Nolur bilen varsa yazin bana 20 aylik bebekte beyin sinirlerinde gelisim geriliği

Rumimi

Aktif Üye
Anneler Kulübü
Kayıtlı Üye
15 Kasım 2020
136
183
Merhaba hanımlar. 20 aylik oğlum var. 39 haftada sezeryanla 3.500 kilo dunyaya geldi. Topuk kani vs temizdi hersey. 1 yasa kadar da normaldi. 18 aylik olduğunda yürüyemiyordu,ellerinde kasılmalar oluyordu, desteksiz oturamıyordu yani otururken dengeyi saglayamiyordu. Yutkunma da da sorun yasamaya basladi bu nedenle doktora gittik. Doktor bizi çocuk nörolojiye yönlendirdi. Mr sonucuna göre beyin sinirlerinde gelisim geriliği var dediler. 3 doktora sorduk onlarda aynı şeyi söyledi. Metabolik test yapıldı sonuç temiz. Genetik test sonucu 2 Ay sonra çıkacak. Bu süreçte fizik tedavi önerildi. Beyin sinirlerinde yıkım olabilir dedi. Çocuğum su an emekleyebilirken emekleyemez oldu. Eskiden kelimeleri vardı artik Konusmuyor. 7 kiloya düştü ve yemek yemiyor. Yersede yutkunma sorununda bogulma tehlikesi yasiyor. Ellerini yumruk yapiyor kasıyor. Çocuk şu an 7-8 aylik gibi görünüyor hiç 20 Ay gibi değil. Böyle bisey yaşayan duyan var mı nolur yardım edin. Çocuğumun neyi var?
 
En iyi cevap
Internetten baktığımda sinir sisteminin bozulması tahrip olması sonucu diyor Rabbim evlatlarımızı korusun sizin bebeğinize de...
Ben özel aşıda dahil hepsini yaptırdım şükür sorunyok
Sizde olmadi diye bir başkasında olmayacağı anlamına gelmiyor bilmiyorum araştırmalarım dahilinde bu sonuca varıyorum ben sadece ilk doz vurdurdum 8 li karma asisi çocuğum kendini kaybetti resmen bir daha da tövbe ettim bulunduğum ülkede zorunlu olduğu halde
 
O kadar çocuk asilarina karşıyım ki direk aklıma asilarin etkileri geldi Allah yavrularimizi korusun pis illeti insanlardan
Benim de arkadasimizin bu durumuyla ilgili gorus aldigim bir kimyager, direkt cocukluk asilarinin etkileri bunlar dedi. Kendi evladi da malesef sorunlar yasayinca bu alana yoneltmis calismalarini. Kesinlikle asilardan uzak durulmasi gerektigini soyluyor. Cocukta ciddi manada toksin birikmis yuksek olasikla diyor ve butuncul tipla ilgilenen hakiki bir hekim bulunmasini tavsiye etti gec kalinmadan. Annemizle de paylastim durumu. Ben de asilari istemiyordum ama malesef ki basta esim olmak uzere doktorlar ve cevremdeki herkesin psikolojik baskisiyla yaptirdik su ana kadar olanlari. Elbette her bunyeye zarar verecek degil asilar ama iste piyango gibi. Hangimize ne zaman vuracagi da belli olmuyor. Bu arada illa cocukken bebekken de gorulmuyormus etkileri, cook uzun yillar sonra da cikaniliyormus. Allah kotulere firsat etmesin. Kimseyi evladinin sagligiyla caniyla sinamasin. Biz de umarim ayiliriz artik bu uykudan.
 
Merak ediyorım bu toksinler nerde nasıl birikiyor. Kimyager arkadaşınızın bu konuda yaptığı ve yayınlanmış bilimsel bir çalışması var mı. Varsa okumak isterim. Eğer yoksa yaptığı bu yorumu kimyager unvanı ile yapmış olmuyor.
Burda konu sahibi çocuğu için çırpınıyor, bilimsel dayanağı olmayan öngörülerle kafasını bulandırmayı doğru bulmuyorum. Çünkü şu an çocuğuna çare bulabilecek tek mercii hekimler ile tıp ve siz bunları zan altında bırakmış oluyorsunuz. Allah kötülere fırsat vermesin gerçekten.
 
