- 2 Ağustos 2006
- 266
- 0
- 51
Çocuğunuzun dil gelişimi sesinizi ilk duyduğunda başlar
Çocuğunuz ilk anlaşılır sözcüğünü söylemeden uzun süre önce sizinle iletişim kurmaya başlar. Sizinle beden dili yoluyla ve anlaşılmaz sesler çıkararak ve ağlayarak iletişim kurar. Çünkü onun dil gelişi anne karnında gelişmeye başlamıştır bile.
Bebeğiniz, yükselip alçalan ses tonunuzu ve söylediğiniz şeylerin bazılarını -özellikle bunlar sevgi ya da yol gösterici ifadelerle bağlantılıysa- yorumlamayı çoktandır biliyor. Bebeğinizin konuşmaya başlaması, onun algılama ve ses çıkarma yeteneğinin sözlü dile dönüşmesi gibi birçok beceriyi de beraberinde getirir. Çocuğunuz hemen hemen doğumundan bu yana ses çıkarma alıştırmaları yapıyor. “B-b-b-b-b” gibi tekrar eden harf sesleri ve anlaşılmaz sesler çıkarması, tükürük baloncukları yapması, aynı zamanda sesini yükseltip alçaltarak çıkarabildiği sesleri denemesi, belki de dikkat çekmek için bağırması artık size tanıdık geliyordur. Henüz sizinle konuşamasa bile, ona “Ayakların nerede?” gibi “Nerede?” soruları sorarak, çocuğunuzun ne kadar anlayabildiğini görebilirsiniz. Size ayaklarını gösterirken büyük olasılıkla güçlük çekmeyecektir!
İlk sözcükler birkaç anlam ifade edebilir
Çocuğunuzun ikinci yılında konuşmaya başlayacağını bekleyebilirsiniz, ancak çocuklar arasında büyük farklılıklar vardır. Aynı zekaya sahip olanlarda bile bu görülebilir. Bu biraz da kişilik ve yaratılışla ilgili bir şeydir. Bazı çocuklar diğerlerinden daha fazla sözlü kişiliğe sahiptir. Ayrıca, erkek çocuklar kızlardan daha geç konuşma eğilimindedirler; kız çocuklar daha çok konuşmak ister. Çocuklar ortalama olarak bir yaş civarında ilk sözcüklerini söylerler. Bu, onlar için bir anlamı olan, tekrarlanan bir ses olabilir. Örneğin, ne zaman bir köpek ya da fotoğrafı görseler “hav hav” dedikleri gibi. “Baba” ve “dede” de bilinen örneklerdendir. Söylenen her sözcük aynı zamanda o nesneyi gösteren ya da dikkatinizi onun konuşma çabalarına çekmeyi amaçlayan bir el hareketiyle tamamlanır. Örneğin, “hav hav” yalnızca bütün köpekler için değil, tüm dört bacaklı hayvanlar için kullanılır. Aynı zamanda, bu yaştaki bir çocuğa oturan bir köpek resmi gösterirseniz, onu bir köpek olarak tanımlamayabilir; çünkü bir köpeği tanıması için gerekli olan dört bacak görünmemektedir. Çocuğunuz aralarında ayrım yapmadan bir dizi nesneyi tarif etmek için tek bir sözcük kullanabilir; örneğin “vak vak” ile gerçek bir ördeği değil tüm plastik oyuncaklarını kastediyor olabilir.
Dilsiz eğlence; televizyon
İlk sözcükleri, iki sözcükten oluşan cümleler takip eder: Bunlar genellikle, “git buradan” ya da “onu ver” gibi rica ya da emir cümleleridir. Bebeğinizin anlaması ve sözcük bilgisi geliştikçe, bunlar “Ali ayıcığı istiyor” gibi basit cümlelere dönüşecektir. Bebeğinizin ikinci yılında sözlü becerilerinin ilk sözcüklerden, yalnızca önemli isim ve fiillerin söylendiği telgraf cümlelerine doğru gelişmesini bekleyebilirsiniz. Bu gelişme onun anlamasına da yardımcı olur, çünkü bebeğiniz artık bir şeye olan ilgisini daha açıkça iletebilir, sizden daha detaylı sözlü bilgi alabilir.
