- 20 Ağustos 2015
- 13
- 4
- 31
- Konu Sahibi birbirbiricik
- #1
Merhaba arkadaşlar. Hayallerimin gerçekleşmesine çok az kaldı ama neden bu kadar mutsuzum anlam veremiyorum. Yıllardır erkek arkadaşımla bu günleri bekliyorduk ancak şuan o kadar mutsuz ve isteksizim ki hiç bir şeyden emin değilim..
25 yaşımdayım üniversite mezunuyum atanamasam da tarih öğretmeniyim. Erkek arkadaşımda okudu ekonomi mezunu. Aynı memleketliyiz ve yıllardır uzaktan götürdüğümüz, bir çok engele karşı geldiğimiz bir ilişkimiz var ve artık kavuşmamıza çok az kaldı. Dediğim gibi küçük yaşlarda ilişkimize başladık ve aile faktörü de dahil bir çok sorun yaşadık. Ama tüm bunlara rağmen birbirimizden hiç vazgeçmedik ve bu yıllara gelebildik.
Çok yakın bir zamanda sözleniyoruz inşallah. Ailem ilişkimi onaylıyor. Ve onların desteği ilişkimde her zaman en önemli olmuştur. Onların onaylamadığı bir evlilik yapmam çünkü. Erkek arkadaşımın da ailesi çok iyi şimdilik hiç bir sorun yok ve beni çok seviyorlar. Zaten aynı memleketli olduğumuz için aileler birbiriniz tanıyor. Buraya kadar hiç bir sorun yok ama sorun bu aşamada benden başlıyor.
Henüz bir yıl öncesine kadar gerçekleşmesini çok istediğim bu olaylar şuan içimin korkuyla kaplanmasına neden oluyor. İçimde tarif edemediğim ve dolduramadığım bir boşluk var. Nedenini inanın bilmiyorum. Sürekli kötü bir karar verdiğimi düşünüyorum. Bazen bunca yıla rağmen erkek arkadaşımı tanımamış olduğumu düşünüyorum. Ve ne yazık ki sanki kendisine değilde hayalimde yaşattığım erkek arkadaşıma aşık olduğumu düşünüyorum. Çünkü dediğim gibi yıllardır uzak bir ilişki yaşadık ve anca rahat rahat görüşmeye başladık. O nedenle de erkek arkadaşımla hep hayalimde yaşadım. Ancak şu anda onunla yaşadığım her olay hayallerimin yıkılmasına neden olabiliyor. Bunca zamandır hayata bakışımız hemen hemen aynıydı ama şimdi sanki farklı bir pencereden bakıyormuşuz gibi geliyor. Sanki çok fazla paylaşımımız yokmuş gibi geliyor. Tamam gelecekten, yapacaklarımızdan hep bahsederiz ama şu an neredeyse düğün hazırlıklarına başladık ve bir kez bile evimizden düğünümüzden istediklerimizden bir kez bile bahsetmedik.