Kisi benim arkdasim diil baya kamuya mal olmus biri. Bilimsel makale kaynak vs isterim ve iletirim buraya. Ancak onun yonlendirmede bulundugu merciiler de yine hekimler yine tip ama butuncul tip. Butuncul tiptan kasit nedir sayet yanlis anladiysaniz arastirin. Doktoru birakip ufurukcuye yonlendirme yok yani. Tinbi ve hekimleri nasil zan altinda birakiyorum? Asilarin olasi olumsuz etkilerindne bahsederek mi? Bu mevzu asinin bulunusundan bugune devam eden bir tartia. Kimsenin kimseyi zan altinda biraktigi yok. Aliskanliklarimizdan yani konfor alanimiz disindaki gerceklerdrn ne kadar korkuyoruz ki haklisinizdir da. Hazira o kadar alismisiz ki.. yeniliklere direnc her zaman hepimiz gosteriyoruz sizin de yaptigimiz su. Ancak bu yavrunun ihtiyaci olan sey su an bu degil.

Annemizin acisini ilk yazdigindan beri icimde yasiyorum ve ciddi bir empati halindeyim. Bu durumu sizinke tarisqcak da degilim.
Siz size soylenenleri uygulamaya devam edin ve yeniliklere yeni soylemlere kulaginizi tikayin. Ama ben bur mum isi dahi gorsem o umudu o careyi paylasacagim.
 
Çok çok geçmiş olsun , Rabbim acil ve en kolay şekilde şifasını versin
Belli bir aya kadar normal gelişip, sonradan bu şekilde gerileme olması insanın düşünüpte içinden çıkamayacağı bir belirsizlik
Aşı konusunda yorumlar olmuş ben her iki yönü de haklı buluyorum aslında
Yaptırsak bir türlü yaptırmasak bir türlü gibi
Bilemiyorum insan ne düşüneceğini de şaşırıyor açıkçası

Bebeğinizin herhangi bir ateşli hastalığı ya da kafasından darbe şeklinde aldığı bir hasar durumu söz konusu oldumu acaba?
İnsan ne düşüneceğini şaşırıyor
Keşke elimizden birşey gelse
Bol bol dua edeceğim size
Bilgilendirin olurmu bizi de gücünüz yettiğince
 
bebeğinizin son durumu nedir sürekli aklımdasınız dualar ediyorum bebeğiniz biran önce sağlığına kavuşsun diye bilinmezlik çok zor gerçekten lütfen tek bi doktorla sınırlı kalmayın Rabbim yardımcınız olsun
 
Özelden yazdım size bakarmısınız
 
Allah yavrunuza sifa versin içten duam budur.

Ayni sekilde anladim ki bizler sadece dua edebiriz. Sonucta evlat, secim hakki, anne baba olarak onlarin; asidan diildir demek de dememrk de onlarin karari. Ancak binde bir ihtimal dahi olsa pesinden gider, geregi icin ugrasirdim herhalde ben. Bu arada bu asilarin herkese ayni ande ayni zarari verecegini zaten soylemiyorum. Elbette sifir hasarla devam eden de vardir. En asindan gorunen kadariyla sifir hasar. Asisiz daha cok zarar gorur bebelerimiz diyenler icin de asagiya bir link birakiyorum. Dileyen okuyabilir.

Ben, esim ve cevre baskisiyla malesef guclu bir irade sergileyememis ve bebegimin su ana kadar olana asilarini yaptirmis bir anne olarak, keske yaptirmasaydim diyen bir anne olarak bunlari yaziyorum.
Dileyen annelerimiz okuyabirler.

Bu konu basligiyla ilgili olarak da ben de yurekten, en samimi halde evladiniz icin duaciyim. Rabbim tez zamanda hayirlisiyla sifasini versin. Guzel haberlerini alinca paylasirsaniz biz de seviniriz. Brnim de diyecegim son olarak budur.
Selametle..

