Ne ben onun cumhuruyum, ne de o benim başkanım

ben cumhurun başkanıyım diyen yalnızca kendi seçmenlerinin başkanı olduğunu söylediği sürece,yalnızca övenleri seven değil , eleştiren HALKI da seven ve eşit duran bir başkan olsaydı bu böyle olmazdı.
Bakınız biz burada halkız ve kendi aramızda konuşurken bile adama vızıltı,bik bik diyorlar eleştiriye tahammül etmiyorlar.
Düşünce özgürlüğü denilen herekese lazımmm.(siz sonda çift harf sevdiğiniz için yaptım :KK45:)
düşünce özgürlüğü başkaa elbettede olacakk ama nefret ile sen başındaki bir başkana hakaret edemessin.. bu kadar özgürlüğü kimsye vermezlerr.. oy vermelerinle duruşunla rengini belli edersin hakaretlerle değill..
 
düşünce özgürlüğü başkaa elbettede olacakk ama nefret ile sen başındaki bir başkana hakaret edemessin.. bu kadar özgürlüğü kimsye vermezlerr.. oy vermelerinle duruşunla rengini belli edersin hakaretlerle değill..

kime ne kadar özgürlük verilecek ? bunu kim belirleyecek ? Kanunlar denilmesi gerekiyor cevap olarak ama kanunlar kimin elinde ?
Hakarete bende karşıyım kişiye sevgim saygım olmasada makamına saygım var.Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti makamları hakaret edilemez.Bu arada" başkan" demeniz de ayrı olmuş.Ben hala Cumhuriyetle yönetildiğimizi düşünüyordum En Büyük TÜRKİYE
 
kime ne kadar özgürlük verilecek ? bunu kim belirleyecek ? Kanunlar denilmesi gerekiyor cevap olarak ama kanunlar kimin elinde ?
Hakarete bende karşıyım kişiye sevgim saygım olmasada makamına saygım var.Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti makamları hakaret edilemez.Bu arada" başkan" demeniz de ayrı olmuş.Ben hala Cumhuriyetle yönetildiğimizi düşünüyordum En Büyük TÜRKİYE
başkan derken Cumhurbaşkanı demek istedimm yada diğer liderlere
 
düşünce özgürlüğü başkaa elbettede olacakk ama nefret ile sen başındaki bir başkana hakaret edemessin.. bu kadar özgürlüğü kimsye vermezlerr.. oy vermelerinle duruşunla rengini belli edersin hakaretlerle değill..

Nasıl sanatçılar tepki gösteremez??

Dünyadaki birçok sanatçı rengini duruşunu belli eder. ABD'de dünyaca meşhur sanatçılara bakın Pink Bush'u resmen aşağılayan, ırkçılıkla suçlayan şarkı yapmıştır, birçok sinema aktörü/aktrisi Bush'u Irak'taki kanlı siyasetinden dolayı kınamıştır. Hala daha çoğu sanatçı siyasi söylemlerde bulunur. Farzı misal o kadar çok dünyaca ünlü popüler insan Filistin'den ötürü İsrail'i kınadı ki, siyasi eleştirilerde bulundu ki. Şu ana kadar eleştri almayan devlet başkanı var mı ya var mı??

Sanatçı olmak duyarsızlık mıdır? Siyasi olmak dokunulmaz olmak mıdır?

Sanatçılar doğru ya da yanlış bizim konuşamadıklarımızı dile getirip ses getiriyorlar, ben istediğim kadar bi tarafımı yırtsam göz önünde olan popüler bir kişi kadar ses getiremem. Onlar bizim sesimiz oluyorlar. Bir twitter'la içimizi döküyorlar.

Siyaset var olduğundan beri herkes herkesi eleştirebilir. Hakaretse bunu en iyi yapan c.başkanı kimlere hakaretler etti, en son Bahçeliye ettiği hakaret ortada. Şimdi ne bekliyor saygı mı?

Ya insanlar Peygamber Efendimiz'e eleştrilerde bulunup hakaret ediyor, buna bile engel olup hapse atamıyorsun, RTE kim Allah aşkına? Kaldı ki bunlar hakaret değil eleştri ya eleştri, anasına babasına mı küfür edildi?
 
Bazı arkadaşlar bazı sanatçıların başta kim varsa onun yalakası olmalarına o kadar alışmışlar ki düşündüğünü dile getiren insanlar rahatsızlık veriyor.

Sanatçı dediğin düşüncelerini ona buna doğru eğip bükmeden söyleyebildiği zaman tam anlamıyla sanatçı olur.
 
Bazı arkadaşlar bazı sanatçıların başta kim varsa onun yalakası olmalarına o kadar alışmışlar ki düşündüğünü dile getiren insanlar rahatsızlık veriyor.

Sanatçı dediğin düşüncelerini ona buna doğru eğip bükmeden söyleyebildiği zaman tam anlamıyla sanatçı olur.


Öteki türlü kukladan farkı yoktur.
 
Benim de anlayamadığım ortada bir haksızlık var. En basitinden şöyle düşünün. Adamın ekmeğiyle oynamışlar. Başka biri olsa siyasi sebeple değil farklı bir sebeple işten çıkarılsa vicdandan dem vururuz hepimiz. İşini hakkıyla yapan birisini işten çıkarmak hem de düşüncelerinden dolayı hangi vicdana sığar bir kişi de çıkıp bana burada bunun cevabını versin ya? Bu nasıl bir kindir ben anlamadım gitti arkadaş ki bu kindar kişiler AKP taraftarı dindar kişiler oluyor genelde. İslamda kinin yeri var mı? Vicdansizligin yeri var mı? Ne peygamberler geldi geçti hiçbirinin içinde kin yoktu. Ben çektim o da çeksin ben yaşadım o da yaşasın gibi duyguları gerçek bir Müslüman'ın içinde bulundurabilmesine ben anlam veremiyorum.

Lütfen artık bu ülkede hiç kimsenin siyasi düşüncelerinden dolayı işi elinden alınmasın. Siyasi görüşünün ne olduğu hiç önemli değil. İşinin hakkını vererek yapabilecek herkes hak ettiği yerlerde olsun artık. HAK kavramını herkesin içine gerçekten sindirebilmesini diliyorum. Düşüncemiz ne olursa olsun iyi geçinelim artık, yeter.
 
düşünce özgürlüğü başkaa elbettede olacakk ama nefret ile sen başındaki bir başkana hakaret edemessin.. bu kadar özgürlüğü kimsye vermezlerr.. oy vermelerinle duruşunla rengini belli edersin hakaretlerle değill..
Hakaret ettiyse açarlar davasını. Yapmadıkları şey mi?

Her şeyi hakaret olarak düşünmeyin. Başlıktaki açıklamasında hakaret var mı? Yok. Sosyalist Enternasyonal konuşması da aşağıda.
Bir insanı sevmediğini söylemek hakaret değildir. Bir insanı eleştirmek, hatta ağır şekilde eleştirmek de hakaret değildir.


"1980 yılı sonbaharıydı. askeri darbenin birkaç hafta sonrası mahallede oyun oynayan ben’ in yanına babam geldi ve bana dedi ki: “babanın adını soran olursa senin nerde oturdugunu soran olursa sakın soyleme” .

80 darbesi türk solunun üzerinden bir silindir gibi geçti. böylesine kurak bir coğrafyada yetişmesi cok zor olan sol düşünce 80 darbesinden sonra kendini bir daha toparlayamadı. 80ler bizim için gencecik insanların mahkeme kararıyla yaşlarının büyütülüp asıldığı bir askeri cuntanın onulmaz yaraları demektir. batı medeniyeti için 80lerse kapitalizmin demokrasiyle dansının en ateşli yıllarıdır. köprünün altından cok sular aktı. artık kapitalizmin demokrasiyle dansı yavaş yavaş bitiyor. para kazanma hırsının kör ettigi insanoğlu doğanın kaynaklarını bir canavar gibi eskisinden cok daha hızlı bir biçimde kemiriyor. bugün turkiye’ de bizim payımıza düşense oylarımızla seçilmiş kişilerin gerçek yüzlerinin en vahşi şekilde ortaya çıkışının korkunç gerçeğidir. siyasetin ticaret haline geldiği, muhalif avukatların adliye binalarından polis zoruyla çıkarıldıgı, örgütlü cehaletin örgütlü faşizme evrildigi bir ülke halini aldık. bugün ülkemizde halk muhbir olmaya özendilirmekte, toplumun genelinin ahlaki değerlerine karşı olarak lanse edilen hayatların dinlenmesi gözlenmesi ve ihbar edilmesi normalleştirilmektedir. taksim gezi parkı olayları her geçen gün otoritesini sertleştiren huzursuz ve saldırgan bir provakatörün körüklediği bir şehir eylemidir. bu hasta psikolojinin klonları sokaklarda ellerinde palalarla göz yaşartıcı ve gaz fişeği atan silahlarıyla bizlerin üzerine yakın mesafeden öldürmek ve sakat bırakmak için ateş ederken biz sadece küçücük bir parka tutunduk. türkiye’ deki olayların fitilini ateşleyense yaşam tarzlarını ve alanları korumak isteyen insanların devlet tarafından korkunç bir şekilde dövülmesidir. kendimize başbakan olarak seçtiğimiz kişinin bir anda her birimizin yaşam koçu olma hevesidir. insanların nerede ve ne içeceğine, kaç çocuk yapacağına, kaç yıl okula gideceğine, 18 yaşını aşmış üniversite öğrencilerinin evlerde kim kim oturacağına, mizahın nasıl yapılacağına karşı fikir üretmenin suç sayılmasına, kimin namuslu olduğuna, yaşam tarzımıza dair tek başına karar verme yetkisini tek başına kendisinde bulmasıdır. biliyorum, sizler dünyanın çeşitli ülkelerinden türkiye’ yi yükselen bir değer gibi görmekte olan insanları tanımaktasınız. ordunun devlet yönetiminden elini çektiği daha demoktarik bir türkiye imajına sizlerin arasında bile inanmış olanlar vardır. ancak bugün gelinen nokta sokakta, okulda, iş yerinde, bilgisayar başında, spor karşılaşmalarında ülkenin siyasi lideri tarafından sürekli kamplaşmaya itilen bir ülke resmidir. yıl 2013 oldu. gezi parkı direnişinin ardından sosyal medyayı etkin kullanmamızı baltalamak isteyen -tırnak içinde demokrasi aşığı- yöneticilerimiz kendi rejimlerini destekleyen kitleleri bilgisayar başına koyup aklı, fikri, vicdanı hür olan bizlere karşı sanal bir savaş başlattılar. sistemli bir şekilde parti eliyle koordine edilen bu kişilerin küfürleri, itibarsızlaştırma çabaları ve tehditleriyle yaşamaya çalışıyoruz günümüzde. 1980den beri dünya çok değişti. ama ben geçen yaz sokakta top oynamaya çıkan oğluma eğilerek şunu söyledim.

“oğlum, ada, eğer baban kim diye sorarlarsa...”
 
Bu sanatçıyı sevmem ama sanatı severim.
Sanatı sanat yapan ise farklı görüşlerin bir arada olması. Böyle zenginleşir ülke.

Konuyu tam bilmiyorum. Hakaret var mı yok mu bilmiyorum. Hakaretsiz savunmuşsa fırtınasını haksızlık yapmışlar.
Hakaret varsa bunun adı sanat olmaz zaten.. Bunu yapanda sanatçı..
 
Lütfen tartışmaya girmeyiniz ve üsluplara dikkat ediniz.


Levent Üzümcü'nün sanatını severim, tiyatro oyunlarını seyretmek hiç nasip olmadı ama sinema filmlerinde müthiş bir performans sergileyen iyi bir oyuncudur.

Levent Üzümcü hakaret etti mi etmedi mi bilmem, ettiyse dava açılır yargılanır ama sanatçı kimliğinden evvel çoluk çocuk sahibi bir baba olarak ekmeğinden edilmemeliydi.

Rızkın elinden alınmasına sevinir olduk, ne kötü.







 
Lütfen tartışmaya girmeyiniz ve üsluplara dikkat ediniz.


Levent Üzümcü'nün sanatını severim, tiyatro oyunlarını seyretmek hiç nasip olmadı ama sinema filmlerinde müthiş bir performans sergileyen iyi bir oyuncudur.

Levent Üzümcü hakaret etti mi etmedi mi bilmem, ettiyse dava açılır yargılanır ama sanatçı kimliğinden evvel çoluk çocuk sahibi bir baba olarak ekmeğinden edilmemeliydi.

Rızkın elinden alınmasına sevinir olduk, ne kötü.








rıskı bırak öldürülse sevinecekler var, adam ne yaptıysa bu kadar nefret edilecek kadar, hırsız değil, katil değil...
 
ülke kraldan çok kralcı dolu olduğu için çok şaşırmamak lazım
 
bu ülkede demokrasi,düşünce özgürlüğü kalmamış,ruhuna el fatihaaa...şimdi bizlerde o nu başkanımız olarak görmediğimiz için suçlumuyuz,bize ne yapacaklar peki?kendisine oy vermeyen,kendisi gibi düşünmeyenlere ne yapacaklar,böyle sindire sindire nereye kadar?
son günlerde doğru söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar sözü ne kadar da anlam buldu.
 
11902240_10153535730593328_5200454870986929827_n.jpg
 
akp'nin %52 ile iktidar olduğunu sanan güruhun Levent Üzümcü için "kim ki o, vızıltı, haspa" gibi tabirler kullanıp böyle bir sanatçıyı tanımamaları çok normal.
Kişi kendinden biliyor bazen işi.

Bu güruhu tanımlarken inanın seçeceğim kelimelerin lugatta başka bir eş anlamlısı yok, doğal olarak forumda hakarete giriyor bu tanımlamalar.

Konuyu okumadan, Üzümcü'nün hiç bir oyununu, skecini ya da filmini izlemeden, sadece meşru müdafasını yaptığı ve elbetteki iktidar yalakası olmadığı için koca adama "haspa" diyen zihniyetin karşılığı elbet var da, işte..kurallarrr, cımbızzz v.s..
 
X