübahtır( böyle değildi galiba doğrusu)
- Üstelik bu torpil sayılmaz, hemen sizi sergiye alacak değiller ya. Fikir beyan etmeleri bile bir artı. Onlara kim bilir kaç kişi ulaşıp resimlerini gösteriyordur.
- Bazen kendinden emin olmasa bile, bu işi en iyi ben bilirim, yıllardır bu işin içindeyim, küçük dağları da ben yarattım aurası insanın yolunu açıyor. Olay rol yapmakta. Sonra güven de yavaş yavaş geliyor.
Geçen bayram sabahı çocuklara barış Manço ‘bugün bayram’ dinleteyim diye açtım, ağlamaktan 2 gün gözlerim şiş gezdim.
Bildiğin annelerinin mezarına gidiyor çocuklar.
Şu an kim daha salak diye yarıştığıma inanamıyorum
O devasa boşluğun başka türlü geçmeyeceğini biliyorum aslında.
Kurtlarla Koşan Kadınlar’daydı galiba kadın evi bal dök yala yapıp mutfakta kendini asmıştı. Öyle iyi anlıyordum ki onu. Plath ya da Wolf gibi ünlü kadınlardan daha çok etkiledi onun hikayesi beni. Çok gerçek. Şimdilik kaçış galiba benimki. Başlayınca gerçekliği çok ihmal ediyorum ben. Bu da beni korkutuyor açıkçası. Ama sevindim senin adına. Gidip saçımı yıkayayım, yeni renge gözümü alıştırayım :)
Geçen bayram sabahı çocuklara barış Manço ‘bugün bayram’ dinleteyim diye açtım, ağlamaktan 2 gün gözlerim şiş gezdim.
Bildiğin annelerinin mezarına gidiyor çocuklar.
Şu an kim daha salak diye yarıştığıma inanamıyorum
Yani... İlk sergiden satış yapar mıyım ki? Yapmalıyım değil mi? Tabloları veresim de gelmeyebilir ya ayy... Tövbe yarebbiim. (Manyaklığımın boyutu ortaya çıkıyordu ) Kene gibi yapışmışım, az bırakmam lazım. Farklı bir yerden kendimi irdeledim şu an; o resimleri "Ne için yapıyorum?" ... Buradan "Sanat sanat için midir?" e kadar yardırırım ben. Onu karara bağladılar mı Noop, sanat ne içinmiş?
Profesyonel gözlerle incelenmeyi istiyorum evet.
İtici gücün suçu yok evet... Babam itsin diye beklerken annem itti. Anneme kızmaya hakkım yok. Yani, torpil değil neticede evet.
Maalesef, idealistim ve bunun bazen ayarı kaçıyor. Cidden bunu bir övgü niteliğinde kullanmıyorum "Çok idalistim-mükemmeliyetçiyim kahretsin" filan değil, bi "Tamam" algım var bu resim konusunda ve beni yoruyor, sağlığını bozuyor düşünmemin. Bu sorunu da umut ediyorum bu konudan sonra aşmış olacağım.
Ucuna gelirim, kararda sallanırım, orada "Ne olur ne olmaz" diye fikrine önem verdiğim insanların fikirlerini dinler, sonra bu fikirler eşliğinde daha gözüm görerek bildiğimi okurum. Bu özgüvensizlik değil de Tintin, riske atmak istemediğim bir işte, fazla sağlamcı-sağlamacı gitme durumu.
Ve bu arada o duvardan o gün bir adım geride durmam, bir başka duvarı delmem için zaman verdi ve ben evime duvar yapıp, boya denemesi yaptım (Devamı gelecek)
Eki Görüntüle 2201576
Kaçmam Tintin, eşikten sağlam atlamak isterim.
Kızlar hu hu, nasılsınız??
Ben, eh... Bir tutam MFÖ şarkıları tadındayım; hatta ruh halim tam olarak şu üçünün karışımı:
Bugün dramların, efkarın dibindeyim ki "Bu da dert mi, drama queen, öff sıktın, çok büyütüyorsun" vb diyecekleri şu tarafa alayım --> "Benim için dert, derdimin kraliçesiyim, baya da büyüktür size dibini anlatmayı tercih etmeyeceğim kadar.
Yazı stilimi "Uzun yazmışsın, hah bi de müziğin eksikti, iyice şeyini çıkardın, okuyamadık, sıkıldım, burası edebiyat forumu mu, kendince espri mi yapıyorsun bla bla" vb. diyecekleri de şöyle alayım --> Saçlarım şekil, önümden çekil
Ve diğer yargılayıcılar ve ayıplayıcılara da alışkınım, sorun yok.
Neyse...
Ben bir yerden atladım-atlayacağım hallerde medcezire tutuldum bildiğiniz. Bunun herhangi bir ruh hastalığı (Depresyon vb.) ile doğrudan ilintisi yok. Bir şeylere çok yakın ve bir o kadar da uzak olmanın; "İsmail abinin gemi beklemesi" durumunun (Bu başlıkla bir konu açmıştım bakabilir dileyen) uzaktan görünen gemi ile, bir olur mu olmaz mı telaşesi... Ki buranın da bir benzerini hüsranla geçmiştim.
