Nuri Can Şiirleri




Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!


Gitme Sevdamsın


Isıtan ışığımsın,inadına sevdam,
bitmeyen kavgamsın
gitme gönlümün güneşi
bir bozkır ıssızlığı gibi
bu şehrin karanlık sokaklarında
bırakıp beni gitme
gitme közüm, gitme korum, gitme gözüm...

Gidersen
bütün duvarlar yıkılır üstüme
kimsesizleri ağlar gözlerimde bu şehrin
hüzün sarar sokakları her gece
hicran yağar göklerden yağmur yerine...
gitme gece gözlüm, gitme bahar yüzlüm
gitme öksüzüm

Ellerin yağmur sıcağı senin
gözlerin düğün çiçeği
dudağın gelincik
bakışın ay
vurup ömrümün göçmen kuşlarını
hançerleyip kalbimi gitme
gitme ışığım, gitme sevdam, gitme kavgam...

Gitme sevdamsın
gidersen duman olur ağarım sokaklara
incecik bir yağmur olur yağarım
uyku tutmaz geceleri
uzak yıldızlara takılır kalır gözlerim
kaybolup giderim bu kalabalık şehirde
gitme delikızım, gitme yürek sızım, canyıldızım

Gitme gönlümün nazlısı
bakışlarımı bir boşluğa ilmikleyip
sonsuz kederimle başbaşa bırakıp gitme
gitme çöl olur, gitme ölüm olur
bir yaprak gibi kurur gider ömrüm rüzgarda
aysız, güneşsiz kalırım, susuz, havasız
gitme ölürüm
gitme

Gitme gece gözlüm, gitme öksüzüm
gidersen bu şehir sensiz kalır
seni ararım bütün duraklarda
bütün sokaklarda seni ağlarım
gitme anılara kar yağar
gitme dört mevsim ayaz olur
dört mevsim sonbahar
gitme ey yar
ağlatma beni sevda kapılarında
eğme boynumu
üşürüm, donarım her gece sokaklarda

Gitme yüreğimin sızısı
gitme alnımın yazısı, gönlümün nazlısı
gitme duman olur, tufan olur, ah olur
kuşlarda çekip gider bu şehirde
ne güneş doğar, ne sabah olur
her saniye bir can verir ömrüm
ölürüm sevda kapılarında
ölürüm gitme
gitme


Nuri CAN

 
Son düzenleme:

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!


Mavi Sevda


Bir mavi denizdeyiz şimdi seninle
ak bir martı gibi umut ve sevinç yüklü gemimiz
mutluluk rüzgarları vuruyor yelkenlerimize
pupa yelken yol alıyoruz sabaha
güneşli günlere çıkıyoruz, mavi gecelere

güzelliklerin el değmemiş ormanlarında
düşlenmemiş renklerin çılgınlığı düşüyor bakışlarımıza
kulaklarımıza binlerce kuş sesi dökülüyor
şiir cıvıltıları üşüşüyor saçlarımıza
sevgi çelenkleri örüyor zaman içimizdeki ışıltılardan

sevgiyle beslenerek,
bin çiçek büyüyor özlemin kor bahçelerinden
küskün çocuklar gülümsüyor yıldızlara
seviyoruz bütün insanları, bütün hataları affediyoruz
şarkılar bizim oluyor, şiirler bizim, yarınlar bizim
su gibi yudum yudum, hava gibi nefes nefes
mutluluğu tadıyoruz tüm pınarlardan
sevgimizi koyup tüm sevdaların üstüne
yelin suyla öpüştüğü kıyılara atıyoruz acılarımızı

kaldırıp duvağını gökyüzünün
öpüyoruz tüm beyaz bulutları alnından birer birer
dudaklarımız gül oluyor, gözlerimiz yıldız, bakışlarımız ay
uçuk bir mavide tutsak kalıyor hayallerimiz
sokaklar dolusu mutluluk
çiçekler dolusu sevgi ekiyoruz güzelliğin doruklarına
martılar uçuruyoruz samanyoluna mavi düşler boyu

bir Adem ile Hava faslındayız şimdi seninle
mavi bir rüya görüyoruz, mavi bir bahar yeşeriyor tenlerimizde
yeni bir aşk masalı yaşıyoruz şarkıların tılsımında
güneşi, mehtabı, yıldızları içiyoruz tüm pınarlardan

dudakların kalplere sığındığı bir adada
şimdi binbir arzuyla köpürüp kabarıyor dalgalar
şiir’in yedirenk çakılları vuruyor kıyılarımıza
bütün ihanetlerden arı, bütün çirkinliklerden uzak
yıldızları yol yapıp umutlarımıza
mavilere tırmanıyoruz ince alımlı ayaklarıyla aşkın



Nuri CAN

 
Son düzenleme:
.

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!



Gülsem Gül ıncinir


Gittin
hüzün kokulu bakışlar bırakarak
ardında
gidişin, yarama tuz basılmış acı
gidişin
karlı kış gecesi
gidişin
dağbaşı ıssızlığı
gidişin
çiçeksiz, renksiz
uğul uğul bir rüzgar başımda
ayazı kirpiklerime vuran

Gittin öyle apansız
hayaller birikti gözlerime ıpıslak
büyüdü gitgide yalnızlığım
yıldızlar da terketti burayı, ay küs
ardında yalnızca anılar kaldı
kırık dökük
boynu bükük anılar...

