Kendi işinizi kendiniz yapın
Herkesin evinin ya da işinin yakınındaki bir medikal egzersiz programına katılması mümkün olmayabilir elbette. Ama Dr. Ercan'ın da vurguladığı "minimum enerji, maksimum kas" ilkesini hayata geçirmek o kadar da zor değil. Uzman Diyetisyen Bengül Akgün'e göre uygulanabilecek basit pek çok egzersiz var. Örneğin günü masa başında geçen ve kilolarından şikâyet edenler için en azından her saat başı beş-on dakika ofis içinde yürüyüş yapmak, kahve almak, faks çekmek gibiişlere başkasını yollamamak gibi...
Ayrıca çok katlı ofislerde asansör yerine merdiven kullanılabilir. İşe gidip gelirken, arabayı biraz uzağa park edip ya da otobüsten bir- iki durak önce inip yürüyüş fırsatı yaratmak da iyi bir fikir. Haftada bir kere toptan alışveriş yapmak yerine günlük alışveriş yapmak ve markete yürüyerek gidip gelmek de bir başka öneri. Eğer ofis dışında yemek yeniyorsa uzak mesafedeki restoranları tercih etmek de önerilerden bir diğeri. Günlük yürüyüşler yapamayanlar için 15-20 dakikalık ev egzersizleri öneren Akgün "Evin içinde odadan odaya her gün 15 dakika yürüyen bir hastam vardı. Bunun çok faydasını gördü. Özellikle bu aktivite çok kilolu olanlar, bedensel engelliler veya hamileler için ideal. Dışarı çıkamayan engelli bir hastam da apartman koridorunda yürüyüş yapıyordu" diyor. Ev işi yapmanın faydalarınıysa zaten bildiğinizi varsayıyoruz.
Kalsiyum zayıflatıyor
"Terlemeden hareket et" programını ne kadar hayata geçirirseniz geçirin,
yediklerinize dikkat etmezseniz onca emeğin hepsi boşa gider.
Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli'nin konuyla ilgili ilk uyarısı şu: "Aman öğün atlamayın!" Çünkü atlanan her öğünden sonra bir sonraki öğüne kadar daha çok acıkıyorsunuz ve karşınıza çıkan her yemeğe fazla, az demeden saldırıyorsunuz.
Kahvaltı da çok önemli. İyi bir kahvaltıdan sonra öğle ve akşam öğünlerinde daha az yemek yiyerek sindirim organlarının yükü hafifletilmiş oluyor. Bol bol su tüketmek ve değişik renklerde sebze, meyve de kilo kontrolü için gerekli. Tüketilen karbonhidrat kaynağının türüne ve miktarına da dikkat etmeli! Şekerli ve unlu besinler yerine tokluk hissini arttıran, kabızlığı engelleyen ve kilo kontrolünü kolaylaştıran kuru baklagil ve kepekli besinler gibi kompleks karbonhidratlar tercih edilmeli. Memorial Hastanesi'nden diyetisyen Oya Yüksek'e göre öncelikle yediğimiz besinlerde karbonhidrat, protein ve yağ gibi hangi besin ögesinin yeraldığını bilmemiz gerekiyor. Zira bilirsek dengeleyebiliriz de. Örneğin o gün içinde şekeri fazla
kaçırmışsak günün devamında şeker almamalıyız. Et, yumurta, süt, yoğurt ve peynir gibi protein içerikli besinler, hem yağ kaybettiriyor hem de kas kütlesinin korunması ve arttırılmasını sağlıyor. Protein kaynağı olarak et bulunamadığında da yerine kurufasulye, nohut ve mercimek konabilir. Kalsiyumun da zayıflama üzerinde etkisi olduğu biliniyor. Bu yüzden süt grubu besinlerden günde iki porsiyon tüketmek kilo vermek için son derece önemli. Kahvenizi kremalı içmeniz, esmer şekeri tercih etmeniz, kabızlık problemlerini ortadan kaldırdığı ve dolayısıyla kilo vermeyi kolaylaştırdığı için lifli gıdalar almanız da kilo vermenizi kolaylaştıracak basit ama etkili öneriler.
Yani kendinizi yıpratmadan, ter dökmeden, aç kalmadan, kısacası üzülmeden de kilo verip forma girebilirsiniz. Eh bundan sonra yapacağınız bir tek şey kalıyor: Bir beden küçük giysiler için alışverişe çıkmak!