Televizyon bu yaş grubu için önerilmemektedir. Hızlı hareket eden görüntüler çok çekicidir, fakat konuşmaları takip etmek genellikle çok zordur. Bu da televizyonu dilsiz bir eğlence biçimine dönüştürür. Bu nedenle, bebeğiniz zamanının büyük bölümünü televizyon seyrederek geçiriyorsa, bu onun dil gelişimi üzerinde büyük olasılıkla ters bir etki yaratacaktır.
Dil gelişimini destekleme
Araştırmalar sonucu, dil gelişimi ve ardından gelen okuma-yazma becerisi arasındaki bağlantı kanıtlanmıştır. Çocukların günde 2 ya da 3 kez, her biri 10 ila 15 dakikalık süreçler halinde bir yetişkinle bire bir zaman geçirmelerinin, bu süreçlerde arka planda gürültü olmaksızın onlarla konuşulmasının, onlara kitap okunmasının ya da şarkı söylenmesinin çocukların dil gelişimi üzerinde çok olumlu etkileri vardır. Bu çeşit bir birlikteliği yaşamış olan çocuklar, yedi yaşına geldiklerinde, okuma yaşı olarak akranlarının hemen hemen 18 ay önündedirler.
Böyle bir farkın oluşmasının nedeni, farklı harf seslerini duyma yeteneğidir. Çocuğunuz alfabenin harflerini ve seslerini birer birer öğrendiğinde, onları yazılı olarak görmesi tanımasını daha da kolaylaştırır. “Bal” ve “kal” sözcükleri çok belirgin olan “al” sesiyle biter, fakat başlarındaki farklı harflerden dolayı iki çok farklı anlam içerirler. Harf sesleri arasındaki ayrımı yapabilmek, daha sonra hecelemeyi öğrenirken daha çok önem kazanır.
Çocuğunuz için evde iki dilin konuşulduğunu duymak sorun yaratmaz, ancak her zaman aynı kişinin aynı dili konuşması gerekir; örneğin siz her zaman Türkçe konuşurken, anneannesi her zaman İngilizce konuşabilir.
Karşılıklı basit konuşmalar
Genel olarak dil gelişimini artırmak için yapabileceğiniz çok şey var. Örneğin, yeni yürüyen bebeğiniz bir sözcüğü ya da iki sözcüklü bir cümleyi söylemeye kalkıştığında, söylemeye çalıştığı şeyi desteklemek için ona tekrarlayın. Eğer “kedi gitti” derse, siz de “evet, kedi gitti. Kedi nereye gitti?” diyebilirsiniz. Cümleleri basit tutun. Bunu yaparak bebeğinizin çabalarını yinelemiş olursunuz; böylece söylemeye çalıştığı şeyi daha doğru bir biçimde duyabilir. Ayrıca böylelikle, karşılıklı konuşmaya devam etmiş ve üzerine yenilerini ekleyebileceği yeni fikirler ve kavramlarla onu tanıştırmış da olursunuz. Konuşmasını açık açık “düzeltmeyin”, çünkü bu onu konuşmaktan vazgeçirebilir.
Yeni yürüyen bebeğinizle karşılıklı konuşmayı sürdürebilmek için bahsettiğiniz şeyleri ona gösterin, onu dinleyin ve söylemeye çalıştığı şeyle ilgili bilgi verin. Çabalarını destekleyin. Onu giydirirken üzerine giydiği elbiseler hakkında konuşun. Organlarının adlarını söyleyin. Markette alışveriş yaparken onunla konuşun ve ne yaptığınızı tarif edin. Başlarda tek yönlü sohbetler size biraz garip gelebilir, ancak diyalog çok hızlı bir biçimde gelişecek ve her ikiniz için de çok eğlenceli olacaktır.
Tekerleme ve şarkıları kullanın
Çocuk tekerlemeleri ve şarkılar boşluğu doldurmaya yardımcı olur, aynı zamanda dil becerilerini geliştirmek için de harikadır. Hatta bazılarının el hareketleri bile vardır. El hareketleri, bebeğinizin şarkının ya da tekerlemenin içindeki sözleri ve sırasını hatırlamasına yardımcı olur. Aynı zamanda çocuğunuzun odaklanmasına da yardımcı olur, çünkü tekrarla birlikte çocuk neyin geleceğini tahmin eder ve beklemeye başlar; böylece dikkatini daha uzun süre şarkıya vermiş olur ve dikkat etmesini öğrenir.
