mutlu olmaya mahkumsunuz!

E

esralı

Ziyaretçi
Mutlu olmaya mahkûmsunuz!

Hepimiz kendi dünyamızda benzersiz mutluluk şatoları kurarız. Hayalimizi bir ucu asumana değen saadet kuleleri süsler. Yıllar geçer umutsuzluk ve kötümserlik orduları her yanımızı kuşatır. Birer birer ideallerimizden vazgeçeriz. Ufuklarımız kararmış, dönülmez bir yola girilmiş ve artık kurtuluş ümidi kalmamıştır. Hep suçlu, başkalarıdır. Karşı taraftır, çevredir, kaderdir. Ne yapalım, imtihan oluyoruzdur. Bu sabır ve tahammül imtihanını başarıyla geçersek müthiş bir makam kazanacağızdır.

Oysa ben aksini iddia ediyorum. Gerçekten problemi olanlara bir diyeceğim olamaz. Onlar elbette imtihan oluyor ve büyük sevap kazanıyorlar. Ama başkalarını suçlamadan önce kendimizi sorgulamayı niçin düşünmüyoruz? Bırakın geçimsizliğin ve mutsuzluğun sorumluluğunu başkasına atmayı. Önce kendinizi sorgulayın. Başka faktörleri inkâr etmiyorum. Ama en evvel sorumlu olduğumuz kişi, kendimiz değil miyiz?

Çok mutlu olduğuna inandığım bir çift vardı. Erkek çok güzel ve başarılı bir şirkete sahipti. Çok kazanıyordu. Bir gün eşinden yakındı. Çoktandır anlaşamadığını ve sık sık tartıştığını söyledi. Zaman zaman çok bağırıyor ve hatta vuruyormuş. “İşte şimdi olmadı” dedim. “Haklı olabilirsin. Ama önemli olan haklılığını, eşinin kabul etmesidir. Eğer o haksızlığına inanıyorsa, sen haklı olsan ve bütün dünyayı arkana alsan yine başarılı olamazsın.”

Ona, tanıştığı ilk günleri hatırlamasını önerdim. Evliliğinin ilk günlerinde yüreğinin nasıl kıpır kıpır attığını ve birbirlerini üzmemek için nasıl çırpındıklarını düşünmelerini istedim. “Şimdi bile onun tek koruyucusu sen değil misin? Bir tehlike söz konusu olsa canını siper etmez misin? Geçmişi hatırla ve onu tekrar sev. Hatalarına takılmak yerine, iyiliklerini düşün. Çünkü geçinmeye ve mutlu olmaya mahkûmsun” dedim.

Unutmayın: Olumsuz yaklaşım daima sizi haksız çıkarır. Haklı olsanız bile. Oysa hoşgörü ve olumlu yaklaşım, bir anda kar fırtınasını bahara çevirir. Mutluluk iksirini bizim ruhumuza ve kalbimize yerleşmiştir Yaratan. Onu kullanmayan biziz.


(alıntıdır)
 
cemil tokpınar,ömür boyu aşk kitabından satırlar.çok güzel bi kitaptır okumanızı tavsiye ederim.
 
bu anlatılanlar sanki masal gibi geliyor bana.. keşke olaylara pozitif yaklaşmayla yoluna girse ters giden şeyler...
 
“İmanı en olgun olan mümin,ahlâkça en güzel olandır.Sizin en hayırlınız da eşlerine en güzel davrananızdır.”
Eğer ki bizler;karşılıklı beklentilerimizi bilir;ve onları karşılamaya çalışırsak;eşlerimize bu tahlilde çok özenli ve özverili davranırsak;ve gerçekten her durumda SAYGImızı yitirmezsek;herşey daha güzel olur inşallah..Mutlaka her evlilikte anlaşmazlıklar;iletişimin tıkandığı yerler olur ama mühim olanı da sabretmek ve eşimizin ALLAHIN bize hediyesi olduğunu bizim de ona emanet olduğumuzu unutmamak..
MUTLU OLMAYA MAHKUM OLDUGUMUZ HALDE bizler İNADINA SUÇLAMAYA VE NEGATİF ÖN YARGIYA meftunuz..
Herşey karşılıklı HOŞGORUYLE BAŞLAR ÖYLE DE DEVAM EDER..
KADINA DA ERKEĞE DE çok sorumluluk düşüyor..Bu sorumluluklar ALLAH ıcın sevene KÜLFET değil NİMETTİR..
sevgiler..
 
X