- 21 Eylül 2006
- 1.453
- 28
Hastalıklar kendilerini bir takım belirtilerle gösterirler. Ağrı en önemli işaretttir. Misal, başınız ağrıyorsa ya gözünüzde ya sinüzitlerinizde bir sorun vardır. Belinizde bir ağrı varsa, omurganızda ciddi sorunlar oluşabilir, gibi.
Öfkeniz ise, artık işlerin sarpa sardığını, biraz daha ileri gittiğinizde geri dönülmez hatalar yapabileceğinizin, saldırıya geçeceğinizin sinyalidir. Konuşmanızın hızı artar, ses tonunuz yükselir. Kısaca öfke ortada bir sorun olduğunun işaretidir. Çıkacak sorunlara karşı sizi uyarrır.
Evliliğinizin güçlü, sağlıklı ve sevgi dolu sürmesini istiyorsanız, birinizden biriniz öfkelendiği zaman, yapılabilecek en iyi şeyin durmak olduğunu öğrenmeniz gerekir.
Eğer hemen tepki vermemyi öğrenebilirseniz, bir kaç dakika sonra tepkiniz çok daha farklı olacaktır. Hemen bir hadisi hatırlatalım: Sizden biri öfkelendiğinde ayakta ise otursun, oturuyorsa uzansın. Bir başka hadis-i şerifde ise abdest alınması tavsiye diliyor. Bunların hepsi, sakinleşip, sorunlara daha soğuk kanlı bakabilmeyi sağlamak için tavsiye dilen öneriler.
Kavga eden çiftler etrafındaki insanlara da zarar verirler. Duygusal ve davranış bozuklukları olan çocukların büyük çoğunluğunun anne-babalrı kavgacı insanlardır.
Öfkenin karşıtı sevgidir. Eşinize duyduğunuz sevgi, onun yaptığı her şeyi olumlu görmenize neden olur. Öfke ise, bu yeteneğinizi yitirmenize ve eşinizin olumlu yönlerini görmemenize neden olur.
Öfkenin kavgaya yol açmadan, güvenli bir şekilde ifade edilebilmesi için, sınır ihlalinde bulunmayın.
Konuşurken zehirli bir dil kullanmayın.
Eşinizin sizinle paylaşmaya çalıştığı ifadesinde faydalı ve gerçek olan noktaları işitmeye çalışın.
Öfkenin ifade edilmeye çalışılması daha da artmasına neden olur. Üstesinden gelmeye çalışmak gerekir, ama bunu öfkeliyken yaparsanız daha çok öfkelenirsiniz.
Öfkelendiğinizde özellikle eşinizle iletişim kurmayı bir kenara bırakın.
Öfkeniz yatışınca soruna bir kez daha bakın.
Eşinizi dinlemeye başlayın. Kendinizin ve eşinizin düşüüncelerini bir arada değerlendirmeyi başarmanız sakinleşmenize ve yeni çözümler bulmanıza yardımcı olur.
Kaygınızı dile getirin, konuyu anlayabilmek için soru sorun. Çözüm önerilerinizi ifade edin.
Kendinize şu üç soruyu yöneltin: Ne istiyorum, eşimin değişmesini istemeden, istediğimi nasıl elde edebilirim, eşimin katkısı olmasaydı bu sorun nasıl ortaya çıkardı?
“Sorun” elde etmeyi istediğiniz şeyde sorun çıkmasıdır, eşinizin yaptıkları değil. Bu üç soru ile gerçek sorunu ortaya çıkarıp, her ikinizin de memnun kalacağı bir çözüm bulabilirsiniz.
Öfkeniz ise, artık işlerin sarpa sardığını, biraz daha ileri gittiğinizde geri dönülmez hatalar yapabileceğinizin, saldırıya geçeceğinizin sinyalidir. Konuşmanızın hızı artar, ses tonunuz yükselir. Kısaca öfke ortada bir sorun olduğunun işaretidir. Çıkacak sorunlara karşı sizi uyarrır.
Evliliğinizin güçlü, sağlıklı ve sevgi dolu sürmesini istiyorsanız, birinizden biriniz öfkelendiği zaman, yapılabilecek en iyi şeyin durmak olduğunu öğrenmeniz gerekir.
Eğer hemen tepki vermemyi öğrenebilirseniz, bir kaç dakika sonra tepkiniz çok daha farklı olacaktır. Hemen bir hadisi hatırlatalım: Sizden biri öfkelendiğinde ayakta ise otursun, oturuyorsa uzansın. Bir başka hadis-i şerifde ise abdest alınması tavsiye diliyor. Bunların hepsi, sakinleşip, sorunlara daha soğuk kanlı bakabilmeyi sağlamak için tavsiye dilen öneriler.
Kavga eden çiftler etrafındaki insanlara da zarar verirler. Duygusal ve davranış bozuklukları olan çocukların büyük çoğunluğunun anne-babalrı kavgacı insanlardır.
Öfkenin karşıtı sevgidir. Eşinize duyduğunuz sevgi, onun yaptığı her şeyi olumlu görmenize neden olur. Öfke ise, bu yeteneğinizi yitirmenize ve eşinizin olumlu yönlerini görmemenize neden olur.
Öfkenin kavgaya yol açmadan, güvenli bir şekilde ifade edilebilmesi için, sınır ihlalinde bulunmayın.
Konuşurken zehirli bir dil kullanmayın.
Eşinizin sizinle paylaşmaya çalıştığı ifadesinde faydalı ve gerçek olan noktaları işitmeye çalışın.
Öfkenin ifade edilmeye çalışılması daha da artmasına neden olur. Üstesinden gelmeye çalışmak gerekir, ama bunu öfkeliyken yaparsanız daha çok öfkelenirsiniz.
Öfkelendiğinizde özellikle eşinizle iletişim kurmayı bir kenara bırakın.
Öfkeniz yatışınca soruna bir kez daha bakın.
Eşinizi dinlemeye başlayın. Kendinizin ve eşinizin düşüüncelerini bir arada değerlendirmeyi başarmanız sakinleşmenize ve yeni çözümler bulmanıza yardımcı olur.
Kaygınızı dile getirin, konuyu anlayabilmek için soru sorun. Çözüm önerilerinizi ifade edin.
Kendinize şu üç soruyu yöneltin: Ne istiyorum, eşimin değişmesini istemeden, istediğimi nasıl elde edebilirim, eşimin katkısı olmasaydı bu sorun nasıl ortaya çıkardı?
“Sorun” elde etmeyi istediğiniz şeyde sorun çıkmasıdır, eşinizin yaptıkları değil. Bu üç soru ile gerçek sorunu ortaya çıkarıp, her ikinizin de memnun kalacağı bir çözüm bulabilirsiniz.