 
Paylaştığınız yazılarda yazan şeylerin kaynağı abd deki sözüm ona bağımsız medya. Somut veri yok. Cdc eski çalışanının itirafları vs. Hoca da zaten lab ortamında kanıtlanamıyor diyor. Bazı aşılara belki gerek yoktur o da ayrı bir mevzu. Aşıların olumsuz etkilerinin varlığı tamamen bir komplo teorisi ama geçmişte salgın hastalıklardan kırılan bebeklerin bugün olmaması bir gerçek. Siz çiçek aşısı olmadınız çünkü devlet ana babalarımızı sıkı bir şekilde aşılayarak hastalık riskini ortadan kaldırdı. Etrafınızda çocuk felcinden dolayı ayağı sakat kimse yok mu mesela. Bakın bizim bebeklerimiz için bu hastalıklardan hiç bahsedilmiyor bile.
Amcam 85 yasında akciğer kanserinden vefat etti. Kanseri ilk öğrendiğinde yıkıldı ve aşıdan mı oldu acaba dedi ben yanındaydım. Ama amcam cocukluğundan beri yoğun bir şekilde sigara içiyordu ve hiç bırakamadı. O bile covid aşısını suçladı sigaradan önce.
İnsan beyni komplo teorilerine inanmaya meyilli. Bu acı bir gerçek.
 
Peki genetik sonucunda genetik bi hastalik çıkarsa bu aşı kuramlariniz ne olacak kizlar.
Çok açık bir şekilde gen hastalığı olduğunu düşünüyorum . Bu yavru üzerinden bile aşı politikası yapılıyor. Bebeklerimizin bir defa ateşi çıkıyor aklımız gidiyor . Ülke yabancı göçü dolu kızamık oluyor çocuklar . Aşı yaptırmayınca nasıl içler rahat sokağa çıkacaklar hayret
 
Ne kadar cahilane ve acimasiz yaklasimlar. Basliga konu yavrucak uzerinden asi karsitligi politakasi yapiliyormus. Cildirmis olmalisiniz bunu soylerken.
Ben bebeginin asilarini yaptirmis bir anne olarak suphelerimi paylastim. Bu suphelerin ardina dusup dusmemek kisilerin ozgur iradesinde. Unutmadan bilim de suphecilik dogrultusunda ilerler hanimefendiler.

Paylastiklarimi da kisir partilerindeki teyzelerin soylemedigini belieetmek isterim.


13 Mayıs’ta New York’ta Hasidik Yahudiler ‘Aşı Sempozyumu’ organize etti. Daha sonra New York Belediye Sarayı’nın önüne gelen grup burada bir protesto gösterisi düzenledi. Hedeflerinde New York Belediye Başkanı Bill de Blasio vardı. Grubun liderlerinden, aşı karşıtlığıyla bilinen Yahudi din adamı Hillel Handler, New York şehrinin Yahudileri “şeytanlaştırmaya çalıştığını” söyledi. Belediye Başkanı hakkında “çok sinsi biri” tanımını yapan Handler, onun Alman asıllı olduğunu iddia ederek Nazi imasında bulundu. Peki, asıl mevzu neydi?

AŞI YAPTIRMAYANA CEZA

New York Belediyesi’ne göre kentte aşıya karşı direnç günden güne artıyor ve çocuklar arasında kızamık başta olmak üzere salgın hastalıklar büyük bir ilerleme kaydediyor. Bunun sorumlusu olarak da Rockland County bölgesinde yaşayan Yahudi cemaati suçlanıyor.
New York Belediyesi ile Yahudi cemaati arasında ipleri asıl geren konuysa çocuklarını zorla aşılatmaları konusunda ebeveynleri zorlayan yeni kuralların yürürlüğe sokulması. Bunların içinde aşı olmayan çocukların okuldan uzaklaştırılması olduğu gibi çocuğuna aşı yapılmasını engellemeye çalışan aileler için binlerce dolara varan ciddi para cezaları söz konusu.

Nitekim Belediye Başkanı Bill de Blasio’dan ilham alan Rockland County yönetimi geçen ay bir acil durum deklarasyonu yayınladı ve aşı yapılmayan çocukların kamusal alanlara çıkarılmasını men etti.

Yeme-içme başta olmak üzere sıkı Yahudi kurallarına göre yaşamaya çalışan Hasidikler için aşılar dinî açıdan mahzurlu zira bilhassa domuz gibi necis hayvanlardan elde edilen maddeleri ihtiva ediyor.