Dil gelişiminde duymanın rolü büyüktür
Konuşmak için çok önemli bir gereksinim vardır, o da duyma yeteneği. Bebeğiniz mükemmel duyabilse bile, çevrede herhangi bir gürültü olmaksızın farklı sesleri birbirinden ayırabilmeye gereksinimi vardır.
Bebeğinizin dikkati dağılmadan sık sık bire bir iletişimde bulunması önemlidir. Böylece yalnızca söylenilenden değil sözcüklerin seslerinden de net bir biçimde duyma yararı sağlamış olur. Bu yalnızca onun duyduğunu doğrudan taklit etmesine yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda her bir sözcüğü hangi seslerin oluşturduğunu ayırt etmesi için beynini eğitecektir. Yavrunuz daha sonra okumaya, yazmaya ve sözcükleri hecelemeye başladığında, bu ona yardımcı olacaktır. Bu nedenle, televizyonun ya da radyonun arka planda sürekli bir gürültü yaratmasından kaçının. Eğer gerçekten dinlemiyorsanız ya da izlemiyorsanız, radyo ve televizyonu kapatın. Çocuğunuz dinlemeye çalışırken, sizin yaptığınız gibi gürültüyü saf dışı bırakamaz ve sözcükleri net olarak duymaya ihtiyacı vardır.
Duyma yeteneği olmayan bir çocuk için konuşmayı öğrenmek mümkün değildir. Konuşma, duymaya ve sizin anlaşılmanızı sağlayan sesleri taklit etmeye bağlıdır. İşte bu nedenle, doğduğunda, 8. ve 18. aylarda yapılan duyma testleri çok önemlidir. Bir duyma problemi ne kadar erken ele alınırsa, çocuk ve gelişimi için o kadar iyi olur. Yineleyen kulak enfeksiyonu ve kirden tıkalı kulak bile çocuğunuzun duyma yeteneğini ve sonrasında da dil gelişimini kötü etkileyebilir. Çocuğunuzda bir kulak enfeksiyonu varsa, onu mutlaka doktora götürün.
Müzikli bilezik dil gelişimini destekliyor
Bebek basit bir müzikli bileziğin çıkardığı sesleri keşfediyor. Sözcükleri duymak ve müzik dinlemek dil gelişimi için çok önemlidir.
Birlikte okuma
Çocuğunuza kitap okumak birçok aile üyesinin de katılabileceği bir aktivitedir ve büyükanne-babaların özellikle hoşuna gider. Bebeğinizle aranızda bir bağ kurmak için harika bir yoldur.
Bebeğinizle beraber kitaplara bakmak onun dil becerilerini geliştirmenin de iyi bir yoludur. Birlikte bir kitaba bakmak için birbirinize yakın oturmanız ya da çocuğunuzu kucağınıza almanız gerekir. Bu şekilde geçirdiğiniz bire bir zaman, dil öğrenimi için iyi bir fırsattır. Sizin dikkatiniz ve yakınlığınız bu zamanın değerini ve güzelliğini artırır.
Ayrıca, yüksek sesle bir kitabı okumak çocuğunuzun öyküyü öğrenmesi için dinlemesi gerektiği anlamına gelir. Bu eğlenceli bir etkinlik olduğu için sizi dinler ve tat alır, böylece dinlemeyi öğrenir.
Bebekler için yazılmış basit öyküleri ve dikkat çekici resimleri olan kitapları seçin. Eğer hangi kitabı seçeceğinize karar veremiyorsanız, oturduğunuz semtin çocuk kütüphanecisine ya da kitapçısına danışın. Ayrıca bebeğinizin size yön göstermesini sağlayın, istediği kitabı seçmesine izin verin. Bir kitap, zaman zaman tekrar açıp bakmaktan mutlu olacağı bir şeydir ve her kitap size çok faydalı olacaktır. Kitaplarda çocuğunuza gitgide tanıdık gelecek olaylar sırası vardır. Çocuğunuz, ona daha önce birçok kez okuduğunuz, en sevdiği öykü kitabının içindeki olayları tahmin ederek beklemeyi öğrenir. Aynı zamanda öykünün içindeki olaylar hakkında sorduğunuz sorulara yanıt da verebilir. Eğer içindeki resimlerle ilgili sorular sorarsanız, onları da parmağıyla gösterir.