Yoksun işte
gözlerin yok
ellerin yok
kar yağıyor anılara
üşüyor hayat
yoksul bir kıyıda
seni beklemede kalbim hala
öylesine melûl, mahsun ve tenha
dudağımda titreyen şiirlerle
özlemin yağmur, yağmur
damla, damla gönlüme yağıyor

Her gece
ırmaklara salıyorum gözlerimi...
denizler ortasında,
kaybolmuş bir sandal gibi
binlerce kıyıya çarpa çarpa
öylesine yitik, öylesine çaresiz
öylesine perişan yaşıyorum…

Sen bu şehirde bulutlarla gittin
zifir geceydi,
yağmur yağıyordu
bütün sokaklar ağlıyordu
bütün duraklara düşlerim yağıyordu
gittin işte
gidiş o gidiş
bir daha dönmedin geri
yarısı sende kaldı kalbimin
yarısı bende ezgili..
ah! seher yeli

Bu yürek yara şimdi, bu hayal kırık
ömrüm sokaklarda bir yaprak artık
gelme, öyle yorgunum ki,
zemheri karlarını bekle

Gözlerimde sessiz bir gözyaşı
bekler öylesi dağ sevdalı
rüzgara hasret bir ince dal aşkına

Gülsem gül incinir
ağlasam dal
gelme, seni çok özledim
nisan yağmurlarını bekle

Ben ki,
unutulmuş bir gökyüzü masalıyım
uzak iklimlerin güz çiçeği
gözleri sürgün,
o hüzün bakışlı çocuğum hala
öylesine sessiz, öylesine dilsiz
ne analar kucaklıyor beni
ne de hasret kokan ıssız geceler

Bir gün tarih düşülürse
çizilirse aşkın miladı
yapraklar düşerse, kuşlar göçerse
ve sen dönersen
kilitlenirse gözlerim gözlerine
ellerin ellerime kenetlenirse
işte asıl o zaman ölürüm ben...
işte asıl o zaman ölür...
işte asıl o zaman…
işte asıl o...

Nuri CAN
















Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!


Gül mü biter senin olmadığın yerde?


"Od düştüğü yeri yakar,
Değme dalda gül mü biter?
Ko dört dilin, çok kuş öter,
Bülbül ünü gelmemiştir."
Karacaoğlan



Senin geçmediğin bahçede gül mü biter?
bülbül mü öter senin olmadığın yerde?
ömrümün en kırılgan yerindeyim,
tut elimden
alıp beni yüreğine götür ey yar

Boynu bükük biriyim işte
deliyim, divaneyim, avareyim
sen yoksun dardayım
sen yoksun sonbahardayım
ne başımı okşayan bir el
ne de gözyaşımı silen var

Gözlerim yaralı bir gül
sesim kırık karanfil feryadı
özlemlerimle, hasretimle sensizim
yalnızlıklar büyütüyorum sokaklarda
gel yağmur ol, rüzgar ol, boran ol
savur beni diyar diyar
ey yar

Sen yoksun
virandır gülistanım
hayalim, düşistanım
Mecnun gibi şaşkınım
dikenler sarmış gönül bahçemi
çöle döndü nevbahar
feryadım ah-u zar
ey yar

Sensiz bahar mı gelir, gül mü açar bahçeler?
gül mü kokar, çiçek mi açar, gün mü doğar?
hüzün kokuyor şimdi her yer
hıçkırığa boğuluyor ırmaklar
rengini terk eden gül gibi solgun,
acısı saklı bir bağ gibi suskunum
umutlar boynu bükük
yarınlar yaralı
yürekler yorgun sonbahar
ey yar
Senki goncaydın, gülşen yolunda
gel, gittiğin iklimlerden artık
sevdam, yüreğim ve ben sensizim
bilki, hasretinden başka yurdum,
sevginden başka muskam yok göğsümde
gel,
hasreti, çölü, ölümü bana bırak
alıp götür yalnızlığımı buralardan
ey yar

Bilki, baharlar gelmiyor sensiz,
gül açmıyor bahçeler?
gül kokmuyor, gün doğmuyor
küsmüş dalına yaprak,
yağmura toprak,
kaynağına ırmak

Sevgi bir güldür
yürek bahçesinde yetişen
sevgi bülbüldür,
kanatları aşk nakışlı

gül mü biter senin olmadığın yerde?
bülbül mü öter ey yar?
ey yar?
gel,
geçmeden aşk-ı baharlar




Nuri Can
.


.​
 
Son düzenleme:
.

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!


Maviler Delisi

Diyorumki bir gün
sevdamı yüreğime yüklesem
alıp gölgemi yanıma
dağ deniz çekip gitsem...

dolanır ayaklaıma güz
anamın yanık ninnileri
kor beni çaresiz...

kalsam
sığdıramam bu deli maviyi
ihanet kokan soluguna kentlerin
üşür gözlerimde yediveren tomurcuk
yedigöğün yıldızları
yüreğimde bir maral ağlar
hangi suya eğilsem...

kanayan bir yaradır özlemim
güz kıyılarında
bulutlar gibi nehirler gibi
akıp gider sancıyarak mevsimlere
her kirpiğimde bir gül ıslanır
hangi sarkıyı dinlesem...

gözlerimde bilinmiyen adresler
kulağımda uğuldayan sesler
durmadan bir ezgi sarıyor içimi
dudağımı kanatıyor şiirler
ah ben bu sevdayı kime nasıl söylesem...

tanrım
nedir bu gecelere sığdıramadığım hüzün
yüreğimi ikiye bölen sancı
nedir bu acemi sevda
mavilere tutkun yanım
eğer ben şair değilsem...

gözlerimde mavi telaşlar
yüreğimde mavi gözyaşları
maviler boyu vuruldu gölgem
denizi kirlenmiş bir martıyım artık
ağlamaklığımı sorma ey hayat
uçurumlar doldurur bakışlarımı
yönümü nereye çevirsem...

bir rüzgar soluğu türkülerdeyim
bir martı kanadı göklerde
bulutlar bulutları kovalar
dalgalar dalgaları
durmadan bir deniz çalkalanır
bir yol uzanır durmadan önümde
ah nasıl özlem kokuyor uzaklar bir bilsen...



15/ 10/1980 İstanbul

Nuri Can
 



Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!