SADECE YAHUDİLER Mİ KARŞI?

18 Ocak’ta The Economist dergisinde bir yazı çıktı. Yazının başlığı ‘Avrupa’da yükselen popülizm kamu sağlığına zarar veriyor’ şeklindeydi. Yazıda anlatıldığı üzere İtalya’nın Emilia-Romagna bölgesinde yaşayan 36 yaşındaki bir anne, Jenny Arduini hükümetin aldığı ‘aşılanmayan çocukların anaokullara alınmaması’ kararına son derece öfkeliydi.

Arduini bu kararın ‘despotça’ olduğunu düşünüyor; çocuklar hakkında kararın ailelere ait olması gerektiğini, devletin buna müdahale edemeyeceğini söylüyordu. Aşı yaptırmanın otizme yol açtığını işitmiş olan Arduini, sadece çocuğunu kötü şeylerden korumaya çalışan bir anne olduğunu ifade ediyor, buna saygı gösterilmesini gerektiğini dile getiriyordu.

KIZAMIK AŞISI KATLİAM YAPTI

Hükümetler aşı konusunda direnenlere ağır yaptırımlar getirmeye çalışırken teknoloji şirketleri de boş durmuyor. Mesela Twitter, ABD Sağlık Bakanlığı’nın konu hakkındaki açıklamasını destekleyip kendi mecrasında kullanıcıların neredeyse gözüne sokmaya çalışırken, Instagram uygulaması da aşı karşıtı kampanyalar için açılan hashtag’leri engelleme yoluna gidiyor.

Peki, aşı konusundaki hassasiyeti haklı çıkaran örnekler yok mu? Elbette var. 16 Eylül 2014 tarihli Anadolu Ajansı haberine baktığımız zaman ‘Kampanyada aşı olan 20 çocuk hayatını kaybetti’ haberini görüyoruz.

Haberin spotunda ‘Suriye’nin İdlib kentinde, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından desteklenen kampanyada aşı olan en az 20 çocuğun hayatını kaybettiği bildirildi’ ifadesi yer alıyor.

Muhaliflerin denetimindeki bölgede sağlıktan sorumlu yerel yetkililer ölüm vakalarının artışını engellemek amacıyla bölgedeki aşı kampanyasını durdururken kampanyanın yürütücüleri UNICEF ve Dünya Sağlık Örgütü’nden şöyle bir açıklama duyuluyor:

“UNICEF ve DSÖ, Suriye’nin İdlib bölgesinde birkaç çocuğun ölümüne dair haberlerden büyük endişe duymaktadır. Olayların daha da açıklık kazanmasını bekliyoruz.”

ÇOCUK FELCİ AŞISI ÇOCUKLARI FELÇ ETTİ

Beylik ifadelerle geçiştirilen bu skandal elbette son değil. 2017 yılında bu kez yine aynı kurumların çocuk felci aşısı kampanyası, Suriyeli 17 çocuğun felç geçirmesine sebep oluyor. National Public Radio’nun internet sitesinde 28 Haziran 2017’de çıkan Jason Beaubien imzalı yazının başlığı her şeyi yeterince anlatıyor.
Beaubien ne diyor?
“Çocuk felçi aşısı, çocuk felcinin kendisinden daha fazla felce neden oldu.”

Yazıda California Üniversitesi’nden Mikrobiyoloji Profesörü Raul Andino’nun şu sözüne yer veriliyor. “Bu gerçekten enteresan bir muamma. Çocuk felcini ortadan kaldırsın diye kullandığınız aşının bizzat kendisi problem çıkarıyor.”

Peki, Amerikalı profesörün atladığı gerçek ne, bilin bakalım. Ağızdan verilen çocuk felci aşısı Batı’da kullanılmıyor. Bu versiyon, sadece gelişmemiş ülkeler için üretilmiş. Bu versiyonda zayıflatıldığı iddia edilen fakat hala canlı olan çocuk felci virüsleri bulunuyor. ABD ve Avrupa ülkelerinde ise enjekte edilerek verilen pahalı versiyon mevcut. Üstelik ‘Batılı beyaz adamın güzel çocuğu’ için üretilen bu pahalı versiyon, çocuk felcinin canlı virüslerini ‘katiyyen’ ihtiva etmiyor.