Çocuğunuz ilk anlaşılır sözcüğünü söylemeden uzun süre önce sizinle iletişim kurmaya başlar. Sizinle beden dili yoluyla ve anlaşılmaz sesler çıkararak ve ağlayarak iletişim kurar. Çünkü onun dil gelişi anne karnında gelişmeye başlamıştır bile.
Bebeğiniz, yükselip alçalan ses tonunuzu ve söylediğiniz şeylerin bazılarını -özellikle bunlar sevgi ya da yol gösterici ifadelerle bağlantılıysa- yorumlamayı çoktandır biliyor. Bebeğinizin konuşmaya başlaması, onun algılama ve ses çıkarma yeteneğinin sözlü dile dönüşmesi gibi birçok beceriyi de beraberinde getirir. Çocuğunuz hemen hemen doğumundan bu yana ses çıkarma alıştırmaları yapıyor. “B-b-b-b-b” gibi tekrar eden harf sesleri ve anlaşılmaz sesler çıkarması, tükürük baloncukları yapması, aynı zamanda sesini yükseltip alçaltarak çıkarabildiği sesleri denemesi, belki de dikkat çekmek için bağırması artık size tanıdık geliyordur. Henüz sizinle konuşamasa bile, ona “Ayakların nerede?” gibi “Nerede?” soruları sorarak, çocuğunuzun ne kadar anlayabildiğini görebilirsiniz. Size ayaklarını gösterirken büyük olasılıkla güçlük çekmeyecektir!
İlk sözcükler birkaç anlam ifade edebilir
Çocuğunuzun ikinci yılında konuşmaya başlayacağını bekleyebilirsiniz, ancak çocuklar arasında büyük farklılıklar vardır. Aynı zekaya sahip olanlarda bile bu görülebilir. Bu biraz da kişilik ve yaratılışla ilgili bir şeydir. Bazı çocuklar diğerlerinden daha fazla sözlü kişiliğe sahiptir. Ayrıca, erkek çocuklar kızlardan daha geç konuşma eğilimindedirler; kız çocuklar daha çok konuşmak ister. Çocuklar ortalama olarak bir yaş civarında ilk sözcüklerini söylerler. Bu, onlar için bir anlamı olan, tekrarlanan bir ses olabilir. Örneğin, ne zaman bir köpek ya da fotoğrafı görseler “hav hav” dedikleri gibi. “Baba” ve “dede” de bilinen örneklerdendir. Söylenen her sözcük aynı zamanda o nesneyi gösteren ya da dikkatinizi onun konuşma çabalarına çekmeyi amaçlayan bir el hareketiyle tamamlanır. Örneğin, “hav hav” yalnızca bütün köpekler için değil, tüm dört bacaklı hayvanlar için kullanılır. Aynı zamanda, bu yaştaki bir çocuğa oturan bir köpek resmi gösterirseniz, onu bir köpek olarak tanımlamayabilir; çünkü bir köpeği tanıması için gerekli olan dört bacak görünmemektedir. Çocuğunuz aralarında ayrım yapmadan bir dizi nesneyi tarif etmek için tek bir sözcük kullanabilir; örneğin “vak vak” ile gerçek bir ördeği değil tüm plastik oyuncaklarını kastediyor olabilir.
Dilsiz eğlence; televizyon
İlk sözcükleri, iki sözcükten oluşan cümleler takip eder: Bunlar genellikle, “git buradan” ya da “onu ver” gibi rica ya da emir cümleleridir. Bebeğinizin anlaması ve sözcük bilgisi geliştikçe, bunlar “Ali ayıcığı istiyor” gibi basit cümlelere dönüşecektir. Bebeğinizin ikinci yılında sözlü becerilerinin ilk sözcüklerden, yalnızca önemli isim ve fiillerin söylendiği telgraf cümlelerine doğru gelişmesini bekleyebilirsiniz. Bu gelişme onun anlamasına da yardımcı olur, çünkü bebeğiniz artık bir şeye olan ilgisini daha açıkça iletebilir, sizden daha detaylı sözlü bilgi alabilir.
