Sağolun cümlemizin ölmüşleri nurda yatsın
Bizimkiler çok olaylı boşandı; dava 8 yıl sürdü, 6 yaşındaydım başladığında. 14 yaşıma kadar babamla kaldım, diğer üç kardeşim annemle. Annem kardeşlerimi babama göstermeyince babamda beni onlara göstermedi. Çok zor yıllardı, üç beş cilt kitap çıkar yazsam. Sonuç ne mi oldu, 14 yaşımda anneme geri verdi beni babam, hepimizi annem derledi topladı, büyüttü ama ağır sorumluluklarımız oldu, dört kardeşiz biz. Her birimiz başarılı ama yaralı çocuklar olduk, özel hayatlarımızda günlük yaşamda gösterdiğimiz başarıyı gösteremedik, yanlış ilişkiler, evlilikler herkes savruldu, bir tek ben yolunda giden bir evlilik yaptım o da 36 yaşında evlendiğim için, hayatımı önce inşa ettim, sonra evlendim. Gençliğim babama çok kırgın geçti hatta kızgın ama 30 yaşımdan sonra onu çok özledim, hala içim acıyor özleminden, her mezarına gidişimde kahroluyorum. Bu gün ki aklımla düşünüyoru hiç de çözülmeyecek dertleri yokmuş ama annem çok fevriydi, çözme yolunu hiç düşünmedi. Hırsı annemi yedi sonunda 50 yaşında hastalandı 59 da vefat etti, babama ve hayata öfkesi hiç bitmedi, hiç durmadı ve gün yüzü göstermedi kendisine, ne kadar yapma etme desekte fayda etmedi. Keşke daha sakin, daha kaliteli yaşasaydı diye düşünürüm, hem kendini yedi hem bizde çok derin izler bıraktı, gün geldi kardeşler birbirimize bile tahammül edemedik. Biz de emeği çok büyüktür ama ne tek başına anne ne de tek başına baba yetmiyor çocuklara bunu öğrendim. İnsan ne yaparsa yapsın, hiç bir eğitim, hiç bir psikolojik destek, tüm dünyayı altına serseler birinin yokluğunu doldurmuyor. İkisi de ölüp gittiler, beni bu dünyada bitmeyen sorular ve özlemlerle bıraktılar, en güçlü çocukları bendim ama en yaralısı da benim, güçlü kalmak için çok mücadele ettim hala ediyorum ama babamın mezarına gittiğimde koynunda yatan küçük kızı olmaya engel olamıyorum, eşimle gideriz başkasıyla gitmem, başbaşa bırakır bizi uzanırım mezarında göğsüne yatar gibi, evet çok hatalıydı, evet annemi çok üzdü, evet beni 20 yıl aramadı ama kokusu burnumda hala, hala çok özlüyorum, et tırnaktan ayrılmıyor lafını babamı özleyerek öğrendim.... Çok uzattım, içim çok doluymuş hakkınızı helal edin