Şiiranne


Hangi dal inlemez kırıldığı yerden?
hangi yaprak bilmez ayrılığı?
estiğinde sonbahar rüzgarları…

Tomurcuklar üşümez mi?
incinmez mi küçük kalpler?
ürkek, masum, narin
yalnızlık ve korku diyarından…

El sarar mı yaraları şiiranne?
bak akşam oldu
nereye ve kime sığınır bir çocuk
yoksa kimsesi…

Yürekteki öksüz çiçek
gözyaşıyla beslenirse
kuruyup gitmez mi şiiranne?
anısı olur mu küçük rüzgârların?
kırılınca düş kanatları...

Ak bir güvercin değil midir şiir?
kirlenmez mi beyazı?
inlediğinde bir çiçek…

kırılınca dal
inleyince çiçek
ağlayan gözlerde
üşümez mi şiir yaraları
zalimlere kalır mı bu dünya şiir anne

Acılı bir çağda
ödünç alınmışsa sevinçler
kaybolup gitmez mi?..
dağ doruklarına,
uçurum kıyılarına,
eğilmez mi bulutlar?
bir annenin kar çığlığında
düşmez mi şiir'in beşiğine ateş

Yüzüne kapanmaz mı kapılar?
üşüdüğünde gül
ve yasemin kokulu sevgiler…
gözyaşıyla ıslanmaz mı?
küçük nazlı kalpler…

Titrerken gece ayazın soğuğundan
incinmez mi minik eller?
nazlı bedenler üşümez mi?
yıldızlar örtmezse üstünü
nasıl ısınır çocuk gülüşleri şiiranne …

Yanaklarında iki damla yıldızla
siyah bir gülün uğultusunda
alıp götürmez mi gözlerdeki buğuyu?
üşümez mi sevgiler?
kırılmaz mı dal?…
boz bulanık sisler basınca hayalleri…

Şiir gibi doğmak nasıldır şiiranne?
şiir gibi büyümek
şiir gibi düşünmek
şiir gibi yaşamak
şiir gibi ölmek nasıldır?…

Bu nasıl bir dünya şiiranne
gülün acısı mıdır insan?
benim aklım almıyor
aklım almıyor şiiranne...



Nuri CAN

 
Son düzenleme:
bycilgin4kmzp1uv5ya6.gif
Alevden tomurcuklar

Eğilip öpüyorum alnından
gözlerinde uyuyan nazlı bir sabahı
dudağımı yakıyor o gül ateşin / incecik

bir defne dalında uzuyor kirpiklerin
yüzünün aydınlığına ak güvercinler konuyor
utanıyor saksılarda çiçekler
bir dal kırılıyor / körpeçik

saatler akıp gidiyor
bir ceylan iniyor sızının kıyılarına
bütün ırmakların suyu çekiliyor
ölüm kesiyor yolları / gencecik

okşuyorum incitmeden
yanağından süzülen damlacıkları
utangaç bir mavi düşüyor gözlerinin içine
boynunu büküyor yaşam
yüreği parçalanıyor bakışı güvercin bir kızın
bütün aynaları kırılıyor / sevincin

hafiften bir rüzgar esiyor
apansız ağıtlar düşüyor sesime
korkunç ateşlere düşüyorum, uçurumlara
alevden tomurçuklar patlıyor usumun gergefinde
beyaz kefenlere sarılmış bir kar çölünde
elimde çırılçıplak kalıyor yüreğim

şimdi bir kıtada çocuklar güneşi öpüyor
analar ağıt yakıyor bir başka kıtada
yüzümde çiçekleri solmuş bir bahçenin hüznü
dalıp dalıp uzaklara gidiyorum
ve diyorumki,
yaşamak ancak bu kadar haklı olabilir
ancak bu kadar güzel ey kardeşim
çirkin bir ölüm kervanında kırılsada papatyalar

sen ki, bırakıp bir baharda nazlı özlemlerini
uçup gittin nazlı bir kuş gibi
bir sonsuz maviyi çizip yüreğime

zaman acısını işlerken hayatın güldikenine..

Nuri Can


bycilgin4kmzp1uv5ya6.gif
 
.

gvpu.gif



Ne Giysek Yakışmıyor Hüzünden Başka


Yüzümüzü sulara bıraktık
hayallerimizi sıvası dökülmüş duvarlara
sardıkça yangınlar içimizi
yoksul bir yaşamın cenderesinde
yaralarımız üşüdü...
Önce miydi, sonra mıydı,
kar mıydı?
yağmur muydu?
bilemedik?
üşüdükçe içimize çöktü sis...

Hep sancısını çektik kahreden hayatın
ne giysek yakışmıyor hüzünden başka
eğilip bakmaya korktuğumuz,
sahipsiz mezarlara döndü içimiz.
her akşam tanımadığımız bir hicran
görmediğimiz bir ıstırap çaldı kapımızı...

Kalbimizi bir vefasız,
ömrümüzü bir hayırsız aldı
hayatın çıkmazında hep teselli aradık
buruk gülümsemeler dindirebilir mi hüznü ah! Can?
kime ne verebiliriz ki,
gönül mü?
ömür mü?
can mı?
mal mı?
yok, yok yüreğimizden başka servetimiz

Her baktığımız göz yuttu gönlümüzü
hançerini sapladı her tuttuğumuz el
hangi adaya sığınsak ihanet kokuyor.
nereye gidebiliriz ki ah! Can,
yüreğimizden başka
sokaklar çıkmaz sokak ömrümüzde,
kahretsin...

Çıktığımız her yolculukta
düştüğümüz her kalabalıkta
ıssız bir kıyıda üşüdü ömrümüz
yetim bir ruh, nemli gözlerle
her gece sarılıp bir hayale,
yalnızlığımızı alıp bastık bağrımıza...

kırgındık mevsimlerin koynunda, yaralıydık
acılarla yattık, acılarla kalktık,
bir ömür acılara acılar kattık
kurudu gözpınarlarımız,
karanlığı siper edip gözlerimize
yüreğimizle ağladık.

Kimsesiz bir çocuğun yüreğine çizip resimlerimizi
kayıp mezarlara gömdük,
yüzümüze siper ettiğimiz gülüşleri
ve yükleyip sevdalı bir kuşun kanadına anılarımızı
ardında el açıp aşka ve acıya ağladık...

