Merhabalar hepinize. Bazen kendimi mutsuzluktan ölecek gibi hissediyorum. Aslında elle tutulur kocam dışında bir problemim yok. Biraz sevgi dolu biraz anlayışlı olsa gül gibi geçinip gideceğiz ama maalesef çıkar yol göremiyorum. Eminim ayrıntılı anlattığımda bu adamı neden çekiyorsun diyenleriniz olacaktır.
Çok uzun süreli bir birliktelik sonunda evlendik ve uzun sütedir de evliyiz. 2 yaşında da bir çocuğumuz var. Eşim çocuğu benden çok istedi. İkimizin de işi gücü yerinde. Ailelere gelince benimkiler kendi hallerinde bize birgün olsun karışmamış insanlar. Eşimin ailesi ise herşeyimize karıştıkları için mesafeliyiz. Eşimin hem annesi hem de babasıyla probleri var. Ben de bana yapılan saygısızlıklar yüzünden olabildiğince mesafeliyim.
Çocuğuma ben bakıyorum. Yakın zamanda işe döneceğim. O da kreşe. İznim henüz bitmedi ama eşim işe dönmem konusunda ufaktan baskı yapmaya başladı bile. Hatta ücretsiz izne ayrılmamı asla istememişti ama çocuğumuza bakmak için mecburdum. Kendi maaşı benimkinin iki katı. Yani paraya ihtiyacımız olduğundan değil. Sadece neden daha çok para olmasın ki?
Çocuk bakımı konusunda bana yardımcı olmadı. Kendisine sorsanız mükemmel bir babadır. Ama ilk aylar bebeğim bizimle aynı odada uyuduğu ve geceleri emmeye kalktığı için kırkı çıktıktan sonra bizi bırakıp salonda uyumaya başladı. Üstelik pandemi zamanı işe gitmediği halde. Ben her gece nöbet tuttum. Sabah olduğunda zombi gibiydim ve utanmadan her sabah bana nasıl da uyuyamadığını söyledi. Koktuk rahatsızmış!
Bebeğimin aklınıza gelebilecek herşeyiyle ben ilgilendim. Eşim bu arada tez yazdı ikinci üniversitesini okudu odalara kapanıp. Tüm ev işinin de bende olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Arada gelip çocuğunu sevdi o kadar. Şimdiye kadar yeni doğduğunda iki üç kere altını değiltirmiş banyoda bana yardım etmiştir. Onun dışında bir faydası dokunmadı. Sabahları çocuğum uyanınca ben onunla oyun oynarım eşim de uyur uykusunu alır. Bu hep böyledir. Bu sabah çocuğum biraz geç uyandı ben de yatak odasının kapısını kapatmadım çünkü eşim işe erken gideceğini söylemişti. Sinirle kalktı ve niye götürmüyorsun çocuğu hep aynısını yapıyorsun dedi. Saçmalağını bunun ilk olduğunu gerekçelerimle söyledim elim ayağım sinirden titreyerek ama kime anşatıyorum ben. Güne böyle şahane başladım.
Halen çocuğuyla arada şımartıp oynamak dışında vakit geçirmez. Çocuğum baba baba diyor sürekli ama karşısında adam gibi ilgilenen bir baba maalesef yok. Sorsanız ölür biter canını verir ama icraata gelince püff. Çocuğu severken canını acıtır. Çocuk da ona vurur. Sonra koca adam küser gider. Bu hep böyle.
Asla kendi rahatından ödün vermez. Halen üniversite okuyor hobi diye ve yeni bir enstürüman çalmayı öğrenmeye çalışıyor. Kursa gidiyor. Evdeki tüm vaktinde de çalmaya çalışıyor. Halen tüm ev işi ve çocuk sorumluluğu bende.
Ve eşim herşeye rağmen mutsuz. Mesela evde telefonu koyduğu yeri unutur söylenir stres yapar. Dolapta su bitse problemdir. Sohbet etmeye çalışsam kısa kısa cevaplar verir. Mesela bir saat önce bugün çok yorulmuş diye allah kahretsin dedi. Enstürüman çalcak enerjisi çocuğu parka götürdüğü için kalmamış. Parka götürdü dedim ama yanlış anlamayın. Parkta elinde telefon bir köşede dikilir. Ben koşuştururum çocuğun peşinde.
Son olarak özel bir konu daha var. Mesela çocuk uyur. Bizim yatmamıza 4 koca saat varken seks yapmak aklından geçmez. Gece olup yatağa geçince ben derin uykuya dalınca ister. O da uyku arasında olur. Defelarca beni uyandırmamasını söyledim. Uykusuz kalıyorum uyumadan önce memnuniyetle yapabileceğimizi söyledim ama bir senedir nerdeyse böyle. Zorla istemeye istemeye yapıyorum. Ertesi gün de tavrını çekiyorum istemedim diye.
Bu arada hamilelikte bile kilo almadım ben. Gayet bakımlı hamilelik öncesi neysem öyleyim.
Artık bütün bu sorumlulukların ve anlayışsızlığın sevgisizliğin içinde kendimi boğulacak gibi hissediyorum.
Arada ağzına geleni gülerek söyleyip şaka yaptıma yatıyor bir de. Bi ürüne ihtiyacım var kişisel bakım. Almayım diye söylemeği şey kalmadı. Ne kadar cimrisin dedim diye bana gülerek güya şaka yaparak saydırmaya başladı.