Türkiye’de durum ne mi dediniz? Aşının tamamını 6 batılı şirketten temin eden Türkiye, batıya göre gelişmiş ülke statüsünde değil.

‘AŞI OLMAYANLAR DAHA SIHHATLİ’

Bu başlık fincancı katırlarını ürkütecek, orası kesin ama cümle bize ait değil. 2011’de ABD yüksek mahkemesi aşıların “kaçınılmaz şekilde güvenilmez” olduğunu fakat aşı firmaları aleyhine dava açılamayacağını, aşıların yol açabileceği risklerin tamamen aile tarafından üstlenilmesi gerektiğine hükmetti.

Ariana Cha’nın aşı ve ilaç araştırması ise ilaç şirketlerinin hoyratlığını gözler önüne serdi. Cha’nın araştırmasına göre üretilen aşılarda yok yok. Tıknefes olmadan saymaya çalışalım. Cıva, formaldehit, alüminyum, polisorbat 80, kürtaj yoluyla alınmış insan fetuslarinin hücreleri, hamster faresi dokuları, köpek böbrekleri, maymun dokusu, yer fıstığı yağı adjuvanları ve daha nicesi…

AMERİKAN KONGRESİ İLAÇ ŞİRKETLERİNİ KORUYOR

İlaç şirketleri, yakın zamanda aşıların verdiği zararlar nedeniyle batılı ülkelerde açılan davalarda 3 milyar doların üzerinde tazminat ödedi. Bağımsız doktorlar, aşıların ilaçlarla aynı sıkı deneylerden geçmediğini söylüyor ve ekliyor: “Aşılanmış çocuklar ile aşılanmamış çocuklar arasında bir karşılaştırma asla yapılmamıştır.”

“Kızamıktan hiçbir çocuk ölmedi. Otistik sorunu kızamık sorunundan daha büyüktür” diyen doktorlar, “Medya tarafından yaratılan Disneyland kızamığı, korkularını artırmak için tasarlandı” fikrinde birleşiyor.

Tüm dünyada kamu destekli reklamlarda aşı yaptırmayı reddeden insanların sayısının tehlikeli boyutlara çıktığı yana yakıla anlatılıyor. ‘Aşı yaptırmayı reddedenler yüzünden salgın hastalıklar tehlikeli boyutlara geldi’ algısı oluşturulurken, aşısız çocuklar sağlıklı şekilde büyümeye devam ediyor. Aşı yaptırmadığı için pişman aile bulmak neredeyse imkânsız.

Bir bebek 1 yaşına gelmeden 3 defa Hepatit B, 3 defa karma, 2 defa da kızamık aşısına maruz bırakılıyor. Yani bir bebek 1 yaşına kadar 8 kez thimerosal maddesi alıyor. Bu da 369 mg demek. Türkiye’de yılda ortalama 1.5 milyon bebek doğuyor. Kaba bir hesapla, bu 12 milyon aşıya tekabül ediyor.

THIMEROSAL: TEHLİKENİN BÜYÜĞÜ

Aşılarda kullanılan “thimerosal” maddesiyle ilgili en çarpıcı açıklamayı civa zehirlenmesi konusunda dünyanın sayılı otoritelerinden biri olarak kabul edilen Kentucky Üniversitesi Kimya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Boyd Haley veriyor:

“Bu maddeyi bir hayvana enjekte ederseniz beyninde hasar oluşur. Canlı bir dokuya enjekte ederseniz hücreler ölür. Bunları bilip de minik bebeklere bu maddeyi enjekte etmek şok edici bir hata!”

Rusya’da 20 yıl önce yasaklanan thimerosal, 2017’de Danimarka, Avusturya, Japonya, İngiltere ve İskandinav ülkelerinde de yasak kapsamına nihayet girdi. Eğer gelişmiş ülkelerde bu madde artık kullanılmıyorsa hiçbir ülkede kullanımda olmaması gerekir. Peki, bu hassasiyeti kimden bekleyeceğiz?