Hep yüreğimizde saklı tuttuk sevgimizi,
gözlerimizde, yüzümüzün hüznünde saklı tuttuk...
gökyüzünü doldurup soluğumuza
isyanımızı kilometrelere zincirleyip
kayıp bir vadide idam ettik geçmişimizi...

Gidenler dönmedi ah! Can
solgun bir güz bahçesi renginde,
boynu bükülü gelincikler gibi kaldık
yaralı uçurumları birer birer koşarak
boş yere yollara baktık, türküler yaktık
kurudu gözpınarlarımız, yüreğimizle ağladık.

Yaralı bir ülkeyiz şimdi, terkedilmiş bir şehir
nehir nehir acılar damlıyor bedenimize
önümüzde dağ dağ uçurumlar
ardımızda ölümün ayak sesleri
nasılda acıyor hayatımız ahh! Can

Gurbet ki, kahreden yanımız
acılara gömdüğümüz isyanımız
derdimizi kime nasıl anlatırız,
kimimiz var ki,
lime lime yüreğimiz,
ilmik ilmik gözyaşlarımızdan başka…

Hasret ki, göçmen kuşların kanadında taşıdığı
gamdan bir dağ gibi oturmuş gözlerimize...
buruk gülümsemeler dindire bilir mi hüznü ah! Can?
kime ne anlatabiliriz ki,
ağızdan çıkan her söz yaralıyor yüreğimizi....



.
Nuri CAN

.​
 
Son düzenleme:
].
368040742_1408136.gif



Gülümse Güneşe Umut Yeşersin


Türküler söyle dost yüreğine
gülümse güneşe umut yeşersin
yarına güneş yeniden doğacak diye bir ümidin varsa

.../
Kır çiçekleri kırılmasın kirpiklerinde
saçlarını savuran bu rüzgar esmesin
şafaklar umut açmıyorsa
yastığında yaslandığın gecelerin
yak kül olsun,
seni üzen ne varsa gönlünün ocağında…

Ser önüne yoz akşamları
küflü gurbet gecelerini de al yanına
tutuşturalım bir ucundan içimize batan bu hayatı

Ömürki, nazlı bir bahçedir kınalıkuş
kimi gün çicek açar, kimi gün yaprak döker
unut geçen sonbaharları,
yeni baharları selamla her bahar
say ki, sen de varsın bu dünyada
bırak uyusun kollarında nilüferler
baharlar tadında kalsın sarmalında umut
bir sonbahar yaprağına da yazılı olsa adın
sende oyna hayatını acılar karşısında

Bırak dönsün dünya
sende dokun bir ucundan hayata
aldırma sedası sarsık keman iniltilerine
mutluluk dediğimiz ulaşılmaz bir dağ da olsa
demirden bir kale de olsa içimizi kuşatan aşk
hiç bir kervan geçmese de
düştüğümüz kuyunun kenarından
aldırma,
herkesin hayatında
acının solduramadığı günlerde vardır elbet

bırak hayatın hangi burgacında
dalgalanıyorsa kalbin dalgalansın
bir kelebeğin ömrü kadar da olsa ömrün
bir sarmaşık tutkusuyla sarıl yaşama
hangi uçurumun kıyısında olursan ol
her zaman heybende biraz umut
yedeğinde sevgi kırıntıları bulunsun




1988 ıstanbul
Nuri CAN​
 
Son düzenleme:


yyy.jpg



Aslı Yolunda Kerem Meyli midir AŞK?

Eftelya'ya

Koyup herşeyi bir yana
çekip ellerini hayatımdan
git
artık ne kaybedecek
ne de konuşacak bir şeyimiz kaldı
bütün sözler tükendi...

Gözlerini
ıstırabımı
hicranımı
seven yanımı
hayatımdan al git
sar git yüreğimdeki yarayı
say ki, hiç yaşamadık bu aşkı
sevişmedik geceler boyu
varsın bütün şiirler,
bütün şarkılar yarım kalsın
neyin varsa topla git

Git
mim koyup efkarıma
bir güvercin gibi
kanadımda taşırım ateşimi
bir mecnun gibi çölde de yaşarım
Leyla'ysa aşkım
yeterki,
düştüğüm yerden
vurmasın sırtımdan hayat


Zaten ben bu ihanet kokan dünyanın
bu yeryüzünün kara sevdalısıyım
iflah olmam
yüreğimi kimsesiz sevgilere bırak git
varsın tüm köşe başlarında yalnız kalayım
bütün elveda istasyonlarında ben ağlayayım
yüreğimdeki ağrıları al git

Alevler içinde tutuşan iksirler istiyorum artık
değilmi ki,
her aynaya baktığımda
niftrit asit ter döküyorum bardak bardak

Git
oklarını
duygu bahçemden topladıklarını
ve yüreğimden kopardıklarını bırak
koy bir yana sancılarımı
kelepçeni vur git hayatıma
ihanet prangaları vur git bu sevdaya

Bırak çözülsün dizlerimin bağı
hasret dilimin ucunda
suküt gibi naçar
susku gibi suküt kalsın

Bırak beni hayat aşkın oklarıyla
vursun vuracaksa
tam orta yerinden kalbimin
sevda bahçelerinde gül toplarken
kışları bana bırakıp
alıp yanına tüm baharları
viran şehirler gibi gibi terkedip git beni.

Git
indir yükünü duygularımın
bir avuç ateş değil midir? aşk
gömülüp soluğuna hasretin
bırak yaksın kanatlarımı
varsın acıdan parça parça olsun yüreğim
açmasın bir daha hiç bir çiçek
bütün kuşlar terkedip gitsin bahçemi
al yanına tüm baharları
sonbaharda sarı bir yaprak gibi kalayım

Git
mevsimlere yazarım adını, sonbaharlara
bulutlara yazarım, yağmurlara, yalnızlıklara
bir veda sözcüğü düşer gibi uçurumdan
rüzgarlara saklayıp adını giderim ben de

Aslı yolunda Kerem meyli değil midir AŞK?