Çok üstü kapalı yazıyorum farkındayım; size bir ufak özet geçmek isterim:
Hayatımın aşklarından biri "Resim yapmak" , kendimi bildim bileli bu böyleydi.
Elbette Türkiye şartlarına, klasik yurdum ailesi içine doğunca, bunun hobi olarak devam ettirilebileceği ve 2395462 önemli şeyin ardından ancak başlanabileceği fikri kafama ekildi.
Okul bitti, evlendik, çoluk çocuk derken benim kafaya dank etti, jeton düştü "Laayn hayatını bir kere yaşıyorsun" falan fıstık olayları; resim aşkının da yandan yana depreşmesi, ortam ayarla, onu bunu tamamla, şunu yetiştir, öbürünü geçiştir derken; kurs işine başladım işte geçen sene. Bu sene de devamdan (mecburen) kaldım ama -yemişim sertifikasını, bana teknik lazım- diyerek allem ettim kallem ettim kursa devam etmeyi başardım.
Bir yandan evi elden geçirdim, kendime çalışma odası çıkardım, yarım kalan 3 tablomu 3 günde tamamladım; yeni bir resmi de sıfırdan aynı gün içinde bitirdim (Şaka gibi ama gerçek, böyle delimtrak özelliklerim var, arada kullanmayı bilmek gerek tabi) ...
Bunun öncesinde resim ile ilgili bir iş durumum gelişmişti; adamlar emeği ucuza kapatmaya çalışan tipler mi çıktı desem, vazgeçip sticker yeter buraya ya mı dediler desem... Özetle o iş, sanatın paha biçilen(!) pahası yüzünden hiç oldu. Ben de "Kendimi güldürmem kimseye" tarzı düşünüp "Benim san'atım bu, işinize gelirse"ye bağladım. (Bir sanatçı adayı olarak, sanatçı kaprisini anlıyorum vallahi, haklılar olm ) Neyse, bu başka hikaye...
Tablolar bir bir çıkmaya başladı; eskilere dönmeye bile başladım; tamir-rötuş vb. hepsi elden geçiyor. Sergi için daha çıkarırım diyorum (Sergiye elbette daha vakit var, içim ne zaman tamam derse o zaman olacak, tarih koymadım buradan aldığım tavsiyelere baktım, doğru geldi. Böylece bekliyorum "beyhude" hissimi de ekarte etmiş oldum)
Gel gelelim resimlerimi görmek isteyen bi dernek var; sergi için salon-galeri vb. hep iletişim halindeler ve yabancı sanatçıları da var... Görmek istiyorlar...
Ama şöyle bir durum var; bu annemin bir "Özür dilerim" deme şekli gibi gelişiyor. (Kavga etmiştik evet)
Nasıl anlatsam, annem gezi/tatil vb. işler için bu kişilerle irtibatta biri ve benim resimlerden, sergi hayalimden bahsetmiş. Sanırım "Kızlar nasıl?" filan diye sohbetten ilerlemiş ve elbette konu yine benim -Beni anlamadılarrğğ, sanat yapıyom bennğğ- durumlarıma gelmiş. Resimlerimden bahsetmiş, e merak etmişler görelim diye.
Ya ben mi çok katıyım ya; tamam sevindim ama bir yandan ufacıcık bir miktar da sinirlendim. "Bana sormadan niye sergi istemimden millete bahsediyorsun?" tarzı bir sinirlenme. Ama içime doğru sinirlendim belli etmedim çünkü "Sana da bi şeyi beğendiremiyoruz"dan ana-kız ergenlik atışmalı döngüye girebiliriz, gerek yok. Nasıl anlatsam bilemedim. Babam oturur, annem acele ettirir. Vallahi anlatamıyorum... Eksik çok var, fazlası yok şu yazdıklarımda. İki taraftan pressleniyor gibiyim, kendi kendime ne güzel lay lay lom bi türkü tutturmuştum, yine aklıma bi şeyler soktu; en derin yerimden.
Nolcak? Berbat olacak diyorum... Yine korku damarım hüznüme basıyor.
Anlatmak istedim öyle, dökmek...
Karıştım biraz. Böyle düşününce de boyama isteğim inadına kaçıyor. Kendi kendime ettiğimi zaten bir araya gelse kimse edemiyor orası ayrı...
Ne yapayım, bunu yoluma olumlu bir "İşaret" olarak mı alayım?
Aaa çok tuhaf ben de "arkadaşım eşek" dinlerken hüzünlenip gözyaşı döküyorum.Geçen bayram sabahı çocuklara barış Manço ‘bugün bayram’ dinleteyim diye açtım, ağlamaktan 2 gün gözlerim şiş gezdim.
Bildiğin annelerinin mezarına gidiyor çocuklar.
Şu an kim daha salak diye yarıştığıma inanamıyorum