Nasıl keşfedildiler?

PrensesPeri

yepyeni bir yaşam :)
Kayıtlı Üye
23 Mayıs 2007
8.603
583
39



EV SAHİBİNİN KIZI SAYESİNDE ÜNLÜ OLDU
Türk sinemasının Sultan'ının babası devlet demir yollarında memur olan Halit Şoray annesi de ev hanımı Meliha Şoray'dı. Ekonomik açıdan sıkıntılı bir ailede büyüyen Şoray'ın babası bir süreliğine işini bırakıp polis memuru oldu. Annesi de bir lastik fabrikasında çalışmaya başladı. Kız kardeşi Nazan Şoray dünyaya geldikten sonra ünlü yıldızın annesi ve babası arasındaki geçimsizlik de iyice arttı. Sonunda çift boşanma kararı aldı. Boşanmanın ardından Şoray, annesi ve kız kardeşiyle birlikte Karagümrük'e taşındı. Şoray'ın kaderini değiştiren olay ise yeni taşındıkları bu semtte ev sahiplerinin kızı Emel Yıldız'la tanışması olur. Yıldız sayesinde Yeşilçam'a adım atan Şoray yapımcı TÜrker İnanoğlu'nun dikkatini çekince şöhret basamaklarını da hızla tırmanmaya başlar. Annesi başlarda kızının oyuncu olmasını istemese de sonunda maddi zorluklar nedeniyle kabul etti. Şoray; Köyde Bir Kız Sevdim filmi ile sinemaya başladı. O gün bugündür de sinemadan hiç kopmadı.




ABLASININ OYNADIĞI FİLMİN SETİNDE ŞANSI AÇILDI
Koçyiğit aslında annesinin desteği sayesinde küçü yaşta bale eğitimi almaya başlamıştı. İlkokul eğitimini İstanbul ve daha sonra taşındıkları Ankara'da tamamlayan Koçyiğit, Muhsin Ertuğrul’un tavsiyesi üzerine Ankara Devlet Konservatuarı'nda tiyatro eğitimi almaya başladı. İki kızkardeşi de İstanbul Şehir Tiyatroları’nda oyuncu olan Koçyiğit, ablası Nilüfer'in rol aldığı Bir Yetim’in Hasreti filminin setinde Muhterem Nur'un da aralarında olduğu dönemin ünlü oyuncularıyla tanışma fırsatı buldu.
Daha sonra ***** Erksan'ın Çocuk Hırsızları filminde oynaması için ablasını seçmesi sayesinde ünlü yönetmenle tanışma fırsatı bulan Koçyiğit için bu tanışıklık hayatının dönüm noktası olacaktı. Koçyiğit, ***** Erksan'ın yönetmenliğini yaptığı 1963 tarihli Susuz Yaz filmiyle ilk kez izleyici karşısına çıktı. Film; Berlin'de büyük ödül Altın Ayı'yı kazandı. Böylece Koçyiğit mesleğin daha ilk basamağında çok iyi bir çıkış yapmış oldu.




PARA KAZANMAK İÇİN FİGÜRANLIK YAPIYORDU
Fatma Girik, ailesine maddi açıdan yardımcı olmak zorunda kaldığı için eğitimini ortaokul ikinci sınıfta yarım bıraktı. Para kazanmak için annesiyle birlikte filmlerde figüranlık yapıyordu. İlk filmi yönetmenliğini ve senaristliğini Seyfi Havaeri'nin yaptığı Leke'ydi. Leke'yi oyuncu olarak adından bahsettirmeyi başaramadığı birkaç iddiasız yapım daha izledi. Fatma Girik'in performansıyla dikkatlerden kaçmayacağı film, Memduh Ün'ün yönetmenliğindeki 1960 yapımı Ölüm Peşimizde'ydi. Memduh Ün'le tanışıklığı Girik'in hayatındaki dönüm noktalarından biri.



ASLINDA ÖĞRETİM ÜYESİ OLACAKTI
Başkent Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitiren Beren Saat'in asıl amacı akademik kariyer yapmaktı. Öğretim görevlisi olmayı hayal eden Saat bir yandan master yapıp bir yandan da İngilizce'sini geliştirmeye çalışırken annesinin ısrarı ve o dönemde birlikte olduğu sonra bir trafik kazasında kaybettiği erkek arkadaşının desteğiyle Türkiye'nin Yıldızları yarışmasına katıldı. Yarışmayı birinci değil ikinci olarak tamamladı. Ama Aşka Sürgün, Hatırla Sevgili, Aşkı Memnu gibi çok izlenen dizilerde oynadı. Güz Sancısı filmindeki performansıyla da beğeni kazandı.