Nuri CAN


 
Son düzenleme:
siir10161.jpg


Gel
sen yoksun
bütün sokaklarına kar yağıyor ömrümün
nefesim
üşüyen bir gelincik ayazı
bütün geceler aysız
durmadan bir ezgi savruluyor dudaklarında gecelerin
hüznün uzayan saçlarında kimsesizliğim kanıyor
yağmalanmıs bir ömrün ortasından sızarak
yaralı gönlümün ırmaklarına doluyor
gel
her gece bır deprem oluyor
ey çağlayan bir suda yittirdiğim menekşe gözlü kız
seslen bana nerdesin, hangi uzak şehirdesin
bir rüzgârın kanatlarına vursam duyulur mu sesim
gel
erişilmez uçurum diplerinde kaldı özleyişler
yaralı ceylanlar sekiyor bakışlarımda
tomurcuklar öksüz, serçeler dilsiz
her durakta boynu bükük bir çocuk üşüyor
ve ben bu yağmurlar dolusu yalnızlığımla
bütün bulutlardan sana koşuyorum gel
yürekler boş, bakışlar anlamıyor beni
her akşam vakti,
el ayak sesleri çekilirken caddelerden
vurup yüreğimi narlı sevdalara
yıldızlara ağladığımı kimse bilmiyor
kimse bilmiyor, her gece
dudağımda bir şiirin kanadığını
ey yavru bir kuş gibi
düşlerimin arasından uçup giden uçarı kız
yaşım on beş idi, yüz oldu, binyüz oldu
yaşlandım yaşamadan aşkı ve baharı
farkında değilim şimdi,
geçen günlerin değişen mevsimlerin
yağan karlar altında kaldı kalbim
gel
geçmiş bahar sokaklarına çıkar beni
bahçesi tarumar bir çiçeğin kirpiğindeyim
bir kar çölünün ortasında
bir insan mahşerinin içinde
yapayalnız
her bakışta bir hüzün,
her hüzünde bir bakış kanamada
bir sonsuz rüzgar başladı gittiğin yerde
gel
gel
bahar sokaklarına çıkar beni
yıldızları sönmüş bir gecenin sayfalarında ışıksızım
özlemler damıtıyorum durmadan karanlığın yapraklarına
kalbimin üstüne üstüne yağıyor kar,
göçüp gitti kuşlar çoktan ve ben
bölüp iklimlere o sevda tılsımı türküleri
işleyip alnımın çizgilerine tel tel
kalbimi sana rehin tutuyorum
gel
hasret ki yolları kanamalı ağır bir hüzündür
geçip giden günlerin terkisinde
rüzgâr koyaklarını yitirdi, sözcükler büyüsünü
her mısrada çığlık çığlık yüreğim
gel
ömrümün bütün sokaklarına kar yağıyor şimdi.



Nurí CAN

 
.


can26.gif



Aşk; üç harf, üç noktalı bir sözcük...


Mavi gözlerin
derin bir nehirdir her gece
kalbimin üzerinden geçer

Dudakta mühür
mühürde giz
gizde aşksın

Aşk;
üç harfli
üç noktalı
bir sözcük...
sihir ve ayna
ayna ve sihirden
yazılır kalplere

Aşk;
bir ütopya
evrensel ruh
gönül bilimi
sevgi ülkesi
tılsımlı bahçe
goncagül
sessiz bir menekşe
dört mevsim bahar kokan

Aşk;
var olma sebebi
dünya aşk için döner
aşk için doğar güneş
gülün nazı,
bülbülün avazı
özün,
gözün,
sözün
ışığıdır aşk

Sonbahar da olsa ömrüm
bir umut yitiminde de kalsam
koyma beni acılar içinde
baharım sensin
pınarım sensin

Bir dağ rüzgarı arıyor şimdi
bülbülün gül lehçesi
dudadaki sessiz şiir
duygudaki derin nehir
gönlümün düş bahçesi

Düşler, gülüşler
şarkılar, şiirler
hepsi senin olsun
ipek mendilde sakladığım ümitler de

koyma beni acılar içinde
boğma hüzne
yaşıyorsam nefesim sensin
sebebim sensin
hasretim sensin
baharım sen
ağyarım sen



Nuri CAN

.​
 
Son düzenleme:


15890235ir2.gif



Bilseydim Sever miydim?


Bilseydim;
hep böyle sessiz kalır bu şehir sensiz?
hep böyle hüzün kokar geceler?
hiç hayal kurar mıydım

bilseydim ayazda öksüz kalır düşlerim
kar yağar hep gönül şehrime
semtine uğrar mıydım?

bilseydim yaralı bir tren ömür
her durakta seni arayacağım
bulutlandığında gözlerim
içimde umutlar besleyip
rüzgarlara soracağım

bilseydim kırılır kolum kanadım sen giderken
bilseydim göz göz olur yüreğim seni beklerken!
bilseydim üşür ömrümün goncası seni özlerken
sana gönül verir miydim?
sevgilim der miydim?

Bilseydim;
üşürüm hep sensiz geceler de
nemli kirpiklerle sarılıp yastığa
her gece ah çeker miydim?
Leyla’sını yitirmiş mecnun misali
aşk çölünü bekler miydim?

her yandığında yüreğim
sevgiye, şiire, sığınır mıydım?
dolanır mıydım kördüğümlere?
yarasalar uçurur muydum kör karanlığa
kahrolur muydum aşk için?

Bilseydim;
özlemin adıdır yazılan şiir,
biraz sancı, biraz acı
her seven biraz Mecnun
her sevdanın sonu ayrılık

ve bilseydim nankördür aşk
sana kalbimi verir miydim?
seviyorum der miydim?