Buraya yazdıkça anlattıkça sonu gelmeyecek belli. Uzun oldu. Okuyan herkese teşekkürler.
Çok uzun süreli bir birliktelik sonunda evlendik ve uzun sütedir de evliyiz. 2 yaşında da bir çocuğumuz var. Eşim çocuğu benden çok istedi. İkimizin de işi gücü yerinde. Ailelere gelince benimkiler kendi hallerinde bize birgün olsun karışmamış insanlar. Eşimin ailesi ise herşeyimize karıştıkları için mesafeliyiz. Eşimin hem annesi hem de babasıyla probleri var. Ben de bana yapılan saygısızlıklar yüzünden olabildiğince mesafeliyim.
Çocuğuma ben bakıyorum. Yakın zamanda işe döneceğim. O da kreşe. İznim henüz bitmedi ama eşim işe dönmem konusunda ufaktan baskı yapmaya başladı bile. Hatta ücretsiz izne ayrılmamı asla istememişti ama çocuğumuza bakmak için mecburdum. Kendi maaşı benimkinin iki katı. Yani paraya ihtiyacımız olduğundan değil. Sadece neden daha çok para olmasın ki?
Çocuk bakımı konusunda bana yardımcı olmadı. Kendisine sorsanız mükemmel bir babadır. Ama ilk aylar bebeğim bizimle aynı odada uyuduğu ve geceleri emmeye kalktığı için kırkı çıktıktan sonra bizi bırakıp salonda uyumaya başladı. Üstelik pandemi zamanı işe gitmediği halde. Ben her gece nöbet tuttum. Sabah olduğunda zombi gibiydim ve utanmadan her sabah bana nasıl da uyuyamadığını söyledi. Koktuk rahatsızmış!
Bebeğimin aklınıza gelebilecek herşeyiyle ben ilgilendim. Eşim bu arada tez yazdı ikinci üniversitesini okudu odalara kapanıp. Tüm ev işinin de bende olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Arada gelip çocuğunu sevdi o kadar. Şimdiye kadar yeni doğduğunda iki üç kere altını değiltirmiş banyoda bana yardım etmiştir. Onun dışında bir faydası dokunmadı. Sabahları çocuğum uyanınca ben onunla oyun oynarım eşim de uyur uykusunu alır. Bu hep böyledir. Bu sabah çocuğum biraz geç uyandı ben de yatak odasının kapısını kapatmadım çünkü eşim işe erken gideceğini söylemişti. Sinirle kalktı ve niye götürmüyorsun çocuğu hep aynısını yapıyorsun dedi. Saçmalağını bunun ilk olduğunu gerekçelerimle söyledim elim ayağım sinirden titreyerek ama kime anşatıyorum ben. Güne böyle şahane başladım.
Halen çocuğuyla arada şımartıp oynamak dışında vakit geçirmez. Çocuğum baba baba diyor sürekli ama karşısında adam gibi ilgilenen bir baba maalesef yok. Sorsanız ölür biter canını verir ama icraata gelince püff. Çocuğu severken canını acıtır. Çocuk da ona vurur. Sonra koca adam küser gider. Bu hep böyle.
Asla kendi rahatından ödün vermez. Halen üniversite okuyor hobi diye ve yeni bir enstürüman çalmayı öğrenmeye çalışıyor. Kursa gidiyor. Evdeki tüm vaktinde de çalmaya çalışıyor. Halen tüm ev işi ve çocuk sorumluluğu bende.
Ve eşim herşeye rağmen mutsuz. Mesela evde telefonu koyduğu yeri unutur söylenir stres yapar. Dolapta su bitse problemdir. Sohbet etmeye çalışsam kısa kısa cevaplar verir. Mesela bir saat önce bugün çok yorulmuş diye allah kahretsin dedi. Enstürüman çalcak enerjisi çocuğu parka götürdüğü için kalmamış. Parka götürdü dedim ama yanlış anlamayın. Parkta elinde telefon bir köşede dikilir. Ben koşuştururum çocuğun peşinde.
Son olarak özel bir konu daha var. Mesela çocuk uyur. Bizim yatmamıza 4 koca saat varken seks yapmak aklından geçmez. Gece olup yatağa geçince ben derin uykuya dalınca ister. O da uyku arasında olur. Defelarca beni uyandırmamasını söyledim. Uykusuz kalıyorum uyumadan önce memnuniyetle yapabileceğimizi söyledim ama bir senedir nerdeyse böyle. Zorla istemeye istemeye yapıyorum. Ertesi gün de tavrını çekiyorum istemedim diye.
Bu arada hamilelikte bile kilo almadım ben. Gayet bakımlı hamilelik öncesi neysem öyleyim.
Artık bütün bu sorumlulukların ve anlayışsızlığın sevgisizliğin içinde kendimi boğulacak gibi hissediyorum.
Arada ağzına geleni gülerek söyleyip şaka yaptıma yatıyor bir de. Bi ürüne ihtiyacım var kişisel bakım. Almayım diye söylemeği şey kalmadı. Ne kadar cimrisin dedim diye bana gülerek güya şaka yaparak saydırmaya başladı.
Buraya yazdıkça anlattıkça sonu gelmeyecek belli. Uzun oldu. Okuyan herkese teşekkürler.