Televizyon bu yaş grubu için önerilmemektedir. Hızlı hareket eden görüntüler çok çekicidir, fakat konuşmaları takip etmek genellikle çok zordur. Bu da televizyonu dilsiz bir eğlence biçimine dönüştürür. Bu nedenle, bebeğiniz zamanının büyük bölümünü televizyon seyrederek geçiriyorsa, bu onun dil gelişimi üzerinde büyük olasılıkla ters bir etki yaratacaktır.
Dil gelişimini destekleme
Araştırmalar sonucu, dil gelişimi ve ardından gelen okuma-yazma becerisi arasındaki bağlantı kanıtlanmıştır. Çocukların günde 2 ya da 3 kez, her biri 10 ila 15 dakikalık süreçler halinde bir yetişkinle bire bir zaman geçirmelerinin, bu süreçlerde arka planda gürültü olmaksızın onlarla konuşulmasının, onlara kitap okunmasının ya da şarkı söylenmesinin çocukların dil gelişimi üzerinde çok olumlu etkileri vardır. Bu çeşit bir birlikteliği yaşamış olan çocuklar, yedi yaşına geldiklerinde, okuma yaşı olarak akranlarının hemen hemen 18 ay önündedirler.
Böyle bir farkın oluşmasının nedeni, farklı harf seslerini duyma yeteneğidir. Çocuğunuz alfabenin harflerini ve seslerini birer birer öğrendiğinde, onları yazılı olarak görmesi tanımasını daha da kolaylaştırır. “Bal” ve “kal” sözcükleri çok belirgin olan “al” sesiyle biter, fakat başlarındaki farklı harflerden dolayı iki çok farklı anlam içerirler. Harf sesleri arasındaki ayrımı yapabilmek, daha sonra hecelemeyi öğrenirken daha çok önem kazanır.
Çocuğunuz için evde iki dilin konuşulduğunu duymak sorun yaratmaz, ancak her zaman aynı kişinin aynı dili konuşması gerekir; örneğin siz her zaman Türkçe konuşurken, anneannesi her zaman İngilizce konuşabilir.
Karşılıklı basit konuşmalar
Genel olarak dil gelişimini artırmak için yapabileceğiniz çok şey var. Örneğin, yeni yürüyen bebeğiniz bir sözcüğü ya da iki sözcüklü bir cümleyi söylemeye kalkıştığında, söylemeye çalıştığı şeyi desteklemek için ona tekrarlayın. Eğer “kedi gitti” derse, siz de “evet, kedi gitti. Kedi nereye gitti?” diyebilirsiniz. Cümleleri basit tutun. Bunu yaparak bebeğinizin çabalarını yinelemiş olursunuz; böylece söylemeye çalıştığı şeyi daha doğru bir biçimde duyabilir. Ayrıca böylelikle, karşılıklı konuşmaya devam etmiş ve üzerine yenilerini ekleyebileceği yeni fikirler ve kavramlarla onu tanıştırmış da olursunuz. Konuşmasını açık açık “düzeltmeyin”, çünkü bu onu konuşmaktan vazgeçirebilir.
Yeni yürüyen bebeğinizle karşılıklı konuşmayı sürdürebilmek için bahsettiğiniz şeyleri ona gösterin, onu dinleyin ve söylemeye çalıştığı şeyle ilgili bilgi verin. Çabalarını destekleyin. Onu giydirirken üzerine giydiği elbiseler hakkında konuşun. Organlarının adlarını söyleyin. Markette alışveriş yaparken onunla konuşun ve ne yaptığınızı tarif edin. Başlarda tek yönlü sohbetler size biraz garip gelebilir, ancak diyalog çok hızlı bir biçimde gelişecek ve her ikiniz için de çok eğlenceli olacaktır.
Tekerleme ve şarkıları kullanın
Çocuk tekerlemeleri ve şarkılar boşluğu doldurmaya yardımcı olur, aynı zamanda dil becerilerini geliştirmek için de harikadır. Hatta bazılarının el hareketleri bile vardır. El hareketleri, bebeğinizin şarkının ya da tekerlemenin içindeki sözleri ve sırasını hatırlamasına yardımcı olur. Aynı zamanda çocuğunuzun odaklanmasına da yardımcı olur, çünkü tekrarla birlikte çocuk neyin geleceğini tahmin eder ve beklemeye başlar; böylece dikkatini daha uzun süre şarkıya vermiş olur ve dikkat etmesini öğrenir.