Bunların dışında hep uzak yaşadığımız için çok fazla bir paylaşımımız olmadı. Yani daha bir kere bile sevgililer gününü, yılbaşını, yıl dönümlerimizi, doğum günlerimizi başbaşa romantik bir şekilde kutlayamadık. Bu durum benim içimde o kadar uhte olarak kaldı ki. Yıllarca bu durumdan yakınınca, bana sürekli ilişkimizin bu şekilde şekillendiğinden ve parasının olmamasından bahsederdi. Aynı zamanda kendisi özel üniversite de okudu ve maddi durumu iyidi. Ve benim istediğim şey aşırı maddi şeyler değildi. Başbaşa bir akşam yemeği ve bir çiçek. Bunu ona da kaç kez söyledim ama bir kez bile o şekilde bir şey yapmadı. Artık o kadar söylenmiştim ki sadece mezuniyetimde bir çiçek gönderdi sadece o kadar. Yani demek istediğim tüm bunlar benim içimde kaldı ve sevgililik dönemimizi tam anlamıyla yaşayamadım. Kendimi evlilik tekfine saklamıştım. Bu durumda artık çok uzadığı için ara ara lafta gönderme yapıyordum. Ve en sonunda yapıcaktım ama bekleyemedin dedi. Ayrıca bu konuşmadan önce de annesiyle yüzük aldıklarından bahsetmişti. Yani bu durumunda bir sürprizi kalmamıştı. Zaten artık bekliyordum ama ne bileyim yıllardır birlikteyiz ve çok az şey paylaşmışız daha özenli bir şeyler bekliyordum. Torpidoya koymuş ve açtığımda bana teklif etti. O şekilde yani. Ve o gün normal bir gündü yani giyimi kuşamı falan daha özenli beklerdim. Ona da neyse dedim hiç yoktan etti diye düşündüm. Ama yine de daha özel bir şeyler beklerdim. Bu da benim içimde kalan bir diğer konu. Oysa ki arkadaşları falan ne evlenme teklifleri etmişti. Hiç mi özenmemişti yani.
Bir diğer konu da ilk dans. Ben düğünlerde ilk dansa çok önem veriyorum ve dans dersi alan güzel dans eden çiftlere de bir ayrı imreniyorum. Yakın bir zamanda bu konuyu erkek arkadaşıma açtım. Ve bana bu konunun ne kadar saçma olduğundan, kendisinin dans etmeyi bilmediğinden mi ve daha kötüsü burda ki köylü insanların danstan ne anlar demesindendi. Bu dedikleri kalbimi o kadar çok kırmıştı ki, yani bu özel olayı bize göre değil çevresindeki kişilere göre ayarlıyordu. Bu konu yüzünden neredeyse günlerce kavga ettik çünkü dediği kelimeler ve üslubu çok yanlıştı. Ve aynı zamanda benim ailemin çevresi sosyo kültürel açıdan çok geniş ve her kesimden gelecek insanlar var. O da bunu biliyor.
Diğer sorun ev konusunda çıktı. Ailesiyle altlı üstlü oturmamızı teklif etti. Ve bu durum benim tamamen karşı olduğum bir konu. Neler yaşayabileceğimi az çok görebiliyorum ve bile bile lades yapmak istemiyorum. Böyle bir şeyi istemediğimi, ayrı bir evde yaşamak istediğimi, zaten küçük bir yerde yaşadığımızı ne zaman istersek ailesine gidebileceğimizi anlattım. Şimdilik kabul etmiş gibi ama zaten ben bu konuda çok ısrarcı ve ciddiyim.
Asıl konuda erkek arkadaşımın mesleği, ne yazık ki baba mesleğini yapacak. O kadar okudu dili bile var ama hazır iş olduğu için baba mesleğini yapmaya karar verdi. Baba mesleği de marangozluk aynı zamanda müteahhitlik yapıyorlar. Bankacılığa göre çok para kazanacağından, daha güzel yaşam süreceğinden ve tayin olayı ile uğraşmak istemediğin bunu tercih etti. Kararlarında hep destek oldum. Ama artık neredeyse evlenicez ve daha işini ayarlamadı. Yani babasının yanında çalışıyor. Bende bu durumdan çok rahatsızım. Ne kadar aileler arasına mesafe koymak istesem de sürekli dip dibe olucaz. Kendine göre bir düzen kursun hiç değilse kesemiz ortak olmasın istiyorum. Yani o kadar okumuş kabiliyetli bir adam o şekilde körelsin istemiyorum. Ama onun umrunda değil. Bir de lütfen beni yanlış anlamayın, ama benim ailem daha üst kademeler de erkek arkadaşım ne kadar okumuş ne kadar kültürlü biri olsa bile ne iş yapıyor dediklerinde marangozluk yapıyor demek istemiyorum. Lütfen anlayın beni.