Bilseydim;
bir ömür hep seni bekleyeceğim
üşüyen yaralarımla hep seni özleyeceğim
mevsimlerin koynunda yaralı kalır kır çiçeğim
kahrını çeker miydim?
büker miydim boynumu

Bilseydim;
özler miydim seni
yollarını gözler miydim
kurar mıydım onca hayal
boynumu büker miydim
uğruna gözyaşı döker miydim

Bilseydim;
kırık bir dal yalnızlığı ömür
karalar bağlar mıydım aşk için?
bulut olup ağar mıydım
yağmur olup yağar mıydım
öksüz çocuklar gibi mahzun ve biçare
oturup bir köşede gizli gizli ağlar mıydım...


Nuri CAN 1978 Nijmegen
.​
 
Son düzenleme:
.

76355236.gif



En Güzel Rüya Sensin


Ey gönlümün uçurumuna her seher
gül ve rüzgar dokuyan uçarı kız
ey nazlı çiçek, narin kelebek,
vahşi menekşem.
ey büyülü dağım
gökkuşağım
bir ömür tırmanıp ulaşamadığım…
bakışın yağmur senin,
gözlerin deniz, ellerin gül,
saçların meltem
ah! ki, başımı döndürürsün her dem
seni sevmek bir masal
en güzel masal sensin

ey ormanların uğultusu
baharın buğusu
dağların kokusu
sevgimin soluğu
ey yanan yüreğime en mübarek su
gözlerin denizin üzerinde ayışığı
gözlerin gözlerimde ateş,
dudağımda gül, ömrüme can
gönlüme canan
gözlerin geceye söylenmiş şarkı
seni sevmek bir rüya
en güzel rüya sensin

senki, sularda nilüferim
bergüzarım, zülfüyarim
en kutsal yerimsin
gökkuşağı olur şiir kokarsın
güneş olur tenimi ısıtırsın
rüzgar olur, bahar olur, aşk olur
hayat olur, deniz olur, dalga olur
öldürürsün beni edan ile
üstüme üstüme gelirsin her gece
başımı döndürürsün...

ey yüreğime mühür,ölümsüzlüğün adı
ey baharın neşesi, dağların moru
gönlümün menekşesi, sevdanın onuru
seni koklanmamış bir kır çiçeği gibi sevdim
seni yazdığım bütün sayfalar hasret kokuyor
sevgi dokuyor gönül defterime her mısra
seni özlemek bir şiir
en güzel şiir sensin

ey sabahların umut tazeliği
gecelerimin bitmez hayali
yüreğime alıyorum seni
gözlerime, dudaklarıma,
tenime sarıyorum.
mutluluk ağacımda
sevinç çiçeği oluyorsun
durmadan yürüyorsun gönül ülkeme
canıma can, kalbime canan oluyorsun
duygularım seni sevince böyle güzel
tenim hasretinle sıcak böyle
seni sevmek bir sevda
en güzel sevda sensin




Nuri CAN

.​
 
.

96964157.gif



''Yoruldum'' deme sakın

ınsan içindeki yolculuğa doğru gittiği yere yüreğiyle gitmeli...

Toplan gidelim yüreğim bir dağ çiçeğinde kelebek olalım... Şimdi tebessüm zamanı acılara, yüreğim... Başını kaldırıp göğe, gözyaşlarını saklayıp bir kuytuya, umutsuzlukları bu şehre gömerek, umudu vurup terkine yıldızlara gitme zamanı. Aldırma olup bitenlere, korkma! Siliver geçmişi içine sinmeyen bir şiirin son dizesi gibi. ıçindeki yolculuğa doğru git, sabah olmadan, şehir uyanmadan, kar yağmadan yollara... Toplan gidelim yüreğim, topla hayallerini ve dudağındaki kan güllerini, ihanetlerin dağladığı ateşlerde pişmeden yetim ruhumuz gidelim, gidelim buralardan canevimize ateş düşmeden ...

Topla hayallerini topla gidelim yüreğim, yanına alıp özlemlerini ve bir ömre sığdırdığın öfkeni, yağmur yağarken anılara puslu bir havada sağır ve sessiz terk edelim bu şehri. Çekip gidelim yüreğim sabah olmadan, şehir uyanmadan...Yanımıza alacak başka birşeyimiz olmasın varsın, dürüstlüğümüzden başka... Yolun başında elbet incitcekler bizi, kanatcaklar, acıtcaklar, çamur atacaklar. Aldırma ihanetlere yüreğim. Her defasında onursuz, haysiyetsiz, iki yüzlü insanlarla karşılaşmak bu şehirde midemi bulandırıyor, zor geliyor artık.. 'Yoruldum'' deme sakın...Umudum tükendi” deme...
Varsın tek sermaye sevgimiz, tek çare umudumuz. tek doğru yolumuz olsun...

Hadi toplan yüreğim dağların ıssız doruklarına çıkalım, yetişmesin ardımızdan kahpe zifir, ziftli ihanetler ... Toplan gidelim hüzünler çökmeden içimize, bükmeden boynunu bir güz çiçeği ardımızdan, gidelim... Vuranlar kalbimizden vurdu bizi ah, daha fazla kanamadan kalbimiz gidelim.

Burda kalmamaız için hiç bir neden yok artık, yaslandığımız bütün duvarlar yıkıldı. Gidelim bir ağaçta dal olalım, yaprak olalım, bir dağ başında toprak olalım ama burdan uzak olalım. .
Kahpe dolu her taraf, varsın kahır ve gam olsun yükümüz, vurur sırtımıza gideriz, yeterki vurmasın sırtmızdan bizi hayat...

Gidelim yüreğim gidelim, sevgileri alıp yanımıza, ihanetleri geride bırakıp, herkesi kendi günahıyla başbaşa bırakıp gidelim...

Hadi derin bir soluk alıp düşelim yollara, rüzgarlarla yıkayıp yüzümüzü, yıldızlara bir selam verip gidelim...
Bizim dünyamız burayla sınırlı değil, buraya sığmaz gönül güllerimiz...
Toplan gidelim yüreğim gitmek zamanı, aldırma ihanetlere. ''yoruldum'' deme sakın...umudum tükendi” deme...
Toplan....
Toplan gidelim sabahı dudaklarından öpme aşkına...