Dil gelişiminde duymanın rolü büyüktür
Konuşmak için çok önemli bir gereksinim vardır, o da duyma yeteneği. Bebeğiniz mükemmel duyabilse bile, çevrede herhangi bir gürültü olmaksızın farklı sesleri birbirinden ayırabilmeye gereksinimi vardır.
Bebeğinizin dikkati dağılmadan sık sık bire bir iletişimde bulunması önemlidir. Böylece yalnızca söylenilenden değil sözcüklerin seslerinden de net bir biçimde duyma yararı sağlamış olur. Bu yalnızca onun duyduğunu doğrudan taklit etmesine yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda her bir sözcüğü hangi seslerin oluşturduğunu ayırt etmesi için beynini eğitecektir. Yavrunuz daha sonra okumaya, yazmaya ve sözcükleri hecelemeye başladığında, bu ona yardımcı olacaktır. Bu nedenle, televizyonun ya da radyonun arka planda sürekli bir gürültü yaratmasından kaçının. Eğer gerçekten dinlemiyorsanız ya da izlemiyorsanız, radyo ve televizyonu kapatın. Çocuğunuz dinlemeye çalışırken, sizin yaptığınız gibi gürültüyü saf dışı bırakamaz ve sözcükleri net olarak duymaya ihtiyacı vardır.
Duyma yeteneği olmayan bir çocuk için konuşmayı öğrenmek mümkün değildir. Konuşma, duymaya ve sizin anlaşılmanızı sağlayan sesleri taklit etmeye bağlıdır. İşte bu nedenle, doğduğunda, 8. ve 18. aylarda yapılan duyma testleri çok önemlidir. Bir duyma problemi ne kadar erken ele alınırsa, çocuk ve gelişimi için o kadar iyi olur. Yineleyen kulak enfeksiyonu ve kirden tıkalı kulak bile çocuğunuzun duyma yeteneğini ve sonrasında da dil gelişimini kötü etkileyebilir. Çocuğunuzda bir kulak enfeksiyonu varsa, onu mutlaka doktora götürün.
Müzikli bilezik dil gelişimini destekliyor
Bebek basit bir müzikli bileziğin çıkardığı sesleri keşfediyor. Sözcükleri duymak ve müzik dinlemek dil gelişimi için çok önemlidir.
Birlikte okuma
Çocuğunuza kitap okumak birçok aile üyesinin de katılabileceği bir aktivitedir ve büyükanne-babaların özellikle hoşuna gider. Bebeğinizle aranızda bir bağ kurmak için harika bir yoldur.
Bebeğinizle beraber kitaplara bakmak onun dil becerilerini geliştirmenin de iyi bir yoludur. Birlikte bir kitaba bakmak için birbirinize yakın oturmanız ya da çocuğunuzu kucağınıza almanız gerekir. Bu şekilde geçirdiğiniz bire bir zaman, dil öğrenimi için iyi bir fırsattır. Sizin dikkatiniz ve yakınlığınız bu zamanın değerini ve güzelliğini artırır.
Ayrıca, yüksek sesle bir kitabı okumak çocuğunuzun öyküyü öğrenmesi için dinlemesi gerektiği anlamına gelir. Bu eğlenceli bir etkinlik olduğu için sizi dinler ve tat alır, böylece dinlemeyi öğrenir.
Bebekler için yazılmış basit öyküleri ve dikkat çekici resimleri olan kitapları seçin. Eğer hangi kitabı seçeceğinize karar veremiyorsanız, oturduğunuz semtin çocuk kütüphanecisine ya da kitapçısına danışın. Ayrıca bebeğinizin size yön göstermesini sağlayın, istediği kitabı seçmesine izin verin. Bir kitap, zaman zaman tekrar açıp bakmaktan mutlu olacağı bir şeydir ve her kitap size çok faydalı olacaktır. Kitaplarda çocuğunuza gitgide tanıdık gelecek olaylar sırası vardır. Çocuğunuz, ona daha önce birçok kez okuduğunuz, en sevdiği öykü kitabının içindeki olayları tahmin ederek beklemeyi öğrenir. Aynı zamanda öykünün içindeki olaylar hakkında sorduğunuz sorulara yanıt da verebilir. Eğer içindeki resimlerle ilgili sorular sorarsanız, onları da parmağıyla gösterir.