Biliyorum çok uzun oldu. Ama okuduysanız eğer çok teşekkürler. Bütün sorunları yorum yapabilmeniz adına yazmaya çalıştım. Bir yıldır kafam bu düşüncelerle dolu ve inanın delirmek üzereyim.
25 yaşımdayım üniversite mezunuyum atanamasam da tarih öğretmeniyim. Erkek arkadaşımda okudu ekonomi mezunu. Aynı memleketliyiz ve yıllardır uzaktan götürdüğümüz, bir çok engele karşı geldiğimiz bir ilişkimiz var ve artık kavuşmamıza çok az kaldı. Dediğim gibi küçük yaşlarda ilişkimize başladık ve aile faktörü de dahil bir çok sorun yaşadık. Ama tüm bunlara rağmen birbirimizden hiç vazgeçmedik ve bu yıllara gelebildik.
Çok yakın bir zamanda sözleniyoruz inşallah. Ailem ilişkimi onaylıyor. Ve onların desteği ilişkimde her zaman en önemli olmuştur. Onların onaylamadığı bir evlilik yapmam çünkü. Erkek arkadaşımın da ailesi çok iyi şimdilik hiç bir sorun yok ve beni çok seviyorlar. Zaten aynı memleketli olduğumuz için aileler birbiriniz tanıyor. Buraya kadar hiç bir sorun yok ama sorun bu aşamada benden başlıyor.
Henüz bir yıl öncesine kadar gerçekleşmesini çok istediğim bu olaylar şuan içimin korkuyla kaplanmasına neden oluyor. İçimde tarif edemediğim ve dolduramadığım bir boşluk var. Nedenini inanın bilmiyorum. Sürekli kötü bir karar verdiğimi düşünüyorum. Bazen bunca yıla rağmen erkek arkadaşımı tanımamış olduğumu düşünüyorum. Ve ne yazık ki sanki kendisine değilde hayalimde yaşattığım erkek arkadaşıma aşık olduğumu düşünüyorum. Çünkü dediğim gibi yıllardır uzak bir ilişki yaşadık ve anca rahat rahat görüşmeye başladık. O nedenle de erkek arkadaşımla hep hayalimde yaşadım. Ancak şu anda onunla yaşadığım her olay hayallerimin yıkılmasına neden olabiliyor. Bunca zamandır hayata bakışımız hemen hemen aynıydı ama şimdi sanki farklı bir pencereden bakıyormuşuz gibi geliyor. Sanki çok fazla paylaşımımız yokmuş gibi geliyor. Tamam gelecekten, yapacaklarımızdan hep bahsederiz ama şu an neredeyse düğün hazırlıklarına başladık ve bir kez bile evimizden düğünümüzden istediklerimizden bir kez bile bahsetmedik.
Bunların dışında hep uzak yaşadığımız için çok fazla bir paylaşımımız olmadı. Yani daha bir kere bile sevgililer gününü, yılbaşını, yıl dönümlerimizi, doğum günlerimizi başbaşa romantik bir şekilde kutlayamadık. Bu durum benim içimde o kadar uhte olarak kaldı ki. Yıllarca bu durumdan yakınınca, bana sürekli ilişkimizin bu şekilde şekillendiğinden ve parasının olmamasından bahsederdi. Aynı zamanda kendisi özel üniversite de okudu ve maddi durumu iyidi. Ve benim istediğim şey aşırı maddi şeyler değildi. Başbaşa bir akşam yemeği ve bir çiçek. Bunu ona da kaç kez söyledim ama bir kez bile o şekilde bir şey yapmadı. Artık o kadar söylenmiştim ki sadece mezuniyetimde bir çiçek gönderdi sadece o kadar. Yani demek istediğim tüm bunlar benim içimde kaldı ve sevgililik dönemimizi tam anlamıyla yaşayamadım. Kendimi evlilik tekfine saklamıştım. Bu durumda artık çok uzadığı için ara ara lafta gönderme yapıyordum. Ve en sonunda yapıcaktım ama bekleyemedin dedi. Ayrıca bu konuşmadan önce de annesiyle yüzük aldıklarından bahsetmişti. Yani bu durumunda bir sürprizi kalmamıştı. Zaten artık bekliyordum ama ne bileyim yıllardır birlikteyiz ve çok az şey paylaşmışız daha özenli bir şeyler bekliyordum. Torpidoya koymuş ve açtığımda bana teklif etti. O şekilde yani. Ve o gün normal bir gündü yani giyimi kuşamı falan daha özenli beklerdim. Ona da neyse dedim hiç yoktan etti diye düşündüm. Ama yine de daha özel bir şeyler beklerdim. Bu da benim içimde kalan bir diğer konu. Oysa ki arkadaşları falan ne evlenme teklifleri etmişti. Hiç mi özenmemişti yani.