ASLINDA DEKOR VE KOSTÜM TASARIMCISI OLACAKTI
Asi dizisi ile Ortadoğu ülkelerinde de tanınan Tuba Büyüküstün aslında Mimar Sinan Üniversitesi Sahne Dekorları ve Kostüm Tasarımı bölümünü bitirdi. Yönetmen Tomris Giritlioğlu ile tanıştıktan sonra oyunculuğa başladı. Sultan Makamı adlı dizinin son dört bölümünde rol aldı. Çemberimde Gül Oya'daki Zarife karakterinin ardından Ihlamurlar Altında ve Asi dizilerinde rol aldı.




NBA'DA BASKET OYNAMAK İSTİYORDU
Adını ilk kez 2002'de 'Best Model Türkiye' birincisi, ardından da 'Best Model World' birincisi olarak duyuran Kıvanç Tatlıtuğ, doğum yeri olan Adana'da Fiskobirlik, Güney Sanayii, Çukurova Kulübü, Devlet Su İşleri ve Tarsus Amerikan Kulübü'nde basketbol oynadı. 1997'de babasının ciddi bir kalp ameliyatı geçirmesinin ardından ailesiyle birlikte Adana'dan İstanbul'a taşındı. İstanbul Kalamış Lisesi'nden mezun olan Tatlıtuğ'un aklı fikri basketboldaydı. Tek hayali NBA'de basketbol oynamak olduğu için Ülkerspor'dan gelen cazip teklifi hemen kabul etmiş ve orada iki yıl forma giymiş. Sonra bir yıl Beşiktaş, bir yıl da Fenerbahçe'de oynamış. Ancak dönüş yaptığı Beşiktaş takımında sakatlanması tüm hayallerini suya düşürmüş ve profesyonel basketbol hayatına son vermiş... O dönemlerde yakın çevresinin sürekli fiziğine iltifatlarda bulunduğunu, model olması için kendisini yönlendirmeye çalıştığını söylüyor Kıvanç Tatlıtuğ. O ise bunlara hiç kulak asmamış. Ta ki annesinin yaptığı sürprize kadar! Annesi, Beylikdüzü'ndeki bir marketin camında 'Profesyonel mankenlerle çalışır mısınız?' ilanını görünce, Tatlıtuğ'un yanında bulunan bir fotoğrafını gönderdi. İlan verilen şirketten kendisini aradıklarında şaşkına döndü ama teklifi de kabul etti. 'Ben sporcuyum ne işim olur mankenlikle' derken bir anda kendini defilede buldu. Daha sonra gelen teklifleri değerlendiren Kıvanç, işin hoşuna gitmesiyle bu mesleğe profesyonel olarak başladı.



BABASININ KAHVESİNDE GARSONLUK YAPIYORDU BAŞROL OYNADI
Türk sinemasının genç kuşak ustalarından Zeki Demirkubuz'un keşfettiği Ufuk Bayraktar'ın oyuncu olmasının öyküsü benzerine romanlarda rastlanacak türden. Demirkubuz, Bayraktar'ı babasının Cihangir'deki kahvesinde çalışırken fark etti. Bir gün kahvede otururken de genç adamı yanına çağırıp "seninle konuşmak istiyorum" dedi. O sırada askerde olan ancak hava değişimi için geldiği İstanbul'da kalıp askerliğinin son bir haftasını da öyle "geçiştirmeye" çalışan Bayraktar; önce korktu hiç tanımadığı Demirkubuz'dan "Beni zorla kışlaya geri götürecekler" diye.
Ama sonra Demirkubuz'un oyunculuk teklifini duyunca şaşırdı. Hayatında kamera bile görmeyen, mahallenin 'bıçkın' delikanlısı uzun uzun düşündü ve sonunda rolü kabul etti. Babası başlarda oun oyuncu olmasını istemese de sonunda Demirkubuz onu da ikna etti. Böylece Ufuk Bayraktar Zeki Demirkubuz'un yönettiği Bekleme Odası'yla kariyerine başladı. Sonra yine Demirkubuz'un Kader filminde bu kez başrolü oynadı. Ardından da Semih Kaplanoğlu'nun Yumurta filminde rol aldı..