Bir dağ çiçeğinde kelebek olalım...




Nuri CAN



.​
 
Son düzenleme:

.

177133.jpg



Hadi Susturun Şimdi Susturabilirseniz


Umuda sarılmayı öğren ömrüm
güzlere darılmayı
düştüğünde varolmayı
yoksa boğulup gidersin hayatın kirli sularında

kimse anlamadı yüreğine sızan şiirleri
çizdiğin resimleri ışık sızmayan bir bodrumda
duvarda asılı duran göğsü kırık bir sazdan başka…

biri söylesin şimdi ben deli miyim?
buğulu bir iç çekiş mi şiirlerim havada?
kimsenin dönüp bakmadığı, okumadığı

biri söylesin şimdi bir ben miyim,
yaralı bir geyik gibi acısını emen
bir ben miyim kayıp şehirlerin
kayıp sokaklarında arayan yitiklerini
öyle suskun, öyle kırgın ve yorgun

Ah yüreğim!
zebaniler tutmuş yol boylarını
nasıl geçeceksin bu hüzünle
hayatın kıldan ince nazlı yollarını
tutunarak uçurumlara

ah ömrümün duyulmaz çığlığı
tutup hangi dağın ardına gömsem sesimi
oy kerbela’da susuzluğum, oy sarı sızım!
oy gülde hazan, dilde hüzün
oy bıçaklanmış ağıtları yüreğimin
kanayan yaram, sebeb-i çilem

sustum hep
sustum!
sustukça içim kanadı
acılar kalbime sığmıyor artık

.../
hadi susturun şimdi susturabilirseniz
göğsümden söküp ateşlere fırlattığım kalbimi



Nuri CAN



 
.

bho.gif




Özgürlük Sevdası



Sınırsız sevdim gökyüzünü
sevemedim tutsaklığı bi-türlü

güvercinleri
mavi
göklerde
sevdim
beyaz beyaz uçarken

çiçekleri
yeşil
dallarda
derdim
duygu duygu açarken

balıkları
büyük denizlerde
gördüm
nazlı nazlı yüzerken

oldum olası
ne bir saksım olsun istedim
ne bir akvaryumum
ne de bir kafesim
isterdimki
sevdalı bir rüzgar olsun
dile gelsin
her bahar yaprakları okşasın sesim
sevdalar büyütsün özgürlüğe dair

altın kafeste de olsa
kuşlar özgür olsun isterim
balıklar özgür
çiçekler özgür
çocuklar özgür
sevmem daracık yerleri

isterdimki,
yeryüzü çiçeklerin
gökyüzü güvercinlerin olsun
güneşin okşadığı her yer
bahar bahar çiçek koksun

isterdimki,
herkesi seveyim, herkeste beni
kardeş bileyim herkesi

isterdimki,
gökkuşağı olsun sevdam
sarılsın umutlara
bulutlara uzansın hür düşüncelerim
her tarafta barış, dostluk, kardeşlik olsun
dünyada ne kin kalsın ne de düşmanlık
bütün kalpler sevgi dolsun

ve şiirler en güzel sevgilim olsun...



Nuri CAN 1977 Nijmegen











40636392sq0.gif




Ah! Mümkün Olsa


Ah! mümkün olsa
acıdan sevinç
sevinçten umut yapardım
bölüp yüreğimi acılara
dünyadaki bütün çocuklara
sevgi satardım…

Ah! mümkün olsa
rüzgar olur eserdim bozkırlarda
dağ - bayır dolaşır,
odalarına sızardım her akşam
üstlerini örter, alınlarından öper
sonra bir masal anlatır
usulca çekip giderdim...

Ah! Mümkün olsa
ağaç olurdum bozkırlarda
her bahar yeşerip
meyve verirdim çocuklara her yaz
sonra döküp yapraklarımı sonbaharda
rüzgarlarla savrulup giderdim…

Ah! mümkün olsa
ulu bir çınar olur
dört mevsim baharı yaşardım
yağmurlarla yıkardım saçlarımı,
rüzgarlarla kurulardım…
sevgiden bir elbise giyip,
çocukları kucaklardım her kış! ..

Ah! mümkün olsa
soğuk bir pınar olur,
su verirdim bağrı yanmışlara
kinleri, kötülükleri, acıları siler
sevgiyle yıkardım yürekleri
akıp giderdim diyar diyar…

Ah! Mümkün olsa
toprak olur,
buğday yetiştirirdim bağrımda
gül olur açardım bağ - bahçe
yeryüzüne salardım kokumu…
yağmurun yağmadığı ülkelere
billurdan damlalar dökerdim gözlerimden…

Ah! mümkün olsa
gelincik tarlası olurdum
kin yerine sevgi
düşmanlık yerine dostluk içerdim
barış koyardım çocukların adını
umut koyardım
karşı koyardım bütün savaşlara...

Ah! mümkün olsa
çocuklara verirdim dünyayı
güneş olur doğardım her sabah
masal olur rüyaları süslerdim
sevgi olur,
şefkatle kucaklardım onları
ağlatmazdım anaları, babaları…

Ah! mümkün olsa
vurulduğunda çocuklar,
anne olur karalar bağlardım
sarardım bütün yaralarını
üzmezdim çocukları, ağlatmazdım.
baba olur,
hepsinin yerine ağlardım...

Ah! mümkün olsa
savaştan barış
barıştan insan yapardım
acıdan sevinç
sevinçten umut
umuttan dostluk yapardım
kurşun yerine çocuklara
her sabah şiir atardım…

Nuri CAN




.​
 
Son düzenleme:
.


wse.gif




Toplan Gidiyoruz Ey Kalbim



Haydi toplan akşam oldu
vakit doldu
toplan gidiyoruz ey kalbim
kırkikindi yağmurlarına kalamam
kaldıramam bunca ağrıyı, ihaneti
biliyorum kirlenmiş hiç bir bakışta, yer yok bana
bu yüzdendir ceylanlara küsmüşlüğüm
sevdalara küsmüşlüğüm bu yüzden
bir gül yaprağı bulup sarmak için yaramı
çekip gidiyorum buralardan
içimdeki cesetleri çiğneyerek
kalbimdeki mahşere

bak akşam
vakit tamam
duruldu işte bulanık denizler
dürüp ömrümün defterini
toplan gidiyoruz ey kalbim

yorgunum
bir sonbahar ezgisi gibi bekleyemem son yaprakta
sevgisi iğdiş edilmiş tarihlere koma beni ey kalbim
bak güz yağmurları iniyor acılar ve ihanetler üstüne
çırılçıplak ve sevgisiz kalmış bir şiirim
kimsesiz bir kış ortasında
ne gülen gözleri ısıtıyor artık çocukların
ne de sevdalı bakışları yeniyetme aşıkların

bütün dinlerden kovuldum
bütün ülkelerden
bütün yüreklerden kovuldum
(*) ”Aliye gülümsesem Muaviye öldürür beni”
hangi tanrıya sığınsam yaramın merhemi yok

biliyorum kirlenmiş hiç bir bakışta, yer yok bana
bu yüzdendir ceylanlara küsmüşlüğüm
sevdalara küsmüşlüğüm bu yüzden
yeni bir gül yaprağı bulup sarmak için yaramı
sevdalı bir kuş yükleyip kanatlarına acılarımı
alıp gitsin beni buralardan

hamuru çürümüş dostluğun, vefanın, aşkın
vefasız mevsimlere bırakma beni ey kalbim
ağlatma beni sevda kapılarında
kahpe kapılarında eğme boynumu
kurşunlar sıkılsada canevime
çiğnetme yoksulluğumu ayaklar altında
bırak başım dik, içim ezik kalsın
onurlulara mahsus bir makamda ağırla beni
satılmışlığın, alçaklığın, ihanetin ortasında koma

biliyorum bu düş sığmaz kirlenmiş sokaklara
bu sevda sığmaz
bakmayın gözlerime
nasıl saklarım yüreğimdeki incinmişlikleri
kınalı bir kelebek konunca saçlarıma

ah! Benim de hayallerim vardı
baharlarım vardı, yazlarım vardı
kuşlar göçüp gitti yüreğimden
gökyüzüm yaralı kaldı
bir isyan giydirip gözlerime
dipsiz uçurumlara yuvarladım umutlarımı

aşk diyordum talan oldu, yalan oldu ömrüm
tınısı kırık bir keman sızısıyım artık
yok gideceğim başka bir liman
bak duruldu işte bulanık denizler
haydi toplan vakit tamam
toplan gidiyoruz ey kalbim
boşalsın ince duygularımın sırtındaki yük

paranın sevgiye ihanetini gördüm
insanın önünde diz çöküp ibadetini
dünler harabe yarınlar umut değil
hüznün neresinden dönsem, kırgınım

öpmeye uzandığım bütün dudaklar frengili


Nuri Can

.​
 
Son düzenleme:
teşekkürler bu saatte bir nuri can şiiri okumak iyi geldi....................çok duygulu..:nazar:
 


yte.gif





Gitme Kal Diyemedim


Bir sevda dudağında tutsak kaldı özlemim
uzun kara trenler alıp götürdü seni
hasret boyu uzayan raylara döküldü gözlerim
bütün insanlar ağladı sen giderken.
bütün istasyonlar gözyaşlarına boğuldu
bir ben ağlamadım inanki, bir ben
ince bir duman gibi kaybolup gittin

oysa seni sevdiğimi söylememiştim daha
sensiz yaşamayacağımı,
sana aşkımı anlatamamıştım
gitme kal, giden ben olayım
gitme kal diyemedim
kahrolası gururum, kahrolası dilim

arkanı dönüp giderken
hıçkırıklar düğümlendi boğazıma
kızdım,bağırdım, haykırdım, isyan ettim
yine de seni sevdiğimi söylemedim
ardında ağlayan bir çift göz
paramparça bir yürek
ve dalları kırılmış bir ağaç gibi baktım
ama gitme kal diyemedim
kahrolası gururum, kahrolası dilim

gittin hayallerim ardında yaprak yaprak düşüyordu
bir çocuk üşüyordu elleri cebinde
dalında bir gelincik ağlıyordu
bir dağ yanıyordu içimde
gitme, gidersen baharda git
sonbaharda gitme
yapraklar düşmesin ardında
diyemedim
kızdım,bağırdım, haykırdım, isyan ettim
yine de seni sevdiğimi söylemedim
kahrolası gururum, kahrolası dilim
gitme kal diyemedim

.../
bir rüzgara açarım şimdi kalbimi
bir de sulara
alıp getirsinler diye sevgimi sana

bir tutam sevgiydi yaşam kalbimde
bir yudum hasret oldu
döküldü gözlerimde tane tane

gittin,
bir tren garında
ömrümü rayların arasında götürdün
oturdum bir köşede
öylece ağladım, kahroldum
bir sessiz çığlığın yarayla buluşmasıydı gidişin
ardından gitme kal, gözlerin yaralarımın tek merhemi
diyemedim

dizlerim, ellerim, yüreğim paramparça şimdi
suları çekildi canağacımın
asitli yağmurlar döküldü dallarıma
acılar topluyorum takvim yapraklarından her gece
gözlerime kan oturdu ey yar! ..

her gece bekleyişler öldürür beni
gelmeyişler
bir de eriyişler hasretinden her gece

ah! gurbet ah! sen olmasaydın
ayrılık olmasaydı
hasret olmasaydı
ben olmasaydım
sen olmasaydın
aşk olmasaydı
kahrolmasaydım...


Nuri CAN
 
Son düzenleme:
X