Bir diğer konu da ilk dans. Ben düğünlerde ilk dansa çok önem veriyorum ve dans dersi alan güzel dans eden çiftlere de bir ayrı imreniyorum. Yakın bir zamanda bu konuyu erkek arkadaşıma açtım. Ve bana bu konunun ne kadar saçma olduğundan, kendisinin dans etmeyi bilmediğinden mi ve daha kötüsü burda ki köylü insanların danstan ne anlar demesindendi. Bu dedikleri kalbimi o kadar çok kırmıştı ki, yani bu özel olayı bize göre değil çevresindeki kişilere göre ayarlıyordu. Bu konu yüzünden neredeyse günlerce kavga ettik çünkü dediği kelimeler ve üslubu çok yanlıştı. Ve aynı zamanda benim ailemin çevresi sosyo kültürel açıdan çok geniş ve her kesimden gelecek insanlar var. O da bunu biliyor.
Diğer sorun ev konusunda çıktı. Ailesiyle altlı üstlü oturmamızı teklif etti. Ve bu durum benim tamamen karşı olduğum bir konu. Neler yaşayabileceğimi az çok görebiliyorum ve bile bile lades yapmak istemiyorum. Böyle bir şeyi istemediğimi, ayrı bir evde yaşamak istediğimi, zaten küçük bir yerde yaşadığımızı ne zaman istersek ailesine gidebileceğimizi anlattım. Şimdilik kabul etmiş gibi ama zaten ben bu konuda çok ısrarcı ve ciddiyim.
Asıl konuda erkek arkadaşımın mesleği, ne yazık ki baba mesleğini yapacak. O kadar okudu dili bile var ama hazır iş olduğu için baba mesleğini yapmaya karar verdi. Baba mesleği de marangozluk aynı zamanda müteahhitlik yapıyorlar. Bankacılığa göre çok para kazanacağından, daha güzel yaşam süreceğinden ve tayin olayı ile uğraşmak istemediğin bunu tercih etti. Kararlarında hep destek oldum. Ama artık neredeyse evlenicez ve daha işini ayarlamadı. Yani babasının yanında çalışıyor. Bende bu durumdan çok rahatsızım. Ne kadar aileler arasına mesafe koymak istesem de sürekli dip dibe olucaz. Kendine göre bir düzen kursun hiç değilse kesemiz ortak olmasın istiyorum. Yani o kadar okumuş kabiliyetli bir adam o şekilde körelsin istemiyorum. Ama onun umrunda değil. Bir de lütfen beni yanlış anlamayın, ama benim ailem daha üst kademeler de erkek arkadaşım ne kadar okumuş ne kadar kültürlü biri olsa bile ne iş yapıyor dediklerinde marangozluk yapıyor demek istemiyorum. Lütfen anlayın beni.
Biliyorum çok uzun oldu. Ama okuduysanız eğer çok teşekkürler. Bütün sorunları yorum yapabilmeniz adına yazmaya çalıştım. Bir yıldır kafam bu düşüncelerle dolu ve inanın delirmek üzereyim.