40 MİLYON DOZ AŞI İTHAL EDİLİYOR

Türkiye’de bebeğin doğumundan ilkokul 5’inci sınıfa kadar uygulanan tüm karma aşılarda (DBT, DT, Td, TT, Hepatit) thimerosal var. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye her yıl çocukları difteri, boğmaca, tetanos ve sarılıktan korumak için 40 milyon doz aşı ithal ediyor. Aşıların yüzde 60’ı Bakanlıkça getiriliyor.

AŞI REKLÂMLARINA DİKKAT!

Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre 2011 yılında Türkiye’de 183 aile aşı yaptırmayı reddederken, 2017 yılında bu sayı 23 binlere kadar çıktı. Devlet ve özel sektörün milyonlarca dolar ödeyip ithal ettiği aşılar depolarda kaldı. Bu yüzden ekranlarda neredeyse ağlayacak karakterler ortaya çıktı. Kamu sportlarında aşıyı gerekli gören annelerin röportajları mevcut ama reddeden annelerle yapılmış tek röportaj yok. Soru şu: Aşısız çocukların daha sağlıklı büyüdüğünü duymaktan mı korkuyorlar?
Aşılarla ilgili makaleleri ile tanınan çocuk immünolojisi mütehassısı Prof. Dr. Alişan Yıldıran, “Pnömokok aşısındaki keramet” başlıklı yazısında “sıhhatli bir çocuğu aşılamak çok saçma” diyor.

“Aşının toplumda görülen serotiplerin değişimine sebep olacağını düşünmek zor değil, nitekim öyle olmuş. Böylece mevcut antibiyotiklere dirençli pnömokokların evrilmesi tehdidi ortaya çıkmıştır” diyen Yıldıran, “Aşıyı takvime alabilmek için bir kılıf lazım! Çapa, Cerrahpaşa ve Çukurova Tıp fakültelerinde aşı firması Wyeth’in desteğiyle 2001-2004 arasında bir çalışma yapılmış. Akademik bir makalede sanıldığının aksine birinci değil, son isim en değerlidir” diyerek tıp müesseseleri ile aşı firmaları arasındaki ilişkiye dikkat çekiyor.

Makalesinde söz konusu aşının ölümlere, nörolojik hasarlara, sepsise yol açabildiği ve bunun artık bilindiğine değinen Prof. Dr. Alişan Yıldıran, “Senelerdir anlatmaya çalışdığım şey de bu zaten, immünitesi bozuk olan insana aşının faydası yoktur, üstelik daha fazla zarar verir” diye teyit ediyor.

‘GRIP OLMAK ŞIFAYI KAPMAK DEMEKTIR’

‘Grip bizi yataklarda süründürüyor’ diyen bir kişiye Prof Dr Ahmet Rasim Küçükusta şöyle cevap veriyor: “Böyle bir enfeksiyon geçiren insanda ömür boyu devam eden çok kuvvetli bir bağışıklık kalır. Oysa bugün kullanılan ticari grip aşıları insanlarda sadece bir antikor yapımı sağlıyor. İnsanlarda kalıcı bir bağışıklık meydana gelmiyor.”

‘EKMEĞİNİZ YOKSA AŞI VERELİM’

Dünya Gıda Programı WFP İcra Direktörü David Beasley ise “Her 5 saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor. Dünyada 300 trilyon dolarlık bir varlık bulunuyorken bu durum kabul edilemez ve affedilemez” diyor. Korku yayan WFP Direktörü Beasley’in, insanlara ekmek yerine on milyarlarca dolarlık aşı dağıtan Bill Gates ve avenesine niçin sesi çıkmıyor. Bill Gates, açlıkla mücadele eden Afrika ve Asya ülkelerinde sürekli olarak aşı programları düzenliyor. Orta Afrika ülkelerinde çok sayıda çocuğun bu aşılar nedeniyle öldüğü söyleniyor. Skandalın medyaya yansımaması için ailelere rüşvetler verilmiş hatta ölümle tehdit vakaları yaşanmış.

Diğer yandan Bill – Melinda Gates çiftinin Jennifer, Rory ve Phoebe isimli üç çocuğu var. 1996 – 2002 yılları arasında doğan bu çocukların hiç biri aşı yüzü görmedi ve gayet sağlıklılar. Seattle’daki bir tıp sempozyumunda eski aile doktorları bakın, ne diyor? “Gerçekten harika çocuklar. Akıllı ve neşeli bir çocukluk yaşadılar.” Aynı sempozyumda dile getirilen diğer gerçek ne, bilin bakalım. “Kaliforniya’da aşı görmemiş çocuk genelde beyazdır. Los Angeles’taki en zengin ailelerin çocukları neredeyse hiç aşı yüzü görmez.”

Görüldüğü üzere Gates gibi elitler çocuklarını aşılatmayı reddediyor. Fakat diğer yandan başka çocukları aşılamak için kampanyalar yapıyor.

CNN’e göre aşıyı reddedenlerin çoğu Orange County, Santa Barbara ve Bay Area bölgeleri gibi çoğunlukla beyazlara ait, yüksek gelirli mahallelerde oturuyor. Amerikan Public Heath dergisinde yayınlanan çalışmaya göre Kaliforniya’da 6.200’den fazla okulda inceleme yapılmış ve aşı yaptırmayan öğrenci sayısının 2 kat fazla olduğu ortaya çıkmış.

AFRİKA‘DA 50 ÇOCUK FELÇ OLDU

Gazeteci Christina England tarafından yapılan habere göre, özellikle Afrika için geliştirilmiş menenjit aşısı “MenAfriVac”, Kuzey Çad‘taki küçük Gouro köyünde en az 50 çocuğu felç etti. Rüşvetle konuşmayı kabul edenlerin verdiği rakam bu şekilde. Menenjit hastalığı için önleyici tedavi olarak tanıtılan “MenAfriVac” aşısı, küçük çocukların halüsinasyonlar görmesine, sarsıntı yaşamasına ve son olarak da felç geçirmesine neden oluyor.

Bu tür haberlere sinirlenen Gates‘in, yayın engeli sağlamak amacıyla medya kuruluşlarına sponsor olmaya başladığı söyleniyor.

‘GATES AŞISI’NIN ÇİRKİN YÜZÜ

The Telegraph gazetesine verdiği röportajda “Benim artık paraya ihtiyacım yok, ben Tanrı’nın işini yapıyorum!” diyen Gates, bu konuda David Rockefeller, Warren Buffett, Ted Turner, Michael Bloomberg ve George Soros gibi baronlardan destek gördüğünü saklamıyor.

Çad’ın Gouro köyündeki yapılan aşı sonrası çocuklarda ani baş ağrıları, şiddetli kusma, ağızdan gelen salya ve kontrol edilemeyen sarsıntılar görüldüğü haberleri geliyor. Bölgede hastane ve sağlık görevlisi olmadığı için 300 km uzaktaki hastaneye gidemeyen Afrikalı vatandaş yerel yöneticiden yardım istiyor ve geri çevriliyor. Aşı sonrası yaşanan rahatsızlıkları görmezden gelen Çad hükümetinin, MenAfriVac aşısının satış ve dağıtımını durdurmak yerine, mağdur ebeveynleri susturmak için para teklif ettiği ifade ediliyor.
..
 
İnsanlar o kadar stabil bilgilere güveniyorlar ki güvenmekten başka çareleri de yok gibi davranıyorlar araştırmadan soruşturmadan kabul ediyorlar herseyi yararindan çok zararları olduğunu bilmiyorlar hiç abartmıyorum kızıma 8 li karma asi yaptırdım kızım elimde çatlayacakti inanirmisiniz her gün arıyorlar beni asi için başka bir şey olsa bu kadar ustelemezler içeriğini sorduğun zaman hiçbir bilgi vermiyorlar çünkü modern tıp doktorlari ve hemşirelerinin gördükleri eğitim kısıtlı fazlasına da ulaşamıyorlar.
 
Seni uzmek istemem genetik bir mutasyondan bahseder gibisinz sandhoff veya tay sach olabilir mi bnm kiz sandhoff hastasi birebir uyuyr sanki lizozomal depo hastaligi gibi cocuk metabolizma gotur yada izmirde mihriban tijen tanyalcina kan gonder bir haftada sonuc cikiyr biokimyaci bu
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…