BİR PROGRAMA KONUK OLDU HAYATI DEĞİŞTİ
Bu sezon çok izlenen TV dizilerinden Küçük Kadınlar'da rol alan Hande Soral, Komedi Dükkanı dizisini izlemeye gitti, hayatı değişti. Soral, Tolga Çevik ile konuk oyuncu olarak sahneye çıktı. Sahnede 5 dakika kalması gerekirken tam 45 dakika kaldı. Çıkarken de Komedi Dükkanı'nın yapımcısı Fırat Bey; Soral'ı yanına çağırıp oyunculuk yapmak isteyip istemediğini sordu. Böylece Soral'ın ekran serüveni de başlamış oldu.



MECBUR KALIP BİR AJANSA KAYDOLUNCA...
Kavak Yelleri dizisiyle yıldızı parlayan Pelin Karahan oyunculuğa nasıl başladığını da şöyle anlattı: 'akınlarım 'Pelin yüzün çok güzel. Bir reklam ajansa yazıl en azından reklam filminde oynarsın' diyordu. Ama ben bunu hiç istemiyordum. Fakat İstanbul'daki zor hayat şartları karşısında mecbur kalıp ajansa yazıldım. İlk reklam filmimi Çağan Irmak çekti. Onunla başlamak büyük şans. Ajanstan aradılar ve görüşmeye gitmemi söylediler. Görüşmeye gittim. 'Müzikle uğraşıyor musun?', 'Okullu musun?', 'Bir müzik aleti çalabiliyor musun?', 'Spor yapıyor musun?' gibi bir sürü soru sordular. Ben her soruya 'hayır' diyordum. Orada bir sürü insan vardı ve aralarında çok güzel fiziğe sahip mankenler de vardı. Onlara baktığımda hiç şansımın olmadığını düşündüm.' Hem tecrübesiz hem kısa boylu olduğu için seçilemeyeceğini düşünen Karahan bir süre sonra kendisini ciddiye aldıklarını fark etmiş. Sonunda dizideki Aslı rolü de onun olmuş.





MAVİ YOLCULUK YAPMAK İSTERKEN 'MAVİ' OLDU
İlk oyunculuk deneyimi olan Hırsız Polis adlı diziyle yıldızı parlayan Özlem Düvencioğlu'nun öyküsü de ilginç. Almanya'da yaşayan Düvencioğlu, Türkiye'ye mavi yolculuk yapmak amacıyla geldi. Almanya'da modellik yapıyordu aslında. Bir kaç fotoğraf çekiminden biraz para kazanıp o parayla da mavi yolculuk yaptıktan sonra Almanya'ya geri dönmeyi planlıyordu. O sırada bir arkadaşı onu casting ajansı sahibi Renda Güner ile tanıştırdı. Güner Düvencioglu'nun förür görmez "İşte Mavi Bb.u" dedi. Böylece Düvencioğlu Hırsız- Polis dizisindeki rolü aldı.


O sırada bir arkadaşı onu casting ajansı sahibi Renda Güner ile tanıştırdı. Güner Düvencioglu'nun förür görmez "İşte Mavi Bu" dedi. Böylece Düvencioğlu Hırsız- Polis dizisindeki rolü aldı.Ajans sahibinin 'seni çekebilir miyiz" sorusuna olumlu yanıt veren Altınkaya için kader işte o anda değişti. Bir hafta sonra Funda Arar'ın klibi için teklif geldi. Daha sonra da dizi oyunculuğu başladı.




TATİLE GELDİ OYUNCU OLDU
Yaprak Dökümü'nde Necla karakterini canlandıran Fahriye Evcen de yaşadığı Almanya'dan tatil için Türkiye'ye gelip oyuncu oldu. Tatil için geldiği Türkiye'de Oya Aydoğan'ın programına seyirci olarak katıldı Evcen. Daha sonra Aydoğan onu yapımcı İbrahim Mertoğlu ile tanıştırdı. Telefon numarası alış verişinden sonra Evcen Almanya'ya döndü. Ama sonda telefonu sir türlü susmak bilmedi. ''Asla Unutma'' ve ''Hasret'' dizilerinde rol aldı. Ama asıl büyük çıkışını Yaprak Dökümü ile yaptı.





DÜKKANA HÜLYA AVŞAR GİRİNCE
Hande Yener, hayali olan şarkıcılığı gerçekleştiremeyince bir mağazada tezgahtarlığa başladı...Yener'in hayatı, çalıştığı mağazaya Hülya Avşar'ın gelmesiyle değişti. Avşar onu keşfettikten sonra Sezen Aksu'yla çalışmaya başladı...


alıntıdır..
 
Son